'yoktur'
şüphesiz
her inkarın bir ispata ihtiyacı vardır.
bir şeyin olmadığını iddia eden kişi
olmadığını ispatlamak zorundadır.
buyrun
bu hakların olmadığını ispatlayın bize..
'yoktur' demek öyle kolay değil.
aksi takdirde 'k.kasım' rumuzlu arkadaş
senin hiçbir sözünü kâle almayacağım.ispat lütfen..
arapça 'musıkî' kelimesinden
türkçeye 'müzik' olarak geçmiş bir kelime
ayrıca eski yunancada ' mousikē ' kelimeside
aynı kökten.
mitolojide 'Moúsa' sanat tanrıçası, ilham perisi anlamlarına geliyor.
uyanacağım yerde önemli..
bizim köydeki
'cileni dere' (lazca) nin
en tepesindeki yabani armut ağacına kurulu
salıncakta
sallanırken
karşıki dağın üzerime gidip geldiği
o mutluluk ânında uyanmayı isterdim...
hem de çok isterdim.
âniden orada oluverseydim şimdi
ne dünün tasası
ne yarının endişesi
varsa yoksa salıncakta uçuşa geçmek..
bir noktanın içinde hücre hapsindeyim.
celladım silgi.
idam edileceğim günü bekliyorum.
ne zaman ki
yazımı yazan
-cümle devam etsin!
der.
ve bende silinir
bir kurşûnî gidişle
silgiyle karışık bir toz olur giderim.
arapçadan türkçeye geçmiş olup
'zevâl' (yokluk) kökünden türemiştir.
'zavallı' manevi yokluğa düşmüş
ümidini yitirmiş
hayat ile kendisi arasındaki bağlarını kopartmış kişi
demektir o halde..
beni en çok şaşırtan şeydir.
taşıdıkları, kimliklerinde yazılı olan
isimlerinin ne manaya geldiğini bilmeyen insanlar.
'insan ismiyle büyür' sözü bir darb-ı meseldir halbuki.
kendimden örnek vereyim
ismim 'sultan fatih'..
babam malumunuz istanbul fatihi sultan mehmed'den esinlenerek koymuş bu adı bana.
ve sultan fatihin kim olduğunu bildği kadarıyla anlatmış.
ve bu isim çocukluğumda beni o kadar etkilemiştirki
komşumuz atını bana verip
-şu atı dereye götürüp su içirt
dediğinde
atı koşturup
elimdeki sopayı sallayarak
-çekiliiiiin! çekiliiiiin!
diye bağırdığımı hatırlıyorum.
ve herkesin bisiklet için ağladığı o yıllarda
babama
-bana at al baba!
dediğimi... :)
dezavantajlarıda var tabi
hep korkmuşumdur
başarısız olduğum bir olaydan sonra birinin kalkıpta bana
-fatih sultan mehmet senin yaşında istanbulu fethetmişti
demesinden.
şükür olmadı diyen şaka yollu takılan arkadaşlar dışında.
belkide akıllarına gelmemiştir yoksa bir diyen çıkardı elbet..
ve daha nice hatıralar ismimle ilgili..
hasılı Ebeveynler isim koyma konusunda gerçekten çok dikkatli olmalı..
'çocuk ismiyle büyür'
i
'şefâk' arapçada
yumuşama, zayıflık anlamına geliyor.
güneşin en zayıf olduğu zaman gündoğumu
manasında 'şafak' kelimesi kullanılıyor.
ilginçtir ki
'şefkat' kelimeside aynı kökten türemiş.
acıma, zaaf gösterme, kayırma anlamında..
bir süt tatlısı olmakla beraber
farsçada
'dilenci kâsesi' anlamına geliyor.
dilencilerin para yerine
'yemek' dilendikleri zamanlardan kalma
olsa gerek..
'ked' (ev) + 'hüdâ' (iktidar sahibi)
'kethüdâ' = bir evin işlerini idare eden kişi.
buna
en güzel örnek
evin hanımları..
yani beyler bundan sonra eşlerini 'kethüdâ' diye çağırabilirler...
'keş' (çeken) + 'mî keş' (çekmeyen)
çekençekmeyen gibi bir sonuç çıkıyor.
mantıksız olabilir.
ama kelimenin anlamını daha yakından kavramaya yardımcı.
'çekişme' demek.
bir tarafta çekenler
diğer tarafta
çeken kişinin tarafına doğru çekmeyenler...
yani kendi tarafına çekenler..
offf! çok zor oldu bu ya..
