küçük, küçücük bir çiçek olarak kal, sormadan,davet almadan gelip, baharı yaşattığın gönül bağımda... ne solup gitmeni isterim, ne de serpilip büyümeni; lütfen hiç değişme, hep böyle kal,öylece kal...
çünkü; ne seni geliştirip,besleyecek, umut ve güç verecek bir hayatım, ne de yokluğuna dayanacak bir yürek yok bende. kal öylece ne olur,hep böyle kal... ne solup git, sevgisizlikten,ilgisizlikten solan çiçekler gibi, ne de gücümün üstünde sevgi ve yarın bekleme benden, varlığım yetsin varlığına, ve varlığınla hayat bulayım ben de, hiçbirşey istemeden ve beklemeden, 'sadece sev' beni, benim de seni; hiçbirşey beklemeden, 'sadece sevdiğim' gibi.....
Ahh Sevdiğim... Bu susmalar hiç iyi değildi biliyordum! Gözlerinin kaçması benden ve uzaklara dalması sessizce, Omuzlarının tonlarca yük taşır gibi çökmesi yorgunca…
Hiç iyi değildi biliyordum sevdiğim!
Sanki benden gideceğini hissediyordum Sözlerinde ki telaşı, belli belirsiz yutkunmaları..
Ta ki seni bir yabancı gibi; Biraz ürkek ve titreyen ellerle Canımı acıtan o bavulu eline aldığını Gördüğüm ana kadar...
O an anladım sevdiğim.. Bitmiştik.. ve sen gidiyordun..
Ah sevdiğim! Ne bekliyordun benden, Anlayış mı? Giderken arkandan bir damla gözyaşı döküp “Kendine iyi bak…” dememi mi?
Eşyalarını toparlarken; aslında bütün anıları da Kapatıp gittin bavuluna… Gözlerine bakıp okuduğum bütün o şiirleri, Kollarıma sığınıp ağladığın geceleri, Neşeliyken küçük bir çocuk gibi bana bakıp gülümsemelerini…
Ah sevdiğim! Ne bekliyordun benden, Bitti biliyorum dememi mi? Merdivenlerden inip kapının önüne geldiğinde Arkana bakmanı bekledim; Arkana baksaydın eğer! Kollarına atılıp saatlerce ağlayarak Yalvaracaktım sana… Sensiz olmaz bu çarpan yürek diyecektim! Çarpmaz olur artık... Gitme! Yapamam! Ölürüm! ...
Arkana bile bakmadın sevdiğim! Gözlerime bakmadan gittin.. Bir kuş gibi süzülüp gittin sessizce Ardından bana kalan sadece kanat çırpışların oldu…
şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben...
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun
soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum bu son olsun be..bu son olsun! bu da benim sana ayrılırken mazeretim olsun!
şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın! işi-gücü olanlar çoktan gitti bir ben kaldım voltasında sensizliğin hiç uyumamış bir ben...
şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki bu kızıl damlalar körpe yanağında bir veda busesi olsun bu da benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun...
kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü bütün saatleri öylece durdurabilmek için çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun! artık sigarayı üç pakete çıkardım günde olsun be! ne olacaksa olsun! bu da benim sana ayrılırken şikayetim olsun
gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)
diyarlarda küçük bir kasabada dürüst ve çalışkan bir genç yaşarmış. Tüm gün ustasından öğrendiği gibi demir döver kasabanın tüm ihtiyaçlarını giderirmiş. Sutean adındaki bu genç adam herkes tarafından sevilen sayılan biriymiş.Bir gün dükkanına eski bir tencereyi tamir ettirmek isteyen hizmetçisi ile birlikte Rosa adında çok çok güzel bir kız gelmiş.. Sutean görür görmez bu kıza aşık olmuş, ama kız ona fazla yüz vermemiş. Tencereyi bırakıp dükkandan çıkmış. Güzel kızın ayrılması ile birlikte sanki dükkandaki ateş sönmüş; demirci Sutean'in kalbini buz gibi bir şey kaplamış. Güzel kızın kalbini kazanabilmek için bir çare aramaya başlamış. Ocağının başına oturmuş düşünürken bir parça demir almış ve onu şekillendirmeye başlamış. Çalıştıkça çalışmış ve ortaya çıkan şey şimdiye kadar yaptığı hiçbir şeye benzememiş. Eşi benzeri görülmemiş bir çiçek yapmış demirden... incecik yaprakları birbiri etrafında kapanan dünyanın en güzel çiçeğini... Sabah tencereyi almaya sadece hizmetçi kız gelmiş. Demirci Sutean üzülse de güzel kızı göremediği için tüm umudunu çiçeğine yüklemiş ve aşkının elçisi olarak göndermiş hizmetçiyle...güzel kız çiçeği görünce büyülenmiş, kalbi yumuşamış ve Sutean'in aşkına karşılık vermiş... Sutean güzeller güzeli kız ile evlenmek için kızın babasından izin almak üzere yaşadıkları şatoya gitmiş.Güzel kızın babası bir büyücüymüş, ve kızının sıradan bir adama, bir demirciye aşık olmasına çok öfkelenmiş. Bu ilişkiye hemen bir son vermeye yemin etmiş. Hemen orada Sutean'i öldürecek bir lanet okumaya başlamış ki, kızı dizlerine kapanıp onu engellemiş.bunun üzerine büyücü kurnazlığa başvurmuş; Sutean eğer sabaha dek şatonun etrafını demir bir çit ile çevirirse kızı ile evlenmesine izin verecek eğer başaramazsa güneş doğarken Sutean taşa dönecekmiş. Eğer korkuyorsa bir daha dönmemek üzere şatoyu terk edebileceğini söylemiş demirciye.. Demirci korkup da sevdiğini terk edebilecek biri değilmiş. Hemen işe başlamış, durup dinlenmeden çubuklar, teller hazırlayıp onları diziyormuş. Sabaha karşı büyücü demircinin çiti yetiştireceğini anlamış, ve onu engellemek için aklına bir kurnazlık daha gelmiş... kızının kılığına bürünmüş ve şarkı söylemeye başlamış. Şarkı öyle derin öyle güzelmiş ki... demirci çekicini bırakıp dinlemeye başlamış...Büyücü güneş doğana dek söylemiş. Güneş ışıkları penceresine vurduğunda güzel kız uyanmış, hemen pencereye koşmuş; çitin yarısı duruyormuş... demirciyi uyarıp güneş ışığından kaçırmak istemiş, ama geç kalmış.. Gün ışığı üzerine değer değmez genç adam taşa dönüşmüş...büyücü neredeyse mutluluktan uçmak üzereymiş. Babasının oynadığı oyunu gören kız çok üzülmüş, ve elinde demircinin hediyesi olan demir çiçek ile taşa dönüşmüş olan sevgilisinin yanına koşmuş. Ağlamış, ağlamış, ağlamış... göz yaşları taşı eritememiş, ama demirden çiçeği canlandırmış. Gözyaşları ile beslenen çiçek büyümüş, serpilmiş, tüm şatonun etrafını çevrelemiş. Demircinin tamamlayamadığı çiti çiçeği tamamlamış. Bu güzel çiçeği görüp beğenenler alıp başka yerlere de ekmişler ve böylece tüm dünyaya yayılmış. Güzeller güzeli Rosa'nin (Gül) anısına her yerde onun adı ile anılır olmuş.
Bir sure sonra, bir eli tutmakla bir ruhu zincirlemek arasindaki ince farki ogrenirsin, Ve askin yaslanmak, birlikte olmanin da guvende olmak anlamina gelmedigini ogrenirsin, Ve opucuklerin sozlesme ve hediyelerin de vaat olmadigini ogrenmeye baslarsin, Ve yenilgileri basin dik ve gozlerin acik karsilamaya baslarsin, bir cocugun uzuntusu ile degil, bir yetiskinin zerafeti ile, Ve herseyi bugunu dusunerek yapmayi da ogrenirsin cunku yarin ile ilgili hersey belirsizdir. Bir sure sonra gunes isiginin yakici oldugunu ogrenirsin eger fazla maruz kalirsan Bu yuzden, baska birisinin sana cicek getirmesini beklemeden kendi bahceni yarat ve kendi ruhunu kendin susle. Ve goreceksin ki dayaniklisin... Ve kuvvetlisin, Ve degerlisin.
Başımı kaldırıp baktığımda Diğer dairenin camında durmuş Yeni açan bi çiçekti önceleri Gözlerini dikmiş etrafı seyrediyordu İkinci katta camın önünde Bir karanfil hikmetiyle ne güzel de duruyordu
Başını biraz öne eğmiş elleri bağlıydı Bazen bana bakıp gülümsüyordu Benimde ona baktığımı görünce Bir kuş gibi kalbi atmış utanmıştı sanki
Gözlerindeki o masumluğu gördüğümde Varlığını hiç hissetmediğim bu kalbim Onun kalbindeki kuş olmuş Hayallere bırakmıştı kendini.
Ne adını biliyordum ne kim olduğunu Ne beni düşündüğünü hissediyordum Ne de beni biraz olsun sevdiğini Sadece geceleri yıldızları izler gibi O masum gözlerini izliyordum
Hiç bir karşılık beklemeden Tek bir söz bile istemeden Sadece seyrediyordum Karşılıksizdı biliyordum sevgim Ama bu kuş kalbimi engellemem imkansızdı
yanına gittim ellerini tuttum ve artık bu kalbim atmıyor gözlerindeki gözlerim gözyaşıyla ağlıyordu…
SICAGIN OTESİNDE merhaba sana ilk bahar geldin yine baş tacım bilinmez seni neden bu kadar sevdigim aslında çıkarım var senden belkide tek nedeni bu ilk baharda aşk başkadır ya belkide ondan ama en çok sevdigim papatyalar sende açarya inanki daha çok ondan bide en sevdigin kızın başına taç yaparsın ya papatyalardan işte birazda ondan neyse hoş geldin baş tacım merhaba sana
Ben gönlü temiz insana kurban olayım Gezsin başım üstünde benim hoş tutayım Ham insanı al karşına, söylet azıcık Dön, sonra cehhennem ne imiş, gel sorayım
* * * * *
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma; Çıkma kendinden dışarı, serseri olma; Kendi içine sefer et erenler gibi: Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
Merhaba! Dogan gün Dal uçlari tomurcuklar Daglarin esen rüzgari Sigircik kuşlarinin sevinci bahar Güneşe koşan çocuklar Merhaba!
Merhaba! sevgi düşüm utangaç gülüşüm Ilk yaşam çigligim Gelin duvagim Türkü tadindaki yaşam Yürekteki sevda, gözlerdeki işilti Dudaktaki gülücük, Özlemi çekilen yarinlar Içerdekiler dişardakiler Hasreti kanayan dostlar Merhaba!
