...'Ağaçların doruklarındayım, bir kanat uzaklığında gökyüzü. Kuşlarla beraber yürüyorum, akşam olup güneş battığında gözlerinde uçacağım bir kırlangıcın. Yukarısı derin, derin, derin bir gökyüzü, sessizliğin karşı konulmaz utkusu. Gökyüzü geniş, engin, sonsuzdur; dallar ise dar, güçsüz, kırılgan. Ona uzanırlar sadece, dokunup renklerini bırakırlar onunkinin üstüne. Acı çekmiyorum. Bulutların gittiği yönde, çok uzaklarda, unutulmuş bir ülke olmalı. Ben de gitmiş olacağım, kırıldığında gökyüzü ve dallar sardığında soğumuş gövdemi. Serin bir rüzgar esecek, yaprakları savuracak oraya buraya, güneş doğacak. Hiçbir şey hatırlamayacağım...'
...'Ağaçların doruklarındayım, bir kanat uzaklığında gökyüzü. Kuşlarla beraber yürüyorum, akşam olup güneş battığında gözlerinde uçacağım bir kırlangıcın. Yukarısı derin, derin, derin bir gökyüzü, sessizliğin karşı konulmaz utkusu. Gökyüzü geniş, engin, sonsuzdur; dallar ise dar, güçsüz, kırılgan. Ona uzanırlar sadece, dokunup renklerini bırakırlar onunkinin üstüne. Acı çekmiyorum. Bulutların gittiği yönde, çok uzaklarda, unutulmuş bir ülke olmalı. Ben de gitmiş olacağım, kırıldığında gökyüzü ve dallar sardığında soğumuş gövdemi. Serin bir rüzgar esecek, yaprakları savuracak oraya buraya, güneş doğacak. Hiçbir şey hatırlamayacağım...'