tükenmeye mahkum...
insan gibi..
kalem pil kullanıyorsunuz ve bitti bitiyor,onu geri döndürmek için ne yaparsınız?
alıp onu ısırın, her tarafını yamuk yumuk yapın, yani içindeki son enerjiyi de sömürmek(kullanmak) için sıkıştırın onu ve son kalan hayat enerjisini de bitirin..göreceksiniz ki sıkıştırıldıktan sonra hayata kısa bir süreliğine de olsa geri dönecektir; ama bir süre sonra ölüm kaçınılmazdır;
eğer utlu günlerinizde ona sevdiğinizi söylemediyseniz bu fırsat kaçırılımaz, çöpe ya da geri dönüşüm egitmeden önce ona sevdiğinizi söyleyin
cem yilmaz ve o ışınlanma sahneleri...ne adam bu herif be :)))
eger bulabilirsem soz buraya yazan herkesi bir defaligina mahsus istedikleri yerlere ışınlayacağım :)))
ingilizcedeki -lessness eklerini cagristirdi...sanki zorla kurulmus bir kelime gibi duruyor; zaten anlami da buna yakın, bir yere ait olunamama, kurulamama(yerleşme)
Eveet, değerli hocamızla yine bir sorun söyleyim programında baş başayız; ilk soru şöyle geliyor: Lojmanlar kamu malıdır mâlum, peki her kamu malı, kamu alanı mıdır? Diyelim ki lojmanlar kamusal alan kabul edildi: Peki, kamu alanlarında günün herhangi bir saatinde pijamayla veya emsâli laubali kıyafetlerle dolaşmak mekruh mudur?
Bu gibi alanlarda yemek yemek, esnemek, dalga geçmek, yatıp kalkmak, jimnastik yapmak veya düpedüz bir divanın üstüne devrilip horul horul uyumak kerahattan sayılır mı? Kamu alanlarında alenî ibâdet eylemlerinde bulunmak caiz midir? “I–ıh” diyorsunuz; ama hocam diyelim adam oruçlu meselâ, üstelik kamu alanlarına girip çıkıyor. Oruç da bir ibadet değil mi? Karıştırıyor muyum; peki, geçiyorum o soruyu; kamu alanlarında ibadet yasak; peki dini alâmet olabilecek herhangi bir sembol, serpuş, davranış, harekette bulunmak da mekruhtur değil mi hocam? “Elbette mekruhtur evladım” buyuruyorsunuz, peki hocam, yine o soruya geliyorum; adam oruçlu, üstelik kamu alanlarının da en göbeğinde ama biz bunu anlayamıyoruz, n’olacak? Su mu içirelim? Sağ olun almayım diyor... zorla içirelim; olur mu hocam, anayasaya aykırı! En iyisi çıkaralım oradan değil mi? Tamam, öyle yapıyoruz; arkadaşlar, o hiç bir şey yapmadan orada dikilen arkadaşı çıkaralım dışarı, laiklik şey olmasın! Peki hocam birisi çıkar da kamu alanında Ramazan günü su içerse bu da laikliğe aykırı olmaz mı? Olmaz değil mi? Peki ızgara köfte yerse yine mi bir şey olmaz? “Kokar, yemesin” buyuruyorsunuz; peki, bu durumda soğanlı köfte laikliğe mekruh mu olmuş oluyor yani? .. Sarmısak da öyledir diyorsunuz, anlıyorum, hayır mı? .. Düzeltiyorsunuz... şöyle yapıyoruz o zaman, soğan ve sarmısak yemek, laikliğe aykırı değil ama kamu alanlarında kerahattan sayılıyor. Anladım... evet.. Peki gofret yemek nedir meselâ, diyelim tarım il müdürlüğünün bahçesinde adam gofret yiyor... yiyebilir mi? Ama Ramazan’da yiyor hocam, gündüz gözü? .. Yer diyorsunuz, peki soğanlı köfte yese? Onu da yer! Niçin, az önce yemesin demiştiniz? Haa, anladım, açık havadan dolayı. Ama diyelim İkindi’nin farzını kılayım dese şuracıkta... olmuyor, anlıyorum, haklısınız, peki, oradan yola çıksa... olmaz! Kaldırım da kamu malı olduğuna göre... Camiye gitsin, camiler açık diyorsunuz... Hocam, camiler de kamu alanı değil mi ama? .. Ha camide namaz kılmışsın farzımuhal, ha bilmem ne ilkokulunun kömürlüğünde? Değil mi? .. Ses gelmiyor hocam? Alo, aloo! .. Hah, duyuyorum, evet.. anlaşılmıyor... peki başka soruya geçiyorum, bir dinleyicimiz diyor ki, pek çok kamu alanlarının içinde, kenarında, kıyısında, köşesinde –hâşâ huzurunuzdan– tuvalet var, tabii, insâni bir ihtiyaç, evet, okuyucumuz diyor ki, bunların varlığı kamusal alanlara saygısızlık değil midir gibi bir garip soru göndermiş... Bence de öyle; konuyla hiç bir alâkası yok. Bir başka dinleyicimiz ise diyor ki, “bir insan kamusal alanda karısını dövüp bir yerini kırsa ne lâzım gelir? ” Hoppala! .. Hocam siz bunlara cevap vermeyin, bunlar konuyu saptırmak için artniyetli bazı dinleyicilerimizin şeyettiği provokatif şeyler... Kardeşim, karını dövüp bir tarafını kırdıysan darp ve müessir fiil suçunu işlemişsin; git kendini savcılığa ihbar et değil mi? Hem anlamadım; bir insan kamusal alanda karısını nasıl döver hocam? Efendim? .. Doğru; aynı işyerinde çalışan karı–koca kavga ederse olabilir tabii? Arkadaşlar bize böyle sorularla gelmeyin; bunların cevapları verildi, kırkiki küsür kitap yazıldı ama okuyan nerde? Son soru şöyle, diyor ki kamusal alan nedir, tarif ediniz; yok deve? Bunun tarifi yok arkadaşlar, hocam siz kapatın ben bunun hakkından gelirim; laikliğin tarifi var mı ki arkadaşlar soruyorsunuz böyle şeyleri; buyrun cevabını öyleyse; kamu alanları yerseniz yoğurt içerseniz ayrandır, var mı diyeceğiniz?
'...kalemin kırıldı evladım' diye seslendi mübaşir sanığa...
yüzünde anlamsız bir ifadeyle adama baktı sanık(21 yaşlarında, boylu poslu delikanlı)
...
ölüm bir kalem kadar yakın...
Kalem Pil
26.12.2003 - 09:44tükenmeye mahkum...
insan gibi..
kalem pil kullanıyorsunuz ve bitti bitiyor,onu geri döndürmek için ne yaparsınız?
alıp onu ısırın, her tarafını yamuk yumuk yapın, yani içindeki son enerjiyi de sömürmek(kullanmak) için sıkıştırın onu ve son kalan hayat enerjisini de bitirin..göreceksiniz ki sıkıştırıldıktan sonra hayata kısa bir süreliğine de olsa geri dönecektir; ama bir süre sonra ölüm kaçınılmazdır;
eğer utlu günlerinizde ona sevdiğinizi söylemediyseniz bu fırsat kaçırılımaz, çöpe ya da geri dönüşüm egitmeden önce ona sevdiğinizi söyleyin
Antiparantez
26.12.2003 - 09:39dergi
istanbul teknik üniversitesi
25.12.2003 - 14:56İlk Teknik Üniversite
Raskolnikov
25.12.2003 - 12:24insan olmaya yakın...
her zaman bir tarafı karanlık gibi...
evanescence
23.12.2003 - 15:30my immortal,
'bring me to life, going under ve my immortal' hepsi fallen(2003) albümlerinden,çok iyi söylüyorlar
ossiloskop
12.12.2003 - 11:08bu aleti dalga boylarini, fekanslarini olcmek icin fizik labinda kullanmistik, geyik bir zimbirti
telefon
12.12.2003 - 11:06iletişmek isteyenleri iletiştiren iletiştirici
:)))
süper güç
04.12.2003 - 10:40palavra...
