Salim Genç Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

Efendim; gözleri çığlık kadınları nereye defnedelim? kalplerine mi? yoksa hiç dinmeyen seslerine mi?

Yazılmayı bekledik, içimizde boşluklar...

Kırık aynalardı gözlerin
İnatla
kesik kesik oluşumu seyrettiğim
en dibinde kristal gülüşlü hatıralarım
soyundukça kendime varmak için
daha bir derin kanatırdım yüzümü seninle
karanlığın acıyla buluştuğu an
mutlu olurdum aynadaki benimle.

Bir zemheri zürafası dır aşk
gecenin en ayazında
yalın ayak
çırılçıplak
soluk soluğa
sarılı verir boynuma
duymasalar da kızıl ağaçlar
ağlamasalar da
yaprağın en taze sürgününden
tanır bizi zürafalar...


sevgi ve saygılarımla eşlik ederim...

Sevgiyi ve aşkı hayalin tükenmezliğine bırakıp akmak, Sonsuzlukların çağıran sesine tanık olmak ve eşlik etmek çok güzeldi...Kutlarım sayın hocam...

Şarap çene bağında yağ
Konuşmaya başlamadan fikrinden evvel
O ilk halin kıymetini bilmektir
Laf çatıdan kaymadan evvel
Aklının bacasını silmektir.

saygı ve sevgi ,şiire...

Şair ilk mısralarında ,haziranda ,akşamın şehre hakim olduğu vakitleri kurcalarken...bu güzelliğin büyüsünden kendini
alı koyamamış ,sezgilerini bütünleştirip ,ulaştıramamış şiirin içine.
bize de ,bu gurup güzelliğini seyretmek kalmış...ziyade olsun...sevgilerimle.

Anlamını hiç yitirmeden ,konusunu dağıtmadan' büyük bir boyut içinde ,insani karmaşalarını anlatabilmiş şair...

'Ne vakit papatya doğuracağım' etkili bir anlatım ve imge yağmuru...nasıl olurda büyümez çiçekler böylesine güzel rüyalar görürken.

Tükenmeyen bir aşkı ölüm ötesine taşımak ,duyguları bu sevgi yağmurları ile yıkamak şairlerden başkasının işi değildir...yolun açık olsun aşk...

Şiir bir çok zaman bir fikri tartışmak değildir. bilakis insanlığımıza ait duyguların ve hissedişlerin aktarılmasıdır ince bir dille...böyle olunca bu söz dizimine bakılacak kulvar değişmiş oluyor. ve şiirin bana verdiği ile yetinebiliyorum.

Ayrılığın o duygusal resti ,hissettirmiş kendini dizelerde...
samimi ve güzeldi...

Rüzgarlar eski esintilerini sunuyor, Irmaklar azalarak zamanı anlatıyor, Mezarlar ölülerini biriktiriyor...olmuş ve olacaklar bir birinin devamı...

Şiir : içinizde yaşanılası dallar gibi ,uzanıp yapraklarına yeşili iletmiyorsa ,güneş bu dalları sadece kurutmakla meşkul olur.

Çıkarım ve boyut ,etkili bir ritm ve ustaca bir örgü baştan sona...

Geçmişini aramaya koyulduğunda insan ,garip istasyonlara takılır kalır. geçtiğin yerlerin dağılmaya yüz tutmuş bulutları kaçışır ayaklarının altından. ve her şey o kadar naif ve incedir ki ,bir türlü karar veremezsiniz hangi anının size ait olduğuna...hocamın bu derin görme yetisinden dizelere bulaş ...

Milliyetçiliğin doruklarına yapılan bu tırmanış ülkü tarihimizin bir yansıması...fakat şiir tekerleme ivmesinde yol alırken, cızırtıları duyuluyor bir birine karışan ırmakların.

Şaiir şaşılacak kadar karmaşık iç güdüler taşıyor. onları renklendirmeyi biliyor ve çarpıyor ,kendi hazzının üç beş katına...ne güzel ,hissetmek ve dehşete kapılmak bu derin dizelerin içinde.

Günün anlamını yansıtan bir şiir olmuş ,fakat lirik bir tarz seçildiği halde yansımamış dizelere...

İçi konuşan bir şiir ,karamsar şehir hayalleri gören bir şair. ve kedileri rıhtımda anlayan martılar...atmış şair yüreğini sokağa...duyan da yok görende...

Bu kadar anlaşılır olmak ve böylesine didaktik ve şiirsel olmak ,sanırım çeviricisinin mahareti...

Aşk emip,sevda fısıldadığım aram
Gövdenizin dışı gibi yalnızlığım
Bir çocuk sarkmaya dursun pencerenden
Takıp kanatlarına götüreceksin sanırım
Bunun için dalışım gölgelerine
Uyanışım simsiyah perçemlerine.

Şiir bazen size geniş bir hayal alanı bırakır ve içinde kendi bildiğiniz gibi doldura bileceğiniz duygu sağnakları oluşur.ve yağarsınız istediğiniz gibi...

Şiirin bir kurgusunun olmayışı ,yada anladığımız manada bir akışa sahip olmaması ,bu şiiri hissetmemize engel olamıyor. nitekim ,rüzgarların esintisinde duyulan ve anlatılamayan kokular olur ya... işte şiir bazen böylesine tınılar taşır kanatlarında...saygılar.