Satı Gök - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

BENİM ŞİİRİM

bazen gece yarısı gelir gümbür gümbür;
git dersin gitmez:
uyku akar gözlerinden,
kalem tutacak halin yoktur ki yazasın;
sabahı beklemez, gider;
sancılı sancılı, kalan sağlar bizimdir dersin;
ama nafile

bazen de kalabalıklarda gelir aheste aheste
dalarsın bir an sanki, sara nöbetindesin
sorar yanındakiler “ne oluyor?
yok bişey dersin
diyemezsin ki şiir yazıyor beynim...
göğüs kafesin sıkışır, yalnız kalmak istersin.

bazen; bir bulut, bir çiçeğin edasında: savrulan bir yaprakta yazılıdır şiir
sadece kağıda aktarmak düşer.

şehrin is kokusunda, gürültüsünde canlanan anılar sancılanır, doğum başlamıştır
yazmasan çatlarsın
bir kuşun, simsiyah rengine kapılırsın ...
kuş uçar gider; fısıldadığı şiir kalır.

en iyi arkadaştır şiir: En iyi arkadaş kitaptır derler ya...
doğru, lâkin kitap tek taraflı konuşan arkadaştır
hep o konuşur, sen dinlersin
ama şiir öyle mi; hayır
şiirde; sen de konuşursun;
kendi yazdığın şiirde de öyle; bir sen konuşursun bir de okuyanın konuştuğunu duyarsın

sır tutamayan arkadaştır
senin içini döktürür en mahremini: sonra da aleme duyurur

içlenir küsersin... bu, son dersin; çok da vefalıdır ama , küsmez sana şiir ...

altın bir kutuya kilitleyip, anahtarını denize attığın mektupların akılda kalanıdır şiir

en ilkel ve en gelişmiş iletişim aracıdır
en uzaktakine ve en yakındakine; büyüttüğün sevginin, nefretin, hasretin binbir şekilde dile gelmiş halidir

yanındakine, avaz avaz uzağındakine; fısıltıyla atılan çığlıktır

şiir, demlenmeli der ustalar.
şiir, ustaların elinde demlenirse şiir olur.
aceminin şiiri, demlendiğinde acıyor .

simsiyah
----------------------------------


Sen Güneşi Zindandakilere Sat

bir yaz yağmuru gibiydi bana olan tutkun
buğusu gözlerimde büyüsü sözlerimde kalan
bakışının ritminden titrerdi bu gönül
derdinde deva bulduğum azat etme beni
eksik yanımsın, yazılmamış şiirim olma

nefesinden ne ateşler yaktım
serinlik verirken bakışların
sen güneşi zindandakilere sat
gölgen yeter bana

avuç içi kadar toprağım olsaydı dünyanda
bir de gölgesine sığındığım ağaç

bana beni duyur, sensiz kaldığımda
bana beni duyur, masallar sustuğunda
bana kendi mazini anlat
rahat bırak geleceği
uyusun sırça köşkünde

bana, benim olmayan birşey göster senden başka
bana, senin olmayan birşey göster benden başka

çam sakısı çoban armağanı bıraktım
simsiyah bir hüzün
bir de ters akan nehir
seni, sana rağmen terkederken
heybemde gam dolu
bir de ayın şavkında saklı yüzün

dokundum ya ruhuna o bana yeter
etten kemikten olmasan da...
simsiyah
-------------------------------


Gelinliğim Ne Renkti?
kadınlığım, mezara kadar da
ya,çocukluğum
kaç saatti

sevişmek ,bir ömür boyu
ya , sevmek
kaç gün yasaktı

şimdi
bir dudağı yerde, bir dudağı gökte
bir dev anası
getirse
ipek iplerle dikip
ruhumu koyup
gökyüzüne astığım
yamalı bohçamı

ve , öpse beni
hiç tadmadığım
çocuksu
öpmelerle

kefenim beyaz olacak da
sahi
gelinliğim ne renkti...
simsiyah
-----------------------
Saka Kuşu Kadar Hırsızım

bir çoban kulubesi yüreğin
kavrulsamda güneşte
sığınmam sen istemedikce

basit bir iniltiydi zaten aşkın
tarafından giydirilen çıplak bir ruh
bana aynasın şimdi
yankı yapıyor sesim
bu feryat senin değil, benim

bırakır insan
bir eli bırakır ,bir bedeni bırakır
bıraktığını sandığı şeyi bırakamaz asla
yeşerir ilk yağmurda
göğsündeki değil ,sırtındaki hançer
öldürür seni
kolaydır yakmak gemileri
zor olan yol almaktır
nadasa kalmış denizde

sana hediyem olsun
isyan kokan yanık buğdaylar
bu kaçıncı cinayet şahidi yok
saka kuşu kadar hırsızım şimdi

