Mehmet Kutsi - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

DİCLEYİ DİNLİYORUM


Dicleyi dinliyorum bir aksam vakti
Barut kokusu sinmiş beraklıgına
Acı ve hüzün var yine bu akşam
Bir mavzer sesidir akışı bozan
Ansızın sitemli bir haykırışla
Eyvah!
Sular bulaşıktır, akışı asi
Paramparça olmuş sızlayıp durur
Özüne dönde göreyim dicle..............


Kıpkızıl güneşin önünde masmavi bir yelkendir hayat.
Alır götürür seni bilinmeyen uzaklara...
SEVDA MAVİDİR mavi ise umut..
Sen yüreğini hep mavi tut.
Gölgeler düşsede yüreğin üstüne güneşi sakın söndürme.
Eğer umut yoksa yarınlar uzak kalır insana.
UNUTMA! ! ! Bir sen daha yok dünyada...

Hayat Seninle Olmalı delalamınn

Hayat ya seninle olmalı; ya da hiç olmamalı,
Akan damlalar sürekli olmalı
Damlalar ask denizi olup tasmalı
Aşk denizinde seninle yüzebilmeli
Uçan martılar şarkımızı söylemeli
Gökyüzü ikimize imrenmeli
Hayatı seninle yönlendirebilmeli
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Baharda açan çiçekler sen kokmalı
Seni yudum yudum koklayabilmeli
Sen bir gül olmalı
Suyun dürüstlük olmalı
Gübren aşk olmalı
Güneşin ben olmalı
Seni benden başka kimse koklamamalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Gecenin ayazlarında rüzgar sen kokmalı
Yanan sigaram sen olmalı
Ciğerlerim seninle dolmalı
Nefesim seni arzulamalı
Gözlerim dumanından damlamalı
Ayaklarım ayazda seninle adımlamalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Saçlarım seninle parlamalı
Gülüşün içimi ısıtmalı
Kalbim her an seninle heyacanlanmalı
Elllerim karanlıkta ellerini bulmalı
Dudaklarım alacakaranlıkta seni sormalı
Dillerim dillerini okşamalı
her gecemiz aşk olmalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Her yağmurda gökkuşağı olmalı
Gökkuşağına seninle bakmalı
Renklerini seninle saymalı
Her sayışımızda sayı tam olmalı
Eksik olursa kafaya takmamalı
Her an hayatı seninle yudumlamalı
Kırlarda seninle el ele çılgınca koşmalı
Gelincikler laleler kulaklarında olmalı
Onları senden kıskanmalı
Kelebekler beraber kanatlanıp uçmalı
Güldüğün zaman yüreğimde güller açmalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı
Sana olan bu sözlerim daima olmalı
Bizim sevgimiz sonsuzluk olmalı
Konuşmalarımız aşk kokmalı
Şiirlerimde sen olmalı
Gönlüm seninle dolup taşmalı
Ölüm sensiz olmamalı
Hayat ya seninle olmalı ya da hiç olmamalı delalamınn

Sevgim Bu
Bugün yüreğime sordum seni nerde diye... Delisin, dedi. O, hep orda. Oysa zaman zaman sensizliğin zincirleri zorluyor damarlarımı ve sen diye diye ölmek istiyorum. Nedensizmiş sevdaların kaynağı, biliyor musun? Öyle bir rüzgar esermiş sam yeli misali, gelir kucağına otururmuş aşk, gülen gözleriyle ve sen, ne olduğunu anlayamaz, sarsılırmışsın fırtınadaki gemi gibi. İşte buymuş aşk misafiri... Olmadı, misafir demek olmadı. Gider misafir dediğin, süresi dolunca... Oysa damarımdaki kan gibi benimleyken sen, gidemezsin ki benden bir an bile. Şimdi yoksun, nerdesin bilemiyorum... Döner misin gittiğin yerlerden, onu da bilmiyorum. Bildiğim tek şey, yaşamamın amacı olduğun, beni öylesine sevdiğin ve bildiğim tek şey sevgine inanmak... Seni düşündüğüm kadar mı düşünüyorsun beni... Bu, hiç önemli değil... Senin, bu evrende var olman ya da bir gün olmaman da değil. Önemli olan ruhunun bir yerinde yer etmiş olmam... Biliyorum ki ordayım, biliyorsun ki bendesin. Sevgim bu.işte sevdiğim..

