çocukluğumun çizgi filmi..insanlar yerine hayvanlar vardı..80 gunde devri alem yapacak olan, soylu, zengin bir aslandi..onun da diğer hayvanlardan yardimcilari vardı..oyle izlerdim çocukken
Sanatın en zor dallarından biridir demir bardakta çay içme. Bir defa buyuk ihtiamalle çay, kazan çayıdır ve çaydan başka her şey benzer bir tadı vardır. Diğeri çay bardağa girdiği zaman, demir bardak acayip bir şekilde sıcaktır; içemezsiniz, eliniz yanar; tam içmeye başlayacağınız sırada ise, çoktan çay soğumuştur. İŞte sanatı icra etme burda ortaya çıkar: Hem demir bardak çok sıcak, hem çayı soğutmadan içme...Bu zor öğrenilen bir sanattır; açıkçası ben öğrenemedim :)
beni bu hale getiren oyuncak :)))
Lego Soba Faciasi
Bizimkiler yeni dönmüşlerdi Türkiye'ye.. Ananemgilin evindeydik, Mestan Abim ve ben.. Ortada legolarimizla oynuyorduk. Ne guzel egleniyorduk. O sirada teyzem geldi, çok titiz ve çatlak bir hatundur(kusura bakma 2. anne :)) aldi legolarimizi, topladi bir poşete, sobanin kapağini açti ve yanan sobanin içine atti.. Oylece kalakaldık. Ne yapacağımız şaşırdık. Teyzem çıktı gitti..Nasıl üzüldüm, nasıl.. Belki de bende legolarin tutku olmasinin nedenlerinden biri budur. Sonra sobanin kovasini dokmeye gittiler. Ben de çaktırmadan gittim. Külleri eşeledim, bazısı erimişti, bazısı ise yamulmuştu. Yamulanlar topladim. Zannedersem onları ya bir yere gömdüm(hatılayamıyorum ama bu çok düşük bir ihtimal) ya da bir yere koydum. Ama baya bir içimi yaktı o hazin olay.
...
Aynı şeyi seneler sonra annem bilyelerimde de yapti. Ama Allah tan onlar cam oldugunda cok fazla rencide(ne kelime kullandim ama :)) olmadılar. Yamuk da olsa topladim ve o bilyelerle bir servet yaptim :)))
bir buse reca edebilir miyim muhterem
-nayır(açılmayan terimim için 'katledilen h')
-ama çok reca ediyorum, yalniz bir dene
-nayir, nolmayacak, ruhuhum esir alamazsin bedenime sahip oldukça
-aman be, bir buse istedik dediklerine bak
-tamam canım neden kızyorsun, hadi ne istiyorsan al!
-yok be ne isticem!
-aaa lutfen
-nayır!
-erolllllll (katledilen 'l')
-de get
bilinmeyen bir denklemdi aşk
beraber olabilmek için
sadece senede
senede
...
gel dedi aşıklar birbirlerine
yaşlanıncaya kadar,mutlu olamadik beraber
ama hep birlikte olacağız
birimizden birimiz ölünceye dek
geleceğiz, hep geleceğiz
o ilk buluştuğumuz kır kahvesine
sadece, sadece
senede x gün
senede x gün
gunler belli olmasa da
hep ayni gun
ama hangi gun
sadece
sadece
sene x gun
senede x gun
Not: senede bir gun şarkısını hatırlayarak okursanız komik bir hava olur :))
ukala diye başlayaraktan, cahilliliği adrese teslim ederekten, koylu agzini bilmeyenlere dem vuraraktan
dom dom gurşunu değdi
bir avci vurdu beni
bir avci yedi beni
ah dedim ağladim
yaremi bağladım
eğ diyar boynunu(numu) eğdi
Alllah kerimsin dedi
hançer yarası değil
dom dom gurşunu değdi
gel gel gümüle gel
gel gel gümüle gel
gel gel gümüle gel
böğrüme
dom dom gurşunu
bu kelimede bir ihtimal kokusu var. Sanki bu kelime edilmeden once bir 'eğer' kelimesi geçmiş gibi.
