Sadece Güner Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    01.05.2017 - 22:48

    Site arkadaşımız Güner Hanım

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    10.05.2016 - 16:52

    Kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.

    Canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını, kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    Bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    Gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.

    Her sabah benimle uyanmak istemediğini, geleceğimizin hiçbir yere gitmediğini anladığım zaman vazgeçtim.

    Düşüncelerime ve değerlerime değer vermediğin için vazgeçtim.

    Ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.

    Sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın için vazgeçtim.

    Tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim ve tek neden 'sen' olduğun için vazgeçtim.

    Bencil olduğun için vazgeçtim.

    Bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi, çünkü sevgim yüceydi.

    Ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.

    Bu yüzden ben de senden vazgeçtim.

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    01.05.2016 - 20:30

    Site arkadaşımız Bayan Güner

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

    - Ayrıca sizi sitemizdeki bu gruplarımızda aramızda görmek dileklerimle
    esen kalın...

    * Dr.Jivago - Işık German Ersoy *
    * Gizler Dünyası *
    * Pen-Pal Club *
    * Antoloji Sitesi Üyeler Birliği *

  • Ali Recep Güçlüler
    Ali Recep Güçlüler

    01.05.2016 - 16:28

    Yeni yaşınız;
    Sağlık başarı ve esenlikler getirsin/
    Doğum gününüz kutlu olsun! ...

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    19.04.2015 - 13:43

    Öylesine bir bahar akşamında
    Soğumuş çay tadında
    Dudaklarımda seni özlemenin
    Tarifini sevdim

    Günahı boynuna suçların
    Diz çökmeyen kavgasında
    Yine de 'SEN' demenin
    Bir tek sana yenilmenin
    Sancısını sevdim...

    Ben
    Seni sevdim...

    Hani bir otobüs garında
    O son bakışı hafızama çizerken
    İçin ağlamak dolu yüzüme gülümserken
    Sana veda etmenin
    Hüznünü sevdim...

    Aklımı çelerdi yokluğun
    Hani en sessiz kaldırımlarda
    Genzimi yakarcasına
    Gözlerime dolan o sarhoşluğun
    Sebebini sevdim...

    Ben
    Seni Sevdim...

    Uskumru bir akşamda
    Bir deniz kıyısında
    Avucundan öptüğüm zaman
    Kirpiklerinden damlayan
    Tek bir gözyaşıyla
    Bana bakışına
    Bende kalışına
    Benim oluşuna şükrettiğim
    O duayı sevdim

    Ben
    Yarım kalmış bir şiirin son cümlesi
    Boğazımda düğümlenen o Selanik türküsü
    Yaşanmamış bir sevda öyküsü dediğim
    Ama istediğim
    Şimdi her akşam düşlerime doğan
    O dolunayı sevdim

    Ben...
    Seni...
    Çok sevdim...

    Bilinmeyen bir şehirden bilinmeyen bir şehire:

    Kavgasını verdiğim yüreğim kan revan olup vazgeçmediğimsin...
    Tek'sin...Sonsuza dek'sin...Soluk almak yorulmak gülümsemeksin...Seni de...Kavganı da severim...Sevmeksin.

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    16.04.2015 - 21:00

    İŞTE, BÖYLE BİR ŞEYDİ SENİ SEVMEK...
    Avuçlarımda kalan kokunu çektim günlerce içime ve seni bir daha, bir daha yaşadım doymamacasına. Anılarımın en başına koydum resmini, özledikçe izledim. Avuçlarımı hiç çekmedim burnumdan, kokladım, kokladım. Daha beter özledim seni. Kokuna kavuştukça yandı yüreğim, yüzünü mıhladıkça gözlerime özlemim derinlerime işledi.
    İşte, böyle bir şeydi seni sevmek…
    Etten, kemikten ve sestendi sevdam. Ruhumdandı, özlemek ve seni sevdikçe tamamlamak eksiklerimi. Sana alıştıkça, sen olmaktı yaşam. Senin gibi görmek, senin gibi konuşmaktı. Beni sana yaşatmaktı, sevmek. Yüzümü avuçlarının arasında düşlemekti, rüyaların hepsi. Bıkmadan gözlerine bakmaktı, istediğim. Baktım…
    Kalabalıkta ve yalnızlıkta, seni düşünmekti. Sana koşmaktı, acele yerinden. Sesini duymak için, bahaneler türetmekti. Her satırı, seni düşünerek işlemekti satırlara. Nakışlarda gözlerinin rengini aramak ve bulmaktı. Baktığım her resmin köşesinde, seni bulmaktı. Aslında, hepsinde sana bakıyor olmaktı ya!
    İşte, böyle bir şeydi seni sevmek…
    Sevdiğin yemekleri yapıp, seninle karşılıklı yer gibi sofraya oturmaktı. İçki yerine, özlemini doldurmaktı her kadehe. Birini sana ikram etmekti. Sevdiğin tüm filmleri, kokunun sindiği her şeyi kucaklayarak yeniden izlemekti. Senin adımladığın yerlerden yürümek, oturduğun yerlerde oturup karadenizi seyretmekti. Bilinçsizce adını yazmaktı duvarlara. Sanki seni sevdiğimi anlıyorlar sanarak, utanmaktı çocukça. Gülümseyerek hayata, gözlerimi kaçırmaktı imrenen bakışlardan. Nazara gelmesin diye, saklamaktı seni tüm evrenden.
    İşte, böyle bir şeydi seni sevmek…

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    11.04.2015 - 17:11

    Sus, konuşma, daya başını omzuma.

    Ağla karanlığın içine bakarken, yanımdaki ışığa güvenle. Akan gözyaşların olmasın ama gözlerinde, içimi acıtan her damlası bir kılıç gibi yere düşerken. Sana susmayı verdim, ben konuşacağım daha fazla.