Merhaba! Agaçta göveren dal Güllerin güne gülüşü Yerdeki çiy, gökteki ay Yagmurun çimlere dökülüşü Yedi iklim dört mevsim Evrenin renk renk cümbüşü Salkim-saçak umut Merhaba!
LANET OLSUN Sana doyamadan seni benden ettiler, gözyaşlarımı sel ettim, akıntısına kapılıp bana dönersin diye... Oysa sen,açık denizlere ulaşıp bir limana sığınmışsın bile...
Ruhumu yere vurup hasret çektiren olsan da,ne sevgine bedduam, ne sana kınım var.deryaya akar gibi bin bir dertle dolsam da, seni mahşere kadar sevmeye yeminim var...
Uçurumdan düşerken tutunduğum dal olsan ölmekten değil seni kırmaktan korkarım ki.Tutunduğum dalsın.Beni affet.
Hatırına dağlar diz çöksün; sen eğilme sakın, ayrılık, hüzün nedir; sen bilme sakın, bu gönül bahçesinden kim giderse; gitsin sen gitme sakın!
Bir gece yarısı titreyerek uyanırsan bilki resmini öptüğüm gündür, bir gün sebepsiz yaşlar süzülürse o güzel gözlerinden bilki yokluğundan öldüğüm gündür...
Bir mültecinin vatanı yada bir kölenin hürriyeti kadar uzak olsan da; sende hep gurbeti yaşasam da olsun: yeter ki beni yüreğinden sürgün etme...
Her deniz bir martı,her rüya bir uyku,her nota bir şarkı,her mezar bir ölü,her ağaç bir kök bulurda ben başka bir sen bulamam
Sen hiç hasreti tattın mi severken,hiç ağladın mı gülerken,sen hiç sevdin mi sevilmiyorken ve hiç ayrılmak istedin mi canından çok severken..
Gidişinle beni boş bir sedaya bıraktın, şimdiden sayıyorum sensizlik günlerini ve geleceğin günü bekliyorum sabırsızlıkla, o günün sevgisiyle avutuyorum bir parçaçık kalbimi
Seni uçsuz bucaksız bir okyanusta doğan güneşte,geceleyin parlayan ayda ve denizlerin o mavisinde buldum.Ancak gece doğabilecek bir güneşte kaybedebilirim.
Düşlerim vardı görmekten korktuğum, hislerim vardı söylemekten korktuğum, şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum, şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum...
Okşayıp saçını seni sevmeden, bir gün olsun mutluluğa ermeden, göçersem dünyadan seni son bir defa görmeden, çiçek koyma mezarıma gel yeter, dua etme başucumda dur yeter
Bırak bu sevgimiz tertemiz kalsın sen benim içimde kanayan yarasın.birgün gelir belki beni anlarsın dönüpte yüzüme nasıl bakarsın.
Sana gitme diyemedim; Gözlerim gözlerinde kaldı. Susuz büyürmü hiç çiçek; Su sende çiçek bende kaldı.
Gidersen kim sular fesleğenleri,kuşlar nereye sığınır akşam olunca.Gidersen kar yağar avuçlarıma,gidersen kuşlarda ölür bende.
Unutmaya beş kala gözlerini ve sana dair ne varsa bitmeye yakın işte bugün ben her şeyimi sende bıraktım sırf aşkımı aldım elinden onu da kaybettim. HÜKÜMSÜZDÜR
Sensiz ne günlerin ne mevsimlerin yok artık değeri yok benim için. hatırı kalmasın o resimlerin yırtmadan son defa bak benim için..
Bir soluk kadar yakın yıldızlar kadar uzak derler sevgi için.uzanır yetişemezsin,yetişir dokunamazsın,dokunur vazgeçemezsin vazgeçer ama asla unutmazsın.
Sensizim, senden uzakta seni düşünüyorum, seni özlüyorum ve özlemeyi çok seviyorum Birgün seni kaybedeceğim duygusu sarıyor benliğimi, korkuyorum ve bu korkuyu çok seviyorum Hani seversin de korkarsın, kaybetmeye uzaktan bakmak yeter bilirsin, sensizim, sevgin yok artık Ama ben yinede senleyim çünkü seni seviyorum
Ne yeminler bozdum geceler büyürken sensiz,ne yeminler bozdum yıllar geçerken sitemsiz,ne yeminler bozdum tarifi bile imkansız.Senin için ey gülüm.Ama sen anlamadın ne yapayım.
Bir gün hayatın tüm güzelliklerinden vazgeçip sessiz sedasız ölüme gitmek istersen yanıma gel de sana sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim.
Vaktinden önce çiçek açmaz rüzgara kelepçe vurulmaz. Bende sen bitmedikçe veya bende ben ölmedikçe sana olan bu sevgim bitmez.
Hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz. Şimdi yağmur damlası gelip konar dudaklarıma sessiz. Söylemiş miydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz.
Kapkara bir bulut seni sararsa kaybolmuşsan bir meçhulde gözlerini kapa ve elini kalbine koy. Bulursun doğru yolu çünkü beni meçhul bile sende ayıramaz.
Bu gece rüyama gir gizlice sımsıkı sar öp kokla iyice sonra isyanlar savur küfret güzelce ve sonra çek git gitmen gereken yere yolun açık olsun.
Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki başını bilip sonunu hatırlayamadığım. Sevdiğim bir kişi var ki sevdiğimi söyleyemediğim. Gözlerimde o kadar çok yaş var ki utanıp ağlayamadığım.
Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun beraber olamayız benim gibi biliyorsun, ayrı dünyaların insanısın yavrucağım sen kendi dünyanın toprağı da büyüyorsun.
Bu yaşamdaki her şey yalan ve sen benim için bulutlar arkasındaki dokunulmamış bembeyaz bir sevgi yumağısın,ve şunu da biliyorum ki tüm sevgime rağmen bu yaşamda sevgisine layık olmadığım tek insan sensin.Sen ki en güzel sevgilere ve en muhteşem duygulara layıksın.
Gözlerim yollarda bekletme ne olur,bu aşka bir hüzün ekletme ne olur,bana sensizliği öğretme ne olur,yokluğun cehennem,cennetim sensin...
Gözlerim seni rahatsız ediyorsa kapatırım bir daha açmam,sözlerim seni rahatsız ediyorsa susarım bir daha konuşmam, varlığım seni rahatsız ediyorsa ölürüm bir daha karşına çıkmam, sevgim seni rahatsız ediyorsa üzgünüm çünkü ona engel olamam.
Gökte rahmet olsan umrum da değilsin seninde yağmurunda ıslanmıyor bedenim kızgınlığım sana değil kendime senin mevsiminde açmıyor açamıyor çiçeklerim..
Dilde söylenecek şarkımı kaldı mecnundan keremden farkım kalmadı artık ecelden de korkum kalmadı beni paramparça kırda öyle git.. Mutluluk hakkımdır diyemem artık nasibim ağlamak gülemem artık Senden başkasını sevemem artık kalbime kilit vur da öyle git..
Seziyorum ki kaçacaksın yalvaramam koşamam ama sesini bırak bende Biliyorum ki kopacaksın tutamam saçlarından ama kokunu bırak bende Anlıyorum ki ayrılacaksın Çok yıkkınım yıkılamam ama rengini bırak bende Duyumsuyorum ki yiteceksin en büyük acım olacak içimde ama ısını bırak bende Ayrımsıyorum ki unutacaksın acı kurşun bir okyanus ama tadını bırak bende Nasıl olsa gideceksin Hakkım yok durdurmaya ama kendini bırak bende.
Kalbim seni unutacak kadar adiyse duygularım onu parçalayacak kadar asildir.
Kurumuş yaprağıyım dalındaki ağacın, Ayrılık rüzgarları esiyor sonbaharın Taşında toprağında, ardında yalnızlığın, Savuruyor her yanı öfkesi karanlığın... Gidişinden bu yana gözyaşlarım dinmedi, Kalbimdeki şu sızı yüzümü güldürmedi, Unutturmadı seni bıraktığın bu sevgi, Terk ettiğin duygular unutturmadı seni!
En mutlu gününde yanında yoksa onunlayken bile onsuzluğu yaşıyorsan bil ki terkedilmişsindir yalnızlığı yaşıyorsun ama bilmeden.
Şu dinmeyen arzuya karşı koysa da dağlar,Ümitsizce gözlerim sanma ki her dem ağlar; Varsında hasret ile geçiversin seneler,Bizi ayıran yollar bir gün yeniden bağlar...
Bu gül sana vereceğim son hediyem maalesef ben sana bu gülü verecek kadar alçağım; ama yine biliyorum ki sen bu gülü alacak kadar alçak gönüllüsün
Bir gün sevgilim sordu Aşk nedir diye biraz zaman istedim düşüneyim diye. Ertesi gün gördüm onu bir başkası ile.Kulağına fısıldadım AŞK ızdıraptır diye
Sen gideli gönlümdeki bütün çiçekler soldu gel be zalim gel gel de gör şu halimi bir el uzat artık şu karanlıktan kurtar beni şu gönlündeki çiçekleri canlandır yeniden
Şimdi uzak bir kenttesin ve yağmur yağıyorsa. Düşüyorsam yüreğine tane tane. Ve sen istiyorsan, gelirim, serilirim kıyılarına...
Seni ben değil gözlerim seçti onlar beğendi.Sen benim değil onlarınsın. Gittiysen bana ne onlar ağlasın.
Akılsız adam mutluluğu uzaklarda, Akıllı ise O'nu ayaklarını altında arar... Seninle olmak varken; Sensiz kalmak, Yaşamak dururken ölmek demektir…
Zamanla nasıl değişiyor insan. Hangi resme baksam ben değilim. Nerde o günler zevk heyecan bu güler yüzlü adam ben değilim. Yalandır kaygısız olduğum yalan...
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler. Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler... Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden dönen yok seferinden...
Mehtap sularda gümüşten bir iz bırakırken, gökte yıldızlar parlıyordu. Yalnız kaldığım günler ve geceler, kalbim her yerde seni arıyordu.
Ne haz var senden ayrı, ne bir tat senden öte. Bir yüzünü görmek değer bin bir zahmete. Vereceğin her acı gönülden kabulümdür. Sendeki cehennemi değişmem bir cennete...
Sesin ruhumda bebek teni, sözün kalbimde çiçek seli.Lanet olsun yokluğuna, hasretin hiç bitmedi.
