biyolojik bir terimdir kendileri...küçüklüğü simgeler..partikülcükler olarak kullanılırsa, bunu duyan kimse üzerinde partüküllere karşı bir acıma hissi belirebilir...kedicikte olduğu gibi
soz zamanlarda sıkı sık duymaya başladığmız bir kelime..ab sağ olsun, bir kelimemize daha işlevlik kazandırdı..işte ab nin yararlarından biri, ne güzel(!) bir şeydir bu ab
bu ingilizce bir kelime değildir onu belirtmek isterim..bizim oralarda 'sürekli' manasında kullanılan bir kelimedir..cümle içinde kullanmak gerekirse
-Abi bakar mısın, fire adamlar geliyor
İLk defa Peyami Safa nin kitabinda 'hücre' mahiyetinde kullanımına rastalmıştım ve çok hoşuma gitmişti.
İnsan fakültelerden müteşekkil devasa büyüklükte küçük bir makinedir
kelime kendi başına bir dirayete sahip..bu kelime aklıma gelince her zaman Osmanlı padişahlarını düşünürüm..aslında düşünmem de hatırımda onlar belirir..Dirayetli adamlardı vesselam
bizim orda çokca terennüm edilen bir kelimedir..
sünepelenip durmaz deriz..yani öyle boş boş bir işe yarmadan ne yapıyorsun adam, gel şuraya da beni deli etme demektir :)
1. gün
bir infaz gerçekleştiremedim; acemi olduğum için sadece izlememe izin verdiler
2. gün
bugün de ilk gün gibi geçti, sadece izledim ve yaptığım işten hiç zevk almadığımı anladım
3.gün
artık alıştığıma kanaat getirip kılıcın sapından tutmama izin verdiler; çok heyecanlandım ve infazdan sonra sürekli kustum
...
3. ay
artık her gün birilerinin kafasını kesiyorum; ilk başlarda rüyalarıma giriyorlardı; ama şimdi alışmaya başladım. hem kendimi de suçlu hissetmiyorum. neden hissedim ki! adamlar suçlu, ben de toplum nizamı için görevimim yerine getiriyorum
...
5. sene
kaç tane kafa uçurduğumu ben bile bilmiyorum artık. ilk başlarda yaptığım hataları yapmıyorum, kabuslarım nerdeyse bitti.
...
8 sene
kendimi bir hekim gibi görmeye başladım. onlar insanları kurtarmaya çalışıyorlar; ben de insanları kurtarmaya çalışıyorum..eger bu suçlu insanları öldürmesem toplumun hali nice olur!
kana da, kesilen kafalara da alıştım..artık hiçbir şey beni etkilemiyor
amerikalılar halka serisini çok beğenmiş olacaklar ki; bu uzakdoğu filmini de hollywood a taşıdılar.orjinalini seyrettim pek beğenmedim; ama gene de adamı geriyorlar..kardeşim küçük kızları korku ve gerilim filmlerinde oynatmayın..masumiyetle kötülük bir araya gelince vahşet bir şey ortaya çıkıyor..bir de ortam ıslak olunca..zaten yağmurun öyle bir etkisi vardır, kasvetli bir hava, uhhhhhhhhhhhhh! ! !
Yakın Avrupa tarihinin en büyük, en hunhar katliamının 10. yıldönümüne sadece 10 gün kaldı. Bu katliam asla unutulmaması gereken Srebrenitsa katliamı tabii.
Bilindiği gibi, 11 Temmuz 1995 günü General Ratko Mladiç komutasındaki bir Bosna-Sırp kolordusu Müslümanların yaşadığı Srebrenitsa şehrine girmiş ve BM koruması altında olmasına rağmen bir hafta içinde şehirde yaşayan 8 bin Boşnak erkeğini vahşice katletmiş, şehri yakıp yıkmış, harabeye çevirmişti.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa kıtasında yapılan bu en büyük katliam, başkalarını bilmem; ama önümüzdeki günlerde ZAMAN ve AKSİYON tarafından etraflıca ele alınacak. Katliam şüphesiz Srebrenitsa ve çevresinde birçok milletlerarası şahsiyetin de katılımıyla anılacak, konuşulacak; ama bugün hâlâ karanlıkta olan katliamla ilgili konular ne kadar aydınlatılacak doğrusu bilmiyorum.
