“Başımıza gelmiş ve gelecek olan her şeyin tek sorumlusunun kendimiz olduğu gerçeğini reddettiğimiz sürece tedavimiz gecikecek, ‘yeni bir eski geçmiş’ için her seferinde yeni bir adım attığımızla kalacağız.” Bir adam, pencereden dışarıyı seyrediyor. Yağmurların suladığı beton kaldırımlara bakıyor Bu gün Pazartesi Canı sıkılmış biraz. Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Suluboya resmi gibi pencerede saksı çiçeği Bir dalda pek çok filiz, sardunyalar, Akşamsefaları açmamış henüz Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Bir dolu düş birikiyor aklında Bozkırda yalnızlık büyük olur İrkilerek fark eder insan çıplaklığını. Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Böyle büyür yürekte yalnız kalmak. Gariptir ki yalnızlık ne kadar acı veriyor, Zor olurbir insanı yalnızlıktan kurtarmak Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, aşka dair bir duvar var hafızasında. Kocaman bahçede kilimden salıncak, Gözyaşlarının dolaplara kilitlendiği zamanlar, Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Dolapta birikiyor gözyaşları, güzelim kırmızı ayakkabının eskimesine, çiçek açan toprak yolların asfaltlanmasına, gidenlerin ardından okunan fatih aya, Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Paydos mu geldi hayata, nedir? bu sessiz kavrayış, bu derin yoklayış? Önünde bir Aysberg, kırıldı kırılacak. Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Bir poyraz tufanının fırlattığı kitap aralarından, Bir adaya tırmanan bir köprü uzanıyor hayatından. Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı, Kilerde rengârenk ayakkabıları. Gözyaşlarının tazyiki kırıyor dolabı. adam şaşırmıyor artık başlayan ve biten hiçbir şeye Fark etmeden geliyor iki haneli en güzel yaşı,