Nedir bu isimsiz duygular, sevgilim odamda yağmur kokusu var, kavuşmak üstüne tek bir sözcük yok, ayrılık üstüne tüm şarkılar...
Hani o gün beni anlayan sen gitmiştin ya seni başkalarında aradım ama yoktu beni senin kadar anlayan,Yinede üzülme çünkü ben seni sensizde sevebilirim.
Eğer beni bu sokakta, bu mahallede, bu şehirde bulamazsan, sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Yağmur vuruyorsa pencerene anla ki o zaman ben ağlıyorum. Yağmur pencerene vururken, benim göz yaşlarım da kalbime vuruyor; Tıpkı yağmur gibi.
Sen giderken birlikte ağlamıştık. Yerini simdi yağmura verdim sen gelene dek gözyaşıma ortak olacak başka göz değmesin diye gözlerime.
Aşkım ne zaman dağlar sahili, mehtap geceyi dünya dönmeyi unutursa, ben de seni o zaman unutacağım...
Sevmemiştim kimseyi seni sevdiğim kadar,çekmedim kimseden senden çektiğim kadar.
Hadi uyandır söyle; gördüğüm zamansız bir düş mü.Hadi git uzaklaş,yokluğuna inandır beni gerçekten.Yoruldum her bulduğum yerde seni kaybetmekten
Ağlayışım terk edip gidişine değil.Ben; sensizken senden diye sensizliği de sevmiştim.Sen; seninle birlikte sensizliği de alıp gittin.
Sonsuzluk koyuyorum adını sensiz günlerin, senli günlerle takas ediyorum. Yokluğun diye bir şey yok bende, ben seni sonsuzluk kadar çok ama çok seviyorum.
Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz. Her şeyi unuturda şu gönlüm bir seni unutamaz.
Geçenlerde bir meyhane keşfettim mezarlığın karşısında.Bir gün beni ararsan ya meyhanedeyim yada tam karşısında.
Ne zaman ayrılık saati gelse içimdeki güllerin boynu bükülür.Bir zaman kalırım öylece neden sonra gittiğini anlarım içimde güller ağlar ben ağlarım.
Ne seni unutmak gibi bir çaba var içimde. Nede aşkını körükleyen rüzgar. Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm. Nede seni kırmaya dayanabilecek kalbim var.
Geleceği benimle karanlık görüyorsan,umutların solmuş yüreğinde. Hadi git beni hiç düşünme eğer mutlu olacaksan çeker giderim,sen mutlu olacaksan ben çekerim.
Sen bazen zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen hayatın cesaret veren mutluluk yanı ve sen her zaman sevgimin tek nedenisin.
Bir çiçeğim vardı, adını aşk koydum; KOPARDILAR, Bir çiçeğim vardı, adını sevgi koydum; SOLDURDULAR, Şimdi yine bir çiçeğim var, adını ızdırap koydum; NE KOPARAN VAR, NE SOLDURAN...
Sen bir yıldız olsan da gökyüzü benim, kayar gidersin,parlaklığına güvenme unutma güneş doğduğu anda sen bir hiçsin...
Bir gün bensiz bir yerde ağlarsan her düşen göz yaşında beni hatırla hafifçe yağan bir yağmurda saçlarını okşayan her damlada beni hatırla hiç aşık oldun mu diye soran olursa olmadım derken beni hatırla seni sevdiğimi daima hatırla..
Ne geri dönecek yolun olacak nede tutunacak dalın kalacak.. korkarım pişmanlık sonun olacak yalnız kalacaksın günün birinde pişman olacaksın günün birinde..
Bu duvarlar duysa hıçkırığımı belki beni anlardı kalbimde bir umut gönlümde bir alev beni unutana söyleyin beni unutanı ben unutmadım elbet dönecek ya dönecek yada bu kalp onsuz ölüp gidecek.
Sensiz geçen her gün, Cehennemi yaşarım. Sevginle büyüyen, Hayatı ararım. Dolaşırım sokaklarda, Hep seni ararım. İsmini sorduğum insanlarda, Yine seni ararım. Bir gülücük vardı ya İşte onu ararım. Bulamadığımda ise taklidini yaparım. Ama olmuyor, yinede seni ararım. Bir gün seni, Aradığım yerde bulursam, İlk önce sende, Kendimi ararım.
Bir birimize söz vermiştik, Bütün ömür boyu ayrılmayacaktık, Yeminler etmiştik, Asla ayrılmayacaktık, Ama ne oldu Bir kış günü, yıldızların bakışlarında, Ayrılığımızı söyledik..
Bir daha görüşmemekti senin seçimin Seni severken kaybetmek niçin Anlamsız bir öfkeyle doldu için seni kırdım biliyorum bir hiç için Ayrılık nedenini hissediyorum Artık dönüşü yok biliyorum Her gün seni düşünüyorum Ama artık sensiz yaşıyorum Neyse canım sen son değildin Ama bil ki son olabilirdin Böyle olmasını da sen istedin Beni zaten hiç sevmedin.
Seni çok seviyorum dönmeyeceğini bilsem de bekliyorum beni bıraktın ona gittin olsun yinede kızamıyorum nolur dön bana bekliyorum seni hala çok seviyorum Allah'ın belası dön artık..
Ömrümün bana kazandırdığı en güzel şey senin sevgindi..Aynı zamanda kaybettirdiği de senin sevgin oldu. Seninle hiçbir zaman birlikte olmadığım halde yokluğuna bir türlü alışamadım.
Son defa esmeden denizlerime ey! Deli fırtına bağrımı yakma nereye gidersen beni de götür bu sahilde beni yalnız bırakma
Geceyi deniz tutmuş, kalbimi hasret, hangi sularda ayak izlerin, hangi kaptanın seyir defterinde kalmış gözlerin
Güneşin her doğuşunda ben biraz daha batıyorum.Bu hayatı anlamsız,sensiz yaşıyorum.Her gün sanki ölümü bekliyorum.Çünkü ben sensiz yapamıyorum..
Elbet mutluluk elimi tutacak bir gün, elbet şans bana bir kıyak geçecek ve ben güleceğim. ne yazık ki sen sadece ardımdan bakacaksın kaybına göz yaşı dökeceksin ama merak sen üzülme gülüm acıda sevgin kadar geçicidir..
Dilerim tanrıdan yüzün hiç gülmesin Yıllarca benim gibi sevip sende acı çekesin sevgimi bilmedin suç bende mi! seven çeker acıyı sevmeyen ne bilsin.. Bana aşktan bahsetme sevmek kim sen kimsin.
Seni hiç sevmezlik etmedim etmem edemem, seni hiç aldatmadım, aldatmam, aldatamam,ama senin hemen unutuveririm. Niye mi? Çünkü sen bunların hiç birini yapmadın! ! !
Beni sensiz bıraktığın gün geliyor aklıma, düşünüyorum da çok acı çekmiştim, ama şu anda daha da çok çekiyorum ama biliyorum ki sen bu acıya hiçbir zaman değmedin beni hiç bir zaman sevmedin sen sevsen de sevmesen de ben seni sevdim hep de öyle kalacak..
Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya, başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde, kâğıdı, kalemi elime alıp, seninle dertleşmek, yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni özlemek geçiyor içimden. Sana yazmak. “Sana Seni Yazmak”.
Çok şey mi istedim senden hiç farkında olmadan bir çiçeğin bile kıymeti var sararıp da solmadan bıktım artık bıktım hep sana hep bana hep bu umutsuz aşka ağlamaktan tek korkum Allah tan birde sensiz kalmaktan...
Ne unutacak kadar nefret ettin ne hatırlayacak kadar sevdin sana bensizliği bırakıp seni içimden terk ediyorum bitanem.
Bir Gün Bu Köşede Sessiz Sedasız Hıçkıra Hıçkıra Ağlayacağım, Şu Lanet kaderime Sitemler Edip, Tanrıya Son Kez Yalvaracağım, Güzel Gözlerin Gelecek Aklıma, Solup
Gideceğim En Güzel Çağımda, Sensizlik Beni Çağırdığında, Boş Sokaklara Haykırdığında, Artık Burada Olmayacağım
Bir gün yağmura yakalanırsan benden kaçtığın gibi yağmurdan da kaç.Çünkü bulutların arkasında kaybolan aşkı için ağlayan benim.
Artık günlerim günlerden uzun gecelerim gecelerden yalnız seni sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileyi gördüm hayatın her cilvesine alıştım yanlız senin yokluğuna alışamadım şimdi anlıyorum acıdan hasretten gözyaşından başka hiç birşey vermemişsin bana yıkılan hayallerime yok olan geçmişime kaybolan geleceğime Ağladım Ağladım Çocuklar Gibi Ağladım..
Sevgi denildiğinde toz pembe bır hayat olduğunu. Ayrılık denildiğinde ise anlatamam sende yaşa anlarsın diyorlar... Neden kelimelerle anlatamıyorlar..
Sana beni sev mi dedim benim için öl mü dedim. Dizlerine kapanıp da gel kalbime gir mi dedim. Sen istedin,sen istedin ayrılmayı sen istedin.Beni aşka köle edip gençliğimden ne istedin...
En sevdiğim seni özlemekti,en sevdiğim kendimi özletmekti,en sevdiğim ellerim arasındaki parmaklarını sımsıkı tutmak,bir yaprak dökümü gibi hafif ürkek üşüyerek seninle orada yürümek.
Gittin... Şimdi bir mevsim değil, bir hayat girdi aramıza. Ne sen dönebilirsin artık geriye, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Sevginin en güzelini Tutkunun en kuvvetlisini Ve bağlılığın en asilini tattım. Bütün duyguların EN lerini tattırdın ya bana Ayrılığında EN acısını yaşattın..
Biz ayrıldık ama şunu unutma yaşadığın şehirde beni sana hatırlatacak çok şey var.Baktığın heryer,gördüğün her nokta ve ayak bastığın her toprakta benden bir şeyler var.İşte unutamamamın sebebi de bu.Çünkü bu şehrin her noktasında bizim anılarımız yaşıyor.
Ne ağlayabildiğim,ne gülebildiğim! Yaşanmış ne varsa sende, yaşanmamışlığı var bende.Şimdi sen söyleyemediklerinde, keşkelerin keşkesinde ve pişmanlıklar denizindesin...
Ses etmesem de öfkem saklı sana bakışlarımda bir tokat atıp gitmek vardı ama alacağın olsun o da değmezdi sana.
Hoşçakal bir tanem her şey için sağol. Seninle öğrendiğim ve seninle tattığım tüm güzellikler için. Ağlamayı sevmeyi özlemeyi hayatı senle buldum. herşeyi senle buldum ama seni anlamımı kaybettim.
