Adam sacını kısa kestirdi, hayranlarında bir azalma olmadı
Adam saclarını düğümledi(ördürdü) yine birşey olmadı
Adam saçlarını uzattı yine hayranlarının sayısında bir azalma olmadı..
..
M.United Beckham'ı çok iyi pazarlıyordu
O da halinden pek şikayetçi görünmüyordu, ne de olsa sponsorlar'dan hayli yuklu miktarda para alıyordu
..
R.Madrid kapısını çaldı, onların da niyeti pek farklı değildi; bu yakışıklı, sarışın, popüler oğlanı son kerteye kadar pazarlamak
İş buydu işte: Eger geniş bir halk kitlesine birşey satmak istiyorsanız, bunu onların idollerinin sırtına geçirerek, kafalarına takarak, ya da ona içirerek yapabilirsiniz; işte yapılan da buydu
...
Eger elinizde Beckham gibi bir adam varsa ve bir de onu iyi satmasında büyük rol oynayan(bir nevi imaj maker) Victoria Beckham gibi bir avrat(hatun, kadın, refika, eş) varsa, elinizdeki en...tan şeyi bile satabilirsiniz
...
Euro 96 da Hırvatistanla oydanığımız maçta kaleye fucumak gibi giden Vlaoviç' i düşürmedi- o an ne düşündü acaba? - ve kalemizde bir gol görmemiz hasebiyle yenildik, zaten o turnuvada milli takım hiç puan alamamıştı(Hırvatistan1-0 Türkiye, Portekiz 1-0 Türkiye, Danimarka 3-0 Türkiye)
Ve Alpay'a bu davranışından ötürü Fair-Play ödülü layık görülmüştü
...
Bir maçta, şu anda hatırlıyamıyorum, bir oyuncuyu düşürmüş ve kırmızı kart görmüştü-mühim bir maçtı(hafızamda bu şekilde kalmış) -
Yani bizi yine yakmıştı..
..
Bir makedonya maçı: Makedonlar atıyor, Alpay cevap veriyor; Makedonlar atıyor Alpay cevap veriyor ve Alpay bu maçta hat-trick yapmış ve Türkiye kendi sahasında zar zor 1 puanı koparabilmişti
...
Sözün kısası:
Bizi bir yakıyor, bir söndürüyor :))
masaldaki 3 küçük domuzcuk,
birinin samandan evi var,
birinin(tam hatırlayamıtorum) ama... evi var
birinin de taştan tuğladan evi var
ve masalda ac kurt ilk ikisinin evini yıkıyor domuzları yemek için; ama onlar taş evdeki domuz kardeşinin yanuına kaçıyorlar ve kurt bir halt edemiyor
Süleymaniye Camii’nde turistlere namaz nasıl anlatıldı?
1961’lerde maymunculuğun iyice alevlendirildiği günlerdeydi. Rahmetli Hacı Nazif Çelebi, Süleymaniye Camii’nde bir öğle namazı kıldırmış, turistler de etrafını alarak imam kıyafeti içinde iken kendisine sualler sormuşlardı. Bunlar itirazcı suallerdi.
Kimi, insanın maymundan türediğini iddia etmek istiyor, kimi de, ‘Seyrettiğimiz namazınızda niçin ayakta duruyor, eğiliyor, başınızı yere koyuyorsunuz. Bunun ne manası var? Bizim gibi sandalyeye oturun, papazın duasını dinleyin yeter.’ diyordu.
Rahmetli Hacı Nazif’in bunlara verdiği cevaplar hiç aklımdan çıkmaz. Ruhunu şad etmek niyetiyle size de arz edeyim seneler sonrasında.
Maymuncu turiste dönerek konuşan Çelebi şöyle dedi:
– Biz namazımızda önce ayakta, sonra rükuda, sonra da secdede oluyoruz. Bunun bir hikmet ve manası şudur: Ayakta iken ilk insan ilk babamız Âdem’in (elif) ini yazarız. Bunun için (elif) harfi gibi dimdik, upuzun dururuz.
