Sergül Vural Antoloji.com

SERGÜL VURAL
1964’te Kayseri’de doğdu. İlköğrenimini Bilecik’te, liseyi Erzincan’da bitirdi.
1995 yılında Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi lisans bölümünden mezun oldu.
1997-2008 yılında özel bir araştırma şirketinin Kayseri temsilciliğini yürüttü.
Katıldığı birçok şiir yarışmasında ödüller aldı.
Şiir ve denemeleri Akpınar, Bayatî, Berceste, Bizim Ece, Çemen, Dikili Ekin, Erciyes, Fidayda, Gonca, Güllük, Gün Doğumu Kültür-Sanat, Güncel Sanat, İdakörfez Fanzin, İklim, İslami Edebiyat, Kayseri Kültür Ocağı, Kültür Çağlayanı, Kümbet Altında, Mavi Sürgün, Okumaca, Ortanca, Sakızağacı, Şiir Vakti, Somuncu Baba, Sükût, Vezin, Yedi İklim ve Yeniden Diriliş dergilerinde yayımlandı.
2009 yılında Kayseri Hakimiyet Gazetesi’nde “Duygu Yansımaları” isimli köşe yazılarına Kayseri Gündem Gazetesi’nde devam etti.
..

Devamını Oku
  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy 04.12.2023 - 00:16

    Şaire-Yazar arkadaşımız Bayan Sergül Vural
    << DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >>

  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur 03.12.2023 - 04:28

    DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
    Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy 03.12.2019 - 20:55

    Site arkadaşımız Bayan Sergül Vural, sizi bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle...

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >

    * Antoloji Yetkili Şairleri * Evrensel Sanatçılar * Şarkı Sözü Yazarları *
    * Çağdaş Şairler * Gizler Dünyası * Özgür Şair-Yazarlar * Antoloji Sitesi Üyeleri *

Toplam 23 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


Toplam 370 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • hoşgörü

    21.05.2007 - 08:38

    PAYLAŞIM İÇİN ALINTIDIR...
    ...........................
    Hoşgörü, sağlıklı insan davranışıdır. Hoşgörü sağlıklı insan hayatının, özüdür. Beşeri münasebetlerin temelidir.

    Bugün her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyacımız olduğu aşikardır. Olumsuz birçok davranışın sebebi, yeterince hoşgörülü olamamaktır. Evde, trafikte, sokakta, okulda, işyerinde, kısaca insanın olduğu her yerde eğer hoşgörü yoksa orada bencillik, anlaşmazlık, güvensizlik, tartışma, kavga olumsuzluk adına her şeyi görebilmek mümkündür.

    Eğitimli ya da eğitimsiz her insanda görülebilen bir eksikliktir, hoşgörüsüzlük. Peki bunun sebebi nedir? Neden tarih boyunca Yüce Milletimizin hasletlerinden olmuş bir davranışı, bugün yeterince gösteremiyoruz. Bunun bir çok sebebi olabilir. Bunlardan kanaatimizce en önemlisi: insanın kendisi ile barışık olamamasıdır. İnsanımız, kendisine güvenmiyor, inanmıyor. Kendisini yeterince tanımıyor. En önemlisi kendisini sevmiyor, saygı duymuyor. Eğer insanın kendisine saygı ve sevgisi kalmamışsa, kendisi ile barışık olması da mümkün değildir.

    Düşünün, en son ne zaman aynaya bakıp, kendinize gülümsediniz. Bu sabah kaç kişiye merhaba, günaydın ya da hayırlı sabahlar dediniz. Yoksa her gördüğünüz, tanıdığınız kişi için bu işte öyle biridir diye olumsuz mu düşündünüz? Ayıbını mı aradınız? Bu sabah trafikte içinizden kaç kişiye bir şeyler mırıldandınız. Kaç defa yardıma ihtiyacı olan insanları gördüğünüzde başınızı çevirdiniz. Okulda, sınıfta, sırada kaç kişiye kötü davrandınız. Arkadaşlarınızı, bencilliğinizden dolayı üzdünüz. Yönetici iseniz, idarenizdeki kaç insanı yeterince dinlemediğiniz için kırdınız. Yoksa siz sadece kendinizi mi düşünüyorsunuz?

    Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Yoksa bana ne lazımcılık değildir. Anlayışın kendisidir. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insanın özüdür.

    Görülen odur ki bugün insanımız kendisi ile barışık değil. Her gün, haberlere baktığınızda olayların bir çoğunun sebebinin hoşgörüsüzlükten kaynaklanıp kaynaklanmadığını bir düşünün... İnsan kendisi ile barışık olamadığı zaman, toplumda kendisi barışık olamıyor. Sonra da herkes bir başkasını suçluyor. Çünkü en kolayı bu.

