bebishim birtanem hayatim balim gülüm herseyim haytaimin anlami canimin ici kalbimin tek sahibi güzel arkadasim benimm dogum günün kutlu olsun allah iyiki seni bana vermis iyiki dogmussun biricigim allah sana cooooooooooook mutlu ve uzun uzun ömürler verir insallah insallah en kötü günün böyle olur hep o güzel yüzün gülerr 19 oldun kiz sipa heheheheh bugün büyük günn niceee senelere birtanemm
Yüreğime iyilik yağmurları yağdırmayalı öyle çok zaman geçti ki... Herbir hücreme dolan pırıltıdan ibaret yaşamak.. Sadece bir pırıltı.. Varlığınla parlayan,yokluğunda acıtan.. Kelepçelenmiş dudaklarına sahte gülücükler,ne yapsam boş. Oysa ben öyle çok uğraşmıştımki demir almamak için limanından,öyle çok yutkunmuştumki... Boğazıma dolandı sevgime dair ne varsa. Kirpiklerime saklandı gözyaşlarım,bilme diye... Oysa iki adım ötemizde değilmiydi mutluluk.Uzansak tutmayacakmıydık.. Kim korkuttu senin ellerini böyle,yoksa kaçtığın benmiyim.. Aylarca hasrete gebe bekledim durdum sensiz bu sessiz şehirde.. Ne gözlerim kalktı yerden gün ışığına,ne ellerimi açtım ezan çığlıklarında.. Bir kaç çoçuk gülüşüne baktım sırf sana benziyor diye.. Bir tek onlarınki saftı senin gibi,bir tek onlarınki sahici.. Ve bir kez bile aklımdan geçirmedim 'o gitti,dönmeyecek! ' demeyi.. Bir kez bile anlatmadım vapur düdüklerine gecelerce seni burda bekleyip hıçkırıklarımla dön diye denize yalvardığımı.. Oysa benim öğrenecek daha ne çok şeyim vardı,ne çok.. Her gün yeni bir gün ümidiyle başladım hep,gün sonunda bana kalan yokluğunun tortuları oldu.. Sustum.. İçimde fırtınalar koptu ben hep sustum.. Gitmene dair söyleyecek ne çok şeyim vardı ah bir dinleseydin.. Gitme diyecektim,bağırdım.. Ama sen çoktan gitmiştin.. Seviyorum diyecektim gurursuzca,yalvaracaktım belki,ağlayacaktım.. Ama ellerim sen görme diye gözyaşlarımı silmekle meşguldu,sevmiyorum dedin çektin gittin.. Sonra sert rüzgarlar ardı ardına esip dağıttı gidişinle darmadağın benliğimi.. Gücüm yetmedi itiraz etmeye,yoktu artık sebebim.. Giden gitmişti,unutulan unutmuş.. Yıllar geçti sonra aynalara küs yıllar.. Gittiğin aylar sonra zonk etmişti beynime.. Çok geç kalmıştım ben hayata çok geç.. Bu sefer aynalar küstü bana.. Tanımadığım biri karşımda.. Şakaklarına kar yağmış,yüreği büzüşmüş hasretinden.. İçimde kaldı koskocaman çocuksu hayallerim. Binbir parça pazzılı yapmaya çalışan 3 aylık bebekten farksızdım yokluğunda.. Sonra hayat yoksunluğumdan istifade edip unutturdu bana senle ilgili ne var(yok) sa.. Unuttum dedim adına boyumdan büyük acıların.. Unutmadım ben hiç oysa..
bitanem dogum günün kutlu olsun nice nice senelere........... allahim bana senin gibi bi arkadas verdigi icin ona sükrediyorum her gün....... iyi ki varsin canim hayatim da........ SCS
Vakit doluyor,gitme zamanı Doyamadın bana bende sana Yüreğinde kalsın son kurşunum Bir parça sevdayı sar bohçana Sakla onu kızıltopraklara Hoşçakal gözümün nuru
Karacadağda yükselen çoban ateşine yazdım son mektubumu Nameleri duman duman aksın her gece yıldızlarına Gidiyorum yüreğinden baygın gözlüm
Uzaklar beni çağırır sensizliğe ve yanlızlığa soğuk, sessiz bir toprak düşer üzerime Kırılgan bir şarkının notaları zincirlemiş beni Gözlerindeki bulutları açmaya gidiyorum Hoşçakal nefesi şiirlere boğulacak sevdam
Artık yarınlarına öksüz kumrular saçtım Sigara içtiğin her köşeye bensizlik bıraktım Gidiyorum yanakları Yağmurlara bulanacak ceylanım Vakit tamam artık gözü yaşlı kadersizim
Bir aşkın fidanında çatırdayan dal gibi Ürkek karanlığın beşiğine düşercesine Bak Mavi gecenin dalından bir yıldız kayıyor Alaca karanlığın küskün şafağına
AGLAYAN GÖZLERLE ÇIKMA KARŞIMA YALVARIP YAKARMA YALANLAR SÖYLEYİP KENDİNİ AVUTMA BİR DAHADÖNMEK Mİ SANA YALNIZLIK GÜZELDİR ASLINDA BELKİ ZOR GELİR İNSANA ALIŞTIRMALISIN KENDİNİ BUNA BİR DAHA DÖNMEK Mİ SANA BELKİ BÖYLE BİTMEMELİYDİ YAŞANMALIYDI UZUN SÜRE AMA OLMADI İŞTE BİR DAHA DÖNMEK Mİ SANA HASRETİMLE YANSANDA YÜREGİNDE ACIMLA KALSANDA ÖMRÜMCE BÖYLE YAŞASANDA BİR DAHA DÖNMEK Mİ ASLA ASLA..........
duydum bana uğrayacakmışsın inanmadım önce sonra belki dedim kendi kendime senden bahsettim arkadaşlara kıskandım ayrıntılara girmedim
bu gün melih'i de kovduk resmen ayıp oldu adama canı sıkkınmış ne yapayım kardeşim sen geleceksin rakıyı gördüya dolapta can sıkıntısı bahane
hani şu titanik resmi vardı ya kocaman bir çerçeve yaptırdım
eskiliğini kirini saklasın diye tam üstüne koydum füme koltuğun
kesmedim kirli sakalı sen hep yakışıyor derdin saçlarımı aklımdakiler gibi dağınık bıraktım üç beş beyazlığıda koparıp attım
bayağı pis adammışım buzdolabını iki kez temizledim hala yapış yapış tavan desen nikotin sarısı iki kilometre üşenmeden gittim yıkamaya üşendiğim çoraplar için
sen geleceksin diye içki şişelerini kapıya koydum kendim götürseydim keşke kapıcı dedikodu yapacak yine ama bayram edecek hain az değil iyi para
evin kirasını verecektim bu takım elbiseye biraz pahalı ama yakışmadı değil hani sen geleceksin ya beklesin biraz bunak
eski resimlerimizi oturacağın yerin bitişiğine koydum tesadüfmüş gibi görüp hüzünlenirsin sandım
asık suratlı komşunun çiçeklerinden çaldım iki defa yıkadım vazoyu birazda su ekledim
bütün zamanları erteledim hayatla gözgöze gelip durakladık bir an hayıfladım rüzgarı neden duraklamazsın sen geldi gelecek birazdan
cebimdeki son parayı kapının ziline harcadım biliyormusun bu sesi duymayı çok özledim
bu gün her gördüğüm insana selam verdim inanmazsın seni seviyorum dedim hayat'a özledim seni inan çok özledim neredesin neden hala gelmedin
cansız bakıyor gözlerim ardından gitme diye yalvaramadan gidiyorsun içimde yangınlar,eriyorum ardından ağlamaya gücüm olmadan gidiyorsun
birşeyler söyle diyorsun sarsarak çıkmıyor dilimden sözler,susuyorum son birkez bak diyorsun gözlerime ben bu sonları sevemedim anlamıyorsun
çok mu zordu kalmak ne zaman bitecek bu mecburluklarım böyle zavallı bırakmazdın beni böyle hayal olup terketmezdin beni şimdi bir el gibi karşımda durma git gideceksen şefkatinle sardığın bu bedeni sarma biteceksen
vakit geldi demek,artık olmayacakmısın nasıl dayanırım bilerek,senden kopmaya bakma saate ne olur,zaman akmasın kaçırma gözlerini,hasret beni yakmasın ne desem anlamsız,gideceksin biliyorum her güzel şey gibi seni de en güzel yerinde kaybediyorum...
Dostluk çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneş vurunca kurusun. Bizim dostlugumuz deniz misali buharlaşsada yağmur misali geri döner iyiki varsın..
