kökeninde 'kibr' vardır..
büyüklük anlamına gelir ki;
'mütekebbir' Allah'ın isimlerinden bir tanesidir..
Yüceltmek, büyük olduğunu kabûl etmek anlamında söylenen
dînî lafız ve kelâmların kısaca ismidir..
eğer diğer manasıyla kullanılacaksa ayrı yazılmalıdır.
'ömer hayyamın yanına gitmek için tek bir yol var'
gibi..
medrese öğrencileri tarafından giyilen sağa eğik bir tür sarık (18.yy)
hani günümüzün gömleğini dışarı çıkartan,
kıravatı aşağıya salan öğrencileri vardır ya;
o misal..
günümüz türkçesinde
'gayr-ı ciddi kimse, züppe' anlamında kullanılıyor
Bir marangoz
dişleri çok sarardığı için eline ince zımpara alıp
başlamış dişlerini zımparalamaya..
Tabi sonuç; dişler bembeyaz, inci gibi..
fakat aradan 1 hafta geçince bütün dişleri çürümüş
ve hepsini çektirmek zorunda kalmış..
dişteki sinirleri
bu zımparalama olayından sonra
telef olmuş..
bu arada bunu yapan kişi laz değil
hani aklınıza başka şeyler gelmesin..
insan gözünün sağlıklı görebilmesi için
ışığa ihtiyacı vardır.
ışığın seviyesi düşük olursa görüntü beyne sağlıklı olarak iletilemez.
bunun tersi
ışığın çok fazla olduğu bir anda da geçici körlük yaşanabilir.
projektöre bakan iki göz buna bir örnek..
kendimizin dışında kalan dünya
denge dünyası..
fakat insan ölçü tutturma konusunda tam bir kabiliyet düşmanı..
Tarlada yılan gördüğümde
onun bir tarafa
benim diğer tarafa hızlı ve korkarak kaçışım,
sonra cesaretimi toplayıp elimde değnek ile
korka korka o yılanı arayışım ve bulamayışım..
en sonunda da
acaba yılanda cesaretini toplayıp beni arıyor mudur
diye düşünüp
ufak, temkinli adımlarla o bölgeden uzaklaşışım..
şimdi de durum farklı olmazdı herhalde..
kısık sesle 'let the music play baby' diyen kadın..
ve herifin
birden anlayamadığım cümlelerle şarkıya coşkuyu vermesi..
ingilizceden nefret ederim..
sâdece melodisi hoşuma gidiyor..
İstanbul Yedikule'de 'imrahor yapıtı' da denilen
sonradan Camiye dönüştürülmüş,
fakat halihazırda kullanılmayan (2 sene önce) restore edilmemiş bir yapıt.. belki yapılmıştır şimdi..
o zamanlar merak etmiştim ne demek imrahor' diye;
dün öğrendim, paylaşayım istedim
orijinal yazılışı 'emîr-i ahor'.. ahır emîri (ahır beyi) anlamına geliyor..
13. yüzyılda ve sonrasında
padişahın at bakıcısına verilen isim aynı zamanda..
arasıra..
alışkanlık hâline getirmeden;
kimselere zarar vermeden,
kendi kendine; kendiliğinden..
dünyanın dört bir yanına..
dünyanın,
kendi dünyanın,
kendi kendine,
kendiliğinden..
günlerdir kendimden haber alamıyorum,
bir şey mi geldi başıma acep?
kendimi çok merak ediyorum;
öldüm mü kaldım mı..
nereye gittim
gittiğim yerde ne yer ne içerim,
üşüyor muyum
soğuk mu buralar;
neredeyim... kim bilir..
merak ediyorum kendimi;
öldüm mü kaldım mı...
Wolswagen'in motor reklamını mutlaka seyredin..
kurbağa sineğe dil atıyor; ama çekemiyor bir türlü..
dili sineğe yapışıp kalıyor
sonrada sinek
alıyor kurbağayı gidiyor...
'küçük ama güçlü'..
çok hoş bir reklam olmuş
'Her şey sudur'
demiş zira gezdiği yerlerde (mısır,babil, eski yunanistan) insanların
geçimlerini sudan sağladığını
suyun hayatın merkezinde olduğunu görmüş
ve kutsallık izâfe etmiştir..
hatta
dünyanın su üzerinde yüzen bir gemi olduğunu söylemiştir ki;
öküzün boynuzlarında olması ve arasıra sallanması inancındansa
yeryüzünün (yeraltı suları) suyun üstünde yüzüyor olması
daha mantıklı..
bilmezem..
bir çorba kazanının içinde kısık ateşte
bir yandan pişiyor
bir yandan eriyorum..
eridikçe çorbama tat vermekle beraber
tat verdikçe yok oluyorum..
cıks.. tuzum eksik benim!
kaşık hangi yönde karıştırırsa o tarafa;
gidiyorum...
tekbir
10.11.2006 - 12:47Itrî'nin bestelediği tekbir en meşhûrlarındandır..
tekbir
10.11.2006 - 12:45kökeninde 'kibr' vardır..
büyüklük anlamına gelir ki;
'mütekebbir' Allah'ın isimlerinden bir tanesidir..
Yüceltmek, büyük olduğunu kabûl etmek anlamında söylenen
dînî lafız ve kelâmların kısaca ismidir..
eğer diğer manasıyla kullanılacaksa ayrı yazılmalıdır.
'ömer hayyamın yanına gitmek için tek bir yol var'
gibi..
hala
10.11.2006 - 12:38ben hiç hala olamayacağım..
teyzede olamayacağım..
ne hazîn..
Vizyon
10.11.2006 - 12:32latince 'visio' (görmek, görüş)
'video' kelimeside aynı kökten..
güzel sözler
10.11.2006 - 12:29'kedi olalı bir fare yakaladın! '
zirzop
10.11.2006 - 12:28medrese öğrencileri tarafından giyilen sağa eğik bir tür sarık (18.yy)
hani günümüzün gömleğini dışarı çıkartan,
kıravatı aşağıya salan öğrencileri vardır ya;
o misal..
günümüz türkçesinde
'gayr-ı ciddi kimse, züppe' anlamında kullanılıyor
diş
10.11.2006 - 11:36Bir marangoz
dişleri çok sarardığı için eline ince zımpara alıp
başlamış dişlerini zımparalamaya..
Tabi sonuç; dişler bembeyaz, inci gibi..
fakat aradan 1 hafta geçince bütün dişleri çürümüş
ve hepsini çektirmek zorunda kalmış..
dişteki sinirleri
bu zımparalama olayından sonra
telef olmuş..
bu arada bunu yapan kişi laz değil
hani aklınıza başka şeyler gelmesin..
diş
10.11.2006 - 11:20İç organlarımızın aynası..
sigara içenlerin dişleri bunun en güzel örneği..
ifrat ve tefrit
10.11.2006 - 11:03insan gözünün sağlıklı görebilmesi için
ışığa ihtiyacı vardır.
ışığın seviyesi düşük olursa görüntü beyne sağlıklı olarak iletilemez.
bunun tersi
ışığın çok fazla olduğu bir anda da geçici körlük yaşanabilir.
projektöre bakan iki göz buna bir örnek..
kendimizin dışında kalan dünya
denge dünyası..
fakat insan ölçü tutturma konusunda tam bir kabiliyet düşmanı..
bir demet tiyatro
10.11.2006 - 10:02esprilerin mantığı hep aynı..
çok gülerdik ama.
-mükremin! sağda solda ayrıldığımızı söylüyormuşsun?
-ben sağ sol ayrımı yapmam!
kabus
10.11.2006 - 09:53'kâbus' gece gelen sıkıntı(arapça)
ayrıca latincede 'incubus' gece gelen kötü ruh anlamına gelir..
çocukluğum
10.11.2006 - 09:31Tarlada yılan gördüğümde
onun bir tarafa
benim diğer tarafa hızlı ve korkarak kaçışım,
sonra cesaretimi toplayıp elimde değnek ile
korka korka o yılanı arayışım ve bulamayışım..
en sonunda da
acaba yılanda cesaretini toplayıp beni arıyor mudur
diye düşünüp
ufak, temkinli adımlarla o bölgeden uzaklaşışım..
şimdi de durum farklı olmazdı herhalde..
kaşık
10.11.2006 - 08:34'kaşûk'
kaşı- kökünden türemiş..
kaşımak, yontmak anlamında..
ne alâka?
o zamanların tahta kaşıklarının yontularak yapılmasına dayanıyor..
'kaşınılarak yontularak yapılmış' anlamında..
alâka bu..
shamur
10.11.2006 - 08:31kısık sesle 'let the music play baby' diyen kadın..
ve herifin
birden anlayamadığım cümlelerle şarkıya coşkuyu vermesi..
ingilizceden nefret ederim..
sâdece melodisi hoşuma gidiyor..
imrahor
10.11.2006 - 08:28İstanbul Yedikule'de 'imrahor yapıtı' da denilen
sonradan Camiye dönüştürülmüş,
fakat halihazırda kullanılmayan (2 sene önce) restore edilmemiş bir yapıt.. belki yapılmıştır şimdi..
o zamanlar merak etmiştim ne demek imrahor' diye;
dün öğrendim, paylaşayım istedim
orijinal yazılışı 'emîr-i ahor'.. ahır emîri (ahır beyi) anlamına geliyor..
13. yüzyılda ve sonrasında
padişahın at bakıcısına verilen isim aynı zamanda..
dandik
09.11.2006 - 23:57çin malları..
dağılmak
09.11.2006 - 23:22arasıra..
alışkanlık hâline getirmeden;
kimselere zarar vermeden,
kendi kendine; kendiliğinden..
dünyanın dört bir yanına..
dünyanın,
kendi dünyanın,
kendi kendine,
kendiliğinden..
yolculuk nereye
09.11.2006 - 23:08günlerdir kendimden haber alamıyorum,
bir şey mi geldi başıma acep?
kendimi çok merak ediyorum;
öldüm mü kaldım mı..
nereye gittim
gittiğim yerde ne yer ne içerim,
üşüyor muyum
soğuk mu buralar;
neredeyim... kim bilir..
merak ediyorum kendimi;
öldüm mü kaldım mı...
imtihan
09.11.2006 - 23:02'mihnet' (zorluk çekme) de aynı kökten..
arife târif gerekir mi?
kurbağa
09.11.2006 - 22:59Wolswagen'in motor reklamını mutlaka seyredin..
kurbağa sineğe dil atıyor; ama çekemiyor bir türlü..
dili sineğe yapışıp kalıyor
sonrada sinek
alıyor kurbağayı gidiyor...
'küçük ama güçlü'..
çok hoş bir reklam olmuş
thales
09.11.2006 - 22:54'Her şey sudur'
demiş zira gezdiği yerlerde (mısır,babil, eski yunanistan) insanların
geçimlerini sudan sağladığını
suyun hayatın merkezinde olduğunu görmüş
ve kutsallık izâfe etmiştir..
hatta
dünyanın su üzerinde yüzen bir gemi olduğunu söylemiştir ki;
öküzün boynuzlarında olması ve arasıra sallanması inancındansa
yeryüzünün (yeraltı suları) suyun üstünde yüzüyor olması
daha mantıklı..
yolculuk nereye
09.11.2006 - 21:04ya bir reklam vardı o geldi aklıma;
burger king'indi galiba
ateş seni çağırıyor
diyordu
yolculuk nereye
09.11.2006 - 21:00bilmezem..
bir çorba kazanının içinde kısık ateşte
bir yandan pişiyor
bir yandan eriyorum..
eridikçe çorbama tat vermekle beraber
tat verdikçe yok oluyorum..
cıks.. tuzum eksik benim!
kaşık hangi yönde karıştırırsa o tarafa;
gidiyorum...
uğramak
09.11.2006 - 20:56'uğur' (fırsat,denklik, uygun zaman) -amak
karşılaşmak, denk gelmek.
Toplam 3332 mesaj bulundu