İNSANLAR KENDİSİNİ DÜŞÜNMEYE ZORLAYANLARA HAYRAN OLUR. AMA UZAK DURUR. GÜLDÜRENLERDEN HOŞLANIR.KALBİNİ KIRANA AŞIK OLUR. İLTİFAT EDENLE EVLENİR.

AŞKIN BİR YOLU VARDIR.
HER YAŞTA BAŞKA TÜRLÜ GEÇİLEN
AŞKIN BİR YOLU VARDIR.
HER YAŞTA BİRAZ GECİKİLEN...


Yürek

hangi sessizlikte kaybolursun yürek! ...

sen acına sığınarak neyi haledebilirsin.hangi zamanı geri alabilirsin..
neyi geçmişe döndürebilirsin..
zalim sevdayı hangi toprağa gömsemde unutsam diye düşlersin...

erteleme gönül! ..
filizlenir ruhunun toprağında o sevda yanığı...
gözleri marur sevdalara
kalmış cana eziyettir bu besbelli...
kırma vicdanının kapılarını..
merhamet et uyusun masum ocağında sevdan..


gözleri hain yürekli bakışlarda saklıdır tecellisi..
bırak savrulma ateşin rüzgarına.
sen solmuş gülün yaprağında, kurumuş dalında sızlatırsın canını..
.bırak özünü sarsın yağmalanmayan sedalar...
bırak neferinde yaşasın acılar..
gözlerin gurur abidesi..
sözlerin
ruhunun iğnesi....

özlemin sarar bedenini de söylemezsin sen sevdiğini..

bırak düş yollara pervasız amaçlı kollardan sakın sevgini...
yaşanmıyor ardında kalan yıkıntılar..
harabe misali izbeleri toplarsın gönlünde...yaşatma ruhuna,yanma kara sevdalarda,ağlarsın sonra..

düşen gözlerdeki yaşları ararda bulamazsın,
en derindeki acılarına merhem yapamazsın! ...



Hüzünbaz bir sevişmeyle başlamıştı Arzularım Hayalimde.. Ve Hayalin ile..! Ürkekçe titreyen Sesim ile usulca sokulup sana Benim olurmusun demeyi düşlemiştim.. Saatler tam gece yarısını gösterirken Tüm Bursa uyurken Yada İstanbul Huzur buluşcasına Hayattan uzak Gözlerin kadar Parlak yıldızlar arasında sana Seni seviyorum deyip Sarılmayı., Sarılıpta Kollarında Ağlamayı düşlemiştim.... Ben seni sevmiştim...! Şimdi ise Aşığım. Kavuşmak istiyorum artık hayalin ile.. ıslatmak istiyorum dudaklarını Öpmek istiyorum Otatlı burnundan küçücüğüm kulaklarından Ve tenin tenimde arzuladığım biçimde.... Başka bir yüreklere sıçrayacak sandığım içimdeki sevgi kıvılcımları Beni sana daha çok bağlamayı başardığı için benim seni unutmamı Ölüm ile kıyaslıyorum....! SÖYLEMİŞTİM,, Ben Seni Sevmiştim Şimdi İse AŞIĞIM....