Katliam sırasında görevli UMPROFOR Komutanı Fransız General Bernard Janvier, BM Temsilcisi Japon Akaşi, Srebrenitsa’yı korumakla görevli Hollanda taburu komutanı Tom Karremans’ın katliamla ilgili sorumluluk ve rolleri bugüne kadar tam anlamıyla aydınlığa kavuşturulamadı, Fransız Parlamentosu’nda 4 yıl kadar önce Srebrenitsa konusunda yapılan kapalı oturumun sonuçları ve tespitleri de hâlâ bilinmiyor mesela.
Katliamla ilgili hâlâ karanlıkta kalan bir başka konu da katliamda yer alan Yunan gönüllü taburunun katliamda oynadığı rol ve bu taburla ilgili önemli bilgi ve ayrıntılar. Neyse ki bu konu bundan sonra galiba biraz aydınlatılacak. Bunu da İngiliz The Independent gazetesinin Daniel Howden imzalı haberinden öğrenmiş bulunuyoruz. Howden’e göre, Yunanlı bir savcı, katliamda Yunan gönüllülerinin nasıl ve ne kadar rol aldıklarını öğrenmek için bir ön adli soruşturma başlatmış birkaç gün önce.
Esasen ben bundan 4 yıl önce tam da 10 Temmuz günü bu konu hakkında bu köşede yazmış ve yazının sonlarında şöyle demiştim:
‘... Eleftherotypia adlı Yunan gazetesinde yazan Takis Michas’ın yazdığı ve geçen gün Teksas Üniversitesi yayınları arasında çıkan “Kutsal Olmayan İttifak: 1990’larda Yunanistan ve Miloseviç’in Sırbistan’ı” adlı bu kitap, bu yeni bilgilerin kaynağı.
Kitabın ilk bölümlerinde Michas, Srebrenitsa’nın ele geçirilmesine katılan bir Yunanlı milisin açıklamalarına yer veriyor. Srebrenitsa’nın düşüşünden hemen sonra televizyona konuşan bu Yunanlı heyecanla ve sevinçle, ‘Topçular bombardımanı durdurduktan sonra biz şehre girdik ve şehri temizledik.’ diyor. Yazıldığına göre, 100 kadar Yunanlı gönüllü Bosna’da savaşmış. Srebrenitsa’nın düşüşünden sonra Yunan medyasına göre şehre çekilen Sırp bayrağının yanına bir de Yunan bayrağı çekilmiş ve medya da bunu büyük bir zafer olarak kutlamış. Daha sonra 1995 Eylül ayında Bosnalı Sırp lider Radovan Karadziç söz konusu birliğe mensup 4 milisi Sırp Beyaz Kartal madalyası takarak ödüllendirmiş.
Michas’ın kitabında başka çok önemli bilgiler de var. Mesela, Yunan hükümetinin himayesindeki Yunan-Sırp Dostluk Derneği’nin başkanı Aris Mousionis’in Yunan Başbakanı Andreas Papandreou’ya NATO tarafından verilen çok gizli askerî bilgileri Papandreou’dan mühürlü bir zarf içinde alıp bunu General Mladiç’e nasıl ulaştırdığı gibi Yunan hükümetinin klasik ikiyüzlü davranışını sergileyen ibretlik bilgiler...
Srebrenitsa’nın 7. yıldönümünde benim aklıma gelen bunlar. Sözünü ettiğim kitap da muhakkak Türkçeye çevrilmeli ve bizim öteden beri savunduğumuz gibi Yunanistan’ın ne kadar ikiyüzlü olduğu buradaki saflarca da görülmeli, anlaşılmalı...’