aşkı boyadık resim bitti
seninki ebruli, benimki siyah
kırılmış kalem
seninki mübah,benimki günah
aşka giydirdik simsiyah bir kefen
dünya cennet, hüzünle çevrili
ne eyleşirsin mum ışığında
güneş doğmuş oynaş bitti

simsiyah
----------------------------------
Denizin gömleğini önden yırt
su yanmadan yan
kıyıya vuran köpüklü dalgalara inat
acıtsa da çek içine
en sığ yerine sığınayım

ha kadınlığın harı
ha cehennemin narı
ne gam
mor renkler tenimde
yüreğim çürüyor simsiyah yenimde
kızıl deniz şahlanmış
dalgalar hoyrat
med cezir biçare

sen haylaz sen mavi
ben derin ben serin
sen suçlu ben asi
kumsalında durulayım

gözlerindeki deryada yunacak bedenim
kapatma gözlerini utanıyorum
denizin tuzu mu, terinin tuzu mu
saçlarında ıslanmış ellerim

adın dudaklarımda çığlık
öp ki susayım
öp ki düşmesin çığlar
öp ki
yatağında açılsın kardelenler

kur aşkın saatini
kır akrebi yelkovanı saniyeyi
sinsice olmasın
denizin gömleğini önden yırt
bir nefes üfle ve gülümse
dudağımdaki ısırık izine

sen bende ilk
ben sende son
kadınlığım bakir
iki mavinin birleştiği yerde bekliyorum
simsiyah
--------------------------------------
O gün
sazdan bir kulübede
gelmiş geçmiş tüm dillerde
seni sevdiğimi söylerken
şaha kalkmış duygularla,
sükuta erecek
tütün kokan nefesinde , nefesim

ellerinde suç, ceza ve ödül
ana rahminden daha güvenli
daha karanlık, sıcak ve aceleci
sözcükler utanmayacak
gece bakışlarını gündüz göreceğim

bıraksa da kekremsi bir tad
çığlık çığlığa
ayrılmak için birleşeceğiz

içinde ağlayan o çocuk susacak
oynayamadığı tüm oyunları oynarken.
erkekliğin de aciz kalacak kadınlığım da
kurşun işlemeyecek, zırha bürünmüş aşk

ve,
artık seni seninle aldatmak yok
senin yanındayken.
döküp tüm günahlarımı
en mahrem halimi gör diye.

gururlu, mağrur aşk
ihanete inat
seni, kendi saçlarımla asacağım

tek anahtar elinde
kilidi belli
tek kelime etmeden saatlerce
hiç susmadan günlerce
sevişip
yarı deli birleşip
tam deli ayrılacağız

simsiyah otlar, yeşerecek.
simsiyah
----------------------------------
Cennet bu olsa gerek
zevki bekletmek
cennet bu olsa gerek
heyhat,
dudak unutmuş mu? ne, öpmeyi

şeytan damarlarda kan
şeytan cehenneme ram
akıl duldasız akıl üryan
heyhat, nisyanda isyan

bir bir uyansın tüm azalar
vahşi erkek hüznünü
hasatlamak boynumun borcu
derin bir oh çektirmek,
boynunun borcu
ödeşsek sonsuza kadar

hançer derine gitmiş
yarin yarası tarumar
bıçaksız kansız, sıkıysa çıkar
ağular sürülmüş ağzına
nefes versem sabaha kadar

elinin değdiği yer
yangın yeri susuz çöl
ah ellerin, bi karar,ellerin naçar

derer,dudakların usul usul
güllerim açar, güllerim sızlar
ayaz yanığı tene, çığ düşer
ah, ellerim seyyah, ellerim kar lekesi
saçların yüzüme perde
aralayıp, öpsen
yüz kere bin kere
solana kadar
simsiyah
------------------------------------
Kafdağı'nın gelin kzı
gece, Kafdağ'ının gelin kızı
duvağı yırtık
mihrine şiirler yazdıran
gece, dev anası peçesi örtük
tırnaklarıyla mezar kazdıran

gece sinsi düşman fark edemediğim
gece hovarda sevgili terk edemediğim
gece deli yosma ihanete ant içmiş
aklın kıvrımlarında oynayan
gece eşkiya intikamı kollayan

gece şükreden dil ,küfreden lisan
arza dayanmış eğreti merdiven
gece, rahmete muhtaç insan
gece hazzı doğrayan bıçak
gece katil, gece kaçak

gece itirafçı dil, içime akan kan
gece, içimde yanan kandil
gece billur kale
derme çatma cennet
bir ahla yıkılan

gece, cümbüş çalan sazende
gece, efsunlu bir nazende
gece yılan, zehrine doyamadığım
gece zindan, yıkmaya kıyamadığım
simsiyah
--------------------------------------