Hani bir şarkı duyarsın, hani için geçer biraz, Karamsarlaşırsın, hüzünlenirsin biran, Ağlamak gelir içinden ağlayamazsın bir türlü, Benimkisi böyle bir sevgi, amaçsız, çaresiz, sonsuz...
Eğer bir gün beni unutursan öyle biriyle unut ki sana savurduğum KURŞUNLARIN önüne geçecek kadar cesur olsun..
Aramıza yollar, yabancı kollar,zor yıllar girdi,Ümitlerimi,saf sevinçlerimi derken seni kaybettim Bir iki sözle bi kaç şarkıyı, adaletsiz yargıyı Birde bu talihsiz yazgıyı kalbime kaydettim.
bilki senin daginik saslarinda yagmurun damlalari var kirpiginin üstünde uzak degil gurbetlikler bir telefon sesi kadar yakin görümlük degildir dünya gökkusaginin renklerinde bul kendini cocuksu seyler düsün arasira saklanbaç oyna yasamla sen saklan o yakalasin o saklansin sen yakala bir elma sekeri al ver bir cocuga gör sevincini kendinde küçük mutluluklarda yasanir seninle sende tebessüm et hade tebessüm et güne
Bir gün dostlarım 'sizin dönemin insanını anlatırmısın' dediler..bende yazmıştım beni ve benim gibi düşünen inları..seninle paylaşmak istedim beni tanıman adına.....
'Hiç kimse birbirinin sesini duymadı,kocaman bir sessizlik yaşamlarımız aslında...kendi sesimizi duyarak dinleyerek büyüdük, yazık ki sesini bize duyuracak olanları ya yanlış zamanlarda tanıdık yada hiç yanlarına bile uğrayamadık....biz sadece inandıklarımız için yürüdük genel doğrulardı onlar sadece biz inanmıştık ama....bu nedenle hep yalnızlığa mahkum ettiler bizi...ve hep kendi sesimizi dinleyerek yaşamaya mahkum edildik...'sesimi duyuyor' dediklerimiz bile aslında çok uzaktı bizlerden....hep en yakınlarda en uzak kalmaya mahkum olduk....' ................................................... 'Hiç varolmayan hayatlardı yaşadıklarımız. Karmakarışık koridorların ucunda görünen ışığa ulaşma çabasıydı hep aklımızı başımızdan alan. Binbir gece masal anlatıp onuncu köye yol almaktı azığımızı sırtlanıp. İnce sızılarımızı ceplerimize doldurup, hangi vapuru yakalayacağımızı hesaplayıp durduk. Vagonlara kilitlediğimiz aşklarımız için ne yürekleri toprağa verdik. Acıları biriktirip büfelere dizdik, dostlarımıza gösterdik. Dokunamadığımız çocukluğumuz, silkeleyemediğimiz tozlarımız oldu hep zamanın aynasında. Gözlerimizin en derinine baktık, en yosunundan sevdaları savurup saçlarımızın arasından hep ışığa yürüdük. Soluklandık arada, geriye dönüp baktık, yutacakmış casına üstümüze gelen karanlığımızdan ürktük defalarca. Biriktirdiğimiz hasretlerin içinde o ışık hep vardı. Dörde katlayıp, boş anıların arasına sıkıştırmıştık hani. Elimize aldığımızda gördük, buruşturup attığımız yaşamın yol haritası olduğunu. Unutulup kalmış bir köşede, sararmış beklerken. Sonra dönüp yüzünü güne açanlar misali, gökkuşağının altından yürüyüp geçmekti oysa yaşamak. Hiç anlamadan yitirip yolumuzu, toprağa verdiğimiz yüreklerin yanına uzandık kaldık, yorulmuştuk…...'
küçücük bir kalbi vardı... kocaman düşleri... babası onun herşeyi idi.. üzerine titrerdi..bir yaprak gibi.. sevgi denizinde halbuki bir damlaydı o kendini ne çok sanırdı..çocuktu.. renkler karışacaktı gökyüzünde önce güneş lacivert oluverecek birden ışıklar sönecek..sadece sokak lambaları etrafında pervaneler..uçuşacak.. hayatın gri zamanlarıda vardı habersizdi..minicikti yüreği fakat... kocaman sevgi vardı içinde bir gün acı bir haber aldı babası ölmüştü artık olmayacaktı...hiç bir zaman üstelik bir veda bile etmeden.. düşlerinden sıyrılmıştı...gökyüzüne.. bir kuyuya düşmüştü karanlık ejderhanın ağzında minicik yüreği alevler arasında kalmıştı..çocuktu.. konuşmadı bir vakit.. bir gün resim dersinde.. bir ağaç çizdi köklü..o kadar.. tarih kadar..eski.. bir elma ağacıydı...yaprakları sararmış.. üzerinde üç kırmızı elma vardı.. bir tanesi de düşmüş.. yerde...
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için tutkunum sana.
ben gittim sen gittin ben bittim bende sende bittin..
İşte sırıl sıklam yalnızlıkla gidiyorum Ardımda geleceğim önümde serin karanlıklara Sırtımda hançerin kan revan dinlemiyorum Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Şehir uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum Eylül yaprağı gibi savrularak Usulca akan nehir gibi durularak Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Güneş uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum Roman gibi sessiz sedasız Zaman gibi zamansız Bu gece yarısı ben gidiyorum.
Gece uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum Nefesimi tutarak ama seni içime binlerce kez çekerek Kendimi senden ederek son sigaramı içerek Ben bu gec yarısı gidiyorum.
Güller uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum Gidenler sokağından son kez geçerek Bir sevdayı kara toprağa gömerek Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Şehir uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum Cebimde son mektubumla sönmüş mehtabımla Şu sokakta sol yanımla Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Volkan dudakların uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum Bu gece yarısı birtek ben gidiyorum Bütün dünya uyuyor sen uyuyorsun Bu gece yarısı ben gidiyorum ........ SENDE GİTTİN seni öyle bi sevdimki senin beni sevmediğini bilerek sevdim seni öyle sevdim ki doymamacasına... seni öyle sevdimki........
duydum ki gitmişsin bir veda etmeden gözlerindeki ağıtı bana dinletmeden gitmişsin. şimdi yıldızlar ağlıyor bu sevdaya. çünki ben seni öyle bi sevdimki.......
seni öyle sevdimki mehtaba yazdım adını yıldızlara seni okudum her sabah. gül yaprağındaki busede her aşk şiirinin bestesinde sevdim seni. seni öyle bi sevdimki..........
hadi konuş benimle bir gül açtır zamanların ötesinden karanlıklar içindeyim gök mavisinden, deniz mavisinden, konuş işte senden, benden.... içimde birşeyler kımıldıyor gözlerim kançanağı, yorgunum uykusuzum bir baksana ne haldeyim deli divane yaralıyım çaresizim umutsuzum yağmur ol yağ üstüme, güneş ol ısıt dökül karanlığıma ışıklar gibi sesin aksın içime pınar gibi bana birşey söyle...
bildiğim bütün şarkıların sözlerini unuttum yüzümde sevinç ve keder yan yana resim çiziyor elim kolum bağlı sessiz çığlıklarım duvarlardan geçmiyor dokunsalar kırılacak cam gibi sen oradasın biliyorum ne zaman sokağın köşesinde bir çingene soğuğa ve kalabalığa aldırmadan akortsuz yaşlı ve yorgun sesiyle eski bir aşk şarkısı söylese en körpe dal gibi sen oradasın biliyorum sokak lambalarının aydınlattığı caddede bir kadın çiçek uzatır kışa inat bahar çiçeklenir elinde yalnızlığın temel attığı kaldırımlardan içlerinde sevgiyi büyütenler geçer sahile vuran dalgaları duyarım yazılmamış şiirler ve söylenmemiş sözler cebimde, özlenen bahar gibi sen oradasın biliyorum bir rüzgar eser son otobüsler geçer yanımdan gece içimi ürpertir terk edilişlerimi ve yalnızlığımı bir köşeye bırakırım eski fotoğrafların sararmış yüzleri kadar canlı buz kesmiş ayrılıklar kovalasa da beklenen şafak gibi sen oradasın biliyorum..
günaydın, yeni güne günaydın, umut dolu insanlara günaydın; anneme, babama ve yaşama günaydın, yedi ilkim, yedi bucak günaydın, tüm dostlar günaydın, tüm dost bildiğimiz insanlar ve... günaydın, tüm bizi dost bilen insanlar aşka, şiire, arkadaşlığa ve umuda dair ne varsa günaydın tüm güzellikler...
Sevgi ve ölüm yalnızlık korkusu ufacık yreğimde bir ışık bekliyor, titrek titrek bakıyor karanlığın en derinlerine incecik bir çizgi kalmış sanki hayatla arasında bekliyor son umuduyla ama gelmiyor. gözlerini kapatıp bıra ...
02.04.2007 - 15:19
ÖYLECE KAL NE OLUR....
küçük,
küçücük bir çiçek olarak kal,
sormadan,davet almadan gelip,
baharı yaşattığın gönül bağımda...
ne solup gitmeni isterim,
ne de serpilip büyümeni;
lütfen hiç değişme,
hep böyle kal,öylece kal...
çünkü;
ne seni geliştirip,besleyecek,
umut ve güç verecek bir hayatım,
ne de yokluğuna dayanacak
bir yürek yok bende.
kal öylece ne olur,hep böyle kal...
ne solup git,
sevgisizlikten,ilgisizlikten solan
çiçekler gibi,
ne de gücümün üstünde
sevgi ve yarın bekleme benden,
varlığım yetsin varlığına,
ve varlığınla hayat bulayım ben de,
hiçbirşey istemeden ve beklemeden,
'sadece sev' beni,
benim de seni;
hiçbirşey beklemeden,
'sadece sevdiğim' gibi.....
kal....öylece kal...
hep orda kal ne olur.....
02.04.2007 - 15:19
Doyumsuz Anlar Düş
Doyumsuz Anlar Düş
duygular akarken yürekten yüreğe
şiirler okundu kulaktan kulağa
buluşma noktası kırıldı sohbetin
dolunay kızlık evresinde
yıldızları öptü dudaklarından
koştu gecenin alaca karanlığında
gözler sevişti hislerle durağan
ağaçların arasında buldular gölgelerini
yakaladım yakalayacağım derken
çalılıklar takıldı ayaklarına düştüler
bir yanda olgunlaşmış meyveler
bir yanda yosunlaşmış su gözesi
keşfedilmemiş bir doğa harikası
ilerleyen zamanın ötesinde
kimliğini arıyordu gece
çok geçmeden soyundu anadan üryan
her nokta her lokma damak tadı
şehvetin kollarında inlerken
kazan kaldırdı geceye varoluş
doyumsuz anlar düş
02.04.2007 - 15:17
Ahh Sevdiğim...