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez... biri tıpta okuyordu öbürü mimarlikta.O ilk karşılaşmadan sonra bir kere, bir kere,bir kere daha karşılaşabilmek icin hep aynı saatte aynı duraktan aynı otobüse bindiler.GENCTİLER cok genç.. birbirleriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar.İkiside her sabah otobuse bindikleri semte oturmuyorlardı aslında.Delikanlı arkadasında kaldıgı icin o duraktan binmişti otobüse,kız ise ablasında sırf birbirlerini görebilmek icin her sabah erkenden evlerinden cikip şehrin öbür ucundaki o durağa onların durağına geldiklerini birbirlerine gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...Okulları bitince hemen evlendiler.Mutluydular hemde cok mutlu....Bazen işsiz bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmiştiki yüreklerive elleri hic bir seyi umursamadılar.. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerdede ünlü bir mimar ve doktor olduklarındada hep mutluydular.. Zaman aşımına uğrayan alışkanlıklarına yenik düşen banka hesabında para kalmadığı için yada tam tersi o hesabı daha kabarık hale getirmek uğruna bitip TÜKENİVEREN sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri yılllar yılları kovaladıkça sevgileride büyüdü büyüdü...Tek eksikleri çocukları olmamasıydı..zorlu bir tedevi sürecine rağmen çocuk sahibi olamayınca bütün mutluluklarının bizim olmasını beklemek bencillik olur diyerek devam ettiler hayatlarına çocuk yerine sevgilerini büyüttüler SENİN İÇİN ÖLÜRÜM DERDİ kadın sımsıkı sarılıp adama ve adam hayır BEN SENİN İCİN ÖLÜRÜM diye yanıt verirdi hep...Bazen eve geldiğinde aynanın üzerinde bir not görürdü kadın BİR TANEM kütüphanenin ikinci rafına bak..... kütüphanenin ikinci rafında başka bir not bulurdu mutfak masasının üzerine bak ve SENİ COK SEVDİĞİMİ SAKIN UNUTMA! mutfaktaki masadan salondaki dolaba koştura koştura giden kadın sonunda kimi zaman bir ÇİÇEK kimi zaman en sevdiği çukolatalar kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı.. Aldıgı hediyenin de ne oldugu da önemli degildi zaten...Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama 40 yaşların ortalarına geldiklerinde daha az çalışmaya karar verdiler.. Adam hasteneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı.. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı.Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı.Bir gün sahilde dolaşırken harap durumda bir ev gördü kadın üzerinde satılık levhası olan...ne dersin bu evi alalımmı? dedi adama bu viraneyi yıktırır harika bir ev yaparız.. Projeyi kafamda çizdim bile.. kocaman terası olan martıları kahvaltıya davet edebilecegimiz bir deniz evi yapalım burayıı.. Sen istersinde ben hiç hayır dermiyim dedi adam...amerikadaki tıp kongresinden doner dönmez ararım emlakçıyı...Kaç para olursa olsun burası bizimdir artık...Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde ayrılmaları zor oldu.. Adam amerikaya giderken her gün her saat konuştular...Göz yaşları icinde kucaklaştılar havaalanında.Fakat bir kaç gün sonra kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın eskisi kadar mutlu görünmuyor konuşmaktan kaçınıyordu.Onu neşelendirmek için sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği PROJEYİ verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı.. CANIM o ev bizim bütçemizi aşıyor sen en iyisi o evi unut...Mutsuzluk mutlulugun tadına alışmış insanlarda daha da acı daha da çekilmez gelir.Kadın hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri...Derdini söylemesi icin yalvardı adama,SENİN İÇİN ÖLÜRÜM biliyorsun ne olur anlat diye dil döktü boş yere.... Yıllardır sevdiĞi adam duyarsız sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki.Ona ulaşmaya çalıştıkça beton duvarlara çarpıyordu kadın.Her çarpmada daha da fazla kanıyordu YÜREĞİ...BİR GÜN ÇOCUKLUĞUNUN gençliğinin bütün hayatının birlikte geçtiği bir arkadaşına dert yanarken lafını kesti arkadaşı artık dayanamıyorum sana anlatmak zorundayım o seni aldatıyor..Her gün iş yerimin karşısında genç bir bayanla yemek yiyor sonrada sarmaş dolaş biniyorlararabaya...Sus, sus çabuk duymak istemiyorum bu yalanları diye bağırdı kadın..Onca yıllık arkadaşını kendisini kıskanmakla suçladı...Ertesi gün öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının bir masal oldugunu anladı...Kocasının eskiden aynı hastenede çalıştığı genç çocuk doktorunu hemen tanıdı.Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldıgını gördü adamın akşam kocası eve gelir gelmez bazen bağırıp bazen ağlayarak bazen ona sımsıkı sarılıp bazende yumruklayarak haykırdı suratına her seyi..İnkar etmedi adam.Zamanla duyguların değişebildigi orta yaşa geldiğinde insanların farklılık ardadığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.Kapıdan çıkarken son bir kez kucaklamak isterim diyecek gibi oldu.Kadın defol dedi..nefretle...İlk celsede boşandılar modern bir aşk hikayesinin böyle bittiğine kimse inanamadı.Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.Adamın sevgilisiyle amerikaya yerlestiğini öğrendi.Bazen yalnız kaldığında onu hala sevdiğini hissedince ağlama nöbetleri geçiriyor aşkın yerini en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu..Aradan bir yıl geçti her şeyin ilacı oldugu söylenen zaman bile kadının derdine çare olamamıştı.Bİr sabah ısrarla çlan zilim sesiyle uyandı.Kapıyı açtığında karşısında o kadını gördü.. Sen buraya ne yüzle geliyorsun diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı..Lütfen içeri girmeme izin ver mutlaka konuşmamız gerekiyor dedi.Genç kadın.Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı.Hic bir şey göründüğü gibi değil aslında... cok üzgünüm ama o bir saat önce öldü..Geçen yıl kongre sırasında öğrendi hastalığını ve bir yıl ömrü kaldığını...Buna dayanamayacağını hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyecegini biliyordu..Seni kendisinden uzaklaştırmak icin sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesinede haber vermedi.Amerikaya yerleştigimiz yalanını yaydı..Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karsısında bir ev tutmustu.Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı.. gece fenalaşmış bacısı beni aradı son anda yetiştim.. Sana bu kutuyu vermemi istedi....gözlerinden akan yaşları durduramıyacağını biliyordu kadın hemen oracıkta ölmek istiyordu...Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi.. itina ile katlanmış bir sürü kağıt vardı kutuda sırayla okudu SENİ ÇOK SEVDİM SENİ SEVMEKTEN HİÇ VAZGEÇMEDİM SENİN İÇİN ÖLÜRÜM DERDİN HEP doğru söylediğini bilirdim FAKAT BENİM İCİN ÖLMENİ İSTEMEDİM şimdi bana söz vermeni istiyorum benim icin yasayacaksın ANLAŞTIKMI son kağıdı alırken kutuda bir anahtar oldugunu gördü kadın.. ve son kağıtta şunlar yazılıydı.....
Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptırdım.Kocaman terasta martılarla kahvaltı yaparken BEN HEP SENİ İZLİYOR OLACAĞIM........
insallah ileride senide böyle ölümüne seven sana cidden deger veren biri karsina cikar bitanem........
UMUDUN EKMEGI OLMASADA SEVDA ONA KATIK OLUR....... DILEGIN AGACI OLMASADA ONUN FIDANI YUREKTEN SEVGI OLUR...................................................................................................... BU GOZLER SENIN ISE SER SENDEN UZAK HAYIRLAR UZERINDE NUR OLUR ........................................................................... .........ZAFER KAYA.....01 01 1985
bir derdim vardı... aradım önce cemalini baktım, lakin göremedim bü gözlerle seni sonunda bulamadım kendimden başkasını anladım ki sendeki ben bendekide sen imiş.... (benim derdim illa hu) sevgili kardeşim kürşata....
Doğru derler kimsenin gözünün yaşına bakmaz dünya.Batılmıdır umutların gölgesine sığınan hayaller. Düşenin dostu yok, dileğin ağacı olurmu ya umudun ekmeği...... Vardır elbet bir hayrı bu şerrin de:)))
14.09.2009 - 00:28
bebishim birtanem hayatim balim gülüm herseyim haytaimin anlami canimin ici kalbimin tek sahibi güzel arkadasim benimm dogum günün kutlu olsun allah iyiki seni bana vermis iyiki dogmussun biricigim allah sana cooooooooooook mutlu ve uzun uzun ömürler verir insallah insallah en kötü günün böyle olur hep o güzel yüzün gülerr 19 oldun kiz sipa heheheheh bugün büyük günn niceee senelere birtanemm
15.02.2009 - 12:26
Bana hergün kaşı karam diyordun
Ben aslıyım sende kerem diyordun
Senden başka bana haram diyordun
Böyle ayrılık mı olur nerdesin
Bağlarım karayı tutarım yası
Duyulurmu aşkların nidası
Gizli gizli yanar içten sevdası
Böyle ayrılıkmı olur nerdesin
Sen kışa döndürdün baharımı yazımı
Sen söndürdün yanan gönül arzumu
Hele sor bu gönül senden razımı
Böyle ayrılıkmı olur nerdesin
Kalbim yandı kül gibi
Aktı gitti gözüm yaşı sel gibi
Sararıp solarım taze gül gibi
Böyle ayrılıkmı olur nerdesin
08.02.2009 - 21:32
Mahsun eğiktir başın narin bir bakış
Nice kalbe verir ilham gibi nakış
Mısraya taşır şaire verdin bir bakış
Gelde yazma güzeli vermiş şu maraş
Bu bakışa bu şiir umarım beğenirsiniz Saygılarımla
31.01.2009 - 14:23
Yüreğime iyilik yağmurları yağdırmayalı öyle çok zaman geçti ki...
Herbir hücreme dolan pırıltıdan ibaret yaşamak.. Sadece bir pırıltı..
Varlığınla parlayan,yokluğunda acıtan..
Kelepçelenmiş dudaklarına sahte gülücükler,ne yapsam boş. Oysa ben öyle çok uğraşmıştımki demir almamak için limanından,öyle çok yutkunmuştumki...
Boğazıma dolandı sevgime dair ne varsa. Kirpiklerime saklandı gözyaşlarım,bilme diye...
Oysa iki adım ötemizde değilmiydi mutluluk.Uzansak tutmayacakmıydık..
Kim korkuttu senin ellerini böyle,yoksa kaçtığın benmiyim..
Aylarca hasrete gebe bekledim durdum sensiz bu sessiz şehirde..
Ne gözlerim kalktı yerden gün ışığına,ne ellerimi açtım ezan çığlıklarında..
Bir kaç çoçuk gülüşüne baktım sırf sana benziyor diye.. Bir tek onlarınki saftı senin gibi,bir tek onlarınki sahici..
Ve bir kez bile aklımdan geçirmedim 'o gitti,dönmeyecek! ' demeyi.. Bir kez bile anlatmadım vapur düdüklerine gecelerce seni burda bekleyip hıçkırıklarımla dön diye denize yalvardığımı..
Oysa benim öğrenecek daha ne çok şeyim vardı,ne çok..
Her gün yeni bir gün ümidiyle başladım hep,gün sonunda bana kalan yokluğunun tortuları oldu..
Sustum..
İçimde fırtınalar koptu ben hep sustum..
Gitmene dair söyleyecek ne çok şeyim vardı ah bir dinleseydin..
Gitme diyecektim,bağırdım.. Ama sen çoktan gitmiştin..
Seviyorum diyecektim gurursuzca,yalvaracaktım belki,ağlayacaktım..
Ama ellerim sen görme diye gözyaşlarımı silmekle meşguldu,sevmiyorum dedin çektin gittin..
Sonra sert rüzgarlar ardı ardına esip dağıttı gidişinle darmadağın benliğimi..
Gücüm yetmedi itiraz etmeye,yoktu artık sebebim..
Giden gitmişti,unutulan unutmuş..
Yıllar geçti sonra aynalara küs yıllar..
Gittiğin aylar sonra zonk etmişti beynime.. Çok geç kalmıştım ben hayata çok geç..
Bu sefer aynalar küstü bana.. Tanımadığım biri karşımda..
Şakaklarına kar yağmış,yüreği büzüşmüş hasretinden..
İçimde kaldı koskocaman çocuksu hayallerim. Binbir parça pazzılı yapmaya çalışan 3 aylık bebekten farksızdım yokluğunda..
Sonra hayat yoksunluğumdan istifade edip unutturdu bana senle ilgili ne var(yok) sa..
Unuttum dedim adına boyumdan büyük acıların..
Unutmadım ben hiç oysa..
30.09.2008 - 19:39
Hep zamana yenik düştük esiri olduk anlamsız koşuşturmaların.ama bir kez adını yüreğimize kazıdığımız dostlarımızı hiçbir zaman unutmadık.
15.09.2008 - 00:34
bitanem dogum günün kutlu olsun nice nice senelere........... allahim bana senin gibi bi arkadas verdigi icin ona sükrediyorum her gün....... iyi ki varsin canim hayatim da........ SCS
14.09.2008 - 16:28
procu 76 naber hemserim? bende trabzonluyum.
03.09.2008 - 20:23
Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara.Senin gözlerinde ışlıdayan bir çift yıldızı gönderirdim.
03.09.2008 - 15:35
sana bir avuç bulut saklayacagım
mavısınde turna sesıyle
03.09.2008 - 01:30
Aşkın Hikayesi
Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:
Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.
Bir gün, adanın batmakta olduğu, duygulara haber verilmiş. Bunun üzerine hepsi adayı terk etmek için sandallarını hazırlamışlar.
Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.
Ada neredeyse battığı zaman, Aşk yardım istemeye karar vermiş. Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde, geçmekteymiş.
Aşk, 'Zenginlik, beni de yanına alır mısın? ' diye sormuş.
Zenginlik, 'Hayır, alamam.Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok.' demiş.
Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibirden yardım istemiş. 'Kibir, lütfen bana yardım et! ',
Kibir 'Sana yardım edemem, Aşk. Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin.' diye cevap vermiş.
Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş: 'Üzüntü, seninle geleyim.'
Üzüntü 'Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var.'
Mutluluk da Aşkın yanından geçmiş; ama o kadar mutluymuş ki Aşkın çağrısını duymamış.
Aşk, birden bir ses duymuş. 'Gel Aşk! Seni yanıma alacağım...'
Bu Aşk an daha yaşlıca birisiymiş. Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki, onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş.
Yeni bir kara parçasına vardıklarında, Aşka yardım eden yoluna devam etmiş. Ona ne kadar borçlu olduğunu fark eden Aşk, Bilgiye sormuş:
'Bana yardım eden kimdi? ' Bilgi 'O, Zamandı' diye cevap vermiş.
'Zaman mı? Neden bana yardım etti ki? ' diye sormuş Aşk.
Bilgi gülümsemiş:
'Çünkü sadece Zaman Aşkın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir'
02.09.2008 - 00:52
Vakit doluyor,gitme zamanı
Doyamadın bana bende sana
Yüreğinde kalsın son kurşunum
Bir parça sevdayı sar bohçana
Sakla onu kızıltopraklara
Hoşçakal gözümün nuru
Karacadağda yükselen çoban ateşine yazdım
son mektubumu
Nameleri duman duman aksın her gece yıldızlarına
Gidiyorum yüreğinden baygın gözlüm
Uzaklar beni çağırır sensizliğe ve yanlızlığa soğuk,
sessiz bir toprak düşer üzerime
Kırılgan bir şarkının notaları zincirlemiş beni
Gözlerindeki bulutları açmaya gidiyorum
Hoşçakal nefesi şiirlere boğulacak sevdam
Artık yarınlarına öksüz kumrular saçtım
Sigara içtiğin her köşeye bensizlik bıraktım
Gidiyorum yanakları Yağmurlara bulanacak ceylanım
Vakit tamam artık gözü yaşlı kadersizim
Bir aşkın fidanında çatırdayan dal gibi
Ürkek karanlığın beşiğine düşercesine
Bak
Mavi gecenin dalından bir yıldız kayıyor
Alaca karanlığın küskün şafağına
Hoşçakal mezarıma sızlanıp
Gözyaşlarına boğulacak BİTANEM
02.09.2008 - 00:01
AGLAYAN GÖZLERLE ÇIKMA KARŞIMA
YALVARIP YAKARMA
YALANLAR SÖYLEYİP KENDİNİ AVUTMA
BİR DAHADÖNMEK Mİ SANA
YALNIZLIK GÜZELDİR ASLINDA
BELKİ ZOR GELİR İNSANA
ALIŞTIRMALISIN KENDİNİ BUNA
BİR DAHA DÖNMEK Mİ SANA
BELKİ BÖYLE BİTMEMELİYDİ
YAŞANMALIYDI UZUN SÜRE
AMA OLMADI İŞTE
BİR DAHA DÖNMEK Mİ SANA
HASRETİMLE YANSANDA
YÜREGİNDE ACIMLA KALSANDA
ÖMRÜMCE BÖYLE YAŞASANDA
BİR DAHA DÖNMEK Mİ ASLA
ASLA..........
01.09.2008 - 23:58
arkadaşlar yolladıgım bu şiirlerde bi hata varmı lütfen varsa yayınlamıycam ve antolojiyi terkezcem bu siirler silincek şiirmi
01.09.2008 - 23:57
duydum bana uğrayacakmışsın
inanmadım önce
sonra belki dedim kendi kendime
senden bahsettim arkadaşlara
kıskandım ayrıntılara girmedim
bu gün
melih'i de kovduk resmen
ayıp oldu adama
canı sıkkınmış
ne yapayım kardeşim
sen geleceksin
rakıyı gördüya dolapta
can sıkıntısı bahane
hani şu titanik resmi vardı ya
kocaman bir çerçeve yaptırdım
eskiliğini kirini saklasın diye
tam üstüne koydum füme koltuğun
kesmedim kirli sakalı
sen hep yakışıyor derdin
saçlarımı aklımdakiler gibi
dağınık bıraktım
üç beş beyazlığıda
koparıp attım
bayağı pis adammışım
buzdolabını iki kez temizledim
hala yapış yapış
tavan desen nikotin sarısı
iki kilometre üşenmeden gittim
yıkamaya üşendiğim çoraplar için
sen geleceksin diye
içki şişelerini kapıya koydum
kendim götürseydim keşke
kapıcı dedikodu yapacak yine
ama bayram edecek hain
az değil iyi para
evin kirasını verecektim
bu takım elbiseye
biraz pahalı ama
yakışmadı değil hani
sen geleceksin ya
beklesin biraz bunak
eski resimlerimizi
oturacağın yerin
bitişiğine koydum
tesadüfmüş gibi görüp
hüzünlenirsin sandım
asık suratlı komşunun
çiçeklerinden çaldım
iki defa yıkadım vazoyu
birazda su ekledim
bütün zamanları erteledim
hayatla gözgöze gelip
durakladık bir an
hayıfladım rüzgarı
neden duraklamazsın sen
geldi gelecek birazdan
cebimdeki son parayı
kapının ziline harcadım
biliyormusun
bu sesi duymayı çok özledim
bu gün her gördüğüm insana
selam verdim
inanmazsın seni seviyorum dedim
hayat'a
özledim seni
inan çok özledim
neredesin neden hala gelmedin
01.09.2008 - 23:56
HAYAT NE KADAR GARİPMİŞ SEVDİĞİM
BELKİ SOĞUK BİR KIŞ AKŞAMINDA
BELKİ DE SICAK BİR YAZ HAVASINDA
ÇIKIVERİR KARŞIMIZA.
BELKİ HAYATA İÇİLEN SON KADEHTİR AŞK
BELKİ DE HAYATI YENİDEN YAŞAMAKTIR
BİZE SORMADAN GELSE DE
SORARAK GİDECEKTİR EMİNİM
DÜN GİBİ AKLIMDA ELİNİ TUTTUĞUM GÜN
KANIM DURMUŞ,KALBİM DURMUŞ
FARKINDA DEĞİLİM
UYUYORUM.
SENİ GÖRDÜĞÜM İL GÜN
YAKAMOZ SICAKLIĞINDAKİ GÖZLERİNE
ALDATILMAKTAN KORKAN KALBİNE
RÜZGARIN TİTİZLİKLE TARADIĞI SAÇLARINA
VURULDUM SENİN.
MECNUN LEYLA İÇİN ÇÖLLERİ AŞTI
FERHAT ŞİRİN İÇİN DAĞLARI DELDİ
ŞENOL DA SENİN İÇİN DİRİLDİ ÖLDÜ
ÖLSE NE ÇIKAR SEN OLMADIKTAN SONRA
01.09.2008 - 23:55
cansız bakıyor gözlerim ardından
gitme diye yalvaramadan gidiyorsun
içimde yangınlar,eriyorum ardından
ağlamaya gücüm olmadan gidiyorsun
birşeyler söyle diyorsun sarsarak
çıkmıyor dilimden sözler,susuyorum
son birkez bak diyorsun gözlerime
ben bu sonları sevemedim anlamıyorsun
çok mu zordu kalmak
ne zaman bitecek bu mecburluklarım
böyle zavallı bırakmazdın beni
böyle hayal olup terketmezdin beni
şimdi bir el gibi karşımda durma
git gideceksen
şefkatinle sardığın bu bedeni
sarma biteceksen
vakit geldi demek,artık olmayacakmısın
nasıl dayanırım bilerek,senden kopmaya
bakma saate ne olur,zaman akmasın
kaçırma gözlerini,hasret beni yakmasın
ne desem anlamsız,gideceksin biliyorum
her güzel şey gibi seni de
en güzel yerinde kaybediyorum...
01.09.2008 - 23:55
silmenize gerek yoktu yollamayın diye bilirdiniz iyi akşamlar siir için burdasınız diye sanmıştım ama yanıldım rahatsız ettigim için özür dilerim
01.09.2008 - 20:54
Dostluk çukurda biriken yağmur suyu değil ki güneş vurunca kurusun. Bizim dostlugumuz deniz misali buharlaşsada yağmur misali geri döner iyiki varsın..
31.08.2008 - 22:55
YUREK UMUTLARA GEBE OLDUGUNDAN BERI, AYRILIKLARA HIC YENIK DUSMEDIK BIZ,GONLUMUZ DARAGACINDA OLSA BILE DOSTA SELAM GONDERMEYI, UNUTMADIK...
26.08.2008 - 00:06
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez... biri tıpta okuyordu öbürü mimarlikta.O ilk karşılaşmadan sonra bir kere, bir kere,bir kere daha karşılaşabilmek icin hep aynı saatte aynı duraktan aynı otobüse bindiler.GENCTİLER cok genç.. birbirleriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz zaman aldı ama sonunda başardılar.İkiside her sabah otobuse bindikleri semte oturmuyorlardı aslında.Delikanlı arkadasında kaldıgı icin o duraktan binmişti otobüse,kız ise ablasında sırf birbirlerini görebilmek icin her sabah erkenden evlerinden cikip şehrin öbür ucundaki o durağa onların durağına geldiklerini birbirlerine gülerek itiraf ettiler bir süre sonra...Okulları bitince hemen evlendiler.Mutluydular hemde cok mutlu....Bazen işsiz bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmiştiki yüreklerive elleri hic bir seyi umursamadılar.. Ayın sonunu zor getirdikleri günlerdede ünlü bir mimar ve doktor olduklarındada hep mutluydular.. Zaman aşımına uğrayan alışkanlıklarına yenik düşen banka hesabında para kalmadığı için yada tam tersi o hesabı daha kabarık hale getirmek uğruna bitip TÜKENİVEREN sevgilerden değildi onlarınki... Günler günleri yılllar yılları kovaladıkça sevgileride büyüdü büyüdü...Tek eksikleri çocukları olmamasıydı..zorlu bir tedevi sürecine rağmen çocuk sahibi olamayınca bütün mutluluklarının bizim olmasını beklemek bencillik olur diyerek devam ettiler hayatlarına çocuk yerine sevgilerini büyüttüler SENİN İÇİN ÖLÜRÜM DERDİ kadın sımsıkı sarılıp adama ve adam hayır BEN SENİN İCİN ÖLÜRÜM diye yanıt verirdi hep...Bazen eve geldiğinde aynanın üzerinde bir not görürdü kadın BİR TANEM kütüphanenin ikinci rafına bak..... kütüphanenin ikinci rafında başka bir not bulurdu mutfak masasının üzerine bak ve SENİ COK SEVDİĞİMİ SAKIN UNUTMA! mutfaktaki masadan salondaki dolaba koştura koştura giden kadın sonunda kimi zaman bir ÇİÇEK kimi zaman en sevdiği çukolatalar kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı.. Aldıgı hediyenin de ne oldugu da önemli degildi zaten...Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama 40 yaşların ortalarına geldiklerinde daha az çalışmaya karar verdiler.. Adam hasteneden ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı.. Kadın da mimarlık bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı.Artık daha fazla beraber olabiliyorlardı.Bir gün sahilde dolaşırken harap durumda bir ev gördü kadın üzerinde satılık levhası olan...ne dersin bu evi alalımmı? dedi adama bu viraneyi yıktırır harika bir ev yaparız.. Projeyi kafamda çizdim bile.. kocaman terası olan martıları kahvaltıya davet edebilecegimiz bir deniz evi yapalım burayıı..
Sen istersinde ben hiç hayır dermiyim dedi adam...amerikadaki tıp kongresinden doner dönmez ararım emlakçıyı...Kaç para olursa olsun burası bizimdir artık...Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde ayrılmaları zor oldu.. Adam amerikaya giderken her gün her saat konuştular...Göz yaşları icinde kucaklaştılar havaalanında.Fakat bir kaç gün sonra kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın eskisi kadar mutlu görünmuyor konuşmaktan kaçınıyordu.Onu neşelendirmek için sahildeki evi hatırlattı ve çizdiği PROJEYİ verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı.. CANIM o ev bizim bütçemizi aşıyor sen en iyisi o evi unut...Mutsuzluk mutlulugun tadına alışmış insanlarda daha da acı daha da çekilmez gelir.Kadın hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri...Derdini söylemesi icin yalvardı adama,SENİN İÇİN ÖLÜRÜM biliyorsun ne olur anlat diye dil döktü boş yere.... Yıllardır sevdiĞi adam duyarsız sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki.Ona ulaşmaya çalıştıkça beton duvarlara çarpıyordu kadın.Her çarpmada daha da fazla kanıyordu YÜREĞİ...BİR GÜN ÇOCUKLUĞUNUN gençliğinin bütün hayatının birlikte geçtiği bir arkadaşına dert yanarken lafını kesti arkadaşı artık dayanamıyorum sana anlatmak zorundayım o seni aldatıyor..Her gün iş yerimin karşısında genç bir bayanla yemek yiyor sonrada sarmaş dolaş biniyorlararabaya...Sus, sus çabuk duymak istemiyorum bu yalanları diye bağırdı kadın..Onca yıllık arkadaşını kendisini kıskanmakla suçladı...Ertesi gün öğle vakti o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının bir masal oldugunu anladı...Kocasının eskiden aynı hastenede çalıştığı genç çocuk doktorunu hemen tanıdı.Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldıgını gördü adamın akşam kocası eve gelir gelmez bazen bağırıp bazen ağlayarak bazen ona sımsıkı sarılıp bazende yumruklayarak haykırdı suratına her seyi..İnkar etmedi adam.Zamanla duyguların değişebildigi orta yaşa geldiğinde insanların farklılık ardadığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden.Kapıdan çıkarken son bir kez kucaklamak isterim diyecek gibi oldu.Kadın defol dedi..nefretle...İlk celsede boşandılar modern bir aşk hikayesinin böyle bittiğine kimse inanamadı.Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.Adamın sevgilisiyle amerikaya yerlestiğini öğrendi.Bazen yalnız kaldığında onu hala sevdiğini hissedince ağlama nöbetleri geçiriyor aşkın yerini en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua ediyordu..Aradan bir yıl geçti her şeyin ilacı oldugu söylenen zaman bile kadının derdine çare olamamıştı.Bİr sabah ısrarla çlan zilim sesiyle uyandı.Kapıyı açtığında karşısında o kadını gördü.. Sen buraya ne yüzle geliyorsun diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı..Lütfen içeri girmeme izin ver mutlaka konuşmamız gerekiyor dedi.Genç kadın.Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı.Hic bir şey göründüğü gibi değil aslında... cok üzgünüm ama o bir saat önce öldü..Geçen yıl kongre sırasında öğrendi hastalığını ve bir yıl ömrü kaldığını...Buna dayanamayacağını hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyecegini biliyordu..Seni kendisinden uzaklaştırmak icin sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesinede haber vermedi.Amerikaya yerleştigimiz yalanını yaydı..Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının karsısında bir ev tutmustu.Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama olmadı.. gece fenalaşmış bacısı beni aradı son anda yetiştim.. Sana bu kutuyu vermemi istedi....gözlerinden akan yaşları durduramıyacağını biliyordu kadın hemen oracıkta ölmek istiyordu...Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl edebildi.. itina ile katlanmış bir sürü kağıt vardı kutuda sırayla okudu
SENİ ÇOK SEVDİM
SENİ SEVMEKTEN HİÇ VAZGEÇMEDİM
SENİN İÇİN ÖLÜRÜM DERDİN HEP doğru söylediğini bilirdim
FAKAT BENİM İCİN ÖLMENİ İSTEMEDİM şimdi bana söz vermeni istiyorum benim icin yasayacaksın ANLAŞTIKMI son kağıdı alırken kutuda bir anahtar oldugunu gördü kadın.. ve son kağıtta şunlar yazılıydı.....
Sahildeki evimizi senin çizdigin projeye göre yaptırdım.Kocaman terasta martılarla kahvaltı yaparken BEN HEP SENİ İZLİYOR OLACAĞIM........
insallah ileride senide böyle ölümüne seven sana cidden deger veren biri karsina cikar bitanem........
17.08.2008 - 22:01
UMUDUN EKMEGI OLMASADA SEVDA ONA KATIK OLUR.......
DILEGIN AGACI OLMASADA ONUN FIDANI YUREKTEN SEVGI OLUR......................................................................................................
BU GOZLER SENIN ISE SER SENDEN UZAK HAYIRLAR UZERINDE NUR OLUR ...........................................................................
.........ZAFER KAYA.....01 01 1985
14.08.2008 - 11:24
bir derdim vardı...
aradım önce cemalini
baktım, lakin göremedim bü gözlerle seni
sonunda bulamadım kendimden başkasını
anladım ki sendeki ben bendekide sen imiş....
(benim derdim illa hu)
sevgili kardeşim kürşata....
13.08.2008 - 14:46
hak şerleri hayr eyler
sanmaki gayr eyler
arif anı seyreyler
mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler...
10.08.2008 - 18:47
kendinden çok emin ve güzel bakışların var...
Toplam 25 mesaj bulundu