nur
04.12.2003 - 10:27ada dustu..
onune gelen, cocugunu ismine bir nur konduruveriyor, nurdan gecilmiyor, zeynep nur, ayse nur,...nur
insallah dunyaya da bir faydasi olur
clementine
04.12.2003 - 10:12hatırlıyorum, ve gercekten garip bir urkutuculugu vardi, evet simdi bile hissedebiliyorum,
zamanda yolculuk
04.12.2003 - 10:04eh soz bu makinayi da icat edecek olursam, yine buraya yazanlari bir dafaligina istedikleri zamana goturcem :)))
ışınlanmak
04.12.2003 - 10:02cem yilmaz ve o ışınlanma sahneleri...ne adam bu herif be :)))
eger bulabilirsem soz buraya yazan herkesi bir defaligina mahsus istedikleri yerlere ışınlayacağım :)))
radyo
22.11.2003 - 14:30goremeyen televizyon :)))))))
eti puf
22.11.2003 - 12:01kucuk kare bir kutunun içinde oylece tek başına bekleyen sihirli tatlıcık
eti puf
22.11.2003 - 12:00yumuşak, ağızda kolayca eriyen
eti puf
22.11.2003 - 12:00hindistan cevizlisi,
kakao parçacıklısı
ve rengarenk parcacıklardan oluşan
harkulade bir yiyecek..
aitsizlik
21.11.2003 - 16:03ingilizcedeki -lessness eklerini cagristirdi...sanki zorla kurulmus bir kelime gibi duruyor; zaten anlami da buna yakın, bir yere ait olunamama, kurulamama(yerleşme)
meta
21.11.2003 - 16:01'T' harfinin kattığı bir sertlik var,
kulağa yumaşak, içi hoş edici gelmiyor...
dunyevi olana daha yakın...
yaşar nuri öztürk
17.11.2003 - 18:12Fetevâ-yı asriyye
Eveet, değerli hocamızla yine bir sorun söyleyim programında baş başayız; ilk soru şöyle geliyor: Lojmanlar kamu malıdır mâlum, peki her kamu malı, kamu alanı mıdır? Diyelim ki lojmanlar kamusal alan kabul edildi: Peki, kamu alanlarında günün herhangi bir saatinde pijamayla veya emsâli laubali kıyafetlerle dolaşmak mekruh mudur?
Bu gibi alanlarda yemek yemek, esnemek, dalga geçmek, yatıp kalkmak, jimnastik yapmak veya düpedüz bir divanın üstüne devrilip horul horul uyumak kerahattan sayılır mı? Kamu alanlarında alenî ibâdet eylemlerinde bulunmak caiz midir? “I–ıh” diyorsunuz; ama hocam diyelim adam oruçlu meselâ, üstelik kamu alanlarına girip çıkıyor. Oruç da bir ibadet değil mi? Karıştırıyor muyum; peki, geçiyorum o soruyu; kamu alanlarında ibadet yasak; peki dini alâmet olabilecek herhangi bir sembol, serpuş, davranış, harekette bulunmak da mekruhtur değil mi hocam? “Elbette mekruhtur evladım” buyuruyorsunuz, peki hocam, yine o soruya geliyorum; adam oruçlu, üstelik kamu alanlarının da en göbeğinde ama biz bunu anlayamıyoruz, n’olacak? Su mu içirelim? Sağ olun almayım diyor... zorla içirelim; olur mu hocam, anayasaya aykırı! En iyisi çıkaralım oradan değil mi? Tamam, öyle yapıyoruz; arkadaşlar, o hiç bir şey yapmadan orada dikilen arkadaşı çıkaralım dışarı, laiklik şey olmasın! Peki hocam birisi çıkar da kamu alanında Ramazan günü su içerse bu da laikliğe aykırı olmaz mı? Olmaz değil mi? Peki ızgara köfte yerse yine mi bir şey olmaz? “Kokar, yemesin” buyuruyorsunuz; peki, bu durumda soğanlı köfte laikliğe