Satır Arası - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Sen gidince yüreğimden ben akıllandım Sen düşünce gözlerimden gerçekleri gördüm.


soguk sulardan serin vadilere inmek istiyor tüm bedenim karadenizde bir çam gölgesinde olmayı buz gibi bir pınardan seni içmeyi o temiz havayı sen diye cigerlerime çekmeyi istiyorum bizi biz yapan sevgiyi gün aşırı güneşle gönderiyoruz dünyanın karanlık yanına..... bizse ayrı ayrı yataklarda ayrı rüyaları görüyoruz..... tenin yokki yanımda ya nefesin..... yada telefona kaydetigim elekronik sesin,,, huzur vermiyor sen olmayınca.....

satır arası / istanbul
31/temmuz/2012


biliyorum...
sensizligi önereceksin yada umutsuzlugu yarına dokunmamamyı hatta sabah olmasın güneş dogmasın isteyeceksin bende nasıl bir hal var biliyormusun yar.. bil öyleyyse yada bilme ben sensizlige bürüneyim üzerime kalın bir şal diye sensizligi örteyim bu sonbahar böyle idare ederim kışın ne yaparım bilinmez ama ben senin gülümsemelerini güneş ışıgı bilirdim bahar senle gelirdi güneş sendin ayagımı yakan kumsal derimi çatlatan güneş sendin oysa ben senin sevginden öyle yanardımki.. 15 faktör güneş yagı bile fayda etmez genede kömür olurdum :) neyse yar cok yorgunum bu günlerde biraz uyumak bana iyi gelir ha.. bu arada sen nasılsın sormayı unutttum.. satır arası 07/01/2011 /istanbul

nasılsın.... kalemim sustu bu günlerde bir huzurki bedenimi saran, namaz kılmış gibi huzurlu hissediyorum kendimi borcumu toptan kapatmış gibi mevlaya... hayat agaç dalını sarsan rüzgar gibi nazik ve zahmetsiz dokunuyo bugünlerde bana... ruhum deniz üzerinde sektirilen taş gibi.... özgül agırlıgına aldırmadan yol alıyor az sonra batacagını bile bile.... sen iyimisin arkadaşım neler yaptın hayat seni nereye götürüyor farkındamısın.. ben bilmiyorum bilemiyorum derin bir boşlugun manasızlıgında kaybolmuş gibi çırpınıyor çırpınıyorum. satır arası 26/ocak/2011 istanbul

yoklugunu dinliyorum, o yarım gidişin, i olanları anlamayı istiyorum elim tam telefona gidecekken diger elimle vuruyorum.... sofraya konmamış çöreklere uzanan ele anne eli deger gibi :) duyguları topraga seriyorum güneş altında dinlendirip serin rüzgarlara bırakıp günlendiriyorum,,, karşısına geçip derin derin sırıtıyorum bir gözümün dik dik telefona bakmasına aldırmadan..... 14/02/2011 istanbul
satırarası

gün aydınlıga çıkmadan daha rüzgarın katıp önüne kavurdugu kuru dallar gibiyim....kurumuş yapraklara hakim olamıyor benligim, mecalsizim daktilonun tuşlarına bile yetmiyor gücüm parmak uclarım sızlıyor, hastayım sana dair umutsuz ve mutsuz.... sensizligi günlerce susuzluk çekip çatlamış dudakların suya hasreti belki açıklar... yoklugun derimi çatlatır,, kurumuş göl kenarlarına bakarsan nasıl kavruldugumu daha iyi anlarsın..anılara bir göz gezdir nasıl yandıgımı daha iyi anlarsın.. ben en iyi hasreti yazarım bilirsin bana en acı dokunuşun hasret bıraktıgın günlerdir düşünürsen anlarsın.... satır arası 12 mart 2011 cumartesi / istanbul

ruhum kuş uçuşu gitti az önce yetişemeden.... öyle hastayımki ekmek bile kokuyo bana....canım bişey istemiyo bir yudum su bile bogazıma düğümleniyor yoklugundan nasıl bir ızdırap tattırıyosun ki beni buhranlarla kavuruyorsun... bahar geliyor diyor haber bültenleri bana gelmeyecek baharı iple çekiyorum..... belli belirsiz gözüm gökyüzünde agaç dallarındaki bahar muştusu arıyor idrakim kelimeler bile eksik dügümleniyo dilime dönüp yazdıklarımı okudugumda devrik cümleleri düzeltmek sıkıyo aslında.. neyse bidaha yazmayacagım.... satır arası / istanbul 23/mart/2010 saat:17:42 istanbul

o gün sertte kapatıp çıkmamıştım kapıyı üstelik benle bir rüzgar geldi anlamadım geçtigim yollarda zeytin agaçları, bugday başakları, kuru dallar ve yapraklar savruluyordu.. sesini duymadan çıkmıştım üstelik... sesin semada zihnimde yankılanıyordu... ardıma bakmamıştım üstelik nefesin ardımda nevar neyoksa kavuruyordu.. dönüp bakmaya cesaret edemeden hızla kaçan ben sensizligi tamda tadamadan üstelik.. yorgun çiftçinin desteledigi yıgınlar.... deste deste önümü kesiyordu.. 24 mart 2011 istanbul satırarası / boşvakit :)


günaydın bitanem kapı gıcırtısı ve ardında bir nefes şu an senin olmanı nede çok arzulardım ya.... neyse.. odama doluşan pencere aralıgından güneş, yataktan kalkmamı fısıldıyor.. sabah daha...., kargalar yememişken naneyi,,, yoklugun beni yollara düşürüyor....... arabanın motorunu ısıtırken birdaha dalıyorum o kıvrımlı saçlarına,,,, o kokladıgım teninin kokusunun ruhumun en ucra köşesine sirayetini hissesdiyorum derin,,,, derin,,,, aklımdasın hala :) gülüyorum valla ne zaman çıktınki hep ordasın paslı bir çivi gibi çakmışım seni zihnime kaderim... kaderim,,,


satırarası/boşvakit

28/10/2011 saat:09:20
istanbul