Şaire arkadaşımız Bayan Rukiye Küçük < DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN > - Ayrıca sizi sitemizdeki bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın. * Antoloji Yetkili Şairleri * Evrensel Sanatçılar * Şarkı Sözü Yazarları * * Çağdaş Şairleri * Gizler Dünyası * Özgür Şair-Yazarlar * Antoloji Üyeleri *
Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye... Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım 'harika bir yıldı' dersin.. Tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğimle.. Nice yıllara...
sevgili güzel Araz hnm günün aydın geleceğin aydınlık güzel bir günün olsun günaydın yeni yaşın tüm güzelliklerini sevdiklerinizle sağlıklı ve mutlu yaşamanızı ve güzel bir dostluk için ist dan mrb
Sizi 'tuvaldeki renk cümbüşü'isimli grubumuza davet edıyorum,gelirmisınız? teşekkür ederım.Güzel bir gün dileğiyle.. http://gruplar.antoloji.com/tuvaldeki-renk-cumbusu/
Sakın üzülme hayatın hızına, en güzel yıllar çabuk geçenlerdir... Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Yüzünde her zaman bir gülümseme olsun çünkü sana çok yakışıyor onun için daima gül Nice Mutlu Yıllara Saygı ve Sevgilerimle.
Merhaba! Sizi kurucusu bulunduğum bayanlara yönelik olan Şiir kolikler adlı grubuma davet ediyorum. Gelirseniz çok sevinirim. Katılırsanız güzel paylaşımlarda buluşuruz. Sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Not: Bu linki girerekte ulaşabilirsiniz: http://www.gruplar.antoloji.com/siir-kolikler
Antalya' da Orduevi yanındaki Mavi Kitapevi'nde biraz heyecanlı bekliyorum. Yıldırım Uzun, uzun bir adam olmalı diye geçiriyorum içimden. Hayalime kendimce bir şekil veriyorum, ama tecrübeliyim diğer görüşmelerimden dolayı. Her şairin yazdıklarıyla özdeşir bir görünümü vardır. Ya pos bıyıklıdır devrimci gerçekçi şairler yada hiç bıyıksız; spor veya spora yakın giyinirler. İmge avcısı şairler estetik görünüme sahiptirler; imgeler gibi derin ve düşündürücüdür gözleri. Yıldırım Uzun'a da bir yüz yakıştırıyorum kendimce ve bekliyorum...
Yıldırım Uzun'u 'Efkârnameler'le tanıdım. Fail-i mechul bir sevdanın peşindeydi; sevgiden hasrete, hasretten isyana, isyandan umuda uzun gidiş gelişler anlatıyordu. Kimi zaman bir meyhanede, kimi zaman Konyaaltı'nda yakamozlarla sakinleşirken bir gece vakti; aşkın fail-i mechulüne, bedduaya varamayan yakınmaların acıklı sözlerini atardı, balıklara yem diye.
Ben merak ederdim.
Sonra şiir dostluğu doğdu. Kendi ifadesiyle; beni düz yazılarımdan tanıyordu, yani hikayelerimden, hakverdim kendisine. Mavi Kitabevi bir hayli kalabalık, giren çıkan, kitap getiren kitap götüren genç yaşlı insanlar. Hiç birini benzetemiyorum. Antolojiden kopyaladığım Efkârname seri şiirini cebimden çıkarıyorum. Onikinci bölümde:
'Ne garip değil mi Melodilerin kimliği yok, renkler evrensel Böyle zamanlarda Kalküta' da Tagore Amerika' da Steinback Güney Afrika' da Mandela olmak işten değil Her rengin tüm tonlarında insanım işte Bütün diller ana dilim gibi Ve tüm şivelerimle seviyorum seni'
diyor Yıldırım Uuzun.
Satırları okurken bir kişi daha giriyor kitabevinin kapısından, bu “o” diyorum içimden “uzun soyadını Efkârname'den alsa gerektir”. Soyadındaki gibi uzun bir adam değil Yıldırım Uzun, bir bunda yanılıyorum. Herşeyi ile şiirlerinin adamı. Doğrudan bana yöneliyor. Şaşırmıyorum, o an kitabevinde benden yaşlısı yok. Elini uzatıyor; saz çalar mı ki bu ellerle, hayır ud çalar diyorum ama sormayı da unutuyorum.