Bu susmalar hiç iyi değildi biliyordum!
Gözlerinin kaçması benden ve uzaklara dalması sessizce,
Omuzlarının tonlarca yük taşır gibi çökmesi yorgunca…
Hiç iyi değildi biliyordum sevdiğim!
Sanki benden gideceğini hissediyordum
Sözlerinde ki telaşı, belli belirsiz yutkunmaları..
Ta ki seni bir yabancı gibi;
Biraz ürkek ve titreyen ellerle
Canımı acıtan o bavulu eline aldığını
Gördüğüm ana kadar...
O an anladım sevdiğim.. Bitmiştik.. ve sen gidiyordun..
Ah sevdiğim! Ne bekliyordun benden, Anlayış mı?
Giderken arkandan bir damla gözyaşı döküp
“Kendine iyi bak…” dememi mi?
Eşyalarını toparlarken; aslında bütün anıları da
Kapatıp gittin bavuluna…
Gözlerine bakıp okuduğum bütün o şiirleri,
Kollarıma sığınıp ağladığın geceleri,
Neşeliyken küçük bir çocuk gibi bana bakıp gülümsemelerini…
Ah sevdiğim! Ne bekliyordun benden, Bitti biliyorum dememi mi?
Merdivenlerden inip kapının önüne geldiğinde
Arkana bakmanı bekledim;
Arkana baksaydın eğer! Kollarına atılıp saatlerce ağlayarak
Yalvaracaktım sana…
Sensiz olmaz bu çarpan yürek diyecektim! Çarpmaz olur artık...
Gitme! Yapamam! Ölürüm! ...
Arkana bile bakmadın sevdiğim!
Gözlerime bakmadan gittin..
Bir kuş gibi süzülüp gittin sessizce
Ardından bana kalan sadece kanat çırpışların oldu…
Ben mi?
Bense ardından sadece sustum!
Sustum! …
02.04.2007 - 15:17
Ayrılık Hediyesi
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!
şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...
kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun
gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)
Yusuf Hayaloğlu
02.04.2007 - 15:16
diyarlarda küçük bir kasabada dürüst ve çalışkan bir genç yaşarmış. Tüm gün ustasından öğrendiği gibi demir döver kasabanın tüm ihtiyaçlarını giderirmiş. Sutean adındaki bu genç adam herkes tarafından sevilen sayılan biriymiş.Bir gün dükkanına eski bir tencereyi tamir ettirmek isteyen hizmetçisi ile birlikte Rosa adında çok çok güzel bir kız gelmiş.. Sutean görür görmez bu kıza aşık olmuş, ama kız ona fazla yüz vermemiş. Tencereyi bırakıp dükkandan çıkmış. Güzel kızın ayrılması ile birlikte sanki dükkandaki ateş sönmüş; demirci Sutean'in kalbini buz gibi bir şey kaplamış. Güzel kızın kalbini kazanabilmek için bir çare aramaya başlamış. Ocağının başına oturmuş düşünürken bir parça demir almış ve onu şekillendirmeye başlamış. Çalıştıkça çalışmış ve ortaya çıkan şey şimdiye kadar yaptığı hiçbir şeye benzememiş. Eşi benzeri görülmemiş bir çiçek yapmış demirden... incecik yaprakları birbiri etrafında kapanan dünyanın en güzel çiçeğini... Sabah tencereyi almaya sadece hizmetçi kız gelmiş. Demirci Sutean üzülse de güzel kızı göremediği için tüm umudunu çiçeğine yüklemiş ve aşkının elçisi olarak göndermiş hizmetçiyle...güzel kız çiçeği görünce büyülenmiş, kalbi yumuşamış ve Sutean'in aşkına karşılık vermiş... Sutean güzeller güzeli kız ile evlenmek için kızın babasından izin almak üzere yaşadıkları şatoya gitmiş.Güzel kızın babası bir büyücüymüş, ve kızının sıradan bir adama, bir demirciye aşık olmasına çok öfkelenmiş. Bu ilişkiye hemen bir son vermeye yemin etmiş. Hemen orada Sutean'i öldürecek bir lanet okumaya başlamış ki, kızı dizlerine kapanıp onu engellemiş.bunun üzerine büyücü kurnazlığa başvurmuş; Sutean eğer sabaha dek şatonun etrafını demir bir çit ile çevirirse kızı ile evlenmesine izin verecek eğer başaramazsa güneş doğarken Sutean taşa dönecekmiş. Eğer korkuyorsa bir daha dönmemek üzere şatoyu terk edebileceğini söylemiş demirciye.. Demirci korkup da sevdiğini terk edebilecek biri değilmiş. Hemen işe başlamış, durup dinlenmeden çubuklar, teller hazırlayıp onları diziyormuş. Sabaha karşı büyücü demircinin çiti yetiştireceğini anlamış, ve onu engellemek için aklına bir kurnazlık daha gelmiş... kızının kılığına bürünmüş ve şarkı söylemeye başlamış. Şarkı öyle derin öyle güzelmiş ki... demirci çekicini bırakıp dinlemeye başlamış...Büyücü güneş doğana dek söylemiş. Güneş ışıkları penceresine vurduğunda güzel kız uyanmış, hemen pencereye koşmuş; çitin yarısı duruyormuş... demirciyi uyarıp güneş ışığından kaçırmak istemiş, ama geç kalmış.. Gün ışığı üzerine değer değmez genç adam taşa dönüşmüş...büyücü neredeyse mutluluktan uçmak üzereymiş. Babasının oynadığı oyunu gören kız çok üzülmüş, ve elinde demircinin hediyesi olan demir çiçek ile taşa dönüşmüş olan sevgilisinin yanına koşmuş. Ağlamış, ağlamış, ağlamış... göz yaşları taşı eritememiş, ama demirden çiçeği canlandırmış. Gözyaşları ile beslenen çiçek büyümüş, serpilmiş, tüm şatonun etrafını çevrelemiş. Demircinin tamamlayamadığı çiti çiçeği tamamlamış. Bu güzel çiçeği görüp beğenenler alıp başka yerlere de ekmişler ve böylece tüm dünyaya yayılmış. Güzeller güzeli Rosa'nin (Gül) anısına her yerde onun adı ile anılır olmuş.
02.04.2007 - 15:16
Bir sure sonra,
bir eli tutmakla bir ruhu zincirlemek arasindaki
ince farki ogrenirsin,
Ve askin yaslanmak,
birlikte olmanin da guvende olmak
anlamina gelmedigini ogrenirsin,
Ve opucuklerin sozlesme
ve hediyelerin de vaat olmadigini ogrenmeye
baslarsin,
Ve yenilgileri
basin dik ve gozlerin acik karsilamaya baslarsin,
bir cocugun uzuntusu ile degil, bir yetiskinin
zerafeti ile,
Ve herseyi bugunu dusunerek yapmayi da ogrenirsin
cunku yarin ile ilgili hersey belirsizdir.
Bir sure sonra gunes isiginin yakici oldugunu
ogrenirsin
eger fazla maruz kalirsan
Bu yuzden,
baska birisinin sana cicek getirmesini beklemeden
kendi bahceni yarat
ve kendi ruhunu kendin susle.
Ve goreceksin ki dayaniklisin...
Ve kuvvetlisin,
Ve degerlisin.
02.04.2007 - 15:10
dost: ne zaman mutsuz olsan ya da ne zaman mutlu olsan keske yanımda olsa dediğin özel biridir....
aşk: insanın canevinde çırpınıp duran küçük bir kuştur....
mutluluk: güneşin doğuşunu sevdiğin insanla birlikte karşılayabilmektir
02.04.2007 - 15:10
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
02.04.2007 - 15:08
adını sen yazrmısın
Başımı kaldırıp baktığımda
Diğer dairenin camında durmuş
Yeni açan bi çiçekti önceleri
Gözlerini dikmiş etrafı seyrediyordu
İkinci katta camın önünde
Bir karanfil hikmetiyle ne güzel de duruyordu
Başını biraz öne eğmiş elleri bağlıydı
Bazen bana bakıp gülümsüyordu
Benimde ona baktığımı görünce
Bir kuş gibi kalbi atmış utanmıştı sanki
Gözlerindeki o masumluğu gördüğümde
Varlığını hiç hissetmediğim bu kalbim
Onun kalbindeki kuş olmuş
Hayallere bırakmıştı kendini.
Ne adını biliyordum ne kim olduğunu
Ne beni düşündüğünü hissediyordum
Ne de beni biraz olsun sevdiğini
Sadece geceleri yıldızları izler gibi
O masum gözlerini izliyordum
Hiç bir karşılık beklemeden
Tek bir söz bile istemeden
Sadece seyrediyordum
Karşılıksizdı biliyordum sevgim
Ama bu kuş kalbimi engellemem imkansızdı
yanına gittim ellerini tuttum
ve artık bu kalbim atmıyor
gözlerindeki gözlerim gözyaşıyla
ağlıyordu…
02.04.2007 - 15:07
SICAGIN OTESİNDE merhaba sana ilk bahar geldin yine baş tacım bilinmez seni neden bu kadar sevdigim aslında çıkarım var senden belkide tek nedeni bu ilk baharda aşk başkadır ya belkide ondan ama en çok sevdigim papatyalar sende açarya inanki daha çok ondan bide en sevdigin kızın başına taç yaparsın ya papatyalardan işte birazda ondan neyse hoş geldin baş tacım merhaba sana
02.04.2007 - 15:06
Ben gönlü temiz insana kurban olayım
Gezsin başım üstünde benim hoş tutayım
Ham insanı al karşına, söylet azıcık
Dön, sonra cehhennem ne imiş, gel sorayım
* * * * *
Ey doğru yolun yolcusu, çaresiz kalma;
Çıkma kendinden dışarı, serseri olma;
Kendi içine sefer et erenler gibi:
Sen görenlerdensin, dünya seyrine dalma.
02.04.2007 - 15:06
Ya ümitsizsiniz.
Ya ümitsizsiniz.
Ya da ümit sizsiniz.
Ya çaresizsiniz.
Ya da çare sizsiniz.
02.04.2007 - 15:06
Merhaba!
Dogan gün
Dal uçlari tomurcuklar
Daglarin esen rüzgari
Sigircik kuşlarinin sevinci bahar
Güneşe koşan çocuklar
Merhaba!
Merhaba!
sevgi düşüm
utangaç gülüşüm
Ilk yaşam çigligim
Gelin duvagim
Türkü tadindaki yaşam
Yürekteki sevda, gözlerdeki işilti
Dudaktaki gülücük,
Özlemi çekilen yarinlar
Içerdekiler dişardakiler
Hasreti kanayan dostlar
Merhaba!
Merhaba!
Agaçta göveren dal
Güllerin güne gülüşü
Yerdeki çiy, gökteki ay
Yagmurun çimlere dökülüşü
Yedi iklim dört mevsim
Evrenin renk renk cümbüşü
Salkim-saçak umut
Merhaba!
Merhaba!
Güneşle besledigim
Sevgiyle süsledigim..
Merhaba :)
02.04.2007 - 15:04
LANET OLSUN
LANET OLSUN
Sana doyamadan seni benden ettiler, gözyaşlarımı sel ettim, akıntısına kapılıp bana dönersin diye... Oysa sen,açık denizlere ulaşıp bir limana sığınmışsın bile...
Ruhumu yere vurup hasret çektiren olsan da,ne sevgine bedduam, ne sana kınım var.deryaya akar gibi bin bir dertle dolsam da, seni mahşere kadar sevmeye yeminim var...
Uçurumdan düşerken tutunduğum dal olsan ölmekten değil seni kırmaktan korkarım ki.Tutunduğum dalsın.Beni affet.
Hatırına dağlar diz çöksün; sen eğilme sakın, ayrılık, hüzün nedir; sen bilme sakın, bu gönül bahçesinden kim giderse; gitsin sen gitme sakın!
Bir gece yarısı titreyerek uyanırsan bilki resmini öptüğüm gündür, bir gün sebepsiz yaşlar süzülürse o güzel gözlerinden bilki yokluğundan öldüğüm gündür...
Bir mültecinin vatanı yada bir kölenin hürriyeti kadar uzak olsan da; sende hep gurbeti yaşasam da olsun: yeter ki beni yüreğinden sürgün etme...
Her deniz bir martı,her rüya bir uyku,her nota bir şarkı,her mezar bir ölü,her ağaç bir kök bulurda ben başka bir sen bulamam
Sen hiç hasreti tattın mi severken,hiç ağladın mı gülerken,sen hiç sevdin mi sevilmiyorken ve hiç ayrılmak istedin mi canından çok severken..
Gidişinle beni boş bir sedaya bıraktın, şimdiden sayıyorum sensizlik günlerini ve geleceğin günü bekliyorum sabırsızlıkla, o günün sevgisiyle avutuyorum bir parçaçık kalbimi
Seni uçsuz bucaksız bir okyanusta doğan güneşte,geceleyin parlayan ayda ve denizlerin o mavisinde buldum.Ancak gece doğabilecek bir güneşte kaybedebilirim.
Düşlerim vardı görmekten korktuğum, hislerim vardı söylemekten korktuğum, şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum, şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum...
Okşayıp saçını seni sevmeden, bir gün olsun mutluluğa ermeden, göçersem dünyadan seni son bir defa görmeden, çiçek koyma mezarıma gel yeter, dua etme başucumda dur yeter
Bırak bu sevgimiz tertemiz kalsın sen benim içimde kanayan yarasın.birgün gelir belki beni anlarsın dönüpte yüzüme nasıl bakarsın.
Sana gitme diyemedim; Gözlerim gözlerinde kaldı. Susuz büyürmü hiç çiçek; Su sende çiçek bende kaldı.
Gidersen kim sular fesleğenleri,kuşlar nereye sığınır akşam olunca.Gidersen kar yağar avuçlarıma,gidersen kuşlarda ölür bende.
Unutmaya beş kala gözlerini ve sana dair ne varsa bitmeye yakın işte bugün ben her şeyimi sende bıraktım sırf aşkımı aldım elinden onu da kaybettim. HÜKÜMSÜZDÜR
Sensiz ne günlerin ne mevsimlerin yok artık değeri yok benim için. hatırı kalmasın o resimlerin yırtmadan son defa bak benim için..
Bir soluk kadar yakın yıldızlar kadar uzak derler sevgi için.uzanır yetişemezsin,yetişir dokunamazsın,dokunur vazgeçemezsin vazgeçer ama asla unutmazsın.
Sensizim, senden uzakta seni düşünüyorum, seni özlüyorum ve özlemeyi çok seviyorum Birgün seni kaybedeceğim duygusu sarıyor benliğimi, korkuyorum ve bu korkuyu çok seviyorum Hani seversin de korkarsın, kaybetmeye uzaktan bakmak yeter bilirsin, sensizim, sevgin yok artık Ama ben yinede senleyim çünkü seni seviyorum
Ne yeminler bozdum geceler büyürken sensiz,ne yeminler bozdum yıllar geçerken sitemsiz,ne yeminler bozdum tarifi bile imkansız.Senin için ey gülüm.Ama sen anlamadın ne yapayım.
Bir gün hayatın tüm güzelliklerinden vazgeçip sessiz sedasız ölüme gitmek istersen yanıma gel de sana sensiz olmanın ölüm olduğunu göstereyim.
Vaktinden önce çiçek açmaz rüzgara kelepçe vurulmaz. Bende sen bitmedikçe veya bende ben ölmedikçe sana olan bu sevgim bitmez.
Hasretin öldürdü beni! Şimdi geceler çaresiz. Şimdi yağmur damlası gelip konar dudaklarıma sessiz. Söylemiş miydim hasretin öldürdü beni hiç sebepsiz.
Kapkara bir bulut seni sararsa kaybolmuşsan bir meçhulde gözlerini kapa ve elini kalbine koy. Bulursun doğru yolu çünkü beni meçhul bile sende ayıramaz.
Bu gece rüyama gir gizlice sımsıkı sar öp kokla iyice sonra isyanlar savur küfret güzelce ve sonra çek git gitmen gereken yere yolun açık olsun.
Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki başını bilip sonunu hatırlayamadığım. Sevdiğim bir kişi var ki sevdiğimi söyleyemediğim. Gözlerimde o kadar çok yaş var ki utanıp ağlayamadığım.
Sen de benim kadar gerçekleri görüyorsun beraber olamayız benim gibi biliyorsun, ayrı dünyaların insanısın yavrucağım sen kendi dünyanın toprağı da büyüyorsun.
Bu yaşamdaki her şey yalan ve sen benim için bulutlar arkasındaki dokunulmamış bembeyaz bir sevgi yumağısın,ve şunu da biliyorum ki tüm sevgime rağmen bu yaşamda sevgisine layık olmadığım tek insan sensin.Sen ki en güzel sevgilere ve en muhteşem duygulara layıksın.
Gözlerim yollarda bekletme ne olur,bu aşka bir hüzün ekletme ne olur,bana sensizliği öğretme ne olur,yokluğun cehennem,cennetim sensin...
Gözlerim seni rahatsız ediyorsa kapatırım bir daha açmam,sözlerim seni rahatsız ediyorsa susarım bir daha konuşmam, varlığım seni rahatsız ediyorsa ölürüm bir daha karşına çıkmam, sevgim seni rahatsız ediyorsa üzgünüm çünkü ona engel olamam.
Gökte rahmet olsan umrum da değilsin seninde yağmurunda ıslanmıyor bedenim kızgınlığım sana değil kendime senin mevsiminde açmıyor açamıyor çiçeklerim..
Dilde söylenecek şarkımı kaldı mecnundan keremden farkım kalmadı artık ecelden de korkum kalmadı beni paramparça kırda öyle git.. Mutluluk hakkımdır diyemem artık nasibim ağlamak gülemem artık Senden başkasını sevemem artık kalbime kilit vur da öyle git..
Seziyorum ki kaçacaksın yalvaramam koşamam ama sesini bırak bende Biliyorum ki kopacaksın tutamam saçlarından ama kokunu bırak bende Anlıyorum ki ayrılacaksın Çok yıkkınım yıkılamam ama rengini bırak bende Duyumsuyorum ki yiteceksin en büyük acım olacak içimde ama ısını bırak bende Ayrımsıyorum ki unutacaksın acı kurşun bir okyanus ama tadını bırak bende Nasıl olsa gideceksin Hakkım yok durdurmaya ama kendini bırak bende.
Kalbim seni unutacak kadar adiyse duygularım onu parçalayacak kadar asildir.
Kurumuş yaprağıyım dalındaki ağacın, Ayrılık rüzgarları esiyor sonbaharın Taşında toprağında, ardında yalnızlığın, Savuruyor her yanı öfkesi karanlığın... Gidişinden bu yana gözyaşlarım dinmedi, Kalbimdeki şu sızı yüzümü güldürmedi, Unutturmadı seni bıraktığın bu sevgi, Terk ettiğin duygular unutturmadı seni!
En mutlu gününde yanında yoksa onunlayken bile onsuzluğu yaşıyorsan bil ki terkedilmişsindir yalnızlığı yaşıyorsun ama bilmeden.
Şu dinmeyen arzuya karşı koysa da dağlar,Ümitsizce gözlerim sanma ki her dem ağlar; Varsında hasret ile geçiversin seneler,Bizi ayıran yollar bir gün yeniden bağlar...
Bu gül sana vereceğim son hediyem maalesef ben sana bu gülü verecek kadar alçağım; ama yine biliyorum ki sen bu gülü alacak kadar alçak gönüllüsün
Bir gün sevgilim sordu Aşk nedir diye biraz zaman istedim düşüneyim diye. Ertesi gün gördüm onu bir başkası ile.Kulağına fısıldadım AŞK ızdıraptır diye
Sen gideli gönlümdeki bütün çiçekler soldu gel be zalim gel gel de gör şu halimi bir el uzat artık şu karanlıktan kurtar beni şu gönlündeki çiçekleri canlandır yeniden
Şimdi uzak bir kenttesin ve yağmur yağıyorsa. Düşüyorsam yüreğine tane tane. Ve sen istiyorsan, gelirim, serilirim kıyılarına...
Seni ben değil gözlerim seçti onlar beğendi.Sen benim değil onlarınsın. Gittiysen bana ne onlar ağlasın.
Akılsız adam mutluluğu uzaklarda, Akıllı ise O'nu ayaklarını altında arar... Seninle olmak varken; Sensiz kalmak, Yaşamak dururken ölmek demektir…
Zamanla nasıl değişiyor insan. Hangi resme baksam ben değilim. Nerde o günler zevk heyecan bu güler yüzlü adam ben değilim. Yalandır kaygısız olduğum yalan...
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler. Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler... Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden dönen yok seferinden...
Mehtap sularda gümüşten bir iz bırakırken, gökte yıldızlar parlıyordu. Yalnız kaldığım günler ve geceler, kalbim her yerde seni arıyordu.
Ne haz var senden ayrı, ne bir tat senden öte. Bir yüzünü görmek değer bin bir zahmete. Vereceğin her acı gönülden kabulümdür. Sendeki cehennemi değişmem bir cennete...
Sesin ruhumda bebek teni, sözün kalbimde çiçek seli.Lanet olsun yokluğuna, hasretin hiç bitmedi.
Nedir bu isimsiz duygular, sevgilim odamda yağmur kokusu var, kavuşmak üstüne tek bir sözcük yok, ayrılık üstüne tüm şarkılar...
Hani o gün beni anlayan sen gitmiştin ya seni başkalarında aradım ama yoktu beni senin kadar anlayan,Yinede üzülme çünkü ben seni sensizde sevebilirim.
Eğer beni bu sokakta, bu mahallede, bu şehirde bulamazsan, sevgilim bil ki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim.
Yağmur vuruyorsa pencerene anla ki o zaman ben ağlıyorum. Yağmur pencerene vururken, benim göz yaşlarım da kalbime vuruyor; Tıpkı yağmur gibi.
Sen giderken birlikte ağlamıştık. Yerini simdi yağmura verdim sen gelene dek gözyaşıma ortak olacak başka göz değmesin diye gözlerime.
Aşkım ne zaman dağlar sahili, mehtap geceyi dünya dönmeyi unutursa, ben de seni o zaman unutacağım...
Sevmemiştim kimseyi seni sevdiğim kadar,çekmedim kimseden senden çektiğim kadar.
Hadi uyandır söyle; gördüğüm zamansız bir düş mü.Hadi git uzaklaş,yokluğuna inandır beni gerçekten.Yoruldum her bulduğum yerde seni kaybetmekten
Ağlayışım terk edip gidişine değil.Ben; sensizken senden diye sensizliği de sevmiştim.Sen; seninle birlikte sensizliği de alıp gittin.
Sonsuzluk koyuyorum adını sensiz günlerin, senli günlerle takas ediyorum. Yokluğun diye bir şey yok bende, ben seni sonsuzluk kadar çok ama çok seviyorum.
Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz. Her şeyi unuturda şu gönlüm bir seni unutamaz.
Geçenlerde bir meyhane keşfettim mezarlığın karşısında.Bir gün beni ararsan ya meyhanedeyim yada tam karşısında.
Ne zaman ayrılık saati gelse içimdeki güllerin boynu bükülür.Bir zaman kalırım öylece neden sonra gittiğini anlarım içimde güller ağlar ben ağlarım.
Ne seni unutmak gibi bir çaba var içimde. Nede aşkını körükleyen rüzgar. Ne seni görmeden durabilecek kadar güçlüyüm. Nede seni kırmaya dayanabilecek kalbim var.
Geleceği benimle karanlık görüyorsan,umutların solmuş yüreğinde. Hadi git beni hiç düşünme eğer mutlu olacaksan çeker giderim,sen mutlu olacaksan ben çekerim.
Sen bazen zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen hayatın cesaret veren mutluluk yanı ve sen her zaman sevgimin tek nedenisin.
Bir çiçeğim vardı, adını aşk koydum; KOPARDILAR, Bir çiçeğim vardı, adını sevgi koydum; SOLDURDULAR, Şimdi yine bir çiçeğim var, adını ızdırap koydum; NE KOPARAN VAR, NE SOLDURAN...
Sen bir yıldız olsan da gökyüzü benim, kayar gidersin,parlaklığına güvenme unutma güneş doğduğu anda sen bir hiçsin...
Bir gün bensiz bir yerde ağlarsan her düşen göz yaşında beni hatırla hafifçe yağan bir yağmurda saçlarını okşayan her damlada beni hatırla hiç aşık oldun mu diye soran olursa olmadım derken beni hatırla seni sevdiğimi daima hatırla..
Ne geri dönecek yolun olacak nede tutunacak dalın kalacak.. korkarım pişmanlık sonun olacak yalnız kalacaksın günün birinde pişman olacaksın günün birinde..
Bu duvarlar duysa hıçkırığımı belki beni anlardı kalbimde bir umut gönlümde bir alev beni unutana söyleyin beni unutanı ben unutmadım elbet dönecek ya dönecek yada bu kalp onsuz ölüp gidecek.
Sensiz geçen her gün, Cehennemi yaşarım. Sevginle büyüyen, Hayatı ararım. Dolaşırım sokaklarda, Hep seni ararım. İsmini sorduğum insanlarda, Yine seni ararım. Bir gülücük vardı ya İşte onu ararım. Bulamadığımda ise taklidini yaparım. Ama olmuyor, yinede seni ararım. Bir gün seni, Aradığım yerde bulursam, İlk önce sende, Kendimi ararım.
Bir birimize söz vermiştik, Bütün ömür boyu ayrılmayacaktık, Yeminler etmiştik, Asla ayrılmayacaktık, Ama ne oldu Bir kış günü, yıldızların bakışlarında, Ayrılığımızı söyledik..
Bir daha görüşmemekti senin seçimin Seni severken kaybetmek niçin Anlamsız bir öfkeyle doldu için seni kırdım biliyorum bir hiç için Ayrılık nedenini hissediyorum Artık dönüşü yok biliyorum Her gün seni düşünüyorum Ama artık sensiz yaşıyorum Neyse canım sen son değildin Ama bil ki son olabilirdin Böyle olmasını da sen istedin Beni zaten hiç sevmedin.
Seni çok seviyorum dönmeyeceğini bilsem de bekliyorum beni bıraktın ona gittin olsun yinede kızamıyorum nolur dön bana bekliyorum seni hala çok seviyorum Allah'ın belası dön artık..
Ömrümün bana kazandırdığı en güzel şey senin sevgindi..Aynı zamanda kaybettirdiği de senin sevgin oldu. Seninle hiçbir zaman birlikte olmadığım halde yokluğuna bir türlü alışamadım.
Son defa esmeden denizlerime ey! Deli fırtına bağrımı yakma nereye gidersen beni de götür bu sahilde beni yalnız bırakma
Geceyi deniz tutmuş, kalbimi hasret, hangi sularda ayak izlerin, hangi kaptanın seyir defterinde kalmış gözlerin
Güneşin her doğuşunda ben biraz daha batıyorum.Bu hayatı anlamsız,sensiz yaşıyorum.Her gün sanki ölümü bekliyorum.Çünkü ben sensiz yapamıyorum..
Elbet mutluluk elimi tutacak bir gün, elbet şans bana bir kıyak geçecek ve ben güleceğim. ne yazık ki sen sadece ardımdan bakacaksın kaybına göz yaşı dökeceksin ama merak sen üzülme gülüm acıda sevgin kadar geçicidir..
Dilerim tanrıdan yüzün hiç gülmesin Yıllarca benim gibi sevip sende acı çekesin sevgimi bilmedin suç bende mi! seven çeker acıyı sevmeyen ne bilsin.. Bana aşktan bahsetme sevmek kim sen kimsin.
Seni hiç sevmezlik etmedim etmem edemem, seni hiç aldatmadım, aldatmam, aldatamam,ama senin hemen unutuveririm. Niye mi? Çünkü sen bunların hiç birini yapmadın! ! !
Beni sensiz bıraktığın gün geliyor aklıma, düşünüyorum da çok acı çekmiştim, ama şu anda daha da çok çekiyorum ama biliyorum ki sen bu acıya hiçbir zaman değmedin beni hiç bir zaman sevmedin sen sevsen de sevmesen de ben seni sevdim hep de öyle kalacak..
Güneşin başka iklimleri aydınlatmaya, başka gönülleri ısıtmaya gittiği şu saatlerde, kâğıdı, kalemi elime alıp, seninle dertleşmek, yalnızca sana yazmak ve yalnızca seni özlemek geçiyor içimden. Sana yazmak. “Sana Seni Yazmak”.
Çok şey mi istedim senden hiç farkında olmadan bir çiçeğin bile kıymeti var sararıp da solmadan bıktım artık bıktım hep sana hep bana hep bu umutsuz aşka ağlamaktan tek korkum Allah tan birde sensiz kalmaktan...
Ne unutacak kadar nefret ettin ne hatırlayacak kadar sevdin sana bensizliği bırakıp seni içimden terk ediyorum bitanem.
Bir Gün Bu Köşede Sessiz Sedasız Hıçkıra Hıçkıra Ağlayacağım, Şu Lanet kaderime Sitemler Edip, Tanrıya Son Kez Yalvaracağım, Güzel Gözlerin Gelecek Aklıma, Solup
Gideceğim En Güzel Çağımda, Sensizlik Beni Çağırdığında, Boş Sokaklara Haykırdığında, Artık Burada Olmayacağım
Bir gün yağmura yakalanırsan benden kaçtığın gibi yağmurdan da kaç.Çünkü bulutların arkasında kaybolan aşkı için ağlayan benim.
Artık günlerim günlerden uzun gecelerim gecelerden yalnız seni sevdiğimden bu yana her acıyı tattım her çileyi gördüm hayatın her cilvesine alıştım yanlız senin yokluğuna alışamadım şimdi anlıyorum acıdan hasretten gözyaşından başka hiç birşey vermemişsin bana yıkılan hayallerime yok olan geçmişime kaybolan geleceğime Ağladım Ağladım Çocuklar Gibi Ağladım..
Sevgi denildiğinde toz pembe bır hayat olduğunu. Ayrılık denildiğinde ise anlatamam sende yaşa anlarsın diyorlar... Neden kelimelerle anlatamıyorlar..
Sana beni sev mi dedim benim için öl mü dedim. Dizlerine kapanıp da gel kalbime gir mi dedim. Sen istedin,sen istedin ayrılmayı sen istedin.Beni aşka köle edip gençliğimden ne istedin...
En sevdiğim seni özlemekti,en sevdiğim kendimi özletmekti,en sevdiğim ellerim arasındaki parmaklarını sımsıkı tutmak,bir yaprak dökümü gibi hafif ürkek üşüyerek seninle orada yürümek.
Gittin... Şimdi bir mevsim değil, bir hayat girdi aramıza. Ne sen dönebilirsin artık geriye, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Sevginin en güzelini Tutkunun en kuvvetlisini Ve bağlılığın en asilini tattım. Bütün duyguların EN lerini tattırdın ya bana Ayrılığında EN acısını yaşattın..
Biz ayrıldık ama şunu unutma yaşadığın şehirde beni sana hatırlatacak çok şey var.Baktığın heryer,gördüğün her nokta ve ayak bastığın her toprakta benden bir şeyler var.İşte unutamamamın sebebi de bu.Çünkü bu şehrin her noktasında bizim anılarımız yaşıyor.
Ne ağlayabildiğim,ne gülebildiğim! Yaşanmış ne varsa sende, yaşanmamışlığı var bende.Şimdi sen söyleyemediklerinde, keşkelerin keşkesinde ve pişmanlıklar denizindesin...
Ses etmesem de öfkem saklı sana bakışlarımda bir tokat atıp gitmek vardı ama alacağın olsun o da değmezdi sana.
Hoşçakal bir tanem her şey için sağol. Seninle öğrendiğim ve seninle tattığım tüm güzellikler için. Ağlamayı sevmeyi özlemeyi hayatı senle buldum. herşeyi senle buldum ama seni anlamımı kaybettim.
Hani bir şarkı duyarsın, hani için geçer biraz, Karamsarlaşırsın, hüzünlenirsin biran, Ağlamak gelir içinden ağlayamazsın bir türlü, Benimkisi böyle bir sevgi, amaçsız, çaresiz, sonsuz...
Eğer bir gün beni unutursan öyle biriyle unut ki sana savurduğum KURŞUNLARIN önüne geçecek kadar cesur olsun..
Aramıza yollar, yabancı kollar,zor yıllar girdi,Ümitlerimi,saf sevinçlerimi derken seni kaybettim Bir iki sözle bi kaç şarkıyı, adaletsiz yargıyı Birde bu talihsiz yazgıyı kalbime kaydettim.
02.04.2007 - 15:03
Umut tadında
'Her yeni gün;
Biraz sevinç,
Biraz mutluluk,
Birazda umuttur...
Aslında özlemdir,zamana direniştir...'
02.04.2007 - 15:03
bilki senin daginik saslarinda
yagmurun damlalari var
kirpiginin üstünde
uzak degil gurbetlikler
bir telefon sesi kadar yakin
görümlük degildir dünya
gökkusaginin renklerinde bul kendini
cocuksu seyler düsün arasira
saklanbaç oyna yasamla
sen saklan o yakalasin
o saklansin sen yakala
bir elma sekeri al ver bir cocuga
gör sevincini kendinde
küçük mutluluklarda yasanir seninle sende
tebessüm et hade
tebessüm et güne
02.04.2007 - 15:02
Bir gün dostlarım 'sizin dönemin insanını anlatırmısın' dediler..bende yazmıştım beni ve benim gibi düşünen inları..seninle paylaşmak istedim beni tanıman adına.....
'Hiç kimse birbirinin sesini duymadı,kocaman bir sessizlik yaşamlarımız aslında...kendi sesimizi duyarak dinleyerek büyüdük, yazık ki sesini bize duyuracak olanları ya yanlış zamanlarda tanıdık yada hiç yanlarına bile uğrayamadık....biz sadece inandıklarımız için yürüdük genel doğrulardı onlar sadece biz inanmıştık ama....bu nedenle hep yalnızlığa mahkum ettiler bizi...ve hep kendi sesimizi dinleyerek yaşamaya mahkum edildik...'sesimi duyuyor' dediklerimiz bile aslında çok uzaktı bizlerden....hep en yakınlarda en uzak kalmaya mahkum olduk....'
...................................................
'Hiç varolmayan hayatlardı yaşadıklarımız. Karmakarışık koridorların ucunda görünen ışığa ulaşma çabasıydı hep aklımızı başımızdan alan. Binbir gece masal anlatıp onuncu köye yol almaktı azığımızı sırtlanıp. İnce sızılarımızı ceplerimize doldurup, hangi vapuru yakalayacağımızı hesaplayıp durduk. Vagonlara kilitlediğimiz aşklarımız için ne yürekleri toprağa verdik. Acıları biriktirip büfelere dizdik, dostlarımıza gösterdik. Dokunamadığımız çocukluğumuz, silkeleyemediğimiz tozlarımız oldu hep zamanın aynasında. Gözlerimizin en derinine baktık, en yosunundan sevdaları savurup saçlarımızın arasından hep ışığa yürüdük. Soluklandık arada, geriye dönüp baktık, yutacakmış casına üstümüze gelen karanlığımızdan ürktük defalarca. Biriktirdiğimiz hasretlerin içinde o ışık hep vardı. Dörde katlayıp, boş anıların arasına sıkıştırmıştık hani. Elimize aldığımızda gördük, buruşturup attığımız yaşamın yol haritası olduğunu. Unutulup kalmış bir köşede, sararmış beklerken. Sonra dönüp yüzünü güne açanlar misali, gökkuşağının altından yürüyüp geçmekti oysa yaşamak. Hiç anlamadan yitirip yolumuzu, toprağa verdiğimiz yüreklerin yanına uzandık kaldık, yorulmuştuk…...'
02.04.2007 - 15:02
kırmızı elma_________
küçücük bir kalbi vardı...
kocaman düşleri...
babası onun herşeyi idi..
üzerine titrerdi..bir yaprak gibi..
sevgi denizinde halbuki bir damlaydı o
kendini ne çok sanırdı..çocuktu..
renkler karışacaktı gökyüzünde önce
güneş lacivert oluverecek birden
ışıklar sönecek..sadece sokak lambaları
etrafında pervaneler..uçuşacak..
hayatın gri zamanlarıda vardı
habersizdi..minicikti yüreği
fakat...
kocaman sevgi vardı içinde
bir gün acı bir haber aldı
babası ölmüştü
artık olmayacaktı...hiç bir zaman
üstelik bir veda bile etmeden..
düşlerinden sıyrılmıştı...gökyüzüne..
bir kuyuya düşmüştü karanlık
ejderhanın ağzında minicik yüreği
alevler arasında kalmıştı..çocuktu..
konuşmadı bir vakit..
bir gün resim dersinde..
bir ağaç çizdi köklü..o kadar..
tarih kadar..eski..
bir elma ağacıydı...yaprakları sararmış..
üzerinde üç kırmızı elma vardı..
bir tanesi de düşmüş..
yerde...
02.04.2007 - 15:01
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için tutkunum sana.
02.04.2007 - 15:00
Günaydın...
Sabahın ilk açan papatyalarını topladım
Biraz gece kokuyor
Vazona bıraktım tüm suskunluğumla
Rengini verdim sevişlerin gelinciklere
Onları koparamadım gözbebeğim
Sen gibi baktılar bana
Aç gözlerini
Perdeyi arala
Tüm pıtırcık veren ağaçları dizdim bahçene
Göğsüne çek tüm günü
Kucak kucak bahar getirdim sana
Dolu dolu sevdamla...
02.04.2007 - 15:00
ben gittim sen gittin
ben gittim sen gittin
ben bittim bende sende bittin..
İşte sırıl sıklam yalnızlıkla gidiyorum
Ardımda geleceğim önümde serin karanlıklara
Sırtımda hançerin kan revan dinlemiyorum
Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Şehir uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum
Eylül yaprağı gibi savrularak
Usulca akan nehir gibi durularak
Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Güneş uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum
Roman gibi sessiz sedasız
Zaman gibi zamansız
Bu gece yarısı ben gidiyorum.
Gece uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum
Nefesimi tutarak ama seni içime binlerce kez çekerek
Kendimi senden ederek son sigaramı içerek
Ben bu gec yarısı gidiyorum.
Güller uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum
Gidenler sokağından son kez geçerek
Bir sevdayı kara toprağa gömerek
Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Şehir uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum
Cebimde son mektubumla sönmüş mehtabımla
Şu sokakta sol yanımla
Ben bu gece yarısı gidiyorum.
Volkan dudakların uyuyor sen uyuyorsun ben gidiyorum
Bu gece yarısı birtek ben gidiyorum
Bütün dünya uyuyor sen uyuyorsun
Bu gece yarısı ben gidiyorum
........
SENDE GİTTİN
seni öyle bi sevdimki
senin beni
sevmediğini bilerek sevdim
seni öyle sevdim ki
doymamacasına...
seni öyle sevdimki........
duydum ki gitmişsin
bir veda etmeden
gözlerindeki ağıtı
bana dinletmeden gitmişsin.
şimdi yıldızlar ağlıyor bu sevdaya.
çünki ben seni öyle bi sevdimki.......
seni öyle sevdimki
mehtaba yazdım adını
yıldızlara seni okudum her sabah.
gül yaprağındaki busede
her aşk şiirinin bestesinde sevdim seni.
seni öyle bi sevdimki..........
02.04.2007 - 15:00
bana birşey söyle...
hadi konuş benimle
bir gül açtır zamanların ötesinden
karanlıklar içindeyim
gök mavisinden,
deniz mavisinden,
konuş işte senden, benden....
içimde birşeyler kımıldıyor
gözlerim kançanağı,
yorgunum uykusuzum
bir baksana ne haldeyim
deli divane
yaralıyım çaresizim umutsuzum
yağmur ol yağ üstüme,
güneş ol ısıt
dökül karanlığıma ışıklar gibi
sesin aksın içime pınar gibi
bana birşey söyle...
02.04.2007 - 14:58
SEN ORADASIN BİLİYORUM
bildiğim bütün şarkıların sözlerini unuttum
yüzümde
sevinç ve keder yan yana resim çiziyor
elim kolum bağlı
sessiz çığlıklarım duvarlardan geçmiyor
dokunsalar kırılacak cam gibi
sen oradasın biliyorum
ne zaman
sokağın köşesinde bir çingene
soğuğa ve kalabalığa aldırmadan
akortsuz
yaşlı ve yorgun sesiyle
eski bir aşk şarkısı söylese
en körpe dal gibi
sen oradasın biliyorum
sokak lambalarının aydınlattığı caddede
bir kadın çiçek uzatır
kışa inat bahar çiçeklenir elinde
yalnızlığın temel attığı kaldırımlardan
içlerinde sevgiyi büyütenler geçer
sahile vuran dalgaları duyarım
yazılmamış şiirler ve söylenmemiş sözler
cebimde, özlenen bahar gibi
sen oradasın biliyorum
bir rüzgar eser
son otobüsler geçer yanımdan
gece içimi ürpertir
terk edilişlerimi ve yalnızlığımı
bir köşeye bırakırım
eski fotoğrafların sararmış yüzleri kadar canlı
buz kesmiş ayrılıklar kovalasa da
beklenen şafak gibi
sen oradasın biliyorum..
02.04.2007 - 14:57
Günaydın
günaydın, yeni güne
günaydın, umut dolu insanlara
günaydın; anneme, babama ve yaşama
günaydın, yedi ilkim, yedi bucak
günaydın, tüm dostlar
günaydın, tüm dost bildiğimiz insanlar
ve... günaydın, tüm bizi dost bilen insanlar
aşka, şiire, arkadaşlığa ve umuda dair ne varsa
günaydın tüm güzellikler...
Toplam 174 mesaj bulundu