Evet, katliamdaki Yunan rolünü sadece ben yazmıştım.
aaaaaaaaaahhhhhhhhhhhhhh, kalbim cız ediverdi..ne çok yazacak şeyim var..
ilk defa 2003 senesinde gittim, benim için özel olan biriyle..daha doğrusu o götüdü beni..
yemyeşil, basamak basamak aşağı iniliyor havası veren bir yerdi...ben orasını bu kadar güzel olduğu için sevmedim, orasini bana hiç unutmayacağım anlar verdiğiğ için sevdim..
güzel zamanlardı, ama gelip geçti..'Nyse'
..
zannedersem kimden duydum bilmiyorum, orayı mahvetmişler...
...
Sevgilerim papazın bağında kalanla olsun
bir zeka oyunları tipi..apartman soruları
daha geniş bilgi için www.zekaoyunlari.com sitesinden edinebilceğiniz gibi gidip bir bayiden de tedarik edebilirsiniz bu dergiyi ve bakabilirsiniz, hatta çözebilirsiniz
Partikül
06.07.2005 - 23:05biyolojik bir terimdir kendileri...küçüklüğü simgeler..partikülcükler olarak kullanılırsa, bunu duyan kimse üzerinde partüküllere karşı bir acıma hissi belirebilir...kedicikte olduğu gibi
Müzakere
06.07.2005 - 23:04soz zamanlarda sıkı sık duymaya başladığmız bir kelime..ab sağ olsun, bir kelimemize daha işlevlik kazandırdı..işte ab nin yararlarından biri, ne güzel(!) bir şeydir bu ab
Fire
06.07.2005 - 23:03bu ingilizce bir kelime değildir onu belirtmek isterim..bizim oralarda 'sürekli' manasında kullanılan bir kelimedir..cümle içinde kullanmak gerekirse
-Abi bakar mısın, fire adamlar geliyor
Su sayacı
06.07.2005 - 23:02suyu saymaya yarayan alet
Dalyan gibi
06.07.2005 - 23:02delikanlılar için kullanılır..daşyan gibi delikanlı..kizlar için kullanılan bir içim suya eştir :)
Fakülte
06.07.2005 - 23:01İLk defa Peyami Safa nin kitabinda 'hücre' mahiyetinde kullanımına rastalmıştım ve çok hoşuma gitmişti.
İnsan fakültelerden müteşekkil devasa büyüklükte küçük bir makinedir
Dirayet
06.07.2005 - 23:00kelime kendi başına bir dirayete sahip..bu kelime aklıma gelince her zaman Osmanlı padişahlarını düşünürüm..aslında düşünmem de hatırımda onlar belirir..Dirayetli adamlardı vesselam
Sünepe
06.07.2005 - 23:00bizim orda çokca terennüm edilen bir kelimedir..
sünepelenip durmaz deriz..yani öyle boş boş bir işe yarmadan ne yapıyorsun adam, gel şuraya da beni deli etme demektir :)
küçük ayrıntılar
06.07.2005 - 18:00bir de büyük aytrıntılar var: misal bir dinazorun kuyruğundaki diken :)
küçük ayrıntılar
06.07.2005 - 18:00mühimdir!
sade kahve
06.07.2005 - 17:59içelim açılalım
bir cellatın anıları
06.07.2005 - 17:591. gün
bir infaz gerçekleştiremedim; acemi olduğum için sadece izlememe izin verdiler
2. gün
bugün de ilk gün gibi geçti, sadece izledim ve yaptığım işten hiç zevk almadığımı anladım
3.gün
artık alıştığıma kanaat getirip kılıcın sapından tutmama izin verdiler; çok heyecanlandım ve infazdan sonra sürekli kustum
...
3. ay
artık her gün birilerinin kafasını kesiyorum; ilk başlarda rüyalarıma giriyorlardı; ama şimdi alışmaya başladım. hem kendimi de suçlu hissetmiyorum. neden hissedim ki! adamlar suçlu, ben de toplum nizamı için görevimim yerine getiriyorum
...
5. sene
kaç tane kafa uçurduğumu ben bile bilmiyorum artık. ilk başlarda yaptığım hataları yapmıyorum, kabuslarım nerdeyse bitti.