Eğer gidersen...
eh ihtimal uzerinden de hukum vermemek gerek :)
Suyun öğrendiğimde hayret ettiğim özelliklerinden biri +4 ve 0, 0 dan dusuk sıcaklarda gösterdiği yoğunluk özelliğidir. Sudan başka zannedersem hiçbir madde de bu özellik yoktur. Çünkü cisimler ısındıkça hafiflerler, daha doğrusu sıcaklı ve yoğunluk arasında ters bir oranti vardir. Ama suda bu yukarda belirtilen sıcaklıklara uymaz. Su +4 derecede en yuksek yoğunluğuna ulaşır. 0 derecede ise yoğunluk düşmüştür. Bunun nedenini sorduğumuzda bize soylenen suydu. Eger su da diger maddeler gibi sıcaklıkla ters orantili olarak degisen bir yogunluga sahip olsaydi, goller, denizler vs hep dipten donmaya başlayacaktı ve tabii ki su içinde yaşayan canlı kalmayacaktı. Ama işte Allah in hikmeti, su ustten donmaya başlar. Misal kışın yuzeyi buz tutan goller. Yuzey buz iken, dip sividir ve dipteki sicaklik +4 derecedir. +4 derecede suyun yogunlugu en fazladır, yuzeydeki bu ise, 0 derece ve 0 dereceden kucuk daha dusuk yogunluga sahiptir. Yani su sogudukca yogunlugu azalir digerlerine gore.
...
Kocaman kayıklar,gemileri uzerinde tutan su(bu tamamen suyun kaldırma kuvvetinin kullanilmasi yoluyla saglanmaktadir) kucucuk bir tasi uzerinde tutamaz. Yani koca bir derya, kucucuk bir tasa yenilir :))
Buradan çıkacak sonuç: Ne kadar buyuk, ne kadar yuce vs olursan ol, kucucuk bir taş bile seni alaşağı edebilir. İşte buna 'taşlama' denir.
Taşlama da esas nokta atılan nesnenin canını yakmak değildir ya da onu tamamen değiştirmek; asıl hedef denize duşen taşlar gibi, atılan nesnenin içine sızmaktır. Misal inkilizcenin Türkçe de uyguladığı taktik budur. Teker teker kelimelerini Türkçe'ye fırlatmakta, daha sonra Türkçe'nin bataklığın içine aldığı madde gibi, dilimizin de o kelimeleri nasıl içine aldığını görmektedirler.
İşte bizim de yapmamız gerekn, onların kelimelerini, yani dilimizin içine düşen kelimeleri, biraz bizden bir şeyleri katarak, onlara geri postalamaktır. Örneğin inkilizce, niyork vs gibi :)))
bizdeki ufff olmak inkilizce konusan memlektelerde off oldu ya tekabul eder..bir is yaparken insan, Offf amma da yoruldum gibi bir laf eder. Burda icinde biriken sıkıntı offf ile dışarıya atılmış olur. İşte buradan hareketle offf dışarıya atılmak, serbest kalmak gibi bir mana içerir..Bu inkilizce terimin manasi da sign ve out olan de get manasina tekabul etmektedir.
İngilizce terimleri protesto ediyorum. :) Sirf onlari protesto(bu da sanirim yabanci bir kelime) etmek icin girdim bu terimler..
taslayim kardeslerim, inkilizce terimler taşlayın :)
Akıl Oyunları Dergisi'nin mirasçısı. Oyun ligi adı altında bir olay var bu dergide. Her ay iki tane olmak uzere odullu sorusu var. Eskiden ayın birincisine de odul verilirdi; daha dogrusu ilk uce Simdi ise 6 ayin sonunda birinci olana guzel bir hediye veriliyor.
www.zekaoyunlari.com internet adresinden fazlacana bilgi edinebilirsiniz
Bir zaman akıloyunları dergisi vardı; ama o miadını geçen mayıs ayında doldurdu, onun yerine iki tane dergi çıkartıldı kısmen de olsa aynı olan kadro tarafından.
H.Z.O.D sorular bu tur sorulari yeni çözmeye başlayanlar için hazırlanmış bir dergi
kısası ile uzunu arasindaki fark cm cinsinden olculmeli..daha sonra bir tane kısanın boyu ölçülmeli..bu 20 ile çarpılmalı ve bulunan sayı 3.5 yeni turk lirasinda bolen oalrak kullanilmali...daha sonra bu bizze santimetre basina dusen fiyati verecektir..bir uznun da boyu olculmeli, kisanin boyundan cikartilmali, 20 ile carpilmali ve 3.5 ytl eklenmeli..eger sonuc 3.75 ytl ise kazik yemiyoruz(ama burda uzun icin harcanan fazladan paket kismi yani maliyette hesaplanmalidir) amannn..kasmayalim, en bunun fiyati bu kadar deyip dusunmeyelim :)
Bejan Matur
18.06.2005 - 22:18şiirlerini okumadim..ama birkaç duz yazisini okudum..şair oldugunu belli ediyor..hoşuma gidiyor yazdıkları
seksen günde devrialem
18.06.2005 - 22:11çocukluğumun çizgi filmi..insanlar yerine hayvanlar vardı..80 gunde devri alem yapacak olan, soylu, zengin bir aslandi..onun da diğer hayvanlardan yardimcilari vardı..oyle izlerdim çocukken
Makine Mühendisi
18.06.2005 - 22:04zor, açıkcası benim için zor..
demir bardakta çay içme sanatı
18.06.2005 - 22:03Sanatın en zor dallarından biridir demir bardakta çay içme. Bir defa buyuk ihtiamalle çay, kazan çayıdır ve çaydan başka her şey benzer bir tadı vardır. Diğeri çay bardağa girdiği zaman, demir bardak acayip bir şekilde sıcaktır; içemezsiniz, eliniz yanar; tam içmeye başlayacağınız sırada ise, çoktan çay soğumuştur. İŞte sanatı icra etme burda ortaya çıkar: Hem demir bardak çok sıcak, hem çayı soğutmadan içme...Bu zor öğrenilen bir sanattır; açıkçası ben öğrenemedim :)
hacı murat
18.06.2005 - 21:24murat 124 de olabilir
hacı murat
18.06.2005 - 21:24tabii ki tolstoy ama bir de murat 131 :)
lego
18.06.2005 - 01:48beni bu hale getiren oyuncak :)))
Lego Soba Faciasi
Bizimkiler yeni dönmüşlerdi Türkiye'ye.. Ananemgilin evindeydik, Mestan Abim ve ben.. Ortada legolarimizla oynuyorduk. Ne guzel egleniyorduk. O sirada teyzem geldi, çok titiz ve çatlak bir hatundur(kusura bakma 2. anne :)) aldi legolarimizi, topladi bir poşete, sobanin kapağini açti ve yanan sobanin içine atti.. Oylece kalakaldık. Ne yapacağımız şaşırdık. Teyzem çıktı gitti..Nasıl üzüldüm, nasıl.. Belki de bende legolarin tutku olmasinin nedenlerinden biri budur. Sonra sobanin kovasini dokmeye gittiler. Ben de çaktırmadan gittim. Külleri eşeledim, bazısı erimişti, bazısı ise yamulmuştu. Yamulanlar topladim. Zannedersem onları ya bir yere gömdüm(hatılayamıyorum ama bu çok düşük bir ihtimal) ya da bir yere koydum. Ama baya bir içimi yaktı o hazin olay.
...
Aynı şeyi seneler sonra annem bilyelerimde de yapti. Ama Allah tan onlar cam oldugunda cok fazla rencide(ne kelime kullandim ama :)) olmadılar. Yamuk da olsa topladim ve o bilyelerle bir servet yaptim :)))
yoksun
18.06.2005 - 01:40a joker
harflerin yerini değiştir
okyanus
kocaman
sinirsiz
yoksun içinde
yok olursun
yok
sun
okyanus :) a joker :)
Sign Out
18.06.2005 - 01:25de get manasindaki inkilizce terimdir..
mim: İnkilizce terimleri taşlayın...
nasıl taşlayacağınızı anlatacağım :)
Çaydanlık
18.06.2005 - 01:24hakikati saklayan ümzüklü
Buse
18.06.2005 - 01:24bir buse reca edebilir miyim muhterem
-nayır(açılmayan terimim için 'katledilen h')
-ama çok reca ediyorum, yalniz bir dene
-nayir, nolmayacak, ruhuhum esir alamazsin bedenime sahip oldukça
-aman be, bir buse istedik dediklerine bak
-tamam canım neden kızyorsun, hadi ne istiyorsan al!
