Ben bir papatyayım, diktir eğilmez başım Bahar gelince, kırlarda bembeyaz açarım Koparmadan sevin, hayata küser yapraklarım Sevdalılara ilham olur, mutluluk saçarım
Sen Ay
Bir fotoğraf olmak, Şu, anlamsız dünyada mümkünmü? Fotoğraflar donmakta o anın gerçek haliyle Kederli, mutlu, üzgün, şaşkın.
Zamanın içinde zamansız yaşamak mümkünmü? Dün, bugün, yarın olmadan. Zamansız anlatılabilirmi dertler uzaktan, Çekimsiz fiillerin nesnesi olabilirmiyim?
Kurgulanmış bir hayatın içinde Ne kadar gerçek olunabilir ki, Bilinçsizliğim, bilinmezliğe tutsak Duyduğum sesler sesmi sessizliğin içinde.
Çığlıkmı yoksa çaresiz Bir bakış göğsü delen o yüreksiz gözlerden İçinde kaybolduğum derin uykudan uyanabilirmiyim?
Akıntıya karşı kürek çekmek benimkisi boşluğa, Nasılda düşlüyorum yıldızlar gibi olmayı Herşeyden bi okadar uzak……
Sonra yüreğimi dinliyorum gururumu bırakarak Gözlerin geliyor aklıma, çocukça bakan Bir o kadar masum ve sevgiyle sarmalayan Sanırım sensiz olmayacak, yüreğinden ırak...
Sen Ay
yorgun sesini, her sabah gün ışığıyla yıkayıp kristalleri göz bebeklerine asan gökyüzünün yağmur kokan elleri! Sen benim çağımda doğmuşsun..!! Yüregimin en kuytusu, Seni saklamaya şehir, kaçırmaya yıldız aradım, Senin bıraktığın Sır'lı gecelerde…. Saçların diyorum…, Saçların fırtınalarda eğilen bir ekin tarlası gibi dalgalı, Sıcaklığın İçim gibi kalabalık ve bir O' kadar yalnız bir hercai…!!
Önce, annen okumuş sana isminin geçtiği tüm masallları.. Sonra yorgun ve bitkin vardiyalarda sol tarafına biriktirmişsin bütün O' çocuksu umutlarını.!
Söyle, Biriktirdiğin bunca Düş’e aldırmadan nasıl resmedeyim Seni bu hoyrat yazılara..!
Sen tıpkı bakışların gibisin, Yansımaların düş'mez hiç bir okyanusa, Güzelliğine en iyi ayna Sen'sin. !!
Nokta koyuyorum sol yanına…
Derin ve için için soluma.! ,,,, Boğulacak yoksa en onulmaz duygulara yazılan şiirler...
Sen Ay
Limanlara uğramadan, sürekli dalgalarla boğuşup bir türlü batmayanlardanım ben. Parçalanmayayım, su almayayım, batmayayım gibi bir derdim de, yok üstelik.. Bir yolu, bir çözümü vardır diye, giriyorum bütün savaşlara.. Yenildiğim zamanlarda da, elimden kılıcımı bırakmayıp, kanayan yaralarıma rağmen, meydanı yürüyerek terk ettiğim için, güçlü insan diyorlar bana.. Güçlü olmak gibi, bir takıntım yok üstelik.. Sen, martı gagasında taşınan simit parçası gibi yürekte saklı, bütün benliğimi gören, bir yerde, bana hükmeden, beyaz yapraklarına dokunuyorum yüreğimin gam teline. Sen, sen, savaş değil, aşk değil tarifsiz bir, yaşantının karşılığı aşka, sevgiye denk gelmeyen aşkı, sevgiyi, önünde diz çöktüren bambaşka bir sevgisin. kocaman yürek, küçük bir bebeksin. Karşılıksız, doğal, tertemiz bu kadar kötülüklerin içinde el değmeden kalan, en büyük saflık, güzelliksin. Bulunduğun şehri, kokusuyla saran bu kokuyla, beni yüreğine hapseden her saniye, her göz açıp kapamadaki özlem. Sen... Bendeki sen, hiç kimsenin anlayamayacağı, hatta anlamadığı, benim yüreğime hapsettiğim değişilmez tek senim... Seni anlatan tek kelimelik ben; Seni Seviyorum Ben...
Sen Ay
17.11.2016
PAPATYAM
biliyormusun aşkım artık rüyalarımda bile sen varsın papatyaları görüyorum uçsuz bucaksız kıyamıyorum koparmaya eğilip yapraklarına ne kadar sevdiğimi söylüyorum onlara okşuyorum yüreğini incitmeden sonra bir öpücük konduruyorum gamzelerinden sen diye gururla kaldırıp başlarını gülümseyerek öpüyorlar bakışlarımdan gözlerinde raksediyor yıldızlar hiç gitmemecesine içlerinden biri gururla kaldırıp başını gülümseyerek fısıldayıverdi kulağıma bizde seni sevdik gül yürekli yüreğimizdesin ebedi papatyaların yakışıklı prensi işte o an dünyalar benim oldu inan uyanmak istemedim hiç bitmesin istedim içinde sen olan rüyalarım ömrümün sonuna kadar yüreğimde saklamak istiyorum hep benim ol hep bende kal yüreğinden öptüğüm güzel papatya seni çok seviyorum
Bahar gelince, kırlarda bembeyaz açarım
Koparmadan sevin, hayata küser yapraklarım
Sevdalılara ilham olur, mutluluk saçarım
Sen Ay
Bir fotoğraf olmak,
Şu, anlamsız dünyada mümkünmü?
