Şimdi ben Pera'nın bir sokağında, o sokağın bir evinde, o evin bir balkonunda oturmuş çayımı yudumlarken, gözüme gelen güneş ışığından hiç çekinmeyerek, içime gelen duygu yüklü sözleri dışarı atma isteği ile dolup taşıyorum. Ama yalnızım: yalnızlık yanlısıyım. Sokaktan geçenlerin mavi bakışları altında benliğimi süzmeleri hiç de zoruma gitmiyor artık. Ne de olsa aynı sokaktan geçenler de alıştılar bana: yıllardır aynı ceket, aynı çay takımları, aynı oturma pozisyonum, aynı ruh... *** Bu akşam bir başka karanlık çökmüş şehrimin üstüne. İsmini bilmediğim duygular benim düşmanım. Kime ne desem? Çaresiz. Kimse yok karasularımda. Azgın dalgalar kumdan yaptıklarımı vuruyor. Barınmak imkânsız bende. Ancak ve ancak yılgın ruhların toplanma mekân oluyorum elimdekilerle. Şimdi kim güneşi düşünür, kim yeni bir gün doğsun ister ki benim şehrimde? Zaten yeni bir günün peşinden yine bir karanlık gelmeyecek mi? Sadece anlık homurtular yükselir ve kaybolur gider karanlıkta. Eşsiz karanlığımda…
Şimdi ben Pera'nın bir sokağında, o sokağın bir evinde, o evin bir balkonunda oturmuş çayımı yudumlarken, gözüme gelen güneş ışığından hiç çekinmeyerek, içime gelen duygu yüklü sözleri dışarı atma isteği ile dolup taşıyorum. Ama yalnızım: yalnızlık yanlısıyım. Sokaktan geçenlerin mavi bakışları altında benliğimi süzmeleri hiç de zoruma gitmiyor artık. Ne de olsa aynı sokaktan geçenler de alıştılar bana: yıllardır aynı ceket, aynı çay takımları, aynı oturma pozisyonum, aynı ruh...
***
Bu akşam bir başka karanlık çökmüş şehrimin üstüne. İsmini bilmediğim duygular benim düşmanım. Kime ne desem? Çaresiz. Kimse yok karasularımda. Azgın dalgalar kumdan yaptıklarımı vuruyor. Barınmak imkânsız bende. Ancak ve ancak yılgın ruhların toplanma mekân oluyorum elimdekilerle. Şimdi kim güneşi düşünür, kim yeni bir gün doğsun ister ki benim şehrimde? Zaten yeni bir günün peşinden yine bir karanlık gelmeyecek mi? Sadece anlık homurtular yükselir ve kaybolur gider karanlıkta. Eşsiz karanlığımda…