'keşf'
arapçada
örtüsünü kaldırma
ortaya çıkartma anlamına geliyor.
örneğin
bir arap manav
tozlanmasın diye üzerini örttüğü meyvelerin
örtüsünü kaldırdığında
bunu 'keşif' olarak nitelendiriyor.
yani hiç bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkartmak değil
nerede nasıl olduğu bilinip
göz önüne serilen anlamına geliyor.
tasavvuftaki 'keşif ilmi' tabiride bu tariften geliyor olsa gerek..
islamda kadın hakları
21.09.2006 - 21:34'yoktur'
şüphesiz
her inkarın bir ispata ihtiyacı vardır.
bir şeyin olmadığını iddia eden kişi
olmadığını ispatlamak zorundadır.
buyrun
bu hakların olmadığını ispatlayın bize..
'yoktur' demek öyle kolay değil.
aksi takdirde 'k.kasım' rumuzlu arkadaş
senin hiçbir sözünü kâle almayacağım.ispat lütfen..
Ucube
21.09.2006 - 21:31çok tuhaf ve garip şey
ayrıca
şaşırma, garipseme anlamlarıyla 'acaba' ile birleşiyor.
'acaba' = şaşırarak, tuhafına giderek, hayret ederek..
müzik
21.09.2006 - 19:25arapça 'musıkî' kelimesinden
türkçeye 'müzik' olarak geçmiş bir kelime
ayrıca eski yunancada ' mousikē ' kelimeside
aynı kökten.
mitolojide 'Moúsa' sanat tanrıçası, ilham perisi anlamlarına geliyor.
uyanınca çocuk olmak
21.09.2006 - 17:45uyanacağım yerde önemli..
bizim köydeki
'cileni dere' (lazca) nin
en tepesindeki yabani armut ağacına kurulu
salıncakta
sallanırken
karşıki dağın üzerime gidip geldiği
o mutluluk ânında uyanmayı isterdim...
hem de çok isterdim.
âniden orada oluverseydim şimdi
ne dünün tasası
ne yarının endişesi
varsa yoksa salıncakta uçuşa geçmek..
zülfiyâre dokunmak
21.09.2006 - 17:00deyimin sözlük anlamı:
İşle ilgili olanı, hatırlı ve güçlü kimseyi
veya yüksek bir makamı kimi söz ve davranışlarla gücendirmek
kelimelerin anlamı:
yârin saç teline dokunmak..
-'zülüf' (saç teli) + 'yâr' (sevgili) -
ikisi arasında bir bağlantı var
ama ne?
bir kaç fikir var kafamda; yakalayamıyorum..
zampara
21.09.2006 - 16:37farsçadan türkçeye geçmiştir.
aslı
'zen' (kadın) + 'perest' (aşırı seven) dir.
'zenperest' türkçeye 'zampara' olarak geçmiştir.
nokta
21.09.2006 - 15:52bir noktanın içinde hücre hapsindeyim.
celladım silgi.
idam edileceğim günü bekliyorum.
ne zaman ki
yazımı yazan
-cümle devam etsin!
der.
ve bende silinir
bir kurşûnî gidişle
silgiyle karışık bir toz olur giderim.
Nilüfer
21.09.2006 - 15:37'nī lotpala' mavi lotus çiçeği,
'nī la' (mavi) + 'utpala' (lotus çiçeği)
klasik hintçe
papatya
21.09.2006 - 15:32beyaz yapraklı hoş görünümlü bir kır çiçeği
ismin geçirdiği değişimlere bakın
babuna/babadiye/pabadça/papatya
yasemin
21.09.2006 - 15:26yā semen
yā semī n
jasminum
güzel kokulu çiçekleri olan bir bitki
zavallı
21.09.2006 - 15:18arapçadan türkçeye geçmiş olup
'zevâl' (yokluk) kökünden türemiştir.
'zavallı' manevi yokluğa düşmüş
ümidini yitirmiş
hayat ile kendisi arasındaki bağlarını kopartmış kişi
demektir o halde..
zaten
21.09.2006 - 15:05'zâten'
kendi içeriği itibariyle
kendi özü bakımından..
'zât' (kişi) kelimesinden türemiş. 'en' ekide
tekrar kendisine doğru çevirmiş.
racon
21.09.2006 - 14:52italyancada
'ragione' (usul, düzen, akıl, mantık)
kelimesinden türkçeye geçmiş.
ve bizim elimizde ne hallere gelmiş.. :)
isim
21.09.2006 - 14:06beni en çok şaşırtan şeydir.
taşıdıkları, kimliklerinde yazılı olan
isimlerinin ne manaya geldiğini bilmeyen insanlar.
'insan ismiyle büyür' sözü bir darb-ı meseldir halbuki.
kendimden örnek vereyim
ismim 'sultan fatih'..
babam malumunuz istanbul fatihi sultan mehmed'den esinlenerek koymuş bu adı bana.
ve sultan fatihin kim olduğunu bildği kadarıyla anlatmış.
ve bu isim çocukluğumda beni o kadar etkilemiştirki
komşumuz atını bana verip
-şu atı dereye götürüp su içirt
dediğinde
atı koşturup
elimdeki sopayı sallayarak
-çekiliiiiin! çekiliiiiin!
diye bağırdığımı hatırlıyorum.
ve herkesin bisiklet için ağladığı o yıllarda
babama
-bana at al baba!
dediğimi... :)
dezavantajlarıda var tabi
hep korkmuşumdur
başarısız olduğum bir olaydan sonra birinin kalkıpta bana
-fatih sultan mehmet senin yaşında istanbulu fethetmişti
demesinden.
şükür olmadı diyen şaka yollu takılan arkadaşlar dışında.
belkide akıllarına gelmemiştir yoksa bir diyen çıkardı elbet..
ve daha nice hatıralar ismimle ilgili..
hasılı Ebeveynler isim koyma konusunda gerçekten çok dikkatli olmalı..
'çocuk ismiyle büyür'
i
ŞAFAK
21.09.2006 - 13:52'şefâk' arapçada
yumuşama, zayıflık anlamına geliyor.
güneşin en zayıf olduğu zaman gündoğumu
manasında 'şafak' kelimesi kullanılıyor.
ilginçtir ki
'şefkat' kelimeside aynı kökten türemiş.
acıma, zaaf gösterme, kayırma anlamında..
keşkül
21.09.2006 - 13:44bir süt tatlısı olmakla beraber
farsçada
'dilenci kâsesi' anlamına geliyor.
dilencilerin para yerine
'yemek' dilendikleri zamanlardan kalma
olsa gerek..
Kethüda
21.09.2006 - 13:36'ked' (ev) + 'hüdâ' (iktidar sahibi)
'kethüdâ' = bir evin işlerini idare eden kişi.
buna
en güzel örnek
evin hanımları..
yani beyler bundan sonra eşlerini 'kethüdâ' diye çağırabilirler...
Keşmekeş
21.09.2006 - 13:28'keş' (çeken) + 'mî keş' (çekmeyen)
çekençekmeyen gibi bir sonuç çıkıyor.
mantıksız olabilir.
ama kelimenin anlamını daha yakından kavramaya yardımcı.
'çekişme' demek.
bir tarafta çekenler
diğer tarafta
çeken kişinin tarafına doğru çekmeyenler...
yani kendi tarafına çekenler..
offf! çok zor oldu bu ya..
kemankeş
21.09.2006 - 13:24arkadaş kemanı bir uyuşturucu müptelası insanın
'toz'a bağımlılığı gibi
kemana bağımlı olduğunu anlatmaya çalışmış.
keş
21.09.2006 - 13:22türkçede uyuşturucu kullanan kimse olarak anlamlandırılan
'keş'
farsçada 'çeken' anlamına geliyor.
keşif
21.09.2006 - 13:16'keşf'
arapçada
örtüsünü kaldırma
ortaya çıkartma anlamına geliyor.
örneğin
bir arap manav
tozlanmasın diye üzerini örttüğü meyvelerin
örtüsünü kaldırdığında
bunu 'keşif' olarak nitelendiriyor.
yani hiç bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkartmak değil
nerede nasıl olduğu bilinip
göz önüne serilen anlamına geliyor.
tasavvuftaki 'keşif ilmi' tabiride bu tariften geliyor olsa gerek..
lâbirent
21.09.2006 - 13:09'labyrínthos'
Girit kralı Minos'un yaptırdığı dehliz..
ismini buradan alıyor..
Jübile
21.09.2006 - 13:03Musevi dininde elli yılda bir yapılan ve borularla ilan edilen bir kutlama 'jöbel' =kutlama borusu, törensel boynuz
Çünkü
21.09.2006 - 13:00'ne i çûn'
sorusunun cevabı 'çûn' 'ki'
'ki' bildiğimiz ilgi eki
'çûn' ise 'şunun gibi' manasına geliyor farsçada.
Toplam 3332 mesaj bulundu