-yok be ne isticem!
-aaa lutfen
-nayır!
-erolllllll (katledilen 'l')
-de get
yosun
18.06.2005 - 01:22yosuna bas yere düş
yere düşmek istiyorsan yosuna bas
yumuşak, yeşil
ve her zaman basacağın yerde olan
Senede X Gün
18.06.2005 - 01:21bilinmeyen bir denklemdi aşk
beraber olabilmek için
sadece senede
senede
...
gel dedi aşıklar birbirlerine
yaşlanıncaya kadar,mutlu olamadik beraber
ama hep birlikte olacağız
birimizden birimiz ölünceye dek
geleceğiz, hep geleceğiz
o ilk buluştuğumuz kır kahvesine
sadece, sadece
senede x gün
senede x gün
gunler belli olmasa da
hep ayni gun
ama hangi gun
sadece
sadece
sene x gun
senede x gun
Not: senede bir gun şarkısını hatırlayarak okursanız komik bir hava olur :))
Dom Dom Gurşunu
18.06.2005 - 01:15ukala diye başlayaraktan, cahilliliği adrese teslim ederekten, koylu agzini bilmeyenlere dem vuraraktan
dom dom gurşunu değdi
bir avci vurdu beni
bir avci yedi beni
ah dedim ağladim
yaremi bağladım
eğ diyar boynunu(numu) eğdi
Alllah kerimsin dedi
hançer yarası değil
dom dom gurşunu değdi
gel gel gümüle gel
gel gel gümüle gel
gel gel gümüle gel
böğrüme
dom dom gurşunu
gidersen
17.06.2005 - 21:13bu kelimede bir ihtimal kokusu var. Sanki bu kelime edilmeden once bir 'eğer' kelimesi geçmiş gibi.
Eğer gidersen...
eh ihtimal uzerinden de hukum vermemek gerek :)
Suyun Kaldırma Kuvveti
17.06.2005 - 21:11Suyun Kaldırma Kuvveti Üzerinde Derin Mulahazalar
Suyun öğrendiğimde hayret ettiğim özelliklerinden biri +4 ve 0, 0 dan dusuk sıcaklarda gösterdiği yoğunluk özelliğidir. Sudan başka zannedersem hiçbir madde de bu özellik yoktur. Çünkü cisimler ısındıkça hafiflerler, daha doğrusu sıcaklı ve yoğunluk arasında ters bir oranti vardir. Ama suda bu yukarda belirtilen sıcaklıklara uymaz. Su +4 derecede en yuksek yoğunluğuna ulaşır. 0 derecede ise yoğunluk düşmüştür. Bunun nedenini sorduğumuzda bize soylenen suydu. Eger su da diger maddeler gibi sıcaklıkla ters orantili olarak degisen bir yogunluga sahip olsaydi, goller, denizler vs hep dipten donmaya başlayacaktı ve tabii ki su içinde yaşayan canlı kalmayacaktı. Ama işte Allah in hikmeti, su ustten donmaya başlar. Misal kışın yuzeyi buz tutan goller. Yuzey buz iken, dip sividir ve dipteki sicaklik +4 derecedir. +4 derecede suyun yogunlugu en fazladır, yuzeydeki bu ise, 0 derece ve 0 dereceden kucuk daha dusuk yogunluga sahiptir. Yani su sogudukca yogunlugu azalir digerlerine gore.
...
Kocaman kayıklar,gemileri uzerinde tutan su(bu tamamen suyun kaldırma kuvvetinin kullanilmasi yoluyla saglanmaktadir) kucucuk bir tasi uzerinde tutamaz. Yani koca bir derya, kucucuk bir tasa yenilir :))
Buradan çıkacak sonuç: Ne kadar buyuk, ne kadar yuce vs olursan ol, kucucuk bir taş bile seni alaşağı edebilir. İşte buna 'taşlama' denir.
