Selam sana gece Yine uyku tutmadı beni Yatağımda sola sağa kıvranışlarım Arada bir tahtakurularının çıkardığı Ürkünç seslerle irkilmelerim Yine de gece oldu sevgilim Yine evden kaçış saatim geldi Gecenin bir yarısı umursamasızcasına Camdan atlayıp evden kaçışlarım Ve her zamanki gibi soluğu yine yanında almam Senin kapıyı açışın Ama gecenin sessizliğini bozan Kapının o içgıcıklayıcı sesi ile seni görüşüm Elini tuttuğumda kalbimin sanki bize İnat olsun dermiş gibi seslice atışından Herkesin sustuğu zamanın durduğu anda Soluk alışlarımızın bile duyulmadığı o anda Göz göze geldiğimiz ve dudaklarımızın birleştiği Ve de sana bir dolu özlemle sarıldığım o an İşte o an......... Yine gece bıraktı bizi sevgilim İstemesem de yine gün ağarıyor Zaman hızla akıp geçiyor Ayrılık zamanı geliyor hatta geçiyor Yanından ayrılmak acı olsa da Yine geri döneceğim dermiş gibi baksam da İş de gidiyorum sevgilim. İş de gidiyorum Evime bir hırsız gibi girmekten İnsanların uyanık olup olmadığını Düşünmekten ve yatağımın o düzgünlüğünü Bozarak yavaşça içine girmekten Ve de sana her şeyin yolunda gittiğini Söylemek için telefonunu umursamadan çaldırışım Ve yine bir sonraki akşamı düşünerek Usulca uyumayı özledim Aslında ben seni ÖZLEDİM BİRTANEM.
Gerçek aşkı bana tattıransın Özlemle Allah'tan dilediğim, hayatımın anlamısın Gözlerinde içimin titrediği tek insansın Bir tanem, sevdiğim, her şeyimsin aşkım...
Sabırsız gecem, derin nefesimsin Sevgisine doyamadığım, en güzelisin en güzel çiçeğin Yaşama sebebimsin, her şeyimsin aşkım Bir tanem, sevdiğim, her şeyimsin canım...
Dalgın bakışım, buğulu gözlerimsin Yokluğuna dayanamadığım diğer yarımsın Yürek atışım, gönülden sevdiğimsin Bir tanem, sevdiğim, her şeyimsin bebeğim
Sevgimi bir kelime yapıp bırakıyorum kalemimin ucundan. Tuvalimde düşsel öğelerle gerçeğimi anlatmaya çabalıyorum. Sen gibi yaralayıcı mı olacak bundan sonra bütün duygular? Hayat yolculuğum sen de mi noktasını bulacak?
İçimde kalabalıkların rahatça sığabileceği bir boşluk… Kelimelerimin kalp atışlarını duyuyorum. Acı; mürekkebim oluyor artık. Kıyametler kopuyor bir adım arkamda, dönüp bakmaktan korkuyorum. Beyaz umutlarımın siyah yalnızlıklarımdan kurtulmasını bekliyorum. İçimde ayaklanan tüm hislerimi bir zarfın içine koyup sıkıca kapatıyorum kapağını. Engelliyorum benden bir parça olduğu halde gitmek isteyenleri.
Yüreğimi sana verdim, biliyorum. Öyleyse bende olamayan bir şeyin acısını nasıl başucumda hissediyorum?
Bir anımı daha boğuyorum denizde. Uzaklaşıyorum bu şehirden. Yaşanmış zamanlarımı da götürüyorum. Gölgemden sıyrılıyor gerçeğim. Atamadığım bütün duygularımı yamayıp tekrar giyiyorum. Yitirdiğim yerden devam ediyorum yaşamaya. İşte kimsesizliğimin başladığı nokta…
Yüreğimdeki barışlara savaş düştüğü an anlamlı geliyor güvercinin taşıdığı zeytin dalı. Sessizce gözyaşlarımı veriyorum sana. Giderken onları da koysana azığına. Saydam cümleler kuruyorum şimdi. Bakıldığında ardındaki sen görünüyorsun. Kendimi sarp dağlarda buluyorum bir an. Gezdiğim diyarları yokluğunun ölüm uykusunda görüyorum. Yalnızlığımı dev kayalılardan denizlere fırlatıyorum. Ne kadar güzel sözcük varsa koyuyorum yüreğimin sandığına. Sana dair güzellikleri dillendirmek için onlar da. Kılavuzumda tarifi mümkün olmayan eylemlerimin gerçeğe aksetmiş halisin. Senin tarafından aşka sınır dışı edildim.
Bütün cümlelerim yüklemlere sığınmış mülteci…
Belleğimden bertaraf edemiyorum seni. Yaprakkurusu yasaklanmışlıkların vereceği acının önsezisine kapıldım. Silindirsel hiçliğim hiddetsiz bir nida daha atıyor sana. Hırgür çıkaracak kadar ayakta değil kalbim. Çok yara aldım, çok kanadım da damla damla düştüm aşkın çöl sıcağına…
Taşımakta zorlanıyor bedenim ruhumu. Kurşunsu seslerle geçiyor her gece yüreğimden sensizlik… “Unuttum” dediğim yalanlarım içimden çekildiği zaman; yaralı bir güvercin daha uçuracağım sana. Yüreğimin ayağı takılıyor yokuşlarında. Bende ne kaldı ki senden bir benden başka... Şimdi; Mutluluk; mavi bir kelebek Çabuk gel! Bu kelebek ölecek Az zamanı kaldı direnecek...
Ben olayım yüzünde parlayan ışık, Sevdasın arayan divane aşık, Hayal alemi hep karmakarışık, Deniz kollarına al yatır beni, Ninni söyleyerek al götür beni.
Bırak bir tenhada mavi koyuna, Uzanayım şöyle boylu boyuna, Gündüz güneşine, gece ayına, Deniz kollarına al yatır beni, Beni benden kurtar, al götür beni.
Evlerle dopdolu bu ıssızlıktan, Ruhumda duyduğum yalınızlıktan, Kalbimden yükselen sessiz çığlıktan, Deniz kollarına al yatır beni, Beni benden kurtar al götür beni.
Rüzgar ile dans et şarkılar söyle, Muhtaçtır huzura gönlümü eyle, Aylar yıllar geçsin seninle böyle, Deniz kollarına al yatır beni, Ninni söyleyerek, al götür beni,
Huzur istiyorum orada huzur, Sana açacağım gizli sır budur, Kalbimi deşerek bulmağa hazır, Deniz kollarına al yatır beni, Beni benden kurtar al götür beni.
Beni kurtar benden beni istemem, Budur işte derdim, başka şey demem, Böyle kalacaksam boşa gidemem, Deniz kollarından geri at beni, Yalnız bırak kıyında ağlat beni.
Aşkımı istersen al senin olsun. Yıllarca sevdamla kal senin olsun. Baharı istersen gel senin olsun. Haber gönderirsen tel senin olsun. Sevgini fısılda dil senin olsun. Geleyim istersen yol senin olsun. Hepsini istersen koş da bana gel Kalbimi vereyim al senin olsun. Aylar senin olsun, yıl senin olsun yeterki sen benim ol
Adını funda oteli koy Aklından gelip geçen bir yazın Ve akşam güneşlerinde orda burda Bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda İnce ince gezinen turuncu adamların.
Adını funda oteli koy Sevdamızın da adını Ayakları dibinde gün batımının. Ve ağzında binlerce güneşin tadı Dilinin ucunda yalnızca kendi adın.
Adını haykırmak güzel şey, Umut veriyor insana Gelecek vaadediyor Hızlandırıyor kalp atışımı Şu dört duvar yetmiyor artık Adını haykırmaya. Dünyaya haykırmak istiyorum. Çünkü seni seviyorum.
Bende her fidan gibi, dağların zirvesinde baharda filizlenip boy vermiştim. Ne zamanki dallarım gür yapraklarım parlak, meyvelerim dallarımı süslüyordu, yoldan geçen her yolcunun konak yeriydim. Yıllarca dinlendi yorgun bedenler gölgemde. Nice açlar nasiplendi meyvelerimle. Nice sıcaktan ve rüzgardan sıgınacak yer arayanlara sığınak oldum. Her yolcu nasibini alıp giderken dallarım altından, hiç aklına bile getirmedi acaba benimde hayatımı idame ettirmem için ve daha uzun yıllar böyle vermeye devam edebilmem, ayakta kalabilmem için bir damla suya ihtiyacım olduğunu. Almadan vermek Allaha mahsutu oysaki. Yılar çok yordu beni, kurumaya başladı dallarım. Yapraklarım hazan hazan yağdı toprağa. Dallarıma kuşlar bile konmaz olmuştu artık. Her bahar yeni bir umuttu yaşayan her canlıya. İşte bahardı yine yüreğimin bir köşesinde hala sakladığım ümit kırıntılarıyla yaklaşan son yolcuya takıldı gözlerim. Bu yolcu farklıydı her yolcudan. İlk kez vermek istedi önce almadan. Gördü ki susuzluktan kurumakda dallarım. Fırlatıp bohçasını yere, Su aramak için koştu safa merve tepelerine. Ne bir dere ne bir göl nede bir kervan vardı. Son yolcu hiç bıkmadan bir damla su aradı. Sonra yöneldi göğe dua dua ağladı. Topraga düşmeyen gövdede hala bir ümit vardı Allah dilese eğer,açardı rahmet kapılarını. Belki kabul ederdi yolcunun dualarını. Bense ayakda dimdik duran Ama için için kuruyan koca ağaçtım. Ey yolcu İşte son kez dokundun kuruyan dallarıma. Sanki karabasan çöktü seninde umutlarına. Artık benden birşey olmazdı sana Kuru bir yükten başka. Bir ufuklara baktın birde dönüp bana. Artık geldiğini anladın ümidin son durağına. Sonra ayrılığı ve hüznünü sardın bağrına,
Ey yolcu, ayrılık vaktimi? artık gidiyormusun?
Neden böyle halin neden hırçınsın, neden mahsun? Gördüm çırpınışlarını ben senden razıyım Allahda senden razı olsun. Bir sen anladın beni,bir sen bildin değerimi Hep sarmaya çalıştın kanayan yüreğimi Duysanda çatırdayıp yere devrildiğimi Başımdaki fırtınalardan yere serildiğimi Yoluna devam et asla dönme geri. Aldırma sakın sen benim gözyaşlarıma Basarım ben taşı, toprağı, acıyı bağrıma Sen yeni baharlara koş yeşil dallara Ümitle aç kollarını aydınlık yarınlara Biliyorsun kurumaktı sen gelmesende kaderim Varsın olsun sensizlik kıyametim mahşerim Sensiz cennete girmez,kapısında seni beklerim Ey yolcu Eğer beni özlerse birgün yüreğin Çık yüce dağlara otur bir dere kenarına Uzat ellerini suya, dokun gözyaşlarıma Nehir nehir akayım senin topraklarına Yeterki sen kuruma sen üzülme sen solma.......
Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak.. Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin, sokağa fırlayacaksın, sokaklar da dar gelecek; tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi.. Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü.. Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin.. Birileri sana bir şeyle anlatacak durmadan: 'Önemli olan sağlık', 'Yaşamak güzel', 'Boş ver, her şey unutulur'; sen hiçbirini duymayacaksın.. Göz yaşlarından etrafı göremez hale geleceksin.. Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin.. Hep ondan bahsetmek isteyeceksin.. 'Ölüme çare bulundu' ya da 'Yarın kıyamet kopacakmış' deseler başını kaldırıp ne dedin? ' diye sormayacaksın.. Yalnız kalmak isteyeceksin; hem de kalabalıkların arasında kaybolmak.. İkisi de yetmeyecek.. Geçmişi düşüneceksin neredeyse dakika dakika ama kötüleri atlayarak.. Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin, gittiğin yerlere gitmek; bu sana hiç iyi gelmeyecek ama bile bile yapacaksın.. Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın.. Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin; hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksin.. Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin.. Herkesi ona benzetip kimseyi onun yerine koyamayacaksın.. Hiçbir şey oyalamayacak seni, ilaçlara sığınacaksın; birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan, sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren.. Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek; boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin.. Uyumak zor, uyanmak kolay olacak; sabahı iple çekeceksin, bazen de 'Hiç güneş doğmasa' diyeceksin.. Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler.. Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin... Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin; nafile! Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek.. Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin, her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin.. Telefonun çalmasını bekleyeceksin; aramayacağını bile bile.. Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek,ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla; yüreğin burkulacak, canın yanacak.. Bir daha sevmemeye yemin edeceksin.. Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden.. Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın.. Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret edeceksin! ! Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin; onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek.. Ama bir umut.. Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu.. Bu umut seni gitmekten alıkoyacak.. Gel gitler içinde yaşayacaksın; buna yaşamak denirse..