Fotoğraflar donmakta o anın gerçek haliyle
Kederli, mutlu, üzgün, şaşkın.
Zamanın içinde zamansız yaşamak mümkünmü?
Dün, bugün, yarın olmadan.
Zamansız anlatılabilirmi dertler uzaktan,
Çekimsiz fiillerin nesnesi olabilirmiyim?
Kurgulanmış bir hayatın içinde
Ne kadar gerçek olunabilir ki,
Bilinçsizliğim, bilinmezliğe tutsak
Duyduğum sesler sesmi sessizliğin içinde.
Çığlıkmı yoksa çaresiz
Bir bakış göğsü delen o yüreksiz gözlerden
İçinde kaybolduğum derin uykudan uyanabilirmiyim?
Akıntıya karşı kürek çekmek benimkisi boşluğa,
Nasılda düşlüyorum yıldızlar gibi olmayı
Herşeyden bi okadar uzak……
Sonra yüreğimi dinliyorum gururumu bırakarak
Gözlerin geliyor aklıma, çocukça bakan
Bir o kadar masum ve sevgiyle sarmalayan
Sanırım sensiz olmayacak, yüreğinden ırak...
Sen Ay
yorgun sesini, her sabah gün ışığıyla yıkayıp kristalleri göz bebeklerine asan gökyüzünün yağmur kokan elleri!
Sen benim çağımda doğmuşsun..!!
Yüregimin en kuytusu,
Seni saklamaya şehir, kaçırmaya yıldız aradım,
Senin bıraktığın Sır'lı gecelerde….
Saçların diyorum…,
Saçların fırtınalarda eğilen bir ekin tarlası gibi dalgalı,
Sıcaklığın İçim gibi kalabalık ve bir O' kadar yalnız bir hercai…!!
Önce, annen okumuş sana isminin geçtiği tüm masallları..
Sonra yorgun ve bitkin vardiyalarda sol tarafına biriktirmişsin bütün O' çocuksu umutlarını.!
Söyle,
Biriktirdiğin bunca Düş’e aldırmadan nasıl resmedeyim Seni bu hoyrat yazılara..!
Sen tıpkı bakışların gibisin,
Yansımaların düş'mez hiç bir okyanusa,
Güzelliğine en iyi ayna Sen'sin. !!
Nokta koyuyorum sol yanına…
Derin ve için için soluma.!
,,,,
Boğulacak yoksa en onulmaz duygulara yazılan şiirler...
Sen Ay
Limanlara uğramadan, sürekli dalgalarla boğuşup
bir türlü batmayanlardanım ben.
Parçalanmayayım, su almayayım, batmayayım gibi
bir derdim de, yok üstelik..
Bir yolu, bir çözümü vardır diye, giriyorum bütün savaşlara..
Yenildiğim zamanlarda da, elimden kılıcımı bırakmayıp,
kanayan yaralarıma rağmen,
meydanı yürüyerek terk ettiğim için,
güçlü insan diyorlar bana..
Güçlü olmak gibi, bir takıntım yok üstelik..
Sen, martı gagasında taşınan simit parçası gibi
yürekte saklı, bütün benliğimi gören,
bir yerde, bana hükmeden,
beyaz yapraklarına dokunuyorum
yüreğimin gam teline.
Sen,
sen, savaş değil, aşk değil
tarifsiz bir, yaşantının karşılığı
aşka, sevgiye denk gelmeyen
aşkı, sevgiyi, önünde diz çöktüren
bambaşka bir sevgisin.
kocaman yürek, küçük bir bebeksin.
Karşılıksız, doğal, tertemiz
bu kadar kötülüklerin içinde
el değmeden kalan, en büyük saflık, güzelliksin.
Bulunduğun şehri, kokusuyla saran
bu kokuyla, beni yüreğine hapseden
her saniye, her göz açıp kapamadaki özlem.
Sen...
Bendeki sen, hiç kimsenin anlayamayacağı,
hatta anlamadığı,
benim yüreğime hapsettiğim
değişilmez tek senim...
Seni anlatan tek kelimelik ben;
Seni Seviyorum Ben...
Sen Ay
17.11.2016
PAPATYAM
biliyormusun aşkım
artık
rüyalarımda bile
sen varsın
papatyaları görüyorum
uçsuz bucaksız
kıyamıyorum koparmaya
eğilip yapraklarına
ne kadar sevdiğimi söylüyorum onlara
okşuyorum yüreğini incitmeden
sonra
bir öpücük konduruyorum
gamzelerinden
sen diye
gururla kaldırıp başlarını
gülümseyerek öpüyorlar bakışlarımdan
gözlerinde raksediyor yıldızlar
hiç gitmemecesine
içlerinden biri
gururla kaldırıp başını
gülümseyerek fısıldayıverdi kulağıma
bizde seni sevdik gül yürekli
yüreğimizdesin ebedi
papatyaların yakışıklı prensi
işte o an
dünyalar benim oldu inan
uyanmak istemedim
hiç bitmesin istedim
içinde sen olan rüyalarım
ömrümün sonuna kadar
yüreğimde saklamak istiyorum
hep benim ol
hep bende kal
yüreğinden öptüğüm
güzel papatya
seni çok seviyorum
Sen Ay
20.06.2016