Bugünün batısında kullanılan kelimelerin (buna fransızca da dahil)
bir çoğu
batı dillerine Eski Yunanca (eski latince) den geçmiştir.
Geriye kalanlar ise Hint-Avrupa dil ailesindendir.
bunun günün anlam ve önemine dair olan örneği
'virüs' kelimesidir.
önden verilen, daha doğru ifâde ile önden çekilen (arkadan ittirilen değil)
genelde rüşveti veren kişi ihtiyacı olduğu için,
emeline ulaşmak için verir
fakat
peşkeş te alan kişinin menfaati verenden daha büyüktür.
kelime olarak anlam ve farklılıkları bu olmakla beraber
hem islam hukuku hem medenî hukuk açısından
ikiside aynıdır ve suçludur.
Sanal alemde şu sıralar yeni bir ahlâklı virüs dolaşmakta.
'Yusuf Ali' adlı virüs,
bulaştığı bilgisayara zarar vermeden porno sitelerine girmeyi önlüyormuş.
Virüs; kullanıcıyı İngilizce, Arapça ve Farsça Kur'an ayetleri ile siteden çıkmaya ikna ediyor... imiş..
çok merak ettim ben bu yusuf ali'yi..
bknz.
ahlaklı virüs :)
'ayyaş' ın
'iâşe' (yiyecek ve içecekler) ve 'mâişet' (geçinme, yenilip içilecek şeyler elde etme) kelimeleriyle akraba olduğu kimin aklına gelirdi?
'ayyaş' arapçada yiyip içen anlamına geliyor..
hippos sözcüğü “at” ve
potamus sözcüğü de “nehir”
anlamına gelir yunancada..
yani hipopotam 'nehir atı' (türkçede su aygırı) anlamına gelir..
bu anlamını hipopotamın türkçe karşılığından aldığı aşikârdır
yumuşak g ve g hiç bir zaman 'l' olarak türemez türkçede.
belki benim dediğim yol çürütülebilir
zayıf bir ihtimalle
fakat
salak ın sağ kelimesinden türediği ıspatlanamaz..
Has Ankara'lılar Ankara demezler
Angara derler..
Galatça söyleniş tarzıyla söylerler..(angora)
hatta Angora isminde işyerleri bile var Ankara'da
reklam olacak ama
bknz.
Angora pastanesi..
Birde 'ayvayı yemek'
deyiminin kullanılış sebebi
ayvanın hem çiğnenmesi hemde boğazdan geçmesi zor olan bir meyve olması hasebiyledir..
ayvayı yiyenler bilir
hele alınan ısırık büyük ise
boğazdan geçmesi eziyete dönüşür...
Hani şu eski türk filmlerinde Arapların taklidini yapmak için kullanılan
meyve vardır ya
'ay' ını ayrı 'va' sını ayrı söylerler..
ayva meyveside türkçedir..
ama neden arapları taklit etmek için kullanılır anlamış değilim...
Orta Asyadan Anadoluya gelmiş etnik Türkler ise azınlıktadır. Van, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Mersin, Antalya, Konya civarlarında bir kısım etnik Türk vardır sadece, diğerleri kesinlikle etnik Türk değildir. Diğer bölgelerde etnik Türkler %1-5 arasında olabilir. Şu an Anadoludaki halkın en az 65 milyonu etnik olarak Türk değildir. Orta Asyadan gelmiş nüfus şu an 7 milyon falandır (sadece baba tarafından Türkmen) ve 1000 yıldan beri bunlar çok karıştığı için artık bunlarda Türk sayılamaz dolayısıylada Anadoludaki 70 milyon insan Türk değildir.
Bugün ise Anadoludaki halklar kendilerini etnik olarak Türk sanmaya başlamıştır halbuki Türk ismi müslüman olanlara Atatürk tarafından verilan bir addır çünkü Atatürk bütün Anadolu halkların Türk kökenli olduğunu sanıyordu dolayısıylada bu inanış Anadoludaki halka empoze edilmiştir ve halk Orta Asyadan geldiğini sanıyor. 90 yıl önce Anadoluda birine “Siz Orta Asyadan geldiniz” deseydiniz o kişi şaşıp kalırdı çünkü böyle birşeyi ilk defa duymuş olurdu. Şu an Anadoluda yaşayan halklar aslında Orta Asyadan gelmedi.
Türkiyede etnik Türk yok denecek kadar azdır.
**************
Notlar
Orhun Yazıtları 1890’larda tercüme edilmiştir. Bu yazılarda geçen “Türk” ismide 1890’larda öğrenilmiştir. Bundan önce Türk ismi bilinmiyordu Anadoluda. Orhun yazıtlarında yer alan “Törüg” ismi 1890’larda tercüme edildiğine göre Anadoludaki halk son 85-90 senedir Atatürk tarafından Türkleştirilmiş ve Türkçe dayatılmıştır çünkü Orhun yazılarındaki “Türk” ismi 1890’lara kadar yoktu.
ALITIDIR.
iddialar çok ciddi, dikkatle okuyun derim..
Osmanlı Devleti dönemindede kimse kendine “Türk” demiyordu. Aleviler birisinin kim olduğunu öğrenmek isterse Sunni mi, Alevi mi diye sorardı 90 yıl önce, zaten Türklük son 90 yılda çıktı. Halkta tarihsel olarak Şafi, Sünni ve Alevi olma bilinci vardır. Etnisite, ırk, ulus kavramıyla düşünmek modernlerin bakış açısıdır.
Hatta bazı aleviler kendilerini ne Türk, nede Kürt olarak görüyor, sanki ayrı bir etnik kimlikmiş gibi. Aleviler aralarında bile tartışırlar kimliklerini; biz Türkmüyüz, Kürtmüyüz diye. Aleviler son 90 yıla kadar kendilerini Türk diye tanıtmamıştır.
90 yıl önce bu halkın kendine Şafi, Sünni ve Alevi demesinin sebebide o dönemde insanlar dinine göre ayrılırdı, ırkına göre değil. Cumhuriyet döneminde her ulus-devlet kendini bir etnik kimlikle adlandırıyordu, dolayısıylada Atatürk bu müslüman halka konjonktüre uyup bir etnik kimliği temsil eden “Türk Milleti” ismini verdi. Alevilerde otomatikmen müslüman Türk sayıldı. Alevilerin aralarındada kesin bir kanı yok müslümanmılar yoksa değilmiler diye.
Atatürk, Sümerlerin, Etilerin (Hititler) ve eski Anadolu halklarının Türk olduğunu sanıyordu, dolayısıylada bu halka bu ismi verdi ve Anadolu dilleri yerine Türkçeyi dayattı halka. Atatürk bundan dolayıda Sümerbank ve Etibankı açtırmıştır.
Tabiki Sümerler ve Etiler aslen Türk değildir. Sümerler Irakın güneyinde eskiden yaşamış bir halk olup genetik araştırmalarda Kuveytli oldukları saptanmıştır.
Hititlerin bir kısmı şu an Anadoludaki insanların ataları olabilir. Bilimadamları tarafındanda genellikle Gürcü ve Ermeni kökenli oldukları söyleniyor.
Yani Anadolunun eski halkları müslüman (sunniler) olanlar kendilerine sonradan verilen “Türk” ismini benimsemişler çünkü sünnilik Türklükle bütünleştirilmiş durumdadır.
Örneğin şair İsmet Özel “Kafirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir”.diyor
Cumhuriyet döneminde Anadoludaki halklara dayatılan:
• Türklük 90 yıllıktır
• Türk Milleti ismi 90 yıllıktır
• Türkçe 90 yıllıktır (1915’de azınlık bir dildi)
• Türk kültürü Anadoluda çok azdır
1.TÜRKLÜK NERDEN ÇIKTI
Uludağ Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü Hüsamettin Arslan: Biz, Osmanlı'dan bize miras kalmış bir halkın mensuplarıyız. Bu bir imparatorluk halkıdır. İmparatorluk halkı ne kadar farklıysa, bugün de Türkiye'de o kadar farklılık kesinlikle vardır. Ermeni, Rum, Çerkez, Türk, Kürt herkes var. Cumhuriyet'in kurucuları böyle bir halk devraldılar ve bu halka “Türk halkı” dediler. Acaba onların Türk halkı dedikleri halk kendisini nasıl görüyordu?
Nasıl görüyordu sizce?
O zaman Türkiye'de yaşayan bir halk vardı ama bu halk kendisini “Türk milleti” olarak görmüyordu. Onlar için iki şey önemliydi: “Devlet ve Müslümanlık.” Cumhuriyet'te, işte bu Müslüman halka “Türk” denildi. Cumhuriyet'in kurulduğu dönemde Avrupa ulus-devlet çağındaydı. Her ulus-devlet kendini bir etnik kimlikle adlandırıyordu. Bizimkiler de o günün dünyasında yaşamak için konjonktüre uydu.
********
Yani 90 yıl önce Anadoludaki halk kendine “Türk” demiyordu.
Türk Milleti ismi ise sonradan Atatürk tarafından halka empoze edilmiştir.
asıl anlamı 'deneme, test etme'
iken
türkçede 'denenmiş, test edilmiş' manasında kullanılıyor..
iki anlam arasında çok ince bir fark var;
görebilene tabi..
ve bu farkın kapısını zorlayınca
bir bakın
nereye açılıyor...
dil
09.11.2006 - 10:21Bugünün batısında kullanılan kelimelerin (buna fransızca da dahil)
bir çoğu
batı dillerine Eski Yunanca (eski latince) den geçmiştir.
Geriye kalanlar ise Hint-Avrupa dil ailesindendir.
bunun günün anlam ve önemine dair olan örneği
'virüs' kelimesidir.
peşkeş çekmek
09.11.2006 - 10:05peşin + keş
'peşin' (peş/pîş ön, önceki, önden)
'keş' (çeken)
önden verilen, daha doğru ifâde ile önden çekilen (arkadan ittirilen değil)
genelde rüşveti veren kişi ihtiyacı olduğu için,
emeline ulaşmak için verir
fakat
peşkeş te alan kişinin menfaati verenden daha büyüktür.
kelime olarak anlam ve farklılıkları bu olmakla beraber
hem islam hukuku hem medenî hukuk açısından
ikiside aynıdır ve suçludur.
acımak
09.11.2006 - 09:39'açımak'
kalbin acılaşması,ekşimek, canı yanmak
bknz.
11. yüzyıl türkçesi..
virüs
09.11.2006 - 09:34Latince de 'zehir' kelimesinin karşılığı olarak kullanılır.
bir tür zararlı mikroorganizma..
virüs
09.11.2006 - 09:28Sanal alemde şu sıralar yeni bir ahlâklı virüs dolaşmakta.
'Yusuf Ali' adlı virüs,
bulaştığı bilgisayara zarar vermeden porno sitelerine girmeyi önlüyormuş.
Virüs; kullanıcıyı İngilizce, Arapça ve Farsça Kur'an ayetleri ile siteden çıkmaya ikna ediyor... imiş..
çok merak ettim ben bu yusuf ali'yi..
bknz.
ahlaklı virüs :)
elektrik süpürgesi
08.11.2006 - 21:30simtel..
her sabah bizim evden uçak havalanırdı sanki..
kaç kere tutup aşağıya atma planları yapsamda muvaffak olamadım..
basın
08.11.2006 - 21:27'matbûat'
1935 yılında 'bas-mak' fiilinden türetilmiştir.
ogün bugündür basar bizim basınımız.. ne bulursa..
ayyaş
08.11.2006 - 21:23'ayyaş' ın
'iâşe' (yiyecek ve içecekler) ve 'mâişet' (geçinme, yenilip içilecek şeyler elde etme) kelimeleriyle akraba olduğu kimin aklına gelirdi?
'ayyaş' arapçada yiyip içen anlamına geliyor..
hipopotam
08.11.2006 - 21:19hippos sözcüğü “at” ve
potamus sözcüğü de “nehir”
anlamına gelir yunancada..
yani hipopotam 'nehir atı' (türkçede su aygırı) anlamına gelir..
bu anlamını hipopotamın türkçe karşılığından aldığı aşikârdır
salak
08.11.2006 - 19:50yumuşak g ve g hiç bir zaman 'l' olarak türemez türkçede.
belki benim dediğim yol çürütülebilir
zayıf bir ihtimalle
fakat
salak ın sağ kelimesinden türediği ıspatlanamaz..
ankara
08.11.2006 - 19:14Has Ankara'lılar Ankara demezler
Angara derler..
Galatça söyleniş tarzıyla söylerler..(angora)
hatta Angora isminde işyerleri bile var Ankara'da
reklam olacak ama
bknz.
Angora pastanesi..
şehir
08.11.2006 - 19:09Adana: Hititçe; Uru Adania,
Afyon: Yunanca; Opion-Opium (Haşhaş şehri) ,
Aksaray: Kapadokya Kralı Archelaos’un adı,
Amasya: Hititçe; Amaseia - şehri kuran Amazon kraliçesi Amesis’in adı,
Ankara: Galatça-Hititçe; Angora (Çapa anlamında) ,
Antalya: Lidyaca; Attaleia - şehri kuran Kral Attalos’un adı,
Antakya: Yunanca; Antiohia,
Bakırköy: Yun; Makri Hori (Uzun köy) ,
Balıkesir: Yunanca; Paleo Kastro (Eski Hisar) ,
Bartın: Yunanca; Parthenios (Bakire) ,
Bolu: Yunanca; Poli (Şehir anlamında) ,
Bursa: Bitince: Prussa - şehri kuran Bitinya Kralı Prusias’ın adı,
Çanakkale: Yunanca; Dardanos,
Çankırı: Galatça; Gangrea, (Keçisi bol memleket anlamında) ,
Çorum: Hattice; Hattuşa,
Denizli: Laodikeia, Suriye Kralı II. Antiokhosun karısı Laodike'nin adı,
Edirne: Yunanca; Adrianus - Roma İmparatoru Hadrianus’un adı,
Efes: Yunanca; Efesos,
Eskişehir Yunanca; Dorlion,
Giresun: Yunanca; Kerasunda (Kirazlık) ,
Gümüşhane: Yunanca; Argyropolis (Argyros: gümüş, Polis: kent) ,
İskenderun: Yunanca; Alexandretta,
İzmir: Yunanca; Smirni,
İzmit: Bitince, Nikomidia,
Kastamonu: Yunanca; Kastromoni (Keşişler kalesi) ,
Kayseri: Yunanca; Kaisareia (Sezarın yeri) , Hititce; Mazaka,
Konya: Frigce; Kavania, Yunanca; İkonion, (İkonalar şehri) ,
Kütahya: Yunanca; Kotiaeon,
Manisa: Yunanca; Magnisia (Magnezyum alanı anlamında) ,
Mersin: Yunanca; Mirthos, Mirsini,
Malatya: Hititçe; Maldia (Bal diyarı anlamında) ,
Maraş: Ermenice; Marash; (Yeşillik anlamında) ,
Muğla: Yunanca; Mugla,
Nevşehir: Farsça,
Niğde: Hititçe; Nakita,
Ordu: Yunanca; Kotioro,
Rize: Yunanca; Riza, Rizi (Kök veya Pirinç anlamında) ,
Sakarya: Frigce; Sangari, (Sangari ırmağından adını almış, Frig tanrısının adı) ,
Samsun: Yunanca; Sampsountas,
Silifke: Yunanca; Silifkis,
Sinop: Hititçe; Sinova isimli Amazon kraliçesinin adı
Sivas: Yunanca; Sebastia (Sebastopolis saygın şehir manasında) , orijinali Hattice,
Tarsus: Luvice; Tarsa (Kilikya tanrısı Tarhon’un adı) ,
Tokat: Togayitlerin kurduğu sanılıyor. (Tok-Kat=Surlu şehir)
Trabzon: Yunanca; Trapezus (Yamuk, trapez biçiminde olan) ,
Trakya: Yunanca; Thraki (Trakların yaşadığı yer)
ayva
08.11.2006 - 19:06Birde 'ayvayı yemek'
deyiminin kullanılış sebebi
ayvanın hem çiğnenmesi hemde boğazdan geçmesi zor olan bir meyve olması hasebiyledir..
ayvayı yiyenler bilir
hele alınan ısırık büyük ise
boğazdan geçmesi eziyete dönüşür...
ayva
08.11.2006 - 19:03Hani şu eski türk filmlerinde Arapların taklidini yapmak için kullanılan
meyve vardır ya
'ay' ını ayrı 'va' sını ayrı söylerler..
ayva meyveside türkçedir..
ama neden arapları taklit etmek için kullanılır anlamış değilim...
türk
08.11.2006 - 18:45Orta Asyadan Anadoluya gelmiş etnik Türkler ise azınlıktadır. Van, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Mersin, Antalya, Konya civarlarında bir kısım etnik Türk vardır sadece, diğerleri kesinlikle etnik Türk değildir. Diğer bölgelerde etnik Türkler %1-5 arasında olabilir. Şu an Anadoludaki halkın en az 65 milyonu etnik olarak Türk değildir. Orta Asyadan gelmiş nüfus şu an 7 milyon falandır (sadece baba tarafından Türkmen) ve 1000 yıldan beri bunlar çok karıştığı için artık bunlarda Türk sayılamaz dolayısıylada Anadoludaki 70 milyon insan Türk değildir.
Bugün ise Anadoludaki halklar kendilerini etnik olarak Türk sanmaya başlamıştır halbuki Türk ismi müslüman olanlara Atatürk tarafından verilan bir addır çünkü Atatürk bütün Anadolu halkların Türk kökenli olduğunu sanıyordu dolayısıylada bu inanış Anadoludaki halka empoze edilmiştir ve halk Orta Asyadan geldiğini sanıyor. 90 yıl önce Anadoluda birine “Siz Orta Asyadan geldiniz” deseydiniz o kişi şaşıp kalırdı çünkü böyle birşeyi ilk defa duymuş olurdu. Şu an Anadoluda yaşayan halklar aslında Orta Asyadan gelmedi.
Türkiyede etnik Türk yok denecek kadar azdır.
**************
Notlar
Orhun Yazıtları 1890’larda tercüme edilmiştir. Bu yazılarda geçen “Türk” ismide 1890’larda öğrenilmiştir. Bundan önce Türk ismi bilinmiyordu Anadoluda. Orhun yazıtlarında yer alan “Törüg” ismi 1890’larda tercüme edildiğine göre Anadoludaki halk son 85-90 senedir Atatürk tarafından Türkleştirilmiş ve Türkçe dayatılmıştır çünkü Orhun yazılarındaki “Türk” ismi 1890’lara kadar yoktu.
ALITIDIR.
iddialar çok ciddi, dikkatle okuyun derim..
türk
08.11.2006 - 18:43Osmanlı Devleti dönemindede kimse kendine “Türk” demiyordu. Aleviler birisinin kim olduğunu öğrenmek isterse Sunni mi, Alevi mi diye sorardı 90 yıl önce, zaten Türklük son 90 yılda çıktı. Halkta tarihsel olarak Şafi, Sünni ve Alevi olma bilinci vardır. Etnisite, ırk, ulus kavramıyla düşünmek modernlerin bakış açısıdır.
Hatta bazı aleviler kendilerini ne Türk, nede Kürt olarak görüyor, sanki ayrı bir etnik kimlikmiş gibi. Aleviler aralarında bile tartışırlar kimliklerini; biz Türkmüyüz, Kürtmüyüz diye. Aleviler son 90 yıla kadar kendilerini Türk diye tanıtmamıştır.
90 yıl önce bu halkın kendine Şafi, Sünni ve Alevi demesinin sebebide o dönemde insanlar dinine göre ayrılırdı, ırkına göre değil. Cumhuriyet döneminde her ulus-devlet kendini bir etnik kimlikle adlandırıyordu, dolayısıylada Atatürk bu müslüman halka konjonktüre uyup bir etnik kimliği temsil eden “Türk Milleti” ismini verdi. Alevilerde otomatikmen müslüman Türk sayıldı. Alevilerin aralarındada kesin bir kanı yok müslümanmılar yoksa değilmiler diye.
Atatürk, Sümerlerin, Etilerin (Hititler) ve eski Anadolu halklarının Türk olduğunu sanıyordu, dolayısıylada bu halka bu ismi verdi ve Anadolu dilleri yerine Türkçeyi dayattı halka. Atatürk bundan dolayıda Sümerbank ve Etibankı açtırmıştır.
Tabiki Sümerler ve Etiler aslen Türk değildir. Sümerler Irakın güneyinde eskiden yaşamış bir halk olup genetik araştırmalarda Kuveytli oldukları saptanmıştır.
Hititlerin bir kısmı şu an Anadoludaki insanların ataları olabilir. Bilimadamları tarafındanda genellikle Gürcü ve Ermeni kökenli oldukları söyleniyor.
Yani Anadolunun eski halkları müslüman (sunniler) olanlar kendilerine sonradan verilen “Türk” ismini benimsemişler çünkü sünnilik Türklükle bütünleştirilmiş durumdadır.
Örneğin şair İsmet Özel “Kafirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir”.diyor
türk
08.11.2006 - 18:42Türkiyede Türk Yok
TÜRKİYEDE TÜRK YOK
Cumhuriyet döneminde Anadoludaki halklara dayatılan:
• Türklük 90 yıllıktır
• Türk Milleti ismi 90 yıllıktır
• Türkçe 90 yıllıktır (1915’de azınlık bir dildi)
• Türk kültürü Anadoluda çok azdır
1.TÜRKLÜK NERDEN ÇIKTI
Uludağ Üniversitesi'nde sosyoloji profesörü Hüsamettin Arslan: Biz, Osmanlı'dan bize miras kalmış bir halkın mensuplarıyız. Bu bir imparatorluk halkıdır. İmparatorluk halkı ne kadar farklıysa, bugün de Türkiye'de o kadar farklılık kesinlikle vardır. Ermeni, Rum, Çerkez, Türk, Kürt herkes var. Cumhuriyet'in kurucuları böyle bir halk devraldılar ve bu halka “Türk halkı” dediler. Acaba onların Türk halkı dedikleri halk kendisini nasıl görüyordu?
Nasıl görüyordu sizce?
O zaman Türkiye'de yaşayan bir halk vardı ama bu halk kendisini “Türk milleti” olarak görmüyordu. Onlar için iki şey önemliydi: “Devlet ve Müslümanlık.” Cumhuriyet'te, işte bu Müslüman halka “Türk” denildi. Cumhuriyet'in kurulduğu dönemde Avrupa ulus-devlet çağındaydı. Her ulus-devlet kendini bir etnik kimlikle adlandırıyordu. Bizimkiler de o günün dünyasında yaşamak için konjonktüre uydu.
********
Yani 90 yıl önce Anadoludaki halk kendine “Türk” demiyordu.
Türk Milleti ismi ise sonradan Atatürk tarafından halka empoze edilmiştir.
güvercin
08.11.2006 - 18:28kökürçgen/kökürçgün/kögercin/köwerçin
türeyiş şekilleri bu ve son hâli güvercin.
'kök' (gök ve mavi anlamlarına geliyor)
erik
08.11.2006 - 17:04eski türkçede kayısı, şeftali gibi çekirdekli meyvelerin genel adıymış 'erik'..
birde
çocukken kızlara söylediğimiz bir mâni vardı
bahçelerde erik
kızlarda......
o...... bana verseler
benden onlara bir ellilik...
bilenler bilir..
siz
08.11.2006 - 15:03SİZ bence BİZ ile başlayan siyasi miting konuşmalarının etkisinde
çok fazla kalmış
BİR insansınız..
tecrübe
08.11.2006 - 14:37asıl anlamı 'deneme, test etme'
iken
türkçede 'denenmiş, test edilmiş' manasında kullanılıyor..
iki anlam arasında çok ince bir fark var;
görebilene tabi..
ve bu farkın kapısını zorlayınca
bir bakın
nereye açılıyor...
efsane
08.11.2006 - 14:09'efsûn'..büyülemek,
efsâne ise (büyüleyen) anlamında..
varoşlar
08.11.2006 - 14:06Macarcada kullanılan bir diğer anlamıda
şehircik manasına gelen 'kale' dir..
'kale' ismi daha çok yakışıyor gibi..
kendini şehirden koruyan şehir..
Jitem.
08.11.2006 - 14:01bir de 'jötem' var frasızcada
ama 'jitem'le bir alakası olduğunu sanmıyorum...
Toplam 3332 mesaj bulundu