Razı mısın bütün bunlara..? Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye..? O halde aşık olabilirsin! ! ..
Düşlerimin bittiği yerde, Başlar hayalinin gerçeğe dönüşen Ağır kasveti. Gecenin son bulmasıyla, Gündüze karışan acılarımın Tasvirini yaparım nesnelerle. Elime aldığım bir çay bardağı, Bir kahve fincanı veya İçime çektiğimde bulutlara taşıyan bir dal sigara. Beni anlamalarını beklerim zavallıca. Dalından düşen bir yaprak olursun benim için Sonbaharın soğuk parklarında otururken. İçimi ısıtsın diye sonsuz kere baktığım resmin Solmuştur artık. Ama benim için ilk günkü gibi gerçek ve tazedir. Bana seni hatırlatan herşeyi, Senin en sevdiğin kitabın sayfalarının arasında Sakladığım saçının telini, Kurumuş olmasına rağmen Benim için ilk günkü gibi olan Bir dal gülü seyir ederek İçerim rakımın her yudumunu. Seni seviyorum demeyi özledim sana ve Tebessümle verdiğin cevabını. Seni seviyorum demeni özledim bana.
Son nefesimde seni seviyorum dediğim zaman anlayacaksın, Beni yıkatıp kefene sardıkları zaman anlayacaksın, Mezarımı kazıp beni gömdükleri zaman anlayacaksın, Mezar taşımın üstüne 'sevip de sevilmeyen aşk firarı enes' diye yazdıkları zaman anlayacaksın, Mezarımın önünden geçip bir fatiha okuduğun zaman anlayacaksın, Anlayacaksın ama vakit çok geç olacaktır.
neyini yaşadık biz aşkın, anlamadım; A'sı seni, Ş'si sevgimizi, K'si ölümü, getirdi aklıma. anlat bana sevgilim; neyini yaşadık biz aşkın, yoksa değil miydi(olamaz) öpücükler,eller,gözler,sevişmeler yalan olamaz... belki de aşkı değil de, seni tanıyamadım. aşkı değil; kendini anlat bana sevgilim
Hiç de zannettiğin gibi değil Ne gözlerine tutuldum Ne kara kaşına Ben herkeste bulurdum bunları
Düşünsene, senden güzel olsa bile Çirkin gördüğüm o şansızları Yüzlerine yalancı gülücükler attığım Sahte 'seni seviyorum' dediğim kızları
Garip çok garip aslında Ben deliliğini Olur olmaz çıkışlarını İnadına yokuşlarını Hiç uğruna yakışlarını Keskin bir bıçak olmaya çalışan Çocuksu bakışlarını Sevdim
Dağın zirvesi gibisin Hedefsin, isteniyorsun ama Yanına çıkanları yoruyorsun Ulaşılmazı oynuyorsun hep
Ama unutma bir gün Sende yorgun olacaksın Yaslanacak bir dayanak arayacak gözlerin
Yıllar o kadar hızlı ki Sen düşünemezsin bile
Peşinden koşulan günleri Mazinde kovalayacaksın
Belki de yazık etmişim diyeceksin Yazık ki, hep hayır demişim bilmeden
Karşımda olmayacaksın artık Her saat aynı ızdırap yok yani Başka kızlara baktığımda Seni görmek istemiyorum yüzlerinde
Yaşamak kadar güzeldin yanımda Ölüm kadar da gerçeksin ayrıldığımda
Bu satırları okuma şansın olsaydı... Olsaydı zaten yazmazdım bu satırları
Bir elma düşün tek parça Aslında iki yarıdan ibaret. Biz öyleyiz seninle Bir bütün yani iki yarı
Nesi ilginçtir bilir misin? Elma darbe alıp kabuğu açılınca Çürümeye başlar Bir öyleyiz seninle Ayrı kalınca çürümeye başlıyoruz.
Sensiz ve yalnız geçen her dakika tırmalıyor beynimi. Çürümeye başlıyorum. Yalnızlık konusunda katıldığım tek söz. Yalnızlık paylaşılmaz cümlesinden ibaret. Senin bıraktığın yalnızlık kiminle paylaşılabilir ki? Senin dışında her şey hikaye artık. Senin bıraktığın yalnızlık yokluğun adıdır,
Ben sensizliği içimde yaşıyorum, Çünkü sana anlatamıyorum... Benim için bir bakışın, Bir gülüşün, bir duygu bir ömre bedel oysa...
Kalabalık bir şehirde yalnız seni bekliyorum yalnız seni... Ben milyonları değil seni seviyorum... Yüreğimi burkuyor yokluğun... Sen yoksun.
Umut derler fakirin ekmeği. Umutlarımı sana bağladım Seni bekliyorum... Sensizlik, Kapıyı sen açacakmış gibi, Zili çalmaktan çok düğmeye dokunmak isteyip de dokunamamak, Sonra kim var diye kimsenin olmadığını bile bile bütün odaları gezmek, İsteksizce iki lokma yemekten sonra boş bir adaya çekilip, Radyoda acıklı aşk şarkılarından dinlemek demek...
Anlatılması en zor durum sensizlik benim için, Seni özlüyorum.
Yalnız sensizliğe bakışlarım hüzünlü dolu olur gözyaşlarıyla, Bazense yalnız bakışlar gözlerini bulamaz Boşluğa bakar arar gözlerini bulamazlar Bakışlarını gözlerim... Bazen bir tebessümünü özlerim. Bir bakışını beklerim. Uzaktan uzağa...
Geç saatlerde ve boş sokaklarda ararım öbür yarımı, Yani seni ararım aslında... Ebedi kurtuluş için kollarımı dolamak sevdama, Bomboş ev, buz gibi yürekle mümkün olmaz, Yanımda olmanı isterim yüreğimi ısıtmanı, Sensizlik yakar yüreğimi, Sensizlik yakar yüreğimi, Bedenim üşür...
Şimdi yanımda olsan gözlerime baksan.. Ben de gözlerinin içine baksam doyasıya...
Ne sevdalar akıp geçti, şu sevgi nehrinden Ama bir tek sana kapıldı geçip giden gençliğimden Bir tek seni unutmadı; Nereye baksam sen varsın Nefes alamıyorum Boğazımda düğümlenen tek kelime, gitme... Dur diyen yok mu şu zamana yaşanan tüm pişmanlıklara Allah aşkına Deniz dalgası saçlarını şimdi hangi eller okşar O elâ gözlerine kimler bakar Kim onlara bakarak seni... Of ben diyemedim, ben diyemedim...
Ben seni sevmeyi sevdim Ben senin beni sevme şansını sevdim Ben senin için kurduğum hayalleri sevdim Ben seninle bahar yağmurlarının altında gezmeyi sevdim Ben seni kalbimle sevdim...
Seni gecelerce rüyalarımda hayal etmeyi istedim Yalnız ikimiz yalnız sevgimiz Tıpkı bülbül ve gül gibi Ben seni sevmeyi sevdikçe aşık olmayı sevdim Ben yalnız seni sevdim
Hani vardır ya; saat 12'ye 5 dakika kalması Hani vardır ya; bir günün öbürüne bağlanması Hani vardır ya; gece-gündüzün uyumlu değişimi Ben seninle öyle olma şansını sevdim Ben seni tüm kalbimle tüm gücümle sevdim
DAĞLARDAN KAĞIT YAPTIM, OKYANUSLARDAN MÜREKKEP, ADINI YÜREĞIME YAZDIM.SENI YALNIZCA SEVDIMMI SANDIN, BEN SANA TAPTIM.KORKUM SEVMEK DEĞIL, KORKUM SEVIP DE AYRILMAK, KORKUM KURŞUN YEMEK DEĞIL, KORKUM KALLEŞÇE VURULMAK.KORKUM ÖLÜM DEĞIL, KORKUM SENIN TARAFINDAN UNUTULMAK...
Onun güzelliğını herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hıç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Onün güzelliğini yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse bilmiyorsa bu yanlızlıktır.
Günaydın aşkım, Dün gece düşündüm de, Biz seninle harika bişey başardık. Kurumuş bir dala konduk önce, Yeşerttik onu umutlarımızla, Sonra bi tomurcuk yaptık onu, Aşk kokularıyla patlattık. Öyle bi çiçek açtıki o tomurcuk, Geceleri bile pırıl pırıldı renkleri, Yıldızları bile şaşırttık...
Sevgi ve ölüm yalnızlık korkusu ufacık yreğimde bir ışık bekliyor, titrek titrek bakıyor karanlığın en derinlerine incecik bir çizgi kalmış sanki hayatla arasında bekliyor son umuduyla ama gelmiyor. gözlerini kapatıp bıra ...
02.04.2007 - 12:35
Dokun yüreğime.
Ay doğmuş yine odama,
Aydınlatmıyor karanlığı,
Çok uzaklarda bir ışık var,
Acıtıyor yine canımı...
Ne olursun dön gel,
Dön gel...
Umutları yollara ser,
Yollara ser...
Karanlık dolmuş geceler, geceler
Işıkları al, gülüşleri al gel...
Gezdim tüm geceler boyunca sokakları,
Bana bıraktın sen bu kara yalnızlığı,
Hadi aydınlat yarattığın karanlığı,
Bitir içimdeki sonbaharı....
Ne olursun dön gel,
Dön gel...
Baharı yazı çiçeklere ser,
Çiçeklere ser...
Rüzgarla savrulmuş seneler, seneler
Baharları al, yılları al gel
02.04.2007 - 12:35
seni özledim hemde çok
Selam sana gece
Yine uyku tutmadı beni
Yatağımda sola sağa kıvranışlarım
Arada bir tahtakurularının çıkardığı
Ürkünç seslerle irkilmelerim
Yine de gece oldu sevgilim
Yine evden kaçış saatim geldi
Gecenin bir yarısı umursamasızcasına
Camdan atlayıp evden kaçışlarım
Ve her zamanki gibi soluğu yine yanında almam
Senin kapıyı açışın
Ama gecenin sessizliğini bozan
Kapının o içgıcıklayıcı sesi ile seni görüşüm
Elini tuttuğumda kalbimin sanki bize
İnat olsun dermiş gibi seslice atışından
Herkesin sustuğu zamanın durduğu anda
Soluk alışlarımızın bile duyulmadığı o anda
Göz göze geldiğimiz ve dudaklarımızın birleştiği
Ve de sana bir dolu özlemle sarıldığım o an
İşte o an.........
Yine gece bıraktı bizi sevgilim
İstemesem de yine gün ağarıyor
Zaman hızla akıp geçiyor
Ayrılık zamanı geliyor hatta geçiyor
Yanından ayrılmak acı olsa da
Yine geri döneceğim dermiş gibi baksam da
İş de gidiyorum sevgilim.
İş de gidiyorum
Evime bir hırsız gibi girmekten
İnsanların uyanık olup olmadığını
Düşünmekten ve yatağımın o düzgünlüğünü
Bozarak yavaşça içine girmekten
Ve de sana her şeyin yolunda gittiğini
Söylemek için telefonunu umursamadan çaldırışım
Ve yine bir sonraki akşamı düşünerek
Usulca uyumayı özledim
Aslında ben seni ÖZLEDİM BİRTANEM.
02.04.2007 - 12:34
Bitanemsin
Gerçek aşkı bana tattıransın
Özlemle Allah'tan dilediğim, hayatımın anlamısın
Gözlerinde içimin titrediği tek insansın
Bir tanem, sevdiğim, her şeyimsin aşkım...
Sabırsız gecem, derin nefesimsin
Sevgisine doyamadığım, en güzelisin en güzel çiçeğin
Yaşama sebebimsin, her şeyimsin aşkım
Bir tanem, sevdiğim, her şeyimsin canım...
Dalgın bakışım, buğulu gözlerimsin
Yokluğuna dayanamadığım diğer yarımsın
Yürek atışım, gönülden sevdiğimsin
Bir tanem, sevdiğim, her şeyimsin bebeğim
02.04.2007 - 12:33
AŞKIMA ÖZEL
Sevgilim,
yalan söylersem sana,
kopsun ve mahrum kalsin dilim
'seni seviyorum'
demek bahtiyarliğindan..
Sevgilim,
yalan yazarsam sana,
kurusun ve mahrum kalsin elim
okşayabilmek saadetinden seni.
Sevgilim,
yalan söylersem sana,
gözlerim iki nadim gözyaşi gibi
avuçlarima aksinlar
ve......
Görmesinler seni bir daha...
02.04.2007 - 12:33
AŞKIMA ÖZEL
Sevgimi bir kelime yapıp bırakıyorum kalemimin ucundan. Tuvalimde düşsel öğelerle gerçeğimi anlatmaya çabalıyorum. Sen gibi yaralayıcı mı olacak bundan sonra bütün duygular? Hayat yolculuğum sen de mi noktasını bulacak?
İçimde kalabalıkların rahatça sığabileceği bir boşluk… Kelimelerimin kalp atışlarını duyuyorum. Acı; mürekkebim oluyor artık. Kıyametler kopuyor bir adım arkamda, dönüp bakmaktan korkuyorum. Beyaz umutlarımın siyah yalnızlıklarımdan kurtulmasını bekliyorum. İçimde ayaklanan tüm hislerimi bir zarfın içine koyup sıkıca kapatıyorum kapağını. Engelliyorum benden bir parça olduğu halde gitmek isteyenleri.
Anlatamıyorum… Susmayı marifet bilmiş yanlarımı destekliyorum.
Yüreğimi sana verdim, biliyorum. Öyleyse bende olamayan bir şeyin acısını nasıl başucumda hissediyorum?
Bir anımı daha boğuyorum denizde. Uzaklaşıyorum bu şehirden. Yaşanmış zamanlarımı da götürüyorum. Gölgemden sıyrılıyor gerçeğim. Atamadığım bütün duygularımı yamayıp tekrar giyiyorum. Yitirdiğim yerden devam ediyorum yaşamaya. İşte kimsesizliğimin başladığı nokta…
Yüreğimdeki barışlara savaş düştüğü an anlamlı geliyor güvercinin taşıdığı zeytin dalı. Sessizce gözyaşlarımı veriyorum sana. Giderken onları da koysana azığına. Saydam cümleler kuruyorum şimdi. Bakıldığında ardındaki sen görünüyorsun. Kendimi sarp dağlarda buluyorum bir an. Gezdiğim diyarları yokluğunun ölüm uykusunda görüyorum. Yalnızlığımı dev kayalılardan denizlere fırlatıyorum. Ne kadar güzel sözcük varsa koyuyorum yüreğimin sandığına. Sana dair güzellikleri dillendirmek için onlar da. Kılavuzumda tarifi mümkün olmayan eylemlerimin gerçeğe aksetmiş halisin. Senin tarafından aşka sınır dışı edildim.
Bütün cümlelerim yüklemlere sığınmış mülteci…
Belleğimden bertaraf edemiyorum seni. Yaprakkurusu yasaklanmışlıkların vereceği acının önsezisine kapıldım. Silindirsel hiçliğim hiddetsiz bir nida daha atıyor sana. Hırgür çıkaracak kadar ayakta değil kalbim. Çok yara aldım, çok kanadım da damla damla düştüm aşkın çöl sıcağına…
Taşımakta zorlanıyor bedenim ruhumu. Kurşunsu seslerle geçiyor her gece yüreğimden sensizlik… “Unuttum” dediğim yalanlarım içimden çekildiği zaman; yaralı bir güvercin daha uçuracağım sana. Yüreğimin ayağı takılıyor yokuşlarında. Bende ne kaldı ki senden bir benden başka...
Şimdi;
Mutluluk; mavi bir kelebek
Çabuk gel!
Bu kelebek ölecek
Az zamanı kaldı direnecek...
02.04.2007 - 12:32
AŞKIMA ÖZEL
Deniz ne durulmaz halin var senin,
Şarkılar söyleyen dilin var senin,
Her yerde sevenin elin var senin,
Yüreğin tutuşup, suların yansın.
Sevinçten mi dalga dalga gözyaşın?
Uzanır koylara yaslanır başın,
Kıyılar sevgilin, rüzgar yoldaşın,
Yarın sabah gene öp de uyansın.
Nasıl bir yürektir deniz bu sende...
Raksedersin her gün rüzgar önünde,
Geceyle beraber sen de dinlen de,
Kıyıların yarın mahmur uyansın.
Birazdan gelecek karanlık gece,
Aşıktır o sana, sarar delice,
Soyunup koynuna girsem gönlümce,
Akşam vakti batan güneş kıskansın
02.04.2007 - 12:32
AŞKIMA ÖZEL
Ben olayım yüzünde parlayan ışık,
Sevdasın arayan divane aşık,
Hayal alemi hep karmakarışık,
Deniz kollarına al yatır beni,
Ninni söyleyerek al götür beni.
Bırak bir tenhada mavi koyuna,
Uzanayım şöyle boylu boyuna,
Gündüz güneşine, gece ayına,
Deniz kollarına al yatır beni,
Beni benden kurtar, al götür beni.
Evlerle dopdolu bu ıssızlıktan,
Ruhumda duyduğum yalınızlıktan,
Kalbimden yükselen sessiz çığlıktan,
Deniz kollarına al yatır beni,
Beni benden kurtar al götür beni.
Rüzgar ile dans et şarkılar söyle,
Muhtaçtır huzura gönlümü eyle,
Aylar yıllar geçsin seninle böyle,
Deniz kollarına al yatır beni,
Ninni söyleyerek, al götür beni,
Huzur istiyorum orada huzur,
Sana açacağım gizli sır budur,
Kalbimi deşerek bulmağa hazır,
Deniz kollarına al yatır beni,
Beni benden kurtar al götür beni.
Beni kurtar benden beni istemem,
Budur işte derdim, başka şey demem,
Böyle kalacaksam boşa gidemem,
Deniz kollarından geri at beni,
Yalnız bırak kıyında ağlat beni.
02.04.2007 - 12:31
AŞKIMA ÖZEL
Malın mülkün senin olsun,
Selamını esirgeme.
Gördüğünde günaydın de
Kelamını esirgeme.
Görmezlikten gelip mahsus,
Gezmemek gerekir kos kos,
Büyüklük Allah'a mahsus,
Olanını esirgeme.
Gurur kibir kötü maldır,
İnsanda onulmaz haldır,
Gönlünü sevgiye daldır,
Kalanını esirgeme.
Mevki makam sende kalsın,
Sen de bir Allah'a kulsun,
Taze çiçek senin olsun
Solanını esirgeme.
Alçak gönül, yüce gönül,
Severek sevgiye gömül,
Yüzünle gül, sözünle gül,
Gülenini esirgeme.
02.04.2007 - 12:30
AŞKIMA ÖZEL
Aşkımı istersen
al senin olsun.
Yıllarca sevdamla
kal senin olsun.
Baharı istersen
gel senin olsun.
Haber gönderirsen
tel senin olsun.
Sevgini fısılda
dil senin olsun.
Geleyim istersen
yol senin olsun.
Hepsini istersen koş da bana gel
Kalbimi vereyim
al senin olsun.
Aylar senin olsun,
yıl senin olsun
yeterki sen benim ol
02.04.2007 - 12:30
AŞKIMA ÖZEL
Adını funda oteli koy
Aklından gelip geçen bir yazın
Ve akşam güneşlerinde orda burda
Bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda
İnce ince gezinen turuncu adamların.
Adını funda oteli koy
Sevdamızın da adını
Ayakları dibinde gün batımının.
Ve ağzında binlerce güneşin tadı
Dilinin ucunda yalnızca kendi adın.
Çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın.
02.04.2007 - 12:27
AŞKIMA ÖZEL
Adını haykırmak güzel şey,
Umut veriyor insana
Gelecek vaadediyor
Hızlandırıyor kalp atışımı
Şu dört duvar yetmiyor artık
Adını haykırmaya.
Dünyaya haykırmak istiyorum.
Çünkü seni seviyorum.
Bende her fidan gibi, dağların zirvesinde baharda filizlenip boy vermiştim. Ne zamanki dallarım gür yapraklarım parlak, meyvelerim dallarımı süslüyordu, yoldan geçen her yolcunun konak yeriydim. Yıllarca dinlendi yorgun bedenler gölgemde. Nice açlar nasiplendi meyvelerimle. Nice sıcaktan ve rüzgardan sıgınacak yer arayanlara sığınak oldum. Her yolcu nasibini alıp giderken dallarım altından, hiç aklına bile getirmedi acaba benimde hayatımı idame ettirmem için ve daha uzun yıllar böyle vermeye devam edebilmem, ayakta kalabilmem için bir damla suya ihtiyacım olduğunu. Almadan vermek Allaha mahsutu oysaki. Yılar çok yordu beni, kurumaya başladı dallarım. Yapraklarım hazan hazan yağdı toprağa. Dallarıma kuşlar bile konmaz olmuştu artık.
Her bahar yeni bir umuttu yaşayan her canlıya. İşte bahardı yine yüreğimin bir köşesinde hala sakladığım ümit kırıntılarıyla yaklaşan son yolcuya takıldı gözlerim.
Bu yolcu farklıydı her yolcudan.
İlk kez vermek istedi önce almadan.
Gördü ki susuzluktan kurumakda dallarım.
Fırlatıp bohçasını yere,
Su aramak için koştu safa merve tepelerine.
Ne bir dere ne bir göl nede bir kervan vardı.
Son yolcu hiç bıkmadan bir damla su aradı.
Sonra yöneldi göğe dua dua ağladı.
Topraga düşmeyen gövdede hala bir ümit vardı
Allah dilese eğer,açardı rahmet kapılarını.
Belki kabul ederdi yolcunun dualarını.
Bense ayakda dimdik duran
Ama için için kuruyan koca ağaçtım.
Ey yolcu
İşte son kez dokundun kuruyan dallarıma.
Sanki karabasan çöktü seninde umutlarına.
Artık benden birşey olmazdı sana
Kuru bir yükten başka.
Bir ufuklara baktın birde dönüp bana.
Artık geldiğini anladın ümidin son durağına.
Sonra ayrılığı ve hüznünü sardın bağrına,
Ey yolcu, ayrılık vaktimi? artık gidiyormusun?
Neden böyle halin neden hırçınsın, neden mahsun?
Gördüm çırpınışlarını ben senden razıyım
Allahda senden razı olsun.
Bir sen anladın beni,bir sen bildin değerimi
Hep sarmaya çalıştın kanayan yüreğimi
Duysanda çatırdayıp yere devrildiğimi
Başımdaki fırtınalardan yere serildiğimi
Yoluna devam et asla dönme geri.
Aldırma sakın sen benim gözyaşlarıma
Basarım ben taşı, toprağı, acıyı bağrıma
Sen yeni baharlara koş yeşil dallara
Ümitle aç kollarını aydınlık yarınlara
Biliyorsun kurumaktı sen gelmesende kaderim
Varsın olsun sensizlik kıyametim mahşerim
Sensiz cennete girmez,kapısında seni beklerim
Ey yolcu
Eğer beni özlerse birgün yüreğin
Çık yüce dağlara otur bir dere kenarına
Uzat ellerini suya, dokun gözyaşlarıma
Nehir nehir akayım senin topraklarına
Yeterki sen kuruma sen üzülme sen solma.......
02.04.2007 - 12:26
AŞKIMA ÖZEL
Aşık Olmaya Hazır Mısınız?
Tam göğsünün ortasında bir yerin acıyacak..
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksin, sokağa fırlayacaksın, sokaklar da dar gelecek; tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi..
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü..
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin..
Birileri sana bir şeyle anlatacak durmadan: 'Önemli olan sağlık', 'Yaşamak güzel', 'Boş ver, her şey unutulur'; sen hiçbirini duymayacaksın..
Göz yaşlarından etrafı göremez hale geleceksin..
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin..
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin..
'Ölüme çare bulundu' ya da 'Yarın kıyamet kopacakmış' deseler başını kaldırıp ne dedin? ' diye sormayacaksın..
Yalnız kalmak isteyeceksin; hem de
kalabalıkların arasında kaybolmak.. İkisi de yetmeyecek..
Geçmişi düşüneceksin neredeyse dakika dakika ama kötüleri atlayarak..
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin, gittiğin yerlere gitmek; bu sana hiç iyi gelmeyecek ama bile bile yapacaksın..
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksın..
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin; hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek
isteyeceksin.. Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin..
Herkesi ona benzetip kimseyi onun yerine koyamayacaksın..
Hiçbir şey oyalamayacak seni, ilaçlara sığınacaksın; birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu unutturmayan, sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren..
Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek; boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin..
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak; sabahı iple çekeceksin, bazen de 'Hiç güneş doğmasa' diyeceksin.. Ne geceler
rahatlatacak seni ne gündüzler..
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin; nafile! Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek.. Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin, her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini fark edeceksin..
Telefonun çalmasını bekleyeceksin; aramayacağını bile bile.. Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek,ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla; yüreğin burkulacak, canın yanacak..
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin..
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden..
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın..
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin için kendinden nefret edeceksin! !
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin;
onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek..
Ama bir umut..
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu..
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak..
Gel gitler içinde yaşayacaksın; buna yaşamak denirse..
Razı mısın bütün bunlara..?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye..?
O halde aşık olabilirsin! ! ..
02.04.2007 - 12:26
özledim
Düşlerimin bittiği yerde,
Başlar hayalinin gerçeğe dönüşen
Ağır kasveti.
Gecenin son bulmasıyla,
Gündüze karışan acılarımın
Tasvirini yaparım nesnelerle.
Elime aldığım bir çay bardağı,
Bir kahve fincanı veya
İçime çektiğimde bulutlara taşıyan bir dal sigara.
Beni anlamalarını beklerim zavallıca.
Dalından düşen bir yaprak olursun benim için
Sonbaharın soğuk parklarında otururken.
İçimi ısıtsın diye sonsuz kere baktığım resmin
Solmuştur artık.
Ama benim için ilk günkü gibi gerçek ve tazedir.
Bana seni hatırlatan herşeyi,
Senin en sevdiğin kitabın sayfalarının arasında
Sakladığım saçının telini,
Kurumuş olmasına rağmen
Benim için ilk günkü gibi olan
Bir dal gülü seyir ederek
İçerim rakımın her yudumunu.
Seni seviyorum demeyi özledim sana ve
Tebessümle verdiğin cevabını.
Seni seviyorum demeni özledim bana.
02.04.2007 - 12:25
sevgimi anlayacaksın
Son nefesimde seni seviyorum dediğim zaman anlayacaksın,
Beni yıkatıp kefene sardıkları zaman anlayacaksın,
Mezarımı kazıp beni gömdükleri zaman anlayacaksın,
Mezar taşımın üstüne 'sevip de sevilmeyen aşk firarı enes' diye yazdıkları
zaman anlayacaksın,
Mezarımın önünden geçip bir fatiha okuduğun zaman anlayacaksın,
Anlayacaksın ama vakit çok geç olacaktır.
02.04.2007 - 12:25
CANIM BENİM
neyini yaşadık biz aşkın,
anlamadım;
A'sı seni,
Ş'si sevgimizi,
K'si ölümü,
getirdi aklıma.
anlat bana sevgilim;
neyini yaşadık biz aşkın,
yoksa değil miydi(olamaz)
öpücükler,eller,gözler,sevişmeler
yalan olamaz...
belki de aşkı değil de,
seni tanıyamadım.
aşkı değil;
kendini anlat bana sevgilim
02.04.2007 - 12:24
SEVDİM SENİ
Hiç de zannettiğin gibi değil
Ne gözlerine tutuldum
Ne kara kaşına
Ben herkeste bulurdum bunları
Düşünsene, senden güzel olsa bile
Çirkin gördüğüm o şansızları
Yüzlerine yalancı gülücükler attığım
Sahte 'seni seviyorum' dediğim kızları
Garip çok garip aslında
Ben deliliğini
Olur olmaz çıkışlarını
İnadına yokuşlarını
Hiç uğruna yakışlarını
Keskin bir bıçak olmaya çalışan
Çocuksu bakışlarını
Sevdim
Dağın zirvesi gibisin
Hedefsin, isteniyorsun ama
Yanına çıkanları yoruyorsun
Ulaşılmazı oynuyorsun hep
Ama unutma bir gün
Sende yorgun olacaksın
Yaslanacak bir dayanak arayacak gözlerin
Yıllar o kadar hızlı ki
Sen düşünemezsin bile
Peşinden koşulan günleri
Mazinde kovalayacaksın
Belki de yazık etmişim diyeceksin
Yazık ki, hep hayır demişim bilmeden
Karşımda olmayacaksın artık
Her saat aynı ızdırap yok yani
Başka kızlara baktığımda
Seni görmek istemiyorum yüzlerinde
Yaşamak kadar güzeldin yanımda
Ölüm kadar da gerçeksin ayrıldığımda
Bu satırları okuma şansın olsaydı...
Olsaydı zaten yazmazdım bu satırları
02.04.2007 - 12:24
NERDESİN SEVGİLİM
Bir elma düşün tek parça
Aslında iki yarıdan ibaret.
Biz öyleyiz seninle
Bir bütün yani iki yarı
Nesi ilginçtir bilir misin?
Elma darbe alıp kabuğu açılınca
Çürümeye başlar
Bir öyleyiz seninle
Ayrı kalınca çürümeye başlıyoruz.
Sensiz ve yalnız geçen her dakika tırmalıyor beynimi.
Çürümeye başlıyorum.
Yalnızlık konusunda katıldığım tek söz.
Yalnızlık paylaşılmaz cümlesinden ibaret.
Senin bıraktığın yalnızlık kiminle paylaşılabilir ki?
Senin dışında her şey hikaye artık.
Senin bıraktığın yalnızlık yokluğun adıdır,
Ben sensizliği içimde yaşıyorum,
Çünkü sana anlatamıyorum...
Benim için bir bakışın,
Bir gülüşün, bir duygu bir ömre bedel oysa...
Kalabalık bir şehirde yalnız seni bekliyorum yalnız seni...
Ben milyonları değil seni seviyorum...
Yüreğimi burkuyor yokluğun...
Sen yoksun.
Umut derler fakirin ekmeği.
Umutlarımı sana bağladım
Seni bekliyorum...
Sensizlik,
Kapıyı sen açacakmış gibi,
Zili çalmaktan çok düğmeye dokunmak isteyip de dokunamamak,
Sonra kim var diye kimsenin olmadığını bile bile bütün odaları gezmek,
İsteksizce iki lokma yemekten sonra boş bir adaya çekilip,
Radyoda acıklı aşk şarkılarından dinlemek demek...
Anlatılması en zor durum sensizlik benim için,
Seni özlüyorum.
Yalnız sensizliğe bakışlarım hüzünlü dolu olur gözyaşlarıyla,
Bazense yalnız bakışlar gözlerini bulamaz
Boşluğa bakar arar gözlerini bulamazlar
Bakışlarını gözlerim...
Bazen bir tebessümünü özlerim.
Bir bakışını beklerim.
Uzaktan uzağa...
Geç saatlerde ve boş sokaklarda ararım öbür yarımı,
Yani seni ararım aslında...
Ebedi kurtuluş için kollarımı dolamak sevdama,
Bomboş ev, buz gibi yürekle mümkün olmaz,
Yanımda olmanı isterim yüreğimi ısıtmanı,
Sensizlik yakar yüreğimi,
Sensizlik yakar yüreğimi,
Bedenim üşür...
Şimdi yanımda olsan gözlerime baksan..
Ben de gözlerinin içine baksam doyasıya...
02.04.2007 - 12:23
birtanem
Düşünüyorum da
Sen ve ben ikimiz
Düşünüyorum da
Bir adadayız ıssız ve sakin
Yalnız ikimiz varız
Deniz berrak alabildiğine soğuk
Orman alabildiğine tropikal
Alabildiğine büyük
Düşünüyorum da
Biz mutluyuz
Olağan canlı ve atik
Köşe kapmaca oynuyoruz adeta
Düşünüyorum da
Alabildiğine mutluyuz ikimiz
Sevişiyoruz bıkmadan usanmadan..
02.04.2007 - 12:22
Ben Diyemedim
Ne sevdalar akıp geçti, şu sevgi nehrinden
Ama bir tek sana kapıldı geçip giden gençliğimden
Bir tek seni unutmadı;
Nereye baksam sen varsın
Nefes alamıyorum
Boğazımda düğümlenen tek kelime, gitme...
Dur diyen yok mu şu zamana yaşanan tüm pişmanlıklara
Allah aşkına
Deniz dalgası saçlarını şimdi hangi eller okşar
O elâ gözlerine kimler bakar
Kim onlara bakarak seni...
Of ben diyemedim, ben diyemedim...
02.04.2007 - 12:22
Sen ağlama
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,
Güzel yüzün,yanakların ıslanır.
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,
Hüzün keder yüreğime yaslanır.
Sen Ağlama!
Bir damla gözyaşın yeter.
Sen üzülme,gülüm...
Gece gökyüzünden bir damla yaş düşünce,
Bahar gelir tüm çiçekler ıslanır.
Kara gözlerinden bir damla yaş düşünce,
Hüzün keder yüreğime yaslanır
Sen Ağlama!
Bir damla gözyaşın yeter...
Sen üzülme gülüm,
Gamzende güllerin biter...
Yollarıma taş koysalar, döneceğim
Gözlerinden yaşlarını sileceğim
Sen Ağlama!
Bir damla gözyaşın yeter...
Sen üzülme gülüm,
Gamzende güllerin biter...
Yollarıma taş koysalar, döneceğim
Gözlerinden yaşlarını sileceğim
02.04.2007 - 12:21
Ben seni sevmeyi sevdim
Ben senin beni sevme şansını sevdim
Ben senin için kurduğum hayalleri sevdim
Ben seninle bahar yağmurlarının altında gezmeyi sevdim
Ben seni kalbimle sevdim...
Seni gecelerce rüyalarımda hayal etmeyi istedim
Yalnız ikimiz yalnız sevgimiz
Tıpkı bülbül ve gül gibi
Ben seni sevmeyi sevdikçe aşık olmayı sevdim
Ben yalnız seni sevdim
Hani vardır ya; saat 12'ye 5 dakika kalması
Hani vardır ya; bir günün öbürüne bağlanması
Hani vardır ya; gece-gündüzün uyumlu değişimi
Ben seninle öyle olma şansını sevdim
Ben seni tüm kalbimle tüm gücümle sevdim
02.04.2007 - 12:17
DAĞLARDAN KAĞIT YAPTIM, OKYANUSLARDAN MÜREKKEP, ADINI YÜREĞIME YAZDIM.SENI YALNIZCA SEVDIMMI SANDIN, BEN SANA TAPTIM.KORKUM SEVMEK DEĞIL, KORKUM SEVIP DE AYRILMAK, KORKUM KURŞUN YEMEK DEĞIL, KORKUM KALLEŞÇE VURULMAK.KORKUM ÖLÜM DEĞIL, KORKUM SENIN TARAFINDAN UNUTULMAK...
02.04.2007 - 12:16
Onun güzelliğını herkes görüyorsa o bence az güzeldir. Herkes biliyorsa o bence hıç güzel değildir. Onun güzelliğini yalnız ben görüyorsam bu sevgidir. Onün güzelliğini yalnız ben biliyorsam bu aşktır. Hiç kimse bilmiyorsa bu yanlızlıktır.
02.04.2007 - 12:14
AŞKIM
Günaydın aşkım,
Dün gece düşündüm de,
Biz seninle harika bişey başardık.
Kurumuş bir dala konduk önce,
Yeşerttik onu umutlarımızla,
Sonra bi tomurcuk yaptık onu,
Aşk kokularıyla patlattık.
Öyle bi çiçek açtıki o tomurcuk,
Geceleri bile pırıl pırıldı renkleri,
Yıldızları bile şaşırttık...
Toplam 174 mesaj bulundu