Taşlama da esas nokta atılan nesnenin canını yakmak değildir ya da onu tamamen değiştirmek; asıl hedef denize duşen taşlar gibi, atılan nesnenin içine sızmaktır. Misal inkilizcenin Türkçe de uyguladığı taktik budur. Teker teker kelimelerini Türkçe'ye fırlatmakta, daha sonra Türkçe'nin bataklığın içine aldığı madde gibi, dilimizin de o kelimeleri nasıl içine aldığını görmektedirler.
İşte bizim de yapmamız gerekn, onların kelimelerini, yani dilimizin içine düşen kelimeleri, biraz bizden bir şeyleri katarak, onlara geri postalamaktır. Örneğin inkilizce, niyork vs gibi :)))
Log Off
17.06.2005 - 20:59bizdeki ufff olmak inkilizce konusan memlektelerde off oldu ya tekabul eder..bir is yaparken insan, Offf amma da yoruldum gibi bir laf eder. Burda icinde biriken sıkıntı offf ile dışarıya atılmış olur. İşte buradan hareketle offf dışarıya atılmak, serbest kalmak gibi bir mana içerir..Bu inkilizce terimin manasi da sign ve out olan de get manasina tekabul etmektedir.
NOT: İnkilizce kelimeleri taşlayın :)
Sign in
17.06.2005 - 20:56kapı çalınır, içerden bir ses sorar:
-adin ne
kapıyı çalan söyler
-xxxx
sonra da şifreyi sorar, o da soyler
-yyyyy
buyrun sign ve in olabilirsiniz...
NOT: inkilizce terimleri protesto edin...taşlayın :))
İngilizce Terimler
17.06.2005 - 20:55İngilizce terimleri protesto ediyorum. :) Sirf onlari protesto(bu da sanirim yabanci bir kelime) etmek icin girdim bu terimler..
taslayim kardeslerim, inkilizce terimler taşlayın :)
Zeka Oyunları Dergisi
17.06.2005 - 14:06Akıl Oyunları Dergisi'nin mirasçısı. Oyun ligi adı altında bir olay var bu dergide. Her ay iki tane olmak uzere odullu sorusu var. Eskiden ayın birincisine de odul verilirdi; daha dogrusu ilk uce Simdi ise 6 ayin sonunda birinci olana guzel bir hediye veriliyor.
www.zekaoyunlari.com internet adresinden fazlacana bilgi edinebilirsiniz
Hafif Zeka Oyunları Dergisi
17.06.2005 - 14:04Bir zaman akıloyunları dergisi vardı; ama o miadını geçen mayıs ayında doldurdu, onun yerine iki tane dergi çıkartıldı kısmen de olsa aynı olan kadro tarafından.
H.Z.O.D sorular bu tur sorulari yeni çözmeye başlayanlar için hazırlanmış bir dergi
saç
17.06.2005 - 11:38uzatmaya karar verdim..ama o ameliligi kim ceker dedim kestirdim..başımdaki saç tarlaya ekilip de yeni çıkan ekine benziyor..o kadar az :)
marlboro
17.06.2005 - 01:50kısası ile uzunu arasindaki fark cm cinsinden olculmeli..daha sonra bir tane kısanın boyu ölçülmeli..bu 20 ile çarpılmalı ve bulunan sayı 3.5 yeni turk lirasinda bolen oalrak kullanilmali...daha sonra bu bizze santimetre basina dusen fiyati verecektir..bir uznun da boyu olculmeli, kisanin boyundan cikartilmali, 20 ile carpilmali ve 3.5 ytl eklenmeli..eger sonuc 3.75 ytl ise kazik yemiyoruz(ama burda uzun icin harcanan fazladan paket kismi yani maliyette hesaplanmalidir) amannn..kasmayalim, en bunun fiyati bu kadar deyip dusunmeyelim :)
THY
17.06.2005 - 01:46Tükür Hatun Yukarıya
Tek HıYar
Tende Her şey Yasak
Türkün her şeyi Yamandır
Toplam 1546 mesaj bulundu