Gani Kapicigil Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • mamafih

    11.01.2007 - 17:49

    durum böyle iken.....ben ona resmen aşığım

  • çöl serinliği

    11.01.2007 - 17:45

    sevdiğiniz karşınızda ve onun için yanıp tutuşuyorken; sevdiğinizin dudağınıza kondurduğu buse ile içinizde oluşan hoş duygu....

  • itiraz etmek

    04.01.2007 - 16:54

    bu düzene...

  • nazım hikmet

    04.01.2007 - 16:47

    yürümek;
    yürümeyenleri
    arkasında boş sokaklar
    gibi bırakarak,
    havaları boydan boya
    yarıp ikiye
    karanlığın gözüne
    bakarak
    yürümek |..

    yürümek;
    dost omuz başlarını
    omuzlarının yanında
    duyup,
    kelleni orta yere
    yüreğini yumruklarının
    içine koyup
    yürümek |..

    yürümek;
    yolunda pusuya
    yattıklarını,
    arkadan çelme attıklarını
    bilerek
    yürümek |..

    yürümek;
    yürekten
    gülerekten
    yürümek...

  • of ki ne of

    28.12.2006 - 14:22

    durumumu anlatacak en güzel cümle..........

  • sevgi

    28.12.2006 - 09:06

    sevginin olduğu yerde birliktelik vardır...

    sevginin olduğu yerde yeşeren umutlar...

    Güzel yarınlar....

    Sevginin olduğu yerde taptaze bir hayat...

    sevginin olduğu yerde paylaşım vardır...

    sevginin olduğu yerde filizlenir mutluluklar...

    Sıcacık bir dokunuş....

    Sevginin olduğu yerde bambaşkadır duygular...

  • menemen olayı

    21.12.2006 - 11:43

    Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı...
    23 Aralık 1930

    Adı Mustafa Fehmi Kubilay. Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep. Giritli bir ailenin çocuğu. 1906 doğumlu. Kubilay bir öğretmen. Cumhuriyet öğretmeni. 1930 yılında İzmir'in Menemen İlçesi'nde askerlik görevini yapıyor. O sırada 24 yaşında.

    Bu genç insan, Menemen’de 23 Aralık 1930’da şeriat isteyenler tarafından öldürüldü. Genç Cumhuriyet rejiminin 1925 yılındaki Şeyh Sait isyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayı, 'Menemen Olayı - Kubilay Olayı' olarak tarihe geçti.

    Menemen olayının izleri toplumsal bellekten hiç silinmedi. Kubilay 'devrim şehidi' olarak simgeleşti.

    Kubilay Olayı ile ilgili olarak, Atatürk'ün Silahlı Kuvvetlere mesajı, Genelkurmay Başkanı'nın mesajı, TBMM'de soru önergesi ve Başbakan İsmet İnönü'nün konuşması, Bakanlar Kurulu'nun sıkıyönetim ilanı kararı, Sıkıyönetim ilanının TBMM görüşmeleri, yargılamanın ilk günkü tutanakları, Savcılığın Esas Hakkındaki İddianamesi, Divanı Harp Kararnamesi, TBMM Adliye Encümeni Mazbatası ve TBMM Genel Kurul kararları, tam metin olarak yer almaktadır.

  • menemen olayı

    21.12.2006 - 11:16

    23 Aralık 1930 Cumhuriyet tarihinde en önemli günlerden biridir.

    O korkunç günde İzmir’in Menemen ilçesini basan bir yobaz güruhu kendilerini mehdi ilan etmiş, karşılarına dikilen iki bekçi ile asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı şehit etmişti.

    Kubilay’ın başını bıçakla kesip gövdesinden ayıran yobazlar daha sonra kanını içmiş, kesik başı bir sopaya takıp Menemen’de gezmişlerdi.

    Atatürk Türkiyesi’nde iğrenç bir olay yaşanmıştı. O zaman AB falan yoktu! Kurulan Harp Divanı yobazlara gereken cezayı verdi. Çoğunun yaşamı idam sehpasında noktalandı.

    Bu korkunç olay her yıl 23 Aralık günü Menemen’de milletin katılımıyla düzenlenen törenlerde lanetlenir.

    Cumartesi günü ülkemizin dört bir yanından gelecek on binlerce Atatürkçü, laik, çağdaş insanımız yine Menemen’de toplanıp gövde gösterisi yapacak.

    Bizi yöneten ilkel kafalara 'Biz ölmedik, varız, vatanın ve devrimlerin bekçisiyiz' mesajı bir kez daha verilecek.

  • uyanın

    21.12.2006 - 11:06

    KEMAL uyan!

    NAZIM uyan!

    UĞUR uyan!

    Uyanın ki uyandırın!

    Sizden sonra ne sizin kadar ATA bir TÜRK bastı

    bu topraklara,

    ne haksızlıklara karşı HİKMET'ini konuşturan

    bir şair,

    ne beyinlerimizi aydınlatan bir MUMCU daha..

    Uyanın ne olur!

    Boğuluyoruz!

    Bu karanlıklar,

    bu savaşlar,

    bu politikalar kanattı..

    Bu dünya gençliğime yaraşmadı!

  • havutlu

    18.12.2006 - 15:09

    yarbaşı....ve elem restaurant

  • Loreena McKennitt

    16.12.2006 - 12:00

    An Ancient Muse (2006)

    1. Incantation
    2. The Gates of Istanbul
    3. Caravanserai
    4. The English Ladye and the Knight
    5. Kecharitomene (Κ ε χ α ρ ι τ ω μ έ ν η
    6. Penelope's Song
    7. Sacred Shabbat
    8. Beneath A Phrygian Sky
    9. Never-ending Road (Amhran Duit)

    http://rapidshare.com/files/5885489/L.McKennit.zip.html

  • arayış

    11.12.2006 - 17:41

    Bir tas zehir verin bana içeyim
    Tek unutmak için acılarımı
    Baksana; kırdılar kapılarımı
    Yağmalandı kalbim, ömrüm, herşeyim
    Kurşuna dizdiler anılarımı
    Yenik düştüm bu savaşta neyleyim
    Bir mezar nasılsa işte öyleyim
    Unuttum en güzel şarkılarımı
    Gündüzü yok upuzun bir geceyim
    Yitirdim umut kırıntılarımı
    Sevgimi, neşemi, bütün varımı
    Çaresiz bir yokluğun içindeyim
    Gömdüm içime yıkıntılarımı
    Arıyor bir yarım öbür yarımı

  • cehennem ateşi

    11.12.2006 - 17:26

    gidince göreceğiz...

  • kağıttan gemiler

    11.12.2006 - 17:23

    sonunda alabora olacağını bile bile yol almak

  • lokman hekim

    10.12.2006 - 11:04

    Efsaneye göre; Misis yöresinde yaşayan Lokman isimli bir hekim bitki ve çiçeklerle konuşmasını bilirmiş.Bu hekim çiçeklerle konuşa konuşa ölüme çare bulmuş.Ancak bir gün, ölümün çaresini yazdığı notlarla Misis Köprüsü'nün üzerinden geçerken Cebrail Melek karşısına çıkmış ve ölümün çaresinin bulunduğu reçeteyi kendisine vermesini istemiş.Ancak Lokman Hekim direnince çok kuvvetli bir rüzgar çıkartarak kağıtların Ceyhan Nehri'ne uçmasını sağlamış.Çiçekler de reçeteyi kaybettiği için Lokman Hekim'e küsmüşler ve ölümsüzlüğün sırrını bir daha ona vermemişler.Ancak; ölümsüzlüğün sırrını yutan Ceyhan Nehri herşeye hayat veren bir su oluvermiş...

  • platon

    09.12.2006 - 17:36

    'Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz.Hayatın gerçek trajedisi, bir yetişkinin aydınlıktan korkmasıdır.'

  • akıl küpü

    09.12.2006 - 17:10

    Albert Einstein karli bir kis gecesi konferansa giderken yolda kalir.
    Arabada kalsa donacak; uzaktaki zayif isiga dogru yurur.
    Manastirin kapisini calar. Kapiyi acan rahibeye durumu anlatir ve
    siginmak istedigini belirtir.

    Unlu bilgine bir oda verirler. Gece yarisi kapiyi Basrahibe calar.
    Bilgine manastirda 40 rahibenin yasadigini ve hepsinin uykusuzluk
    cektigini soyler. Unlu bilginden bu sorunun kokenini ve cozumunu bulma
    konusunda yardim ister.

    Enstein sabaha kadar dusunup birseyler bulmaya calisacagini soyler ve yatar.

    Ertesi sabah kahvaltida sorunu ozetler.

    Siz burada 40 rahibesiniz. Ve hepinizin uyku sorunu var.
    Yani: S L E E P.
    Bu sorunu ne zaman yasiyorsunuz: N I G H T.
    Éleyse:
    S L E E P N I G H T
    0 1 2 3 4 5 6 7 8 9

    Einstein Basrahibeden ilk sozcukten iki, ikinci sozcukten bir harf
    secerek altindaki rakamlari yanyana yazmasini ister.
    Diyelim ki harfler L, P ve H olsun. 148.
    Bilgin bu rakamlari ters cevirip cikarir:
    841 - 148 = 693.
    Bu rakami ters cevirip toplar:
    693 + 396 = 1089.

    Unlu bilgin 40 rahibe oldugu icin cikan sonucu 40 ile carpar:
    1089 x 40 = 43560

    Cikan sonucun altina ilgili harfleri yazmasini ister basrahibeden ve
    sorunun nedeni ortaya cikar:

    4 3 5 6 0
    P E N I S

    (isterseniz farkli rakamlarla tekrar deneyebilirsiniz)

  • sümela manastırı

    09.12.2006 - 16:54

    Trabzon'a bağlı bu yere otostop ile gitmiştik.Çok zevkliydi.Memleketimden kaçarcasına geldiğim Trabzon'da gittiğim inanılmaz güzel bir yer,büyüsüne kapılmamak elde değil...kesinlikle bir kez daha gidip görecem

  • uzungöl

    09.12.2006 - 16:52

    İşte size Trabzon'dan mükemmel bir yer daha...yeşilin ve mavinin birleştiği insana bütün dertlerini unutturan, o an sadece oranın güzelliğine kapıldığın büyülü bir yer...Uzungöl'e gidecek olursanız orada yetişen içimine doyum olmayan bir çayı var; sakın almadan dönmeyin

  • palyaço

    09.12.2006 - 16:33

    bugün çarşıda bir palyaço gördüm; yüzünde sahte bir gülümseme vardı ve gözlerinde hüzün...

  • ırak savaşı

    09.12.2006 - 16:26

    Merhamet hür Dünyaya bu kadar mı IRAK ' ta?
    Ben Basralı Ömer,

    Belki haberin yoktur diye yazıyorum Mr. Franks.
    Önce demokrasi yağdı göklerimizden,
    Sonra özgürlük geçti üstümüzden
    Palet palet.
    Ve insan hakları Namlularından
    Saniyede bilmem kaç adet.

    Demokrasi bizim eve de isabet etti
    Bir gün sonra anladım koptuğunu ayaklarımın.
    Tam onsekiz adet insan hakları saymışlar
    Vücudunda babamın.

    Annem yoktu zaten
    Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş
    Ambargo falan dediler ya
    Anlamadım çocukluk aklı işte
    Oluşmadan sökülmüş.

    Sizde de barış böyle midir Mr. Franks?
    İnsan hakları çocukları yetim
    Ve ayaksız bırakır mı orda da?
    Düşer mi ayın kan gölüne aksi
    Güpegündüz düşer mi Pazar yerine demokrasi?

    Zenginlik
    İnsanları korkudan uykusuz bırakır
    Kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da?
    Babamla mırıldandığım son dua dilimde
    Ayaklarım hastanede
    Ve giymeye kıyamadığım pabuçlar
    Kaldı elimde.

    Çocukların var mı Mr. Franks?
    Al, oğluna götür onları bari ise yarasın
    Kim bilir belki baktıkça
    Bazen beni hatırlasın.

  • ayşe arman

    09.12.2006 - 12:43

    Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor.Belki Türkiye'nin etik yapısına göre çok uc noktalarda yazılar yazıyor olabilir ama aslında herkesin içinden geçen ama toplum tarafından yadırganırım korkusu yüzünden açıkça konuşamadığı konuları ele alıyor.

  • kiraz bahçeleri

    09.12.2006 - 11:55

    Kiraz ağaçları ve Samuraylar...

  • poligami

    09.12.2006 - 11:37

    çok eşlilik

Toplam 221 mesaj bulundu