...
8 sene
kendimi bir hekim gibi görmeye başladım. onlar insanları kurtarmaya çalışıyorlar; ben de insanları kurtarmaya çalışıyorum..eger bu suçlu insanları öldürmesem toplumun hali nice olur!
kana da, kesilen kafalara da alıştım..artık hiçbir şey beni etkilemiyor
Dark Water / Karanlık Su
06.07.2005 - 17:54amerikalılar halka serisini çok beğenmiş olacaklar ki; bu uzakdoğu filmini de hollywood a taşıdılar.orjinalini seyrettim pek beğenmedim; ama gene de adamı geriyorlar..kardeşim küçük kızları korku ve gerilim filmlerinde oynatmayın..masumiyetle kötülük bir araya gelince vahşet bir şey ortaya çıkıyor..bir de ortam ıslak olunca..zaten yağmurun öyle bir etkisi vardır, kasvetli bir hava, uhhhhhhhhhhhhh! ! !
kına
06.07.2005 - 17:52yakmak için bire bir
Srebrenitsa katliamı
05.07.2005 - 21:09Ben yazmıştım
Yakın Avrupa tarihinin en büyük, en hunhar katliamının 10. yıldönümüne sadece 10 gün kaldı. Bu katliam asla unutulmaması gereken Srebrenitsa katliamı tabii.
Bilindiği gibi, 11 Temmuz 1995 günü General Ratko Mladiç komutasındaki bir Bosna-Sırp kolordusu Müslümanların yaşadığı Srebrenitsa şehrine girmiş ve BM koruması altında olmasına rağmen bir hafta içinde şehirde yaşayan 8 bin Boşnak erkeğini vahşice katletmiş, şehri yakıp yıkmış, harabeye çevirmişti.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa kıtasında yapılan bu en büyük katliam, başkalarını bilmem; ama önümüzdeki günlerde ZAMAN ve AKSİYON tarafından etraflıca ele alınacak. Katliam şüphesiz Srebrenitsa ve çevresinde birçok milletlerarası şahsiyetin de katılımıyla anılacak, konuşulacak; ama bugün hâlâ karanlıkta olan katliamla ilgili konular ne kadar aydınlatılacak doğrusu bilmiyorum.
Katliam sırasında görevli UMPROFOR Komutanı Fransız General Bernard Janvier, BM Temsilcisi Japon Akaşi, Srebrenitsa’yı korumakla görevli Hollanda taburu komutanı Tom Karremans’ın katliamla ilgili sorumluluk ve rolleri bugüne kadar tam anlamıyla aydınlığa kavuşturulamadı, Fransız Parlamentosu’nda 4 yıl kadar önce Srebrenitsa konusunda yapılan kapalı oturumun sonuçları ve tespitleri de hâlâ bilinmiyor mesela.
Katliamla ilgili hâlâ karanlıkta kalan bir başka konu da katliamda yer alan Yunan gönüllü taburunun katliamda oynadığı rol ve bu taburla ilgili önemli bilgi ve ayrıntılar. Neyse ki bu konu bundan sonra galiba biraz aydınlatılacak. Bunu da İngiliz The Independent gazetesinin Daniel Howden imzalı haberinden öğrenmiş bulunuyoruz. Howden’e göre, Yunanlı bir savcı, katliamda Yunan gönüllülerinin nasıl ve ne kadar rol aldıklarını öğrenmek için bir ön adli soruşturma başlatmış birkaç gün önce.
Esasen ben bundan 4 yıl önce tam da 10 Temmuz günü bu konu hakkında bu köşede yazmış ve yazının sonlarında şöyle demiştim:
‘... Eleftherotypia adlı Yunan gazetesinde yazan Takis Michas’ın yazdığı ve geçen gün Teksas Üniversitesi yayınları arasında çıkan “Kutsal Olmayan İttifak: 1990’larda Yunanistan ve Miloseviç’in Sırbistan’ı” adlı bu kitap, bu yeni bilgilerin kaynağı.