    Anlat, dök gözyaşların gibi içindekileri hayatın tam ortasına. Kus tüm acılarını bana, sana yaşatılanların hırsını anlat bir çırpıda geniş yüreğime. Ben senin her baktığın pencerenin ardındaki ışığım, sana yol gösteren, aydınlatan. Her bir gölgeyim ümitle aradığın, birden karşına çıkan bir kuşun kanadındayım, gökten düşen her bir damlanın içindeki gizim. Sisler ardında kalmış bedeninin kılavuzuyum. İçine doğan her bir ışığım belki de.

    Anlat, kalp yangınlarını…

    Yaşamın sonu yok unutma. Her son bir başlangıç, her başlangıç yeni bir hayat.

    Aydınlık korkutuyor bazen değil mi? Gözünü kamaştırıyor bilinmezlik Bilinmeyene olan korku sarıyor içini, karanlıkta daha mutlusun aslında görünmemenin verdiği gizlilik var yüreğinin tam ortasında hoşuna giden. Yalnızlık tek ilacın sakladığın kendini.

    Bir başka bakıyor gözlerin biliyorum, bir başka ışıldıyor kalbinin içinden gelen duygular. Bazen düşünüyorum hangi fırtına ile düştün elime, kanadı kırık bir kuş gibi, rüzgârın tam ortasında kalmış narin bedenin. Hangi yağmurda düştü dileklerin, hangi fırtınada kırıldı kanatların? Rüzgârımda savurmayacağım bulut olup gölge yapmayacağım ama hep senin yanında seni izleyip ışığın ve yol göstericin olacağım sana.

    Hadi ağlama artık, daya başını ışığıma.

    Unutma hayat bu, bazen ağlatacak bazen güldürecek. Ama ben hep senin ışığınım yanında olan. Bilinçsiz aradığın yaralarının ilacı, ışığım seni iyileştirecek. Damla damla akan gözyaşlarının unutma hiçbiri boşuna gitmeyecek, onların sesi getirecek beni sana her düştüğünde. Hiç konuşma, geçecek bu kötü günlerde ve belki beni hatırlamayacaksın o günlerde. Kaybetme umudunu, kaybetme içindeki engin denizler gibi sevgini. Duyuyorum feryatların acı sesini. Kalbin hiç sertleşmesin, içini acıtsa da kötülükler, kalbin hep yumuşak kalsın, sen kazanacaksın unutma. Yanındayım her düşen damlanda, sana göklerden inen ışığın olup sarılacak ve yaralarını iyileştireceğim.

    Görmeyeceksin hiçbir zaman beni, sadece sesim var içini kaplayan bu anlarda. Ne acı ki unutacaksın yüzümü bir zaman sonra. Rüzgâr esecek, ağaçlar yerinden kopacak, deniz kabaracak gelen ilkbaharla aydınlanacaksın yeniden, ben olmayacağım, hep uzaktan izleyeceğim umutlarını, mutluluklarını. Çıplak ayak bazen koşacaksın çimenlerde özgürce, için umut ve sevgi dolu. O günler benim mutluluğum olacak. Bir ışık olarak izleyeceğim seni uzaklardan sevinçle.

    Ama güçlü olmalısın hayata karşı her zaman durduğun gibi. Başın hiç düşmesin, eğilmesin hep dik dur. Sen benim bir parçamsın unutma, yanındayım senin ışığın olan dar zamanlarında. Temiz kalsın yaşamın boyunca, sevgi ve umudunu kaybetme zor anlarda bile.

    Aksın tutma gözyaşlarını…

    Onlar umudun timsali, geleceğin anahtarı. Bırak düşsün her biri ruhunun istediği gibi. Merak ediyorsun nedir bu yaşananlar diye?

    Kimsin sen diyorsun?

    Nereden geldin bir ışık halinde karanlık dünyama?

    Geçmişinim ben senin, geleceğin, içimden kopan parçamsın sen benim.

    Üzülme, yaşamının son anına kadar gölgen olacak, sana yol gösterecek, çok uzaklardan gelen ruhumun ışığı. Bırakıp gideli çok zaman da olsa unutmadım seni, hasretle izledim bazen sevinçli bazen üzgün bedenini. Ama hep yanında oldu ışığım, elim hep üstünde oldu hiç kalkmadan. Belki hissetmedin ama sana yol gösterdim tıpkı bugün gibi.

    Geleceğini yaşa sevgiyle, önüne çıkacak hiçbir aksilikten korkma.

    Ben seni bırakıp gitmedim, sadece şekil değiştirdim, yanındayım uzun zamandır, hiç ayrılmamış gibi. Hissediyorsun beni biliyorum, sadece adlandıramıyorsun korkundan.

    Senin ışığınım, içimden kopan parçamsın, sonsuza dek yanında olacak ruhum, aydınlatacak yaşadığın her günü…

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    28.03.2015 - 15:10

    ecenin kör saatinde kaçar uykular
    Zaman geçmez duruverir akrep ile yelkovan
    Sabaha varmamak için direnir
    Sırt üstü uzanıp yatağa
    Gözler dikilir kalır bir noktaya
    Ne yastık halden anlar
    Nede saten yorgan
    Pencereden esen rüzgar
    Uğuldar kulaklarda
    Susar radyoda ki şarkılar
    Büyür kocaman boşluk
    İncinmişliğin,kırılmışlığın
    Sesi yankılanır
    Yüreğin derinliklerinde
    Süzülür uykusuz gözlerden yaşlar
    Gecenin siyah rengine akar gider
    Boşuna geçen yıllara yanarsın
    Yanarsın da hiçbir şey yapamazsın
    Geçip giden hayatın arkasından
    Öylece bakıp kalırsın …

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    24.03.2015 - 21:05

    Beklenen Sevgiliye Mektup….


    Zaman sensizlikle karışınca, adı yalnızlık oluyor. En çok sözlerini özlüyorum, bir de tebessümünü. Aklıma geliyor hiçbir şeyden mutlu olmayıp sürekli söylendiğin anlar, bir çocuk gibi dünyaya bakıp anlamayışın insanları, gülümsüyorum. Yokluğunun ağırlığı bilemezsin. En çok geceleri zor oluyor dayanmak. Susuyorum, sustuklarımı yazıyorum. Yazdıkça büyüyor hasretin, gelip yüreğimin üstüne oturuyor. Sen bensiz belki mutlusun ama bana sensizlik çok koyuyor. Hep kenarında duruyorum hayatın, korkuyorum sensizlik itecek gün gelince beni aşağıya. Kuşatılmış bir şehir gibi, senden görünmez duvarlarla sarılı dört bir yanım, üşüyorum. Bazı geceler yağmur başlıyor, çatıya düştükçe damlalar sesleri büyüyor, ürküyorum. Yanımda olsan, sarılsam, güven duysam, olmaz mı? Olmaz, biliyorum. Biz bir türlü olamıyoruz. Bizden daha büyük olan şey, neyse o, engelliyor ikimizi, birbirimize tutunamıyoruz şu mahzun gece yarılarında. Sarhoş kavisler çiziyor rüyalarım, bir sana, bir yalnızlığıma çarparak kabuslarla uyanıyorum. Geniş ama zor bir yolda yürürken, bir anda bitiyor sokaklar, düşlerimde bile sana ulaşamıyorum. Sevgiye bir küçük yer açmak ne kadar zor, ne kadar yosun tutmuş ki kalplerimiz, üstüne basan kayıp düşüyor. Garip değil mi? Ateşi bulan, ampulü keşfeden, bilgisayarı icat eden insanoğlu, iş aşka gelince şaşıp kalıyor. Formülü yok hasretin, ihanetin ilacını kimse bulamıyor. Şarkılarda dillendiği gibi, doktorlar bu derde çare olamıyor. Seninle olmak güzeldi, sevmek seni bütün ihtimalsizliklere rağmen, her defasında başka bir umutla ve oluruna bırakarak hayatı, kanıp sana gitmek güzeldi. Şimdi ne varsa içimi yakan, hepsi biraz da tebessüm barındırıyorsa içinde, seni sevmeyi becerebildiğimdendir. Sonrasızlığını bilerek, dön diyemem. Aklım alsa ruhum itiraz eder. Tuhaf bir aşk sana hissettiğim, biteceğini bilerek, kırarak inadımı kalbin pusulasını sana çevirmek, biraz anlamsız değil mi? En azından dışarıdan böyle görünüyordur. Bence değil! Tam da tersi biraz mucizevi aslına bakarsan ve takdir bile hak eder. Birlikte uyunacak bir hayat üstüne hayaller kurarak yaşamak kolaydır. Önemli olan, her an gelmeyebileceğini bildiğin bir sevdaya böylesine tutunmaktır. Seninle hiç garantim olmadı benim. Her yeni gün, gidecekmişsin gibi uyandım. Sonunda gittin ama bitmedin. Bir de bitseydin içimde, ne kolay olurdu tüketmek şu aşkı. Olsun! Sen ömrümün gurursun çünkü kalbime sevmeyi öğrettim. Sen ister yanımda ol, ister olma, yüreğim sevda acısının madalyasını üstünde onurla taşıyacaktır. Bir insanı olgunlaştıran en önemli şey acıdır. Gönlüm büyüyüp daha da olgunlaştıkça hep seni anacak çünkü altında altın harflerle kazınmış imzan duracak…

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    17.03.2015 - 19:36

    Her Hayat Bir Hikaye

    Her hayat bir hikaye, yazabilene ise roman
    Hüzünlü bir şarkı olur çınlar kulaklarda
    Ben ise sustuklarımı yazıyorum hikayeme
    Masum beyaz kağıtlarla paylaşıyorum yalnızlığımı
    Yumuşacık dokunuşlarla anlatıyorum yüreğimin sızısını
    Mühürledim dudaklarımı sessizliğe mahkum ettim
    Küçük bir kız çocuğu ağlıyor içimde
    Haykıramadım içimde volkanlar patlarken
    Susturdum kalbimi kapattım aşka sevgiye
    Kör bir bıçakla öldürdüm bir daha sevmesin diye
    Yaşadğım şehre küstüm
    Gezmedim gezemedim sokaklarını
    Kaldırımlarda ölmüş nice sevdalar var diye
    Dilimde ki şarkıları susturdum yaktım yüreğimde ki mısraları
    Yaralarımı yalayıp geçen rüzgara küstüm
    Sadece gözlerim konuşuyor anlayabilene
    Saçlarına ak düştü hayallerimin
    Islak kirpiklerime ise gölgeler
    Kucağımda yaşanmamış sevdamın hikayesi sitem eder
    Öyle bir şimşek olup çakmalıyım ki
    Suskunluğum dile gelsin..
    Sırtımı yalnızlık duvarına yasladım başımı ise karanlık gecelere,
    İçimde ufacık sevgi kırıntısı kımıldıyor
    Onu da öldürüp atıveriyorum sonsuz boşluğa
    Ne zaman tutunmaya kalksam hikayeme
    Hazan ayağa kalkıp sarı hüzünleri döküveriyor gönül bahçeme..

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    07.03.2015 - 12:47

    Düşlerden Düşersem...

    Bir masalmı yaşadığım
    Karanlığın içinde ellerim büyüyor,
    Seni sığdırıyorum avuçlarıma.
    Ben büyüdüm...
    Devler ülkesindeyim şimdi
    Bir adım atsam senin şehrindeyim.
    Bir masanın başında selam veriyorsun birilerine
    Öyle büyümüşüm ki;
    Parmağımın ucu dağ olmuş önünde
    Ve bir şarkı çalıyorsun
    'Ah benim örselenmiş, incinmiş karanfilim'
    Diyor...zamanın bir yerinde
    Gözlerimi görüyorum...öyle büyük
    Öyle kocaman ve yeşiller ki;
    Sen kayboluyorsun içinde
    Sonra siyah bir örtü gibi
    Gecenin karanlığını sıyırıyorum gökyüzünden.
    Küçülüyorum birden bire
    Sen hiç erişemediğim...
    Kayıyorsun avuçlarımdan
    Cüceler ülkesinde birbaşıma kalıyorum.
    Bu kez dilimde bir şarkı...
    'Güz gülleri gibiyim, hiç bahar yaşamadım'
    Diyorum...susuyorsun.
    Vazgeç benden hayaller boyumu aşar...
    Ben cüceler ülkesindeyim
    Bir masal mı yaşadığım
    Güzel bir düşün içinde miyim?
    Ah! ...düşler güzel de...
    Düşlerden düşmekte var haince,
    Uyandığımda yeniden kaybolurum.

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    20.05.2013 - 20:25

    ....Sitem

    Kokunu bırakmışsın sanki sokağıma
    Köşe başlarında, bakışın kalmış.
    Gönlüm öylesine özlemiş ki seni
    Gördüğü her kadını, sen sanır olmuş

    Böylesi gecelerde, böylesi zamanlarda,
    Deprem gibi düşüyorsun ya aklıma.
    Bana ettiği yetmezmiş gibi hayalinin
    Birde bu küçük şehri kuşatır olmuş.

    Gecenin göğsüne çizdiğim, tualin.
    Sabahları anlamıyor, nasıldır halim.
    Aklımla yüreğim sayende düşman
    Uykularımı benden kaçırır olmuş

    Gözlerin bahardır sen kokar, düşlerim.
    Tenin ay ışığıdır, bir de onu düşlerim.
    Mehtabın aydınlatsa da gecelerimi
    Yokluğun dudağımda bir küfür olmuş.

    Kendine iyi bak demekle olmuyor öyle
    Sen hiç özlemedin mi Allah aşkına söyle
    Daha ne kadar sürer, bu özlem böyle
    Bekle dediğin vaadler bak, çoktan dolmuş.



    Emin Akduman

  • Emine Tokgöz
    Emine Tokgöz

    01.05.2013 - 08:12

    Tüm sevdikleriniz ve sevenleriniz ile birlikte nice mutlu,sağlıklı senelere. Doğum Gününüz Kutlu Olsun

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    31.10.2012 - 09:09

    Bir tek şeyi unutma
    seni sevdim ben
    kalbim şimdi bir sokak çocuğu
    kelebekleri göç etti gönlümün
    ıssızlaştı hayat sanki
    sanki sabahı eksik şiirlerimin
    sanki gecesi hep kanayan bir yara
    ve sanki artık hep kanayacak
    ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
    çare yok ağlayacak

    Bir tek şeyi unutma
    seni sevdim ben
    kapıları kendime ben açamadım
    ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
    ter içinde takvimler
    istasyon öksüzlüğünde gözyaşım
    düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım
    sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım
    savunamadım seni kimselere
    anlatamadım seni kimselere
    kimsesiz kaldım
    en çok da sensiz

    Bir tek şeyi unutma
    seni sevdim ben
    sana uyumak
    sana uyanmaktı hayat
    sıratını geçtim yaşarken,korkmadan
    korkumu geçtim cesarete ihanetle
    berduş bir,yalan masumiyeti öptüm bile bile
    tek sen gitme diye
    sonbahar oldum,yaprak yaprak
    ağaç oldum köklerimi unutarak
    tesellisiz bir geceye fırlatıldım
    kalbimi dar bi kafese kapatarak
    içimde bir kanarya
    hiç susmadan ağlayacak

    Bir tek şeyi unutma
    seni sevdim ben
    yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
    seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
    beyazında aklandım bulutunun
    mavi mavi sevdim seni
    içim kan ağlayarak

    Bir tek şeyi unutma
    seni sevdim ben
    anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
    anlattıkça üşüyor,anlattıkça ısınıyor yüreğim
    bu gün sardunyalarım da açmadı
    belkide küskün renklere
    ellerimde ibadet gibi yaşadıklarım
    ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
    sensiz soluyorum anlayacağın
    mavi mavi ölüyorum
    duyuyor musun
    orda mısın
    var mısın
    yok musun?
    Bir tek şeyi unutma
    seni sevdim ben
    yanarak
    yıkılarak
    aklıma her geldiğinde AĞLAYARAK......

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    20.10.2012 - 00:07

    Benim Yalnızlığım köpek yalnızlığı

    Sürer bütün sokakları boyunca dünyanın

    Nereye gitsem, orada yalnızlığımı beni bekler bulurum

    Her sabah evler boşalır, bir sel akar yollardan caddelere

    Ben, ben kendi içimde kaybolurum



    Ne gidecek yerim vardır, ne bekleyenim

    Gökyüzü saltanatım, dünya soframdır benim

    Zamanlar geçer, mevsimler değişir

    Değişmez benim kaderim!

    Görür yüzüme bakanlar ilk aldanmışlığımı

    Söyler, köpek yalnızlığımı gözlerim.



    Ne zaman ellerin tenime değse,

    İnsan yüreğim o zaman çarpar,

    Yalnızlık bir o zaman terk eder beni

    Tutar eşsiz gözlerin dağınık saçlarımdan

    O ışıktan dünyasına sürekler beni

    Ellerin bir bir ayıklar eski halimden ne kalmışsa

    Doldurur sevgiyle, ümitle, aşkla

    Suyum çekilmişse, içim boşalmışsa

    Verdiğin mutluluktan, sunduğun aydınlıktan

    Bir anda değişir bakışlarım

    Çözülmüş bir yumağı yeniden sarmaya başlarım

    Işıkların demet demet, denizlerin dalga dalga gelir üstüme

    Yokluğun ölüme, varlığın aşka çağırır bir yandan



    Bilirim, bilirim birazdan gideceksin

    Saatleri durduramam, insanları öldüremem

    Ne çare? Bende güçsüzüm bir yerde

    Kadere karşı duramam işte!

    İşte çirkin alın yazım Sensizliğe mahkûm eder

    İşte o zaman, yıkılmış bir şehirdir kalbim

    İçinde baykuşlar öter…



    Dünyaya gelişimin 33. yılına bir basamak kala

    Bütün basamakların birden çöktüğünü hissederim

    Dünyaya gelişimin 33. yılına bir basamak kala

    Kırk kuruş etmez kaderim her adım başında

    Beni bir kez daha boğmaya başlar

    Göz bebeklerim sönmeye, ellerim soğumaya bağlar

    Taşlar yağar üzerime gökyüzünden

    Uzun, sivri iğneler saplanır tenime

    Bir kere daha içim isyanla dolar

    Bir kere daha lanet ederim dünyaya geldiğime



    Kapını açık tut, pencereni kapatma!

    Yarın evinin önünden ben geçeceğim

    O zaman, o zaman duvarların ağladığını duyacaksın.

    İlk çağırışımda gel!

    İkincisinde çok geç olabilir

    Ve, Ben ilk çağırışında geleceğim

    İkincisinde çok geç olabilir...



    Kim bilir? Nasılım ve Neredeyim?

    Bulursan ne olur beni bırakma!

    Bulamazsan, aradığın yerdeyim

    Hani o toprakların denizle kesiştiği

    Kumların üzerine yorgun gölgelerin düştüğü

    Sevenlerin ürkek adımlarla buluştuğu o yerde



    Elini uzatsan tutacaksın

    Tutsan, göreceksin, görsen seveceksin

    Aradığın benden başkası değil! Farkındayım!

    Kayan bir zamandır avuçlarından

    Uzat ellerini!

    Susadım! …

    Güzelliğin bir eski şarap gibi sızıyor parmak uçlarından

    Haydi, haydi gel! Diyorum. İlk çağırışımda gel!

    Gel ki, aydınlığında bütün geceler gündüz olsun

    Dinle, Dinle bak! Uzak bir saat 12’yi çalıyor



    Ne güç anlamıyor musun?

    Bir ömür boyu, arayıp da seni bulamamak

    Ben yokluğunda böyle yok, böyle yoksun…

    Ben yokluğunda, böyle paramparça,

    Yok sensiz olmak! Hiç olmamak!

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    27.09.2012 - 17:19

    Yoksun Yine

    Bugün de yoksun.
    Oysa hala
    Seni yazıyor bu kalem.

    Ama and olsun.
    Bir gün!
    Ya onu kıracağım orta yerinden,
    Yada yokluğunu.
    O seni yazmayacak,
    Ben anmayacağım.

    Ah bir inandırabilsem kendimi,sensizliğe.
    Ah bir çıkabilsem,
    Gözlerinin o masalımsı şehrinden.
    Böyle her akşam kendime,
    Sana ait, 'nenni'ler söylemeyeceğim.

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    27.09.2012 - 08:45

    Acılar kalbime sığmıyor artık

    Bütün ağaçları devrildi ömrümün
    şimdi beni öldürme zamanı ay gülüm
    şimdi öldür beni...
    acılar kalbime sığmıyor artık

    Yüreğim terkedilmiş,
    hüzün veren eski sokaklar gibi
    tut elimden umutlara götür beni
    bir bahçe yeşert içimdeki çölden ay gülüm
    bir ırmak doğur gözyaşından
    dök içime deniz olsun

    Ah boynu bükük çiçeğim benim
    kanadı kırık turnam
    al göğsüne sar beni,
    her yağmur sen ol yüreğimde
    sevgiyle yıka içimdeki ihanetleri
    varsın acılar konsun
    kınalı dudaklarına hayatın, aldırma...
    aşka ve umuda dair her şey senin olsun

    Sen ellerini, sen gözlerini,
    sen yüreğini bağışlardın hani...

    sevgiye hasret kaldığımda,
    sevgini bağışlardın

    ölmek istediğimde
    hayatını bağışlardın...
    ışık olur dolardın hayatıma...

    Hasretin dudağında ağıt
    çöllerin ortasında dal oldum...
    gözlerimi sızı,
    yüreğimi ihanet acıları kapladı
    lal oldum...
    bütün ağaçları devrildi ömrümün
    bi - hal oldum...
    şimdi beni öldürme zamanı ay gülüm
    şimdi öldür beni...
    acılar kalbime sığmıyor artık

    yaşamak bir yürek ağrısı şimdi
    hep çekerek öğrendim acıların rengini
    hasret kanayan köylü kalbim ki
    her gün can veriyor şu laanet şehirde
    tabutuma omuz vermiyor kimse

    varsın dağ olsun üstüme yürüsün ölüm
    varsın bir kıyıda öksüz düşlerim
    bir kıyıda yaralı gülüşlerim kalsın
    say ki, hiç doğmadım,yaşamadım, ölmedim
    bir şiirin sıcaklığına sar beni ay gülüm
    bir gülün yaprağına göm bahçe bilmesin

    yağmurlara, dağ doruklarına, uçurum kıyılarına göm
    bir annenin gözyaşlarına
    bir çocuğun avuçlarına göm beni
    acılar bilmesin...
    bütün sevinçler
    ve yaşama dair ne varsa senin olsun...

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    25.09.2012 - 15:57

    Herkes kendi sevdasının Mecnunu; hasretinin delisidir

    Aşk; yanmaktır sevgili, yanıp kül olmaktır, ateşin ortasında erimektir,
    Aşk; hesapsız, kitapsız sevmektir, Aşk; kendinı bilmektir, bedel ödemektir.
    gerekirse uğrunda ölmektir....
    Aşk; derinliğini ve güzelliğini anlatmaya dilin yetmediği an susmaktır...

    Bilirim ki aşkın bahçesinden bir gül koklayan, şeyda bülbül olurmuş.
    Bilirim ki aşkın pınarından bir damla içen ömrünce sarhoş gezermiş.
    Bilirim ki kavuşmak olmasa sevdalılar, ağlayı ağlayı kör olurmuş.

    Ben ki, sevdanın çöllerinde ayrılıkların en büyük hasretini çektim Leylamın.
    Ferhat oldum dağları deldim. Kerem oldum yaktım kendimi.
    Pir Sultan oldum asıldım, Nesimi oldum yüzüldüm.
    Kavuşmak için gönlümü yollara düşürdüm.
    Horlandım, ezildim, hakaretlere, işkencelere maruz kaldım.

    Hangi gündeyiz? Bugün ayın kaçı? Hangi mevsimdeyiz?
    Bilmiyorum. Bilsem de, benim için artık hiç bir önemi yok..........

    Uzun yıllar önce sevdamı yüreğime yükleyip geldiğim bu yerde,
    koynunda volkanları taşıyan bir dağ gibi sustum.
    Suskunluğumu delicesine haykırmak isterken, içime ağuları akıttım ve öylece sustum.
    Kara bir diken gibi yuttum ve içime yığılıp öğlece kalakaldım.
    İçimdeki yangını, yüreğimdeki yarayı, gözlerimdeki damlayı sorma.
    Hasretlere dayayıp başımı, hüzünle geçip giden günlere, gecelere döndüm sırtımı sevgili.
    Yorgun, yetim ve yaralı.
    Gönlümün duvarına kocaman bir sevda resmi çizdim, bir de ateş yaktım ocağıma dağ gibi.
    Ki, okyanuslar söndüremez.

    İnsanlar, var olalı beri kabullenmiş sevdayı sevgili.
    Herkes kendi sevdasının Mecnunu; kendi hasretinin delisi olmuş.
    Kendi hikayesini, kendi sevdasını en büyük sanmış ve saymış;
    büyütmüş yüreğinde dağ dağ. Sabır sabır beyninin gergefine işlemiş.
    Benim sevdam da benim için dünyanın en büyük, en kutsal sevdası....

    Aşk; yanmaktır sevgili, yanıp kül olmaktır, ateşin ortasında erimektir,
    Aşk; hesapsız, kitapsız sevmektir, Aşk; kendinı bilmektir, bedel ödemektir.
    gerekirse uğrunda ölmektir....
    Aşk; derinliğini ve güzelliğini anlatmaya dilin yetmediği an susmaktır...
    susmaktır sevgili... Sustum ben de....

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    23.09.2012 - 00:55

    Unut Onu Kalbim Unut Onu

    Karlı dağ yamaçlarında vurdu beni avcılar
    yaralı uçurumlarda uçmayı unutmuş,
    kanadı kırık bir kuş gibi kaldım...

    Ellerimde kalbimin atışları
    dudakğımda hasretin yakarışları
    gözlerimde güllerin gözyaşları kaldı…

    Ah! ne dostlarım arar şimdi,
    ne de yolunu gözlediklerim çıkıp gelir...
    bir dağ çiçeğine gizledim özümün rüzgarını
    alıpta saramadım sineme vay...

    Cebimde ayrılık otları
    gözlerimde yakarışlar
    içimde yıllanmış kırgınlıklarla
    sakalımda sarı tütün kokusu mahsun...

    Kırıldım işte ey hayat tutan yok elimi
    boynuma sarılan yok
    her akşam tanımadığım bir hicran
    bilmediğim bir hüzün çalar kapımı...

    Çare değil beklemek ey kalbim
    çare değil
    unut onun bakışını, gülüşünü
    dokunuşunu unut
    gelmiyor işte ölümüne özlediğin
    yıllarca yolunu gözlediğin
    hayalini herkesten gizlediğin
    gelmiyor işte...

    Bilemedim, kimseye olduğundan fazla
    değer verilmeyeceğini
    sevgiyi hak etmeyenin sevilmeyeceğini
    bir sevda rüzgârıydı esip geçti de...
    bir masaldı sevdim bitti de...
    unut onu kalbim
    unut alnımın karasını
    bağrımın yarasını
    unut

    Kırıldı ağacımın gönül dalları
    uçup gitti umut kuşlarım
    sevgiden ördüğüm duvar da yıkıldı
    hayatın elinde kara bir gül
    batırıp duruyor dikenlerini canıma...
    yüreğimde uçurum yaraları
    gözlerimde sessiz sızılarla
    dipsiz uçurumların koynunda
    ayazlar üşütüp durur tenimi her gece...

    yitirmiş mevsimler rengini ömrümde
    içimde bütün arzular tükenmiş
    önümde dağ dağ yalnızlıklar
    yalın ayak koşuyorum şimdi kara kışlara
    ayaklarım kan- revan içinde...
    unut onu kalbim
    unut tatlı sözlerini
    deniz rengi gözlerini
    ondan sana hayır yok

    Çağırsam duymuyor
    almıyor beni bu kuytudan ah! ?
    dinler mi anlatsam derdimi dağlar?
    eser mi rüzgar?
    alıp götürür mü sesimi sular?

    Ah! Kalbim
    ne kadar haykırsam,
    duymuyor sesimi kimse uçurumlardan başka
    tutmuyor elimden yalnızlığımın
    sabıkalı ihanetler tutmuş yol başlarını
    her akşam içimde bir maral ağlar

    Fırtınaların öfkesine yazıp aşk fermanını
    cehennemler uzatarak uçurumlara
    derin bir vadide idam ettim kimliğimi
    kimse bilmiyor...

    Unut kalbim onu
    unut varlığını
    yokluğunu unut
    ondan sana hayır yok

    Ömrümde bahar gelmeyi
    çiçek açmayı
    kuşlar uçmayı unuttu çoktaaan...

    Sen de unut onu
    sen de unut kalbim...
    sen de unut onu...
    unut kalbim...
    unut onu...
    unu ka...
    un...
    u...

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    21.09.2012 - 14:06

    Üzgünüm Bahar

    Dünyanın dört bir tarafına sevinçle geldin
    bin bir çeşit çiçek gülümsüyor hayata
    ben kederdeyim kan ağlıyor yüreğim
    bir uçurum kenarına tutunmuş kalmışım
    küskünüm bahar
    papatyalar gülümsese de
    sevgi dağıtsa da kelebekler
    nazlı bir çocuktur hayat ağlar içimde
    sen sevinci öpüyorsun dudağından hayatın, ben kederi
    senin sevincini seninle paylaşamıyorum
    topla git çiçeklerini gönül bahçemden n’olur
    kıymetini bilecek günde değilim...

    üzgünüm bahar
    rüzgârın devirdiği ağaçlar gibi köksüzüm
    çiçek açsa da her yer
    neşe saçsa da maviler
    içim dışım şiir yarası işte
    yüzüm hüzne, hüzün yüzüme sinmiş
    güz acısı çekiyorum
    kirpiklerime saklasam da yağmurları
    sel olup akıyor içime gözlerim
    küskünüm bahar
    topla git çiçeklerini gönül bahçemden n’olur
    kıymetini bilecek halde değilim

    üzgünüm bahar
    ruhum yetim, kirpiklerim nemli
    utanıyor hayat gözlerimin kederinden
    bir aynadır yalnızlığım bakıp bakıp delirdiğim
    ne sedef sedef açan nilüferler
    ne kanatları tülden fildişi kelebekler
    ne de dağ kokulu sabahlar avutur beni artık
    öldürdüm içimin gülen yanını
    bütün sevimçlerim hüzne boyandı
    dinmiyor içimdeki fırtına
    kırgın, çok kırgınım bahar
    topla git çiçeklerini gönül bahçemden n’olur
    kıymetini bilecek halde değilim

    canım çok sıkkın bahar
    sevinci hırpalanmış bir çocuğum
    yüreğimde yaz gülüşleri taşımıyorum artık
    bulutlar giyindim gözlerim ıslak
    içim dışım yağmur yarası
    hep kahır rüzgarları esti üstüme
    hayatın yarasını gördüm, bahtın karasını
    lal oldu dilim anlatamam
    yalnızım, dilsiz ve sağır
    gurbet kokan bir hayatım var
    bütün sevinçlerden soyundum, kederler giyindim
    yorgun, çok yorgunum bahar
    topla git çiçeklerini gönül bahçemden n’olur
    kıymetini bilecek günde değilim

    üzgünüm bahar
    dert acısı boynumda
    yaralarım var inciten
    hasretlik dağ gibi oturmuş yüreğime
    gözlerimde aydınlık, saçlarımda yıldızlar yok artık
    ne gelin gelin gülen gelincikler
    ne de mor gülüşlü menekşeler avutur beni
    kırıldı İçimin kar beyazı, düş martısı
    ölümlü bir hücredeyim şimdi, önümde bir kalem boyu hayat
    hangi iklimin ağacından geldim bilemem
    yaprak yaprak düşüyorum hayattan
    küskünüm bahar
    kederimi sır gibi saklıyorum içimde
    yalnızım binlerce insanın arasında
    derdimi dökecek bir arkadaşım yok

    üzgünüm bahar
    nefesim ağıt kokuyor
    kaçsam bu dünyadan gidecek başka yerim yok
    nice karlı dağlar aştım
    bir ömür gurbetle savaştım
    kimi gün tok kimi gün açtım
    böyle ezik, böyle kimsesiz ve dilsiz
    sorma boynumun büküklüğünü
    kederimle başbaşa bırak beni
    açmasın bir daha çiçeklerin gönül hanemde
    kıymetini bilecek günde değilim

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    18.09.2012 - 14:13

    Hangi ucundan tutsam hayatın batıyorum

    Hüzün yüklü sancılar taşıyan yorgun bir gemi yüreğim, hayatın yaralı derin denizlerinde.
    Hangi ucundan tutsam hayatın batıyorum, uçurumlara düşüyorum, çarpıyorum kayalıklara...
    Ne desem duyulmuyor, tükeniyor nefesim... Sesimi alıp benden uzaklara götürüyor dalgalar,
    acı bir tufanda boğuluyor hayallerim, aşamaıyorum engelleri...

    Ne hayatın trendine ulaşabildim..Ne de kendim kalabildim...
    koca koca taşlarla vuruldu kalbim...
    Vurgunum...

    Vefasız bir sevdanın sızısıyla yana-yakıla,
    bir zalimin peşinden sürüklenıp gidiyor ömrüm...
    Yaşamı tüketmiş yorgun bir bedenim artık...
    Yorgunum...

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    13.09.2012 - 12:16

    Bağışla beni kalbim!

    Bağışla beni kalbim!
    kanatlarından vurulmuş kuş gibiyim hayatın karlı yamaçlarında
    senden başka yok sığınağım
    gözlerimde dalları fırtınalarda kopmuş bir ağacın hüznü
    bahtıma düşen gurbet, yüreğime sığmayan hasret
    başımda gam, nemli kirpiklerle,
    bir uçurum kenarına tutunmuş kalmışım.

    Bağışla beni kalbim!
    senden başka sığınağım yok
    seni hak etmediğin haksızlıklara uğratıp,
    kimseye haksızlık etmediğim için bağışla.
    yalancı sevdalara gark edip,
    zalimlere yol ettiğim için bağışla…
    zindanlarda unuttuğum,
    hep zayıftan yana taraf tuttuğum için beni bağışla…

    Seni hep incittiğim, kırdığım için bağışla
    dönen çarkın dişlilerine ayak uyduramadığım için
    çıkar için kimseyi satmadığım için bağışla
    işte huzurundayım kalbim
    insan gibi yaşamaktan, insan gibi düşünmekten başka
    bir şey gelmedi elimden
    hayatta tuttuğum her şey düştü kırıldı...

    Hep dikenli yollarda yürüdüysem,
    kanadıysam, yandıysam hasret olup
    acıtıldım, incitildim, itildiysem.
    şimdi bir köşede bükükse boynum
    sar sevgiyle yaralarımı
    bağışla beni kalbim

    Bağışla beni kalbim!
    senden başka yok sığınağım
    ezikliğim
    fakirliğim
    seni hep üzdüğüm için bağışla.
    onurum
    gururum
    dürüstlüğüm için bağışla...

    Temiz özüm, yaşlı gözüm, riyasız sözüm için
    saflığım, hüznüm, çocuk göynüm için
    çocuklarım, sevenlerim, sevmeyenlerim için
    ezmediğim karıncalar
    hasretini çektiğim dağlar için
    cömertliğim,
    mertliğim,
    merhametim için bağışla…

    Bağışla beni hayat, göğümdeki son yıldız
    bahçemdeki çiçek, kanadı yaralı turnam
    Sen de bağışla beni canım Anam,
    başımın tacı, gözümün ışığı.
    bu yalancı dünyada hep aldandığım, aldatmadığım için.
    insan olmayanı, insan sandığım için.
    dönen çarkın dişlilerine ayak uyduramayıp,
    yoksul ve yalnız kaldığım için beni bağışla...

    Affet beni ey kalbim!
    yok başka çarem, anla
    bilki, seni hiç utandırmadım
    affet ki,
    başı dik,
    vicdanı pak,
    alnı ak gezeyim gezdiğim yerde…

    Tutunduğum bütün dallar kırık
    damıtılmış çocuk sevgilerle yaşamak zor kalbim
    başlayabilmek için yeniden şu unuttuğum hayata
    Ve yer bulabilmek için gönlümün yorgun ve kederli güvercinine
    bağışla beni kalbim!
    budur maruzatım…

    Varsın yalancılar, yalakalar tutsun yol başlarını
    özlemlerimize ihanet etsin hayat
    dostluklar içimizde ince bir sızı gibi kalsın…

    Biz dünyaya dostuz ya,
    hayatı, insanı, insan gibi seviyoruz ya! ...
    yetmez mi?

    bağışla beni kalbim!
    budur maruzatım…

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    12.09.2012 - 12:11

    Bilseydim Sever miydim?

    Bilseydim;
    hep böyle sessiz kalır bu şehir sensiz?
    hep böyle hüzün kokar geceler?
    hiç hayal kurar mıydım

    bilseydim ayazda öksüz kalır düşlerim
    kar yağar hep gönül şehrime
    semtine uğrar mıydım?

    bilseydim yaralı bir tren ömür
    her durakta seni arayacağım
    bulutlandığında gözlerim
    içimde umutlar besleyip
    her bahar rüzgarlara soracağım

    bilseydim kırılır kanadım kolum sen giderken
    bilseydim göz göz olur yaralarım seni beklerken
    bilseydim üşür ömrümün goncası seni özlerken
    hiç sana gönül verir miydim?
    sevgilim der miydim?

    Bilseydim;
    üşürüm hep sensiz geceler de
    nemli kirpiklerle sarılıp yastığa
    her gece ah çeker miydim?
    Leyla’sını yitirmiş mecnun misali
    aşk çölünü bekler miydim?

    her yandığında yüreğim
    sevgiye, şiire, aşka sığınır mıydım?
    dolanır mıydım kördüğümlere?
    yarasalar uçurur muydum kör karanlığa
    kahrolur muydum aşk için?

    Bilseydim; biraz sancı, biraz acı
    özlemin adıdır yazılan her şiir
    Bilseydim; her seven biraz Mecnun
    her sevdanın sonu ayrılık
    ve nankördür aşk
    sana kalbimi verir miydim?
    senin için erir miydim

    Bilseydim;
    bir ömür hep bekleyeceğim
    üşüyen yaralarımla seni özleyeceğim
    koynumda yaralı kalır kır çiçeğim
    hiç kahrını çeker miydim?
    yollarına yüreğimi eker miydim

    Bilseydim; özler miydim seni
    uzakları gözler miydim
    kurar mıydım onca hayal
    kıyı köşe boynumu büker miydim
    senin için gözyaşı döker miydim
    ve bilseydim;
    kafama vurmana
    kalbimi kırmana
    mutluluğumu almana izin verir miydim

    Bilseydim;
    kırık bir dal yalnızlığı ömür
    karalar bağlar mıydım aşk için?
    bulut olup ağar mıydım
    yağmur olup yağar mıydım
    öksüz çocuklar gibi mahzun ve biçare
    oturup bir köşede gizli gizli ağlar mıydım...

  • Sadece Güner
    Sadece Güner

    14.06.2012 - 15:35

    ........Kahır

    Güzel şeyler çıksın istiyorum dudaklarımdan,
    Adından gayrısı hep zehir oluyor.
    Gözlerimi gözlerinle yumuyorum da her gece,
    Her sabah umutla çevirdiğim ömrümün takviminden
    Sensizlik; bahtıma yazılmış hep kahır oluyor.

    Emin Akduman

Toplam 33 mesaj bulundu