kapıda iki misafir
biri neş'e diğeri keder
birlikte girmeyiz diyorlar..
önceliği kime vermeli?
yazı turayla olacak iş değil bu..
tamam..
kısa çöpü çeken kaybeder o zaman..
hayır!
iradeyi şansın eline veremem
bir tercih yapmam gerekiyor...
ama,
yapamam ki..
önce giren kazanır beyler
güçlü olan kazansın!
karışmıyorum ikinizede!
haydi!
bana eskilerden bahset biraz..
konuyu sen seç
bak
elimde bir kalem var
konu bu olabilir mesela
bana ilk defa kalemi tuttuğum günü anlat
olmadımı?
şu nedir peki?
bir mendil galiba.
kalemden vazgeçtim
ilk defa ne zaman ağladım?
bana ilk kim uzattı mendilini
onu anlat. bak! kalpte bir burukluk
belki bu hatırlamanda sana yardımcı olur...
anlat..
haydi! ..
kuğulu parkın hemen yanıbaşında
bulvar üstünde
dışarıdan bakınca
şekil olarak
koca bir jaluziyi aralayıp
size doğru bakan birisini andıran
ayrıca kızılay karanfil sokaktada bir şubesi olan kitabevi..
'haml' (taşıma)
kelimesinden türemiş olup
'hammal' -yük taşıyan- kişinin
taşıma işini yaparken içerisinde bulunduğu hâldir.
dayanma, yükü üstüne alma mânâlarına gelir..
kalbim kan yerine elem pompalıyor sanki
beynime giden oksijenlerin yolunu kesti;
bir zalim, bir acı eşkiya..
kilitlendi tüm kapılarım tek tek!
bir nefes, bir umuttu ziyaretime gelen sadece
onuda devirdiler yere bir kahpe kurşunla..
üzülüyorum!
Çarşamba: Farsça'daki 'çehar' (dört) ve
'şenbe'den (gün) geliyor (4. gün) .
biz haftanın üçüncü günü olarak bilsekte
hesaplayanlar günü pazardan başlatmış.
ayrıca perşembede
'penç' (beş) ve yine 'şenbe' den türemiş..
Ey ben!
doğduğum günden bu yana kavgalar içindeyiz.
ve anlam veremediğim bu kavgada
birbirimizi esir alıyor
hapislere atıyor
ve
verdiğimiz kefaretlerle yine birbirimizi serbest bırakıyoruz.
ne sen pes ediyorsun
nede ben..
bir hakem lazım bize
ikimizde biliyoruz.
seninle anlaşabildiğim tek konu bu zaten.
ve beraber geçirdiğimiz en uslu vakit
ölümü düşünüp
azraile intizar ettiğimiz vakitler.
azrail...
hakem...
susturacak bir gün bizi..
Köyün birinde bir çukur varmış ve pekçok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki:
- 'Çukurun yanında bir ambülans beklasin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin.'
İkincisi:
- 'Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz' demiş.
Üçüncüsü:
- 'Kafanız hiç çalışmıyor' demiş
- 'Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım'
'ivedi' acele kökünden türeyip
'ivecen' aceleci hareketli anlamına gelmektedir.
günümüz türkçesinde
yaramaz, zıpır, hızlı konuşan çocuklar için kullanılır.
kökeni
bâd âver olup farsçada rüzgâr (bad) + getirmek (âver)
rüzgarın getirdiği anlamına gelir.
ayrıca
MS 611 yılında Rum donanmasının rüzgardan dağılması sonucu İran şahı Husrevi Perviz'in eline geçen hazinenin ismidir.
hadi bi güzellik yap
20.09.2006 - 20:45.. git!
öncelik
20.09.2006 - 20:30kapıda iki misafir
biri neş'e diğeri keder
birlikte girmeyiz diyorlar..
önceliği kime vermeli?
yazı turayla olacak iş değil bu..
tamam..
kısa çöpü çeken kaybeder o zaman..
hayır!
iradeyi şansın eline veremem
bir tercih yapmam gerekiyor...
ama,
yapamam ki..
önce giren kazanır beyler
güçlü olan kazansın!
karışmıyorum ikinizede!
hafıza
20.09.2006 - 20:24haydi!
bana eskilerden bahset biraz..
konuyu sen seç
bak
elimde bir kalem var
konu bu olabilir mesela
bana ilk defa kalemi tuttuğum günü anlat
olmadımı?
şu nedir peki?
bir mendil galiba.
kalemden vazgeçtim
ilk defa ne zaman ağladım?
bana ilk kim uzattı mendilini
onu anlat. bak! kalpte bir burukluk
belki bu hatırlamanda sana yardımcı olur...
anlat..
haydi! ..
dost kitabevi
20.09.2006 - 19:23kuğulu parkın hemen yanıbaşında
bulvar üstünde
dışarıdan bakınca
şekil olarak
koca bir jaluziyi aralayıp
size doğru bakan birisini andıran
ayrıca kızılay karanfil sokaktada bir şubesi olan kitabevi..
Çağrışım
20.09.2006 - 19:07burnuma ne zaman bir rutubet kokusu gelse
aklıma
haydarpaşada
seni beklediğim sabahlar geliyor..
pelesenk
20.09.2006 - 18:47pelesenk ağacı ve bu ağaçtan elde edilen yapışkan sakız
tahammül
20.09.2006 - 18:44'haml' (taşıma)
kelimesinden türemiş olup
'hammal' -yük taşıyan- kişinin
taşıma işini yaparken içerisinde bulunduğu hâldir.
dayanma, yükü üstüne alma mânâlarına gelir..
Mihrimâh
20.09.2006 - 18:00farsçada 'mihr' (güneş) ve 'mah' (ay) kelimelerinin birleşiminden
oluşur.
ayrıca kanuni sultan süleyman'ın
kızının ismidir.
mey
20.09.2006 - 17:53'maya' dan türemiş olup
'mayalanmış içki' anlamına gelir.
doğaçlama
20.09.2006 - 17:26kuzey californiada yaşayan nesli tükenmekte olan bir rakun cinsi.
erdem
20.09.2006 - 17:07köprü
üzülmek
20.09.2006 - 16:36kalbim kan yerine elem pompalıyor sanki
beynime giden oksijenlerin yolunu kesti;
bir zalim, bir acı eşkiya..
kilitlendi tüm kapılarım tek tek!
bir nefes, bir umuttu ziyaretime gelen sadece
onuda devirdiler yere bir kahpe kurşunla..
üzülüyorum!
diken
20.09.2006 - 15:42Kim demiş gül yaşar dikenin himayesinde?
Dikenin itibarı ancak gül sayesinde!
Hz. MEVLANA
çarşamba
20.09.2006 - 14:21Çarşamba: Farsça'daki 'çehar' (dört) ve
'şenbe'den (gün) geliyor (4. gün) .
biz haftanın üçüncü günü olarak bilsekte
hesaplayanlar günü pazardan başlatmış.
ayrıca perşembede
'penç' (beş) ve yine 'şenbe' den türemiş..
Bungy Jumping
20.09.2006 - 13:39yusuf yusuf yusuf..
mücadele
20.09.2006 - 12:59Ey ben!
doğduğum günden bu yana kavgalar içindeyiz.
ve anlam veremediğim bu kavgada
birbirimizi esir alıyor
hapislere atıyor
ve
verdiğimiz kefaretlerle yine birbirimizi serbest bırakıyoruz.
ne sen pes ediyorsun
nede ben..
bir hakem lazım bize
ikimizde biliyoruz.
seninle anlaşabildiğim tek konu bu zaten.
ve beraber geçirdiğimiz en uslu vakit
ölümü düşünüp
azraile intizar ettiğimiz vakitler.
azrail...
hakem...
susturacak bir gün bizi..
efsane kadın
20.09.2006 - 12:45babaannem..
benim için efsane..
Çukur
20.09.2006 - 12:18Köyün birinde bir çukur varmış ve pekçok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar.
Birincisi demiş ki:
- 'Çukurun yanında bir ambülans beklasin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin.'
İkincisi:
- 'Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz' demiş.
Üçüncüsü:
- 'Kafanız hiç çalışmıyor' demiş
- 'Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım'
bad
20.09.2006 - 10:59bâd farsçada rüzgar anlamına gelmekte olup
kötü manasında olan
'bet (d) ' dir.
afacan
20.09.2006 - 10:55'ivedi' acele kökünden türeyip
'ivecen' aceleci hareketli anlamına gelmektedir.
günümüz türkçesinde
yaramaz, zıpır, hızlı konuşan çocuklar için kullanılır.
bedava
20.09.2006 - 10:41kökeni
bâd âver olup farsçada rüzgâr (bad) + getirmek (âver)
rüzgarın getirdiği anlamına gelir.
ayrıca
MS 611 yılında Rum donanmasının rüzgardan dağılması sonucu İran şahı Husrevi Perviz'in eline geçen hazinenin ismidir.
pabuç kadar dili olmak
20.09.2006 - 10:29:)
her yere uzanabilen
fantastik dörtlünün elastik kahramanını çağrıştırıyor.
istemek
20.09.2006 - 10:24iz-demek
kökünden geliyor
peşinden gitmek, izi takip etmek anlamındadır.
provokatör
20.09.2006 - 10:06bknz.
vatandaşın ahlak yorumu
gelmeyiniz bu oyuna
o bunu hep yapar...
Toplam 3332 mesaj bulundu