Kitabın ilk bölümlerinde Michas, Srebrenitsa’nın ele geçirilmesine katılan bir Yunanlı milisin açıklamalarına yer veriyor. Srebrenitsa’nın düşüşünden hemen sonra televizyona konuşan bu Yunanlı heyecanla ve sevinçle, ‘Topçular bombardımanı durdurduktan sonra biz şehre girdik ve şehri temizledik.’ diyor. Yazıldığına göre, 100 kadar Yunanlı gönüllü Bosna’da savaşmış. Srebrenitsa’nın düşüşünden sonra Yunan medyasına göre şehre çekilen Sırp bayrağının yanına bir de Yunan bayrağı çekilmiş ve medya da bunu büyük bir zafer olarak kutlamış. Daha sonra 1995 Eylül ayında Bosnalı Sırp lider Radovan Karadziç söz konusu birliğe mensup 4 milisi Sırp Beyaz Kartal madalyası takarak ödüllendirmiş.
Michas’ın kitabında başka çok önemli bilgiler de var. Mesela, Yunan hükümetinin himayesindeki Yunan-Sırp Dostluk Derneği’nin başkanı Aris Mousionis’in Yunan Başbakanı Andreas Papandreou’ya NATO tarafından verilen çok gizli askerî bilgileri Papandreou’dan mühürlü bir zarf içinde alıp bunu General Mladiç’e nasıl ulaştırdığı gibi Yunan hükümetinin klasik ikiyüzlü davranışını sergileyen ibretlik bilgiler...
Srebrenitsa’nın 7. yıldönümünde benim aklıma gelen bunlar. Sözünü ettiğim kitap da muhakkak Türkçeye çevrilmeli ve bizim öteden beri savunduğumuz gibi Yunanistan’ın ne kadar ikiyüzlü olduğu buradaki saflarca da görülmeli, anlaşılmalı...’
Evet, katliamdaki Yunan rolünü sadece ben yazmıştım.
02.07.2005 /Zaman/Fikret Ertan
OLMAZSA OLMAZLAR
05.07.2005 - 20:29şimdi olmazsa olmazlar diye bi şey olmaz deyip muhabbetin içine turp sıkmim..ben de solim olmazsa olmazlar
-çay
-agaç
-böcek
-acı
-kahve
...
papazın bağı
05.07.2005 - 20:27aaaaaaaaaahhhhhhhhhhhhhh, kalbim cız ediverdi..ne çok yazacak şeyim var..
ilk defa 2003 senesinde gittim, benim için özel olan biriyle..daha doğrusu o götüdü beni..
yemyeşil, basamak basamak aşağı iniliyor havası veren bir yerdi...ben orasını bu kadar güzel olduğu için sevmedim, orasini bana hiç unutmayacağım anlar verdiğiğ için sevdim..
güzel zamanlardı, ama gelip geçti..'Nyse'
..
zannedersem kimden duydum bilmiyorum, orayı mahvetmişler...
...
Sevgilerim papazın bağında kalanla olsun
uçan süpürge
05.07.2005 - 20:24kısa film yarışması..kadınlarla ilgiliydi zannedersem
Madam Bovary
05.07.2005 - 20:23millet begenir, o bir klasiktir ama bana gore berbat ötesi...
alarm
05.07.2005 - 20:22comandos geldi aklıma..almanlar bagıryorlardı: 'Alarm, alarmmmmm! ! '
apartman
02.07.2005 - 16:40bir zeka oyunları tipi..apartman soruları
daha geniş bilgi için www.zekaoyunlari.com sitesinden edinebilceğiniz gibi gidip bir bayiden de tedarik edebilirsiniz bu dergiyi ve bakabilirsiniz, hatta çözebilirsiniz
direnç
02.07.2005 - 16:39R=I/V
direnç birimi ohm dur..şeklini de koymak isterdim ama klavyede yok :)
direnç
02.07.2005 - 16:38mukavemet
wilbur ölmek istiyor
02.07.2005 - 16:32bırakın ölsün
Toplam 1546 mesaj bulundu