...Ne Dersin? İnciyle süslesem, nazla beslesem Başımı sinene, şöyle yaslasam Fısıltıyla; gülüm, diye seslesem Tebessüm ederek, GÜLSEM ne dersin? Bana setler geren, dağları yıksam Yakama mutluluk rozeti taksam Yerden biter gibi, karşına çıksam Haber vermeksizin, GELSEM ne dersin? Kavuştum deseydim, yârin hasına Badeler doldursam, altın tasına Körebe oynarken, çocukçasına Saklandığın yerde, BULSAM ne dersin? Yoluna; halılar, kilimler, sersem Bağından çeşitli, meyveler dersem Alttan, üstten gidip, gönlüne girsem Haramîler gibi, ÇALSAM ne dersin? Sevgi yokuşunda, koşup yorulsak Şakadan kavgayla, küsüp darılsak Nedamet getirsek, sonra sarılsak Yalvarsam rızanı, ALSAM ne dersin? Delirsen, kudursan, takla da atsan Yerle yeksan edip, dünyayı satsan Yan yana giderken, elimden tutsan Beni sevdiğini, BİLSEM ne dersin? Bilir; seni yazar, usta kalemler Uçan kuşlar bile, seni selâmlar Rakibim olsa da, cümle âlemler Yeriyle, yurduyla, SİLSEM ne dersin? Bu can; cananına, canını adar Aşk denen iksiri, seninle tadar Cismimle, ruhumla, sonsuza kadar Uzanıp yanında, KALSAM ne dersin? Çok çalıştım ama, bitmedi ders’in? Gecemde ışıksın, gözümde fersin Allah; sana uzun, ömürler versin Seninle yaşarken, ÖLSEM ne dersin?






KURBANIM GÜLÜM… Yiğide; seviyom, demek ar mı ki? Sevenin yüreği; yare, dar mı ki? Mavi, siyah, yeşil, farkı var mı ki? Gözüne kurbanım, gülüm ben senin. Gönül mevsiminde, yaz ayı kıştır Bülbülün yavrusu, kargaya kuştur Gerisini boş ver, kabuktur, dıştır Özüne kurbanım, gülüm ben senin. Saçımı okşayan, pamuk eline Yanaktan fışkıran, gamze gülüne Beni büyüleyen, tatlı diline Sözüne kurbanım, gülüm ben senin. Hakkın hatırına, dostla vuruşan Dargınlık bilmeyen, küsle barışan Karanlık gecede, Ay’la yarışan Yüzüne kurbanım, gülüm ben senin. Hasreti dokuyup, mektupla salan Postacı amcayla, kapımı çalan Gele gide aşkı, patika olan İzine kurbanım, gülüm ben senin. Güz gülleri gibi, soldurdun beni Del’edip dağlara, kaldırdın beni İşvenle, edanla, öldürdün beni Nazına kurbanım gülüm ben senin. Necati’ye; coştun, sel olup aktın Yedi yerden vurup, hançeri çaktın Odun gibi yığdın, kül edip yaktın Közüne kurbanım, gülüm ben senin, Özüne kurbanım, gülüm ben senin.






Üşüdüğüm zaman Üşüdüğüm zaman... Üşüdüğüm zaman kimin hayaline sokuluyorum zannediyorsun? Kimin... kimin parmaklarını hissediyorum arasında saçlarımın? .. § Üşüdüğüm zaman... Üşüdüğüm zaman, katı bir mum gibiyken yani; tam ortamdan geçen ipin ucunda kim yanıyor titreyerek? Kim eriyor içimde, kimm taşıyor benden ve kiimm sıcak gözyaşı damlaları halinde süzülüyor bedenimden? .. § Üşüdüğüm zaman... Üşüdüğüm zaman bir yandan hayalini bulup ona sokulmaya çalışırken; bir yandan da hayal olup senin bulabileceğin yerlerde dolaşmadığımı mı zannediyorsun? .. Ve sana... Ve sanaa; başını yaslayabileceğin bir omuz getirmediğimi mi zannediyorsun? .. § Üşüdüğüm zaman... Üşüdüğüm zaman senin de bir yerlerde üşüdüğünü... Ve sen, tam ortamdan geçen ipin ucunda titreyerek yanarken; ben de senin içinde “çattııırrçutur” yandığımı bilmediğimi mi zannediyorsun? .. § Üşüdüğüm zaman... Üşüdüğüm zaman, kimin hayaline sokuluyorum zannediyorsun? ..