Konyaltı'nda oturuyoruz, hava güzel, hiç içki içesim yok, efkârlı da değilim, hem efkarnamelerde hep yalnızdır Yıldırım Uzun, çay gelsin diyorum ama rakı hakkım saklı. Çayları içiyoruz. Sadece şiir konuşuyoruz. Bir ortak yanımız var; şiirde aşkı işlerken toplumsal sorunları da koyuyoruz satır aralarına. Ama şehirlerin kokuları gibi şehirlerin duyguları da vardır ve şiire yansır. Bozkır şairinde orman şiirleri görülmez pek, ya da deniz şiirleri, onlardan kavruk toprak kokan aşk şiirleri okur, hasretliklerde susuz bozkır gibi çatlarız. Kıyı adamlarında ise aşka gece serinliği eşlik ederken gündüz terinin duşlarla tetiklenen sabun kokusu da siner. İkimizde de bu ortak yönü step ıssızlığı doğurdu sanıyorum. Varlıkla yokluk, sevgi ile nefret, azimle yılgınlık, hem kalabalık hem ıssızlık.
Deja vu Hüzünler
Aylardan sürgün Günlerden isyan bir vakit Dokunma kederime / çek git
Şiir kestim düşümün çeperlerinde Göğsümde pimi çekilmiş el bombaları Cebimde fahişe ayrılıklar Dicle gözlerimde tutsak Fistanıyla güneş yüzlü baharlar
Ne çok kavgam var ısırgan otu gibi Amed' in ciğerinden Akdeniz' e dökülen Dengbej misali Beyhude
Kaç tomar isyan döktüm secdeye, la ilahe illallah zamanlarında Sebat oldu direnişlerime adın ve ilhaktı ömrüme sevdan Gözlerimde yangın Yangında alev Alev ki derin Demir perde ülkeleri gibi isyandı o firuze gözlerin
Yokluğun gayrimeşru ideler doğurdu içimde Ah bu anlar ne çok deja vu Ölüm değil, ayrılık bu Ölüm dediğin, ayrılıkta cennet Al bu cenneti, içinde hapset
/ Ben senin Endülüs zamanlarında Med rengini sevdim Koca bir uygarlığa rest çektim de, gözlerine direnemedim /
Aylardan sürgün Günlerden isyan bir vakit Dokunma kederime / çek git
YILDIRIM UZUN
Evet ıssızlık, başka adı olamaz bunun. Ne kadar içinde olmak istesek de hep önünde kalıyoruz, adına şiir olduklarımız da hızlanıp yan yana düşmüyor bizimle.
Hüzün sadece bende var bu gece, ne oluyor diye sormadan edemiyorum kendime, hüzünlü olmak şairin dünyası mı; yok canım, o zaman ne anlamı kalır önden yürümenin; düğün önümüzde hızlı yürüyeceğiz, yürüteceğiz elbette.
Kalkıp yürüyoruz, konu değişiyor günlük oluyor. Bir iş yerine giriyoruz, Antalya'da olduğunu bilen bir şair daha var diyor Yıldırım Uzun. Normal yaşantımda süprizleri sevmem, ama heyecanlanıyorum.
Araz Araz'ı (Rukiye Küçük) gruptan ve astığı şiirlerden tanıyorum. Bir huy edindim son zamanlarda antolojide kendi adıyla değilde takma adıyla şiir asanların yazdıklarını okumuyorum. Şair adıyla varolmalıdır diye düşünürüm hep. Yazdıkları akılda kalırken adı da akılda kalmalı. Rukiye Hanımla tanışıyorum ama bu konuyu açmamaya özen gösteriyorum, demlediği çayı yudumlarken.
Rukiye Hanım şiirinde:
HALÜSİNASYON
Düngece Yüreğimin feri Yokluğunun rengi yoktu İçimde bir sancı ki ne sen sor,ne ben söyleyem Lisanım nahoştu Oturdum Bir şiir yazam dedim Kalem benden sarhoştu
Düngece Yüreğimin feri Yokluğunun rengi yoktu İçimde bir sancı ki ne sen sor,ne ben söyleyem Lisanım nahoştu Oturdum Bir şiir yazam dedim Kalem benden sarhoştu Sabah kağıda baktım Bomboştu
RUKİYE KÜÇÜK
Demesine rağmen verimli bir şair. Şiirlerinde felsefe tadı alırken hafif bir ney sesi de de duyarsınız:
O YAHUT HİÇBİR ŞEY
O'nun hanları vardı ve birde limanları Kiminde geceler, kiminde demirlerdi Kâh yorgun olur inler, kâh keyifle söylerdi Hiç biri diğerinin bildiğini bilmezdi Birine ayan olan, öbürüne geceydi Bildiğini sandığı, yegâne bilmediği Bilmediğini bilen, aslında en bilendi O herkesin her şeyi, herkes o'nun bir şeyi Herkese her şey olan, onun hiç bir şeyi Hiç kimsenin bilmediği bir şey di Herkesin hiç kimsesi, o'nun her şeyiydi
RUKİYE KÜÇÜK
Caddesini, sokağını tanımadığım şehirleri pek sevmem, beni içine almaz şehir, gideceğim yönü bana söylemez, her köşebaşı yanlıştır; bir türlü çay içecek bir yer bulamazsın. Oturursun sandalye altından kaçar. Bu kez öyle olmadı, şehri sevdim, kokusunu da.
Dostluk, güleryüz, hoş muhabbet için Rukiye Hanım ve Yıldırım Bey'e binlerce teşekkürler. Ben şehirleri şairleri ile seviyorum galiba.
Şiirlerin sadece bir şiir değil, yaşanmışlığın en derini. Onların hangi dağlardan toprağa süzüldüğünü, hangi çeşmelerden derelere, hangi derelerden ırmaklara, hangi ırmaklardan denizlere ulaştığını anlamak hem çok zor, hem çok kolay. O şiirlerin arkasındaki şiirlerden daha şiir, imgelerden daha imge hayatı selamlıyorum. Bizim ufuklarda görüşmek üzere...
Sayın Rukiye hanım.. Zatıalinize yaptığım şair ve şiir arkadaşlığı teklifime verdiğiniz olumlu cevabın derecesinden hasıl olan memnuniyetim namütenahidir.Bu bağlamda size müteşekkirim.Bu gün başlayan bu arkadaşlığın maksimimum seviyede saygılı seyri temennilerimle selam ve sevgilerimi sunmak en halisane duygularımın tezahürüdür.Kalınız sağlıcakla efendim.
11.09.2023 - 22:06
Şaire arkadaşımız Bayan Rukiye Küçük
< DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >
- Ayrıca sizi sitemizdeki bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın.
* Antoloji Yetkili Şairleri * Evrensel Sanatçılar * Şarkı Sözü Yazarları *
* Çağdaş Şairleri * Gizler Dünyası * Özgür Şair-Yazarlar * Antoloji Üyeleri *
11.09.2023 - 04:42
DOGUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
11.09.2023 - 04:40
DOGUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
11.09.2015 - 20:39
Şaire arkadaşımız Baya Rukiye Küçük
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN..**
11.09.2015 - 09:13
Nice mutlu, sağlıklı, huzurlu, başarılı yıllara...
Mustafa KÜÇÜKTEPE
www.mustafakucuktepe.com
11.09.2015 - 00:05
Doğum günün kutlu olsun. Sağlıklı sıhhatli başarılı ve mutlu uzun ömürler. Selamlar, sevgiler.
11.09.2014 - 20:43
Şaire arkadaşımız Bayan Rukiye Küçük
** NİCE UZUN YILLARA...DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
Dr.Jivago - Işık German Ersoy
11.09.2013 - 19:53
Sevgili antoloji arkadaşım;
Doğum gününüzü en içten dileklerimle kutlar, yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.
Hayat sevgi kadar güzel aşk gibi güçlü olsun..
Doğum gününüzün anısına ** RÜYA ** gibi şiirimin şarkısını aşağıdaki linkten dinlemek ister misiniz?
http://www.ibrahimyilmaz-siirleri.com/bestelenen-1.html
** RÜYA GİBİ **
Rüya gibi uçup bitti
O güzelim mutlu anlar
Bir hayaldi geçip gitti
O sevecen tatlı yıllar.
Mazideki o yıllara
Şöyle dönüp bir baksana
Sarhoş eden duygu gibi
Alır bizi kollarına.
Solmaz denen güzellikler
Hep yalanmış yalan meğer
Hayat denen tüm gerçekler
Bir anlık rüyaymış meğer.
Nerde şimdi nerde kaldı
Yalan olan çocukluğum
Bir yıldızdı kaydı gitti
Aşka kanan o gençliğim.
Kutlu olsun doğum günün
Mutlu olsun melek yüzün
Aşkla gülsün bütün ömrün
Sevip sarsın petek gönlün.
İbrahim Yılmaz
Güfte: İbrahim Yılmaz
Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
Ayrıca ANTOLOJİ sayfamdaki şiirlerimi okuyup yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Tekrar nice mutlu yıllar diler. Akçaydan selam ve sevgilerimi iletiyorum.
İbrahim Yılmaz
11.09.2013 - 19:19
Şaire arkadaşımız Bayan Rukiye Küçük
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
11.09.2013 - 18:57
Yeni yaşın yeni güzellikler,sağlık,mutluluk,başarı ve bereket getirmesi dileğimle DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN.
11.09.2012 - 22:38
Bir yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye... Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında umarım 'harika bir yıldı' dersin.. Tüm dileklerinin gerçekleşmesi dileğimle.. Nice yıllara...
11.09.2012 - 17:37
Şaire arkadaşımız Bayan Rukiye Küçük
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN **
11.09.2012 - 09:59
sevgili güzel Araz hnm günün aydın geleceğin aydınlık güzel bir günün olsun günaydın yeni yaşın tüm güzelliklerini sevdiklerinizle sağlıklı ve mutlu yaşamanızı ve güzel bir dostluk için ist dan mrb
11.09.2012 - 08:59
Merhaba :-)))
Aynı dilekleri geçen yılda göndermiş olabilirm dost..
Yine diyorum ki! ! ! ! !
Her ne kadar sizi şahsen tanımasamda, siz değerli şiir sever dostun;
sevdikleriyle birlikte, sağlıklı mutlu ve umutlu nice yaşlar ve yıllar kutlaması dileğiyle;
** Doğum gününü kutlarım **
Ve;
en güzel hayat,
en güzel çiçek,
en güzel yıldız,
en güzel şans,
en güzel sevgi, mutluluk ve en güzel aşk seninle olsun
Kalan ömrün şimdiye kadar geçen yıllarından ve ömründen daha güzel,, acı ve hüzünlerden uzak ve anlamlı olsun..
Aldığınız duyduğunuz tüm haberler
Yüzünüzü güldürsün......
Başarılar sağlığınızın en yakın dostu olsun....
Sevdiklerinizin sesi her yerde sizinle beraber olsun...
Bu dileklerde benden sana doğum günü hediyem olsun
Sevgili ve değerli dostum İnsanların birbirleriyle acılarını ve mutluluklarını paylaşmak kadar güzel ne olabilir ki...
Sağlık ve Mutluluğuna
Saygı ve sevgiler
N. K (Neco)
:)))))))
01.02.2012 - 00:03
Sizi 'tuvaldeki renk cümbüşü'isimli grubumuza davet edıyorum,gelirmisınız? teşekkür ederım.Güzel bir gün dileğiyle.. http://gruplar.antoloji.com/tuvaldeki-renk-cumbusu/
11.09.2011 - 16:02
Saygın Şaire arkadaşımız Bayan Rukiye Küçük
* Doğum gününüz kutlu olsun...*
11.09.2011 - 13:49
Sakın üzülme hayatın hızına, en güzel yıllar çabuk geçenlerdir... Geleceğini oluşturacak her yeni günün bir önceki günden daha güzel, isteklerine uygun ve seni mutlu edecek şekilde olmasını dilerim. Yüzünde her zaman bir gülümseme olsun çünkü sana çok yakışıyor onun için daima gül Nice Mutlu Yıllara Saygı ve Sevgilerimle.
11.09.2011 - 03:20
slm nice mutlu sağlıklı yıllara sevdiklerinizle
26.07.2011 - 20:02
Merhaba! Sizi kurucusu bulunduğum bayanlara yönelik olan Şiir kolikler adlı grubuma davet ediyorum. Gelirseniz çok sevinirim. Katılırsanız güzel paylaşımlarda buluşuruz. Sizi de aramızda görmekten mutluluk duyarız.
Not: Bu linki girerekte ulaşabilirsiniz: http://www.gruplar.antoloji.com/siir-kolikler
16.02.2011 - 00:18
ANTALYA'DA İKİ ŞAİR
Antalya' da Orduevi yanındaki Mavi Kitapevi'nde biraz heyecanlı bekliyorum. Yıldırım Uzun, uzun bir adam olmalı diye geçiriyorum içimden. Hayalime kendimce bir şekil veriyorum, ama tecrübeliyim diğer görüşmelerimden dolayı. Her şairin yazdıklarıyla özdeşir bir görünümü vardır. Ya pos bıyıklıdır devrimci gerçekçi şairler yada hiç bıyıksız; spor veya spora yakın giyinirler. İmge avcısı şairler estetik görünüme sahiptirler; imgeler gibi derin ve düşündürücüdür gözleri. Yıldırım Uzun'a da bir yüz yakıştırıyorum kendimce ve bekliyorum...
Yıldırım Uzun'u 'Efkârnameler'le tanıdım. Fail-i mechul bir sevdanın peşindeydi; sevgiden hasrete, hasretten isyana, isyandan umuda uzun gidiş gelişler anlatıyordu. Kimi zaman bir meyhanede, kimi zaman Konyaaltı'nda yakamozlarla sakinleşirken bir gece vakti; aşkın fail-i mechulüne, bedduaya varamayan yakınmaların acıklı sözlerini atardı, balıklara yem diye.
Ben merak ederdim.
Sonra şiir dostluğu doğdu. Kendi ifadesiyle; beni düz yazılarımdan tanıyordu, yani hikayelerimden, hakverdim kendisine. Mavi Kitabevi bir hayli kalabalık, giren çıkan, kitap getiren kitap götüren genç yaşlı insanlar. Hiç birini benzetemiyorum. Antolojiden kopyaladığım Efkârname seri şiirini cebimden çıkarıyorum. Onikinci bölümde:
'Ne garip değil mi
Melodilerin kimliği yok, renkler evrensel
Böyle zamanlarda
Kalküta' da Tagore
Amerika' da Steinback
Güney Afrika' da Mandela olmak işten değil
Her rengin tüm tonlarında insanım işte
Bütün diller ana dilim gibi
Ve tüm şivelerimle seviyorum seni'
diyor Yıldırım Uuzun.
Satırları okurken bir kişi daha giriyor kitabevinin kapısından, bu “o” diyorum içimden “uzun soyadını Efkârname'den alsa gerektir”. Soyadındaki gibi uzun bir adam değil Yıldırım Uzun, bir bunda yanılıyorum. Herşeyi ile şiirlerinin adamı. Doğrudan bana yöneliyor. Şaşırmıyorum, o an kitabevinde benden yaşlısı yok. Elini uzatıyor; saz çalar mı ki bu ellerle, hayır ud çalar diyorum ama sormayı da unutuyorum.
Konyaltı'nda oturuyoruz, hava güzel, hiç içki içesim yok, efkârlı da değilim, hem efkarnamelerde hep yalnızdır Yıldırım Uzun, çay gelsin diyorum ama rakı hakkım saklı. Çayları içiyoruz. Sadece şiir konuşuyoruz. Bir ortak yanımız var; şiirde aşkı işlerken toplumsal sorunları da koyuyoruz satır aralarına. Ama şehirlerin kokuları gibi şehirlerin duyguları da vardır ve şiire yansır. Bozkır şairinde orman şiirