'Güzel olan hiçbir şey eskimez.? dedi dostum. İncecik bir sızı duydum sustum... Gözlerimi kapayıp kana kana içtim kelimelerini. Eskimiyordu hiç biliyordum... Senin gözlerimde hiç eskimediğin eskimeyeceğin gibi... Ben seni bulmak için tüm dünyayı dolaşabilirdim ama sen buldun beni. Bende kaybettiğim beni...
Uzansam sana dokunmak bir şey değil yanmaktan korkuyorum. Korktukça kaçıyorum senden kaçabildiğim kadar uzağa... Ne kadar uzağa kaçsam o kadar yanıbaşımda oluyorsun sonra... Ben de kalemimi elime alıp yazıyorum. Tükenmez kalemim tükeniyor konuşan dilim lal oluyor anlatamıyorum seni kağıtlara...
Yaşam aşk rengine büründükçe dağlar hasrete yükleniyor. Dağlar taşır mı bu yükü bilmem ama ben eziliyorum hasretten. Aşkın tedavisi yok mu? Acılar çekiyoruz ve tel tel kopuyor hayat ellerimizden. Uzanıyorum tutamıyorum kopan ipleri.Dur ve bak şimdi geçmişe. Neredeyiz? Başta mı sonda mıyız yoksa bu sokağın adı aşk çıkmazı mı? Her bahar bir başlangıç ve her güzel şey umuda yeni bir adım. Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan. Sobelendik çoktan. Çıkalım ve geçen bahar gibi umudumuzu uçuralım kendi gökyüzümüzde bu baharda.İzin verelim martı seslerine çekelim içimize çiçek kokularını papatya bahçemizde...Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan ve kaçalım bu dünyadan..
Yorulduk...Yıprandık...Ama her bahar umut demek hala...Umudum var ama yine de gözlerim yanıyor...Göz pınarlarım kuruyuncaya kadar ağlıyorum...Sonra yüreğimde ebem kuşağı çıkıyor. Her renkte seni görüyorum.
Mavi hayallerimizi sarı bizi ısıtan güneşi çağırıyor aklıma. Tut ki bu bahar da diğer baharlar gibi bitsin. Ne çıkar...Kaç bahar kaldıysa ömrümde benim o kadar umudum var.'
25.11.2021 - 23:42
kendimi bu dünyaya ait hissetmiyorum
23.06.2020 - 17:49
20.06.2020 - 01:03
Dostoyevski'ye göre dünyanın en zor hissi; kendini ait hissetmediğin bir yerde bulunma zorunluluğudur.
01.12.2019 - 02:42
22.02.2018 - 01:59
Güneşin sana gelmesini istiyorsan, gölgeden çık!
Konfiçyüs
18.04.2015 - 13:40
Haz ve Izdirap
Sonra bir kadin konustu:
'Bize haz ve istiraptan bahset.'
Ve o cevap verdi:
'Hazziniz, istirabinizin maskesiz halidir.
Ve kahkahanizin yükseldigi ayni kuyu,
sik sik gözyaslarinizla dolar.
Baska türlü olabilmesi mümkün müdür?
Istirabin içinize kazidigi alan ne kadar
derin olursa, o denli çok hazzi içerebilir.
Ve sarabinizi tasiyanla, çömlekçinin firininda
yanan ayni kadeh degil midir?
Ve sesi ruhunuzu oksayan lavta, daha önce
biçaklarla oyulan tahtayla bir degil midir?
Kendinizi neseli hissettiginizde
kalbinizin derinliklerine inin.
Farkedeceksiniz ki, size bu sevinci veren,
daha önce üzülmenize neden olmustu.
Üzgün oldugunuzde, tekrar kalbinize dönün.
Göreceksiniz ki, daha önce sevinciniz olan
bir sey için agliyorsunuz.
Bazilariniz, 'Haz, istiraptan daha anlamlidir' der;
digerleri ise, 'Hayir, istirap daha anlamlidir'.
Bense, ikisi birbirinden ayrilamaz, diyorum.
Onlar beraber gelirler.
Ve siz, bir tanesiyle masanizda otururken,
unutmayin ki, digeri de yataginizda uyuyordur.
Gerçekte siz, hazzinizla istirabiniz
arasinda bir terazi konumundasiniz.
Sadece bos oldugunuzda, hareketsiz
ve dengede kalabilirsiniz.
Bir hazine avcisi, altin ve gümüsünü tartmak için
sizi kullandiginda, haz ve istirap kefeleriniz,
ister istemez, yükselip alçalacaktir.'
Halil Cibran
04.05.2014 - 22:00
'Güzel olan hiçbir şey eskimez.? dedi dostum. İncecik bir sızı duydum sustum... Gözlerimi kapayıp kana kana içtim kelimelerini. Eskimiyordu hiç biliyordum... Senin gözlerimde hiç eskimediğin eskimeyeceğin gibi... Ben seni bulmak için tüm dünyayı dolaşabilirdim ama sen buldun beni. Bende kaybettiğim beni...
Uzansam sana dokunmak bir şey değil yanmaktan korkuyorum. Korktukça kaçıyorum senden kaçabildiğim kadar uzağa... Ne kadar uzağa kaçsam o kadar yanıbaşımda oluyorsun sonra... Ben de kalemimi elime alıp yazıyorum. Tükenmez kalemim tükeniyor konuşan dilim lal oluyor anlatamıyorum seni kağıtlara...
Yaşam aşk rengine büründükçe dağlar hasrete yükleniyor. Dağlar taşır mı bu yükü bilmem ama ben eziliyorum hasretten. Aşkın tedavisi yok mu? Acılar çekiyoruz ve tel tel kopuyor hayat ellerimizden. Uzanıyorum tutamıyorum kopan ipleri.Dur ve bak şimdi geçmişe. Neredeyiz? Başta mı sonda mıyız yoksa bu sokağın adı aşk çıkmazı mı? Her bahar bir başlangıç ve her güzel şey umuda yeni bir adım. Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan. Sobelendik çoktan. Çıkalım ve geçen bahar gibi umudumuzu uçuralım kendi gökyüzümüzde bu baharda.İzin verelim martı seslerine çekelim içimize çiçek kokularını papatya bahçemizde...Hadi çıkalım saklandığımız kuytudan ve kaçalım bu dünyadan..
Yorulduk...Yıprandık...Ama her bahar umut demek hala...Umudum var ama yine de gözlerim yanıyor...Göz pınarlarım kuruyuncaya kadar ağlıyorum...Sonra yüreğimde ebem kuşağı çıkıyor. Her renkte seni görüyorum.
Mavi hayallerimizi sarı bizi ısıtan güneşi çağırıyor aklıma. Tut ki bu bahar da diğer baharlar gibi bitsin. Ne çıkar...Kaç bahar kaldıysa ömrümde benim o kadar umudum var.'
Toplam 7 mesaj bulundu