Sonra rükûa eğiliriz. Bununla da Âdem’in (dal) ını yazmış oluruz. Geriye (mim) kalır. Onu da yere başımızı koyar (mim) gibi olur, öyle yazarız. Böylece her namazda babamız Âdem’in adını yazar, maymundan geldiğimizi iddia edenleri fiilen tekzip etmiş oluruz. Bunun için maymunculuk bizde tutunamaz.
İkincisine gelince:
Namazımıza ilk başladığımızda ayakta iken Rabbimizin üzerimizde tecelli eden sayısız nimetlerini düşünür, sonra bu nimetleri verenin huzurunda minnet ve şükranla eğiliriz. Ancak bu eğilmeyi de kâfi bulmayız, sonra kalkıp başımızı yere koyar, başımızla da minnetimizi dile getirmiş oluruz. Başımızı şunun için yere koyarız: Baş, bedenin tümünü de idare eden en yüce varlığımız, en kıymetli organımızdır.
Bununla demiş oluruz ki:
– Ey Rabbimiz, varlığımızın en kıymetli kısmı başımızdır. İşte huzurunda başımızı dahi yerlere sürüyor, sana olan minnet ve şükrümüzü en kıymetli varlığımızı yerlere koymakla ifade ediyoruz. Şayet başımızdan daha kıymetli bir organımız olsaydı onu da huzurunda iftiharla yerlere serer, minnet ve şükrümüzü onunla da ifade etmek isterdik. Bu açıklamalardan sonra rehber turistin cevabı şöyle oldu:
– Tamam tamam. Biraz daha anlatırsan grubumuza burada namaz kıldıracaksın.
Bu endişe yersiz değilmiş.
Bu sırada turistin biri Çelebi’ye yaklaşıp sordu:
– Bundan sonraki namazınız saat kaçta olacak? Anlattığınız manada bir namazı ben de aranıza karışıp kılmak istiyorum. Bana uygun geldi bu anlayış içinde ayakta durmak, eğilmek, başı yerlere koyup yaradana minnettarlığını ifade etmek. Bence de ibadet budur.
onu delicesine seyrederdim..annem şarksıını söylerdi, sonra bana donup' anlyor musun' diye sorardı, tabii o anladigindan bizi de öyle zannediyordu...
çok tatlı şirin mi şirin bir kız..
alpler..
benim doğduğum ülkenin dağları..
belki ömrüm vefa ederse gider ben de görürüm..
Heidi koş sen, sev sen daha; çünkü hayat bir dağ yamacından inmek kadar kısa, hızlı ve zor
tombul bili,
aklı başında maya ve
dostane cekirge, sanırım philip ti..
show tv de izliyordum, çok sevdigin bir cizgi filmdi, aslında şimdi seyretme olnagiö olsa yine izlerim; ama izlemedigim boluımlerini
cevher dudayev
17.10.2003 - 11:43Şeyh Mansur, Şeyh Şamil den sonraki Buyuk Kahraman, önder, komutan, lider
cevher dudayev
17.10.2003 - 11:42'Tüm Çeçenler bir general, ben milyon birincisiyim' diyen buyuk adam
david beckham
17.10.2003 - 10:21Adam sacını kısa kestirdi, hayranlarında bir azalma olmadı
Adam saclarını düğümledi(ördürdü) yine birşey olmadı
Adam saçlarını uzattı yine hayranlarının sayısında bir azalma olmadı..
..
M.United Beckham'ı çok iyi pazarlıyordu
O da halinden pek şikayetçi görünmüyordu, ne de olsa sponsorlar'dan hayli yuklu miktarda para alıyordu
..
R.Madrid kapısını çaldı, onların da niyeti pek farklı değildi; bu yakışıklı, sarışın, popüler oğlanı son kerteye kadar pazarlamak
İş buydu işte: Eger geniş bir halk kitlesine birşey satmak istiyorsanız, bunu onların idollerinin sırtına geçirerek, kafalarına takarak, ya da ona içirerek yapabilirsiniz; işte yapılan da buydu
...
Eger elinizde Beckham gibi bir adam varsa ve bir de onu iyi satmasında büyük rol oynayan(bir nevi imaj maker) Victoria Beckham gibi bir avrat(hatun, kadın, refika, eş) varsa, elinizdeki en...tan şeyi bile satabilirsiniz
...
üç şey
17.10.2003 - 10:13Metin Oktay
Tanju Çolak
Hakan Şükür
alpay özalan
17.10.2003 - 10:12Euro 96 da Hırvatistanla oydanığımız maçta kaleye fucumak gibi giden Vlaoviç' i düşürmedi- o an ne düşündü acaba? - ve kalemizde bir gol görmemiz hasebiyle yenildik, zaten o turnuvada milli takım hiç puan alamamıştı(Hırvatistan1-0 Türkiye, Portekiz 1-0 Türkiye, Danimarka 3-0 Türkiye)
Ve Alpay'a bu davranışından ötürü Fair-Play ödülü layık görülmüştü
...
Bir maçta, şu anda hatırlıyamıyorum, bir oyuncuyu düşürmüş ve kırmızı kart görmüştü-mühim bir maçtı(hafızamda bu şekilde kalmış) -
Yani bizi yine yakmıştı..
..
Bir makedonya maçı: Makedonlar atıyor, Alpay cevap veriyor; Makedonlar atıyor Alpay cevap veriyor ve Alpay bu maçta hat-trick yapmış ve Türkiye kendi sahasında zar zor 1 puanı koparabilmişti
...
Sözün kısası:
Bizi bir yakıyor, bir söndürüyor :))
üç şey
17.10.2003 - 10:01Aşk üçgeni
Şeytan üçgeni
Sünni üçgeni
üç şey
15.10.2003 - 15:55Sinek
Sivrisinek
Karasinek
üç şey
15.10.2003 - 15:50masaldaki 3 küçük domuzcuk,
birinin samandan evi var,
birinin(tam hatırlayamıtorum) ama... evi var
birinin de taştan tuğladan evi var
ve masalda ac kurt ilk ikisinin evini yıkıyor domuzları yemek için; ama onlar taş evdeki domuz kardeşinin yanuına kaçıyorlar ve kurt bir halt edemiyor
üç şey
15.10.2003 - 15:47İlk-öğretim
Orta-öğretim
Yüksek-öğretim
üç şey
15.10.2003 - 15:46alper murat
murat alper
ve alper murat alper :))
namaz
15.10.2003 - 15:12Süleymaniye Camii’nde turistlere namaz nasıl anlatıldı?
1961’lerde maymunculuğun iyice alevlendirildiği günlerdeydi. Rahmetli Hacı Nazif Çelebi, Süleymaniye Camii’nde bir öğle namazı kıldırmış, turistler de etrafını alarak imam kıyafeti içinde iken kendisine sualler sormuşlardı. Bunlar itirazcı suallerdi.
Kimi, insanın maymundan türediğini iddia etmek istiyor, kimi de, ‘Seyrettiğimiz namazınızda niçin ayakta duruyor, eğiliyor, başınızı yere koyuyorsunuz. Bunun ne manası var? Bizim gibi sandalyeye oturun, papazın duasını dinleyin yeter.’ diyordu.
Rahmetli Hacı Nazif’in bunlara verdiği cevaplar hiç aklımdan çıkmaz. Ruhunu şad etmek niyetiyle size de arz edeyim seneler sonrasında.
Maymuncu turiste dönerek konuşan Çelebi şöyle dedi:
– Biz namazımızda önce ayakta, sonra rükuda, sonra da secdede oluyoruz. Bunun bir hikmet ve manası şudur: Ayakta iken ilk insan ilk babamız Âdem’in (elif) ini yazarız. Bunun için (elif) harfi gibi dimdik, upuzun dururuz.
Sonra rükûa eğiliriz. Bununla da Âdem’in (dal) ını yazmış oluruz. Geriye (mim) kalır. Onu da yere başımızı koyar (mim) gibi olur, öyle yazarız. Böylece her namazda babamız Âdem’in adını yazar, maymundan geldiğimizi iddia edenleri fiilen tekzip etmiş oluruz. Bunun için maymunculuk bizde tutunamaz.
