Seda İnanan - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

yazıya sarıl şifa yazıda"...

Belki bir hasrete akıttım bu mürekkeb'i.
Belki bir duay'a.
Belki bir rüyay'a.
Belki acı bir firak'a.
Belki bir hicran'a.
Belki bir çaresizliğ'e.
Belk bir acıy'a.
Belki bir tebessüm'e.
Belki bir ağlamay'a.
Belki bir kavuşmay'a.
Belki bir umud'a.
Belki bir umutsuzluğ'a
Belki bir hoşçakal'a...

Anlatmak ve anlaşılmak varken derdim insan neden içini bir kağıda döker?


Anlatmak?
Birini söylesem diğeri hep yarım kalmıştı...
" Sonra anladım insan hiç ummadığı yokuşların hiç bilmediği acıların muhattabı olurmuş o gün anladım bu beyaz kağıdın değerini" ...

Súkutlar'ı yamalamıştım dilime
Payıma susmak düşmüştü.
Sustum tabi bende.
Susulurdu ancak.
Satırlarımın masumiyetini ancak Rahman bildi.
İnsan çabuk unutandı,lakin ahvâlimizi anlattığımız Rahman önemserdi masumiyetimizi,çünkü bir tek o sulardı içimizdeki kurumuş çiçekleri,bir tek o beslerdi kalbimizi,bir tek o anlardı.
Bir tek o bıkmazdı bizi dinlemekten.
Halimi (zi) bir tek o anlardı.
Bir tek o vefayla sarılırdı.
O yüzden Rahman bildi satırlarımın masumiyetini...

Şu masadaki bardağın, mumların,klavyenin,bilgisayar ekranının duvarların,defter arasına sıkıştırılmış resmin,arkada çalan kendime yasak ettiğim nağmenin,hepsinin bir kokusu ve anısı ile çıktım belkide bu yola...

Başlıyor muyum?
Bitiriyor muyum?
Bilmiyorum?

Ama bendeniz bu fakir.
Kalem-i dil ile çizmek dilerim gönlümün ahvalini...

"Çiçekli sayfalar vaad edemiyorum"...
"Çiçekli sayfalar vaad edemiyorum "...
Oysa ne çiçekli hülyalar kurmuşken ...

Ama...