mekruh mu olmuş oluyor yani? .. Sarmısak da öyledir diyorsunuz, anlıyorum, hayır mı? .. Düzeltiyorsunuz... şöyle yapıyoruz o zaman, soğan ve sarmısak yemek, laikliğe aykırı değil ama kamu alanlarında kerahattan sayılıyor. Anladım... evet.. Peki gofret yemek nedir meselâ, diyelim tarım il müdürlüğünün bahçesinde adam gofret yiyor... yiyebilir mi? Ama Ramazan’da yiyor hocam, gündüz gözü? .. Yer diyorsunuz, peki soğanlı köfte yese? Onu da yer! Niçin, az önce yemesin demiştiniz? Haa, anladım, açık havadan dolayı. Ama diyelim İkindi’nin farzını kılayım dese şuracıkta... olmuyor, anlıyorum, haklısınız, peki, oradan yola çıksa... olmaz! Kaldırım da kamu malı olduğuna göre... Camiye gitsin, camiler açık diyorsunuz... Hocam, camiler de kamu alanı değil mi ama? .. Ha camide namaz kılmışsın farzımuhal, ha bilmem ne ilkokulunun kömürlüğünde? Değil mi? .. Ses gelmiyor hocam? Alo, aloo! .. Hah, duyuyorum, evet.. anlaşılmıyor... peki başka soruya geçiyorum, bir dinleyicimiz diyor ki, pek çok kamu alanlarının içinde, kenarında, kıyısında, köşesinde –hâşâ huzurunuzdan– tuvalet var, tabii, insâni bir ihtiyaç, evet, okuyucumuz diyor ki, bunların varlığı kamusal alanlara saygısızlık değil midir gibi bir garip soru göndermiş... Bence de öyle; konuyla hiç bir alâkası yok. Bir başka dinleyicimiz ise diyor ki, “bir insan kamusal alanda karısını dövüp bir yerini kırsa ne lâzım gelir? ” Hoppala! .. Hocam siz bunlara cevap vermeyin, bunlar konuyu saptırmak için artniyetli bazı dinleyicilerimizin şeyettiği provokatif şeyler... Kardeşim, karını dövüp bir tarafını kırdıysan darp ve müessir fiil suçunu işlemişsin; git kendini savcılığa ihbar et değil mi? Hem anlamadım; bir insan kamusal alanda karısını nasıl döver hocam? Efendim? .. Doğru; aynı işyerinde çalışan karı–koca kavga ederse olabilir tabii? Arkadaşlar bize böyle sorularla gelmeyin; bunların cevapları verildi, kırkiki küsür kitap yazıldı ama okuyan nerde? Son soru şöyle, diyor ki kamusal alan nedir, tarif ediniz; yok deve? Bunun tarifi yok arkadaşlar, hocam siz kapatın ben bunun hakkından gelirim; laikliğin tarifi var mı ki arkadaşlar soruyorsunuz böyle şeyleri; buyrun cevabını öyleyse; kamu alanları yerseniz yoğurt içerseniz ayrandır, var mı diyeceğiniz?
15.11.2003/AhmedTuran Alkan/Zaman
josefk
14.11.2003 - 11:47gregor samsa..
josefK hortladi :))
seni seviyorum
14.11.2003 - 11:45kendimi gercek oldugna dogru oldugna inanadirdigim; ama yine de yalan soyledigim...
soylersen yalan olur, susarsan her sey
sevgililer günü
14.11.2003 - 11:44daha erken...
kalem kırmak
27.10.2003 - 18:04'...kalemin kırıldı evladım' diye seslendi mübaşir sanığa...
yüzünde anlamsız bir ifadeyle adama baktı sanık(21 yaşlarında, boylu poslu delikanlı)
...
ölüm bir kalem kadar yakın...
çeşmi siyahım
27.10.2003 - 17:51ilk vizontele de dinledim; o kadar sene hayatımızı boş geçirmişiz..
mahsuni bir başka söylüyor
Toplam 1546 mesaj bulundu