İkincisine gelince:
Namazımıza ilk başladığımızda ayakta iken Rabbimizin üzerimizde tecelli eden sayısız nimetlerini düşünür, sonra bu nimetleri verenin huzurunda minnet ve şükranla eğiliriz. Ancak bu eğilmeyi de kâfi bulmayız, sonra kalkıp başımızı yere koyar, başımızla da minnetimizi dile getirmiş oluruz. Başımızı şunun için yere koyarız: Baş, bedenin tümünü de idare eden en yüce varlığımız, en kıymetli organımızdır.
Bununla demiş oluruz ki:
– Ey Rabbimiz, varlığımızın en kıymetli kısmı başımızdır. İşte huzurunda başımızı dahi yerlere sürüyor, sana olan minnet ve şükrümüzü en kıymetli varlığımızı yerlere koymakla ifade ediyoruz. Şayet başımızdan daha kıymetli bir organımız olsaydı onu da huzurunda iftiharla yerlere serer, minnet ve şükrümüzü onunla da ifade etmek isterdik. Bu açıklamalardan sonra rehber turistin cevabı şöyle oldu:
– Tamam tamam. Biraz daha anlatırsan grubumuza burada namaz kıldıracaksın.
Bu endişe yersiz değilmiş.
Bu sırada turistin biri Çelebi’ye yaklaşıp sordu:
– Bundan sonraki namazınız saat kaçta olacak? Anlattığınız manada bir namazı ben de aranıza karışıp kılmak istiyorum. Bana uygun geldi bu anlayış içinde ayakta durmak, eğilmek, başı yerlere koyup yaradana minnettarlığını ifade etmek. Bence de ibadet budur.
01/07/2003 Ahmed Sahin/ Zaman
şeytan
14.10.2003 - 17:23schatten
golge_
heidi
13.10.2003 - 14:56onu delicesine seyrederdim..annem şarksıını söylerdi, sonra bana donup' anlyor musun' diye sorardı, tabii o anladigindan bizi de öyle zannediyordu...
çok tatlı şirin mi şirin bir kız..
alpler..
benim doğduğum ülkenin dağları..
belki ömrüm vefa ederse gider ben de görürüm..
Heidi koş sen, sev sen daha; çünkü hayat bir dağ yamacından inmek kadar kısa, hızlı ve zor
arı maya
13.10.2003 - 14:50tombul bili,
aklı başında maya ve
dostane cekirge, sanırım philip ti..
show tv de izliyordum, çok sevdigin bir cizgi filmdi, aslında şimdi seyretme olnagiö olsa yine izlerim; ama izlemedigim boluımlerini
sultan makamı
10.10.2003 - 16:26küçük insanlarin buyuk hayallerini anlatan bir film
üç şey
10.10.2003 - 12:33Gez, Göz, Arpacık
üç şey
10.10.2003 - 12:30Cuma
Cumartesi
Pazar(semavi dinlerin kutsal gunleri)
üç şey
10.10.2003 - 12:30Orhan Baba
Müslüm Baba
Ali Baba :))
ninja kaplumbağalar
10.10.2003 - 10:38Donatello, sopa kullanır ve rengi mor(mucit)
Leonardo, kıllıç kullanır ve rengi mavi(takım lideri)
Michaelangelo, nançuka kullanır v rengi sarı(komik ve en çok pizza seven) ve ayrıyeten 'kavabanga' diye bağırır
ve
Rafael, kullandığı aletin ismini bilmiyorum, çatal biçiminde ve rengi kırmızı
stuttgart
09.10.2003 - 18:42amcamların oturdugu sehir, eer gidebilirsem 2006 dunya sampiyosinda orda olmak isterim..super olur
he-man
07.10.2003 - 15:37Gölgelerin gücüne adına
Güç bendeeeeee artııkkkkkkkk! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
(Heman...
lolipop
07.10.2003 - 15:00Şeker;
elmalı,
portakallı,
çilekli,
limonlu;
ve kolalı
intihar etmek
07.10.2003 - 13:48Neden?
Asla yapma!
Son noktayi, kendin koyma.
evanescence
06.10.2003 - 18:14grubun isminin anlamı duman gibi yok olmak
Toplam 1546 mesaj bulundu