    Hz. Mevlana: “ Ben insanların ayıplarını gören gözlerimi kör ettim. Sen de onlara benim gibi iyi gözle bak.” Diyor ve ekliyor.

    “Bakın! Toplumsal bunalımların, kavga ve dövüş ortamının tek ve en güçlü doğuş sebebi sevgi eksikliğidir. Bunun en doğru tedavi yolu ise sevgiyi aramak, yaşamak, uygulamaktır. Hoşgörülü olursanız seversiniz. Sevilirsiniz. Karar verirseniz ve de bu yolda çalışırsanız her şeye ulaşırsınız! ”

    Hoşgörü ustası Hz.Mevlana, gibi Yunus Emre, Bektaş Veli, Karaca Sultan da insanları hoşgörüye davet etmişler ve yaşadıkları dönemde Anadolu’yu bir hoşgörü cennetine çevirmişlerdi. Ama bugün aynı Anadolu’da hoşgörü yerine daha çok hoşgörüsüzlük almış başını gidiyor.

    Toplumda hoşgörüye dönüşün, hoşgörüyü davranışa dönüştürmenin yolu, hoşgörünün yayılması, insanın sevgiyi yaşamasına, kendisine saygı duymasına, kendisi ile barışık olmasına bağlıdır. Hoşgörünün bir hayat biçimine dönüştürülmesi gereklidir. Bunun için de, Hz. Mevlana ve diğer hoşgörü ustalarının peşinden daha fazla gitmek, onları daha fazla anlamaya çalışmak gereklidir.

    Yazımızı hoşgörü ustalarının öğüdü ile bitirelim:

    - “ Yıktığın varsa yapacaksın.
    Ağlattığın varsa güldüreceksin.
    Döktüğün varsa dolduracaksın.
    Çıplakları giydirecek, açları doyuracak. Az halkı çok edeceksin. Ve en önemlisi:
    Eline,diline, beline sahip olacaksın! ”

    Hoşgörülü olacaksın.

    H. Fikri Ulusoy (21.05.2007 08:14)

  • berceste

    26.12.2006 - 18:09

    Berceste: Öz, güzel, latif, ince anlamlı, kolayca hatırlanan, yapısı sağlam dize ya da beyit. Dize için daha çok mısra-ı berceste, beyit için de beyt-i berceste tanımlamaları kullanılır. Genel anlamda bir şiirdeki en güzel dize ya da beyit de denebilir.

    Benim için Berceste Kayseri de çıkan aylık kültür, sanat, edebiyat dergisinin adıdır...

    http://www.bercestedergisi.com/

  • ölüm

    16.11.2006 - 15:52

    Yeniden doğmak için ölmek. İşte hayat bu. Çoğu insan ölümden korkar. Onlara göre ölüm her şeyin sonudur. Bence öyle değil. Bu hayatı yaşamamızın tek amacı asıl olan hayata ulaşmaktır. Ama bizler sanki asıl hayat dünyaymış gibi buraya bağlanıyoruz. Yaptığımız her şeyin sanki sonsuza dek kalacakmış gibi olmasını istiyoruz. Ama kaçınılmaz sonu herkese biliyor. ÖLÜM. Ölümün en güçlü silahı ise ZAMAN. Bizi öldüren zamandır. Zamanın kimseye aldırışı etmeden ilerleyişi bizi öldüren tek nedendir beklide. Hastalıklar, kazalar, intiharlar bence hep ölümün silahı olan zamana giydirilmiş kılıflardır.
    Bence ufukta görünen tek nokta ölüm. Ulaşmak istediğimiz yer için bir kapı olan ölüm bu dünyada gerçek olan tek şey bence. Arkadaşlıklar, aileler, aşklar, hepsinin sonu olan tek şey ölüm. Ölüm bize ne kadarda kötü gözüküyor. Ve dünyada gerçek olan tek şeyin bize kötü gözükmesi ne kadarda kötü. Belkide bize ölümü bu kadar kötü gösteren yaptığımız hatalardır. Nede olsa gideceğimiz yerde bunlardan sorguya çekileceğiz. Kedi ulaşamadığı ciğere pis der misali bizde ölümü kötü olarak görüyoruz. Sevgiliye kavuşacağımızı düşünmeden...
    .......................................
    DOĞDUK ÖLMEK İÇİN!

Toplam 4 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR