Sabit İnce Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkınd ...

MÜTHİŞSİN BAŞKAN

Sanki bilgisayar profesörü
Vallahi, billahi müthişsin Başkan.
Dostluksun, sevgisin, hem de hoşgörü
Kudret ocağında pişmişsin Başkan.

Görüntü tamam da ses nasıl oldu?
Bestende, sazında gönlüme doldu;
Toros Dağlarını ortadan deldi
Koçaksın, yiğitçe bir sessin Başkan.

'Al bu da süprizim' dedin, şaşırdım
Hikmet bakracını gene taşırdım
Hayret ocağında saygı pişirdim
Cümle gönüldesin, herkessin Başkan.

Nasıl methedeyim kelimem yetmez
Karşılık veremem, gücüm de yetmez
Yürek tahtındasın, işit, hisset, sez
Fırtına, tayfunsun, güneşsin Başkan.

MUSTAFA CEYLAN ANTALYA

Can Hocam,

Yüreklerimiz ayni özlemleri yasiyor. Ülkemizde ögretmenlerimizin durumu beni üzüyor. Yine de umutluyum, sizler varsiniz, ektikleriniz var.

Yüce Yaradan ülkemi, insanlarini ve de tüm insanligi korusun saygisiz, sevgisiz, selamsiz insanlardan. Demek isterim ki saygideger Hocam, bir tek can kalmasin sevgiden, saygidan, selamdan yoksun.

Ayni sevgi ve saygiyla sizi yürekten selamliyorum Sabit Hocam.

Sükran Günay

'Aski muhabbet tatlidir
Hayat yolu firkatlidir
Kul olanlar hep dertlidir
Figan eyledik dostumla '

Diyen İnce ozan, dostluğu hayatın esaslarından birisi saymaktadır. Doğru da yapıyor. 'Dost, iki bedende tek ruh gibidir' derler. Tamam öyleyse, 'Kulun derdi varsa', dost, o dertle dertlenendir. O derdi can evinde duyandır.Şiirsel dünyamızda Tanpınar; güneşle, yer yüzüyle sevişirken, ustam Necip Fazıl 'Bir adam yaratmak' peşindeydi ve 'Kaldırımlar' da olduğu gibi kendine has 'çile' sini toplumla paylaşıyordu. İnce ozan, globalleşen ve menfaat esiri olan dünyada 'paylaşmak', birlikte 'figan etmek' gibi bir erdem çıtasının üstünden sesleniyor bize. Kutluyorum...

MUSTAFA CEYLAN ANTALYA

HAMAL MI

Bildiğin ortaksa; 'ben niye bilmem? '
Mustafa gardaşın kara çalıdır.
Hakiki dostsun sen, bilenler bilir
Yüreğin bayrağın solmaz alıdır...

Yırtık elbisene kurban olayım
Kudret ocağına girip dolayım
Hoş görünü yetmiş yerde bulayım
Yetmişi de 'ulusumun malıdır...'

Alimin uykusu ibadet derler
Şahitlik ederek göklerle yerler...
Dostluk hesabında bin olur bir'ler
Zerrede görünen dostun hâlidir...

Kurbanım, can ile kıvranan saza
Telinden menekşe sunarken bize
Besteni dinlettim şu Akdeniz'e
Ceylan gardaşının kovan balıdır...

MUSTAFA CEYLAN ANTALYA 23.5.2004

-Sabit İnce ve Mustafa Ceylan üstadtlara...

Şiirler yazdım şarkı söyledim
Tüm güzellere selam eyledim
Bıyıkları kestim imaj yeğ'ledim
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

Ne saçını, ne sakalın kınarım
Geçip giden koca ömre yanarım
Nerde güzel görsem ona kanarım
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

Uçan kuşu, dağı, taşı sevdim de sevdim
Ceylan göz üstünde o kaşı sevdim
Hak nimeti ekmekle aşı da sevdim
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

İnce Ozan ile Ceylan hocaya
Bir ay ışığı verdim; sonsuz geceye
Kara sevdamı da yazıp heceye
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

Şiirler yazın, türkü söyleyin
Karacoğlan olun, dağda yaylayın
Ucuydum inanın inleyen neyin
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

Biriniz Gayseri, biriniz Başkent
Her ikiniz de baştan sona dert
Sorum şudur dosta üç olur mu dört?
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

Oynayın torunla, çıkman çarşıya
Kırmızıda durun geçmen karşıya
Benden öğüt alın, varın kıyıya
Ben aşık oldum da ne oldu sanki?

AHMET ÜNAL ANTALYA 24.5.2004

Sevgili Başkan'a

Sen hiç uyumaz, dinlenmez misin?
Gece bu saatte çatmak istersin.
Bin türlü dertlerle gark olmuşum ben
Elbette yerlerde yatmak isterim...

-'Üzerime gelme dopdoluyum ben başkan........'

***

Başkan,

Biraz önce 'torun' yapmıştı sorun
O sebep yüzünden gelmezdi yarın
Sen bakma, şairim, yok ki ayarım
Ayara ayarı katmak isterim...

'Bir iğne, bir şurup' tamam dediler
Dediler Ceylan'a dert yüklediler
Gelinle oğlan eve gittiler
Ben de buralarda yatmak isterim.

Ne gece ne gündüz farkı yok gayri
Söyle de pastırma göndersin Hayri!
İnan ki ey dostum bu duvar eğri
Yıkılmasın diye tutmak isterim.

Sözüme şiirle cevap verme bu kez
Git de Gesi bağları'nda dolan, dolan gez
Gece bu saatte uyurken herkes
Ecel şerbetini yutmak isterim.

Başkanıma yürek dolusu, geceyi nura boğacak trilyon güneş ışığıyla selamlar ve saygılar

NEYE YARAR?

Zerrelerin özü olsan
Aşıkların sazı olsan
Karıncanın gözü olsan
Neye yarar, var zaten yok!

İster sır ol, ister kaybol
Kar gibi yağ, çığ gibi dol
Alev alev yanarak ol
Neye yarar, 'har' zaten yok!

Bura uzak, ırak yakın
Yaran derin biraz bakın!
Dostadır şu son firakın
Neye yarar, yâr zaten yok!

Seni elbet hep biliriz
Uğrunda canı veririz
Görmeyene güceniriz
Neye yarar, kör zaten yok!

Seni sevdik, seni gördük
İnce' den bin güller derdik
Sevmeyene hesap sorduk
Sevmeyende nur zaten yok!

Eğilmez kimseler sana
Bunu gayri anlasana
Er gezer mi yana yana?
Neye yarar, er zaten yok!

MUSTAFA CEYLAN-ANTALYA
Selam ve saygılarla



BENİ BİLİR

Zerrelerin özü benim,
Aşıkların sözü benim,
Görenlerin gözü benim,
Bütün varlar beni bilir.

Kayıp değil sırlardayım,
Kışın yağan karlardayım,
Ağıtlarda, zarlardayım,
Bütün harlar beni bilir.

Uzak değil buradayım,
Her kanayan yaradayım,
Kim ararsa oradayım,
Bütün yarlar beni bilir.

Beni bilinmez sanırlar,
Çok sevenler inanırlar,
Aşkla yananlar tanırlar,
Bütün bir'ler beni bilir.

Kendin bilen beni görür,
Tüm varlığın benden bilir,
İsteyince canın verir,
Bütün ser'ler beni bilir.

Açıktayım gizli değil,
Eğil huzurumda eğil,
İnce benden ayrı değil,
Bütün Er'ler beni bilir.

Sabit İnce Kayseri 12.5.2004

Dost dosta merhaba dedi
Sanki bana konuk geldi
İki can mahabbet eyledi
Her iki dosta merhaba.

Hürdemi edepli oturdu
İnce'ye bu bir onurdu
Ziyaret dostluk doğurdu
Her iki usta merhaba

Kelamınız ders doluydu
Sözünüz şiir olurdu
Ahmet sevgi arıyordu
Buldum dotlarım merhaba

AHMET ERDEM

şiirlerini beğeniyle okuduğum insanlardan.başarılarının devamını diliyorum.o büyük türkü sitesindede emeği geçen biri.kutluyorum kendisini

Bu ne şereftir bu ne güzel düşünce..

Selam Muhterem üstadım Sabit İnce.
Himmet'iniz olmasa hallerimiz nice
Bahtiyar oldum üstad sizi görünce
Bu ne şereftir bu ne güzel düşünce..

Naciz kaldım Amasya bolu arasında
Cismim Uzak Amsterdam'dayım aslında
Lakin külümü savurdular bolu dağında
Bu ne şereftir bu ne güzel düşünce..

İmdad eyle yetiş Hocam Üstadım
İki avcının elinde ben rehin kaldım
H.İbrahimle Armutcu'ya avlandım
Bu ne şereftir bu ne güzel düşünce..

Çağlari derki Hocam siz hoş geldiniz
(Anasam)
Anadolu hececilerine kanat gerdiniz
Sizleri Hollanda da aramızda görmek dileriz
Bu ne şereftir bu ne güzel düşünce..

26*06*2002 Aşık Çağlari

Aşık Çağlari

KÖROĞLU- CEYLAN
Habersizce geziyorlar hep nette,
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.
Tartamam ki ikisini kıymette,
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.

Eskişehirime gelmez miyim hiç,
Kıymetiniz büyük bilmez miyim hiç,
Yolunuza kurban olmaz mıyım hiç,
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.

Keyfimiz yerinde halimiz belli,
Usanmayız asla, yolumuz belli,
Şiir şiir akar, selimiz belli,
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.

Unutur mu seni kel kardeşlerin,
Bizi nidersin ki bol kardeşlerin,
Değeri bulunmaz yol kardeşlerin
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.

Ticaret yaparız geçim derdinden,
Başım kaldıramam seçim derdinden
Sıkıntım yok benim saçım derdinden
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.

Hergün bizi anıp duruyorlarsa,
Sağolsun İnce'yi soruyorlarsa,
Gönülden köprüler kuruyorlarsa,
Rasim Köroğluyla Mustafa Ceylan.
Sabit İnce Kayseri 21.4.2004

*Üstadım'a

'Antoloji com' da gezerken gördüm
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...
Hüznü, yazdıkları şiirle sardım
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...

Kahretme üstadım, gümlesin kalbin
Gece yarısında 'araba' na bin...
Tek bir mısra ile ederler 'yüzbin'
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...

Eskişehir ne ki, geliriz elbet
Gelir de dotları buluruz elbet;
Dediler: 'Bir peruk alırız elbet'
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...

Keyfimi sorarsın, berbat mı berbat
Turistler denizde, ben dağda, üstad...
Kayseri' de Mecnun, Porsuk' ta Ferhat
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...

Yabancı değiliz, asla olmadık!
Sevgi bakracıyız henüz dolmadık,
En sağlam dostturlar, yerde bulmadık!
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...

Hasretle kavrulur burda Ceylan' ım
Sade akıl değil, tüter her yanım;
Can kıymeti bilen cana hayranım
Birisi Köroğlu, birisi Sabit...

CANLARIM
Can kıymeti bilen canlarım yazmış,
Birisi Rasimdir biri Mustafa.
Damarda dolaşan kanlarım yazmış,
Birisi Rasimdir, biri Mustafa.

Antoloji com da gezerler bensiz,
Ruhum hep sizinle canım bedensiz,
Taşlıyor ikiniz beni neden siz,
Birisi Rasimdir, biri Mustafa.

Kahretmeyin boşa gönlüm sizinle,
Şiirler söylerler elde sazınla,
Keyfler yerindedir karpuz, muzunla,
Birisi Rasimdir, biri Mustafa..

Eskişehir, Antalya'ya gelirim,
Dostlarımın kıymetini bilirim,
İstesinler yollarında ölürüm,
Birisi Rasimdir, biri Mustafa..

Keyfiniz yerinde belli hallerden,
Ne usanır ne korkarım yollardan,
Kemlik olmaz bu nazenin kullardan,
Birisi Rasimdir, biri Mustafa..

Hasretle yanıyor kalbimiz ince,
Muhabbet ederiz çokca gelince,
Bu şairler bizi dostça bilince,
Birisi Rasimdir, biri Mustafa..

Sabit İnce Kayseri 21.4.2004

Sabaha karşıydı açtım ekranı
İk kişi gördüm, ne diyem gardaş?
Biri Sabit İnce, biri Köroğlu
Söyleyin nereye gideyim gardaş?

Birisi Kayseri' den sucuk gönderir (!)
Birisi üşüsem gocuk gönderir
İsmail Ankara'dan buçuk gönderir
Yarımı tam mı edeyim gardaş
MUSTAFA CEYLAN Antalya

Dinle ey beni sen, ey ince ozan!
Buraya girmeme hem de az kaldı.
Sana diyeceğim çok şeyi anla
Bir kaç ördek ile, bir de kaz kaldı.

Sitede Neslihan bacımı buldum,
'İnternet' isimli gücümü buldum,
Şiir meclisinde sancımı buldum
Bir kaç keman ile, bir de saz kaldı

Mustafa Ceylan Antalya 7.4.2004

Şiirlerine hayran olduğum biri...
Çok yönlü kişiliğiye doğru şiirlere imza atan biri...
Sevgiler..

Siirlerindeki usta uslubu beni hep cezbetmistir. Hayranlikla izleidigim bir dostum, Merhaba.

Sabit Ince... Evet, siirle, edebiyatla uzaktan yakindan biraz ilgisi olan herkes bu ismi mutlaka tanir... Ben de kendisiyle tanismis olmaktan son derece onur duyuyorum... Anadolu'nun bagrindan çikip ama oralardan kopmadan, genç sair adaylarina elinden geldigince destek olan, yol gösteren sayin Sabit Ince yillarini halka, siire, edebiyata, türküye ve daha nice kültürel faliyetlere bikmadan usanmadan harcamis bir üstad... Insallah daha uzun yillar kendisinin desteginden ve bilgilerinden faydalanabilmek dilegiyle...

Saygi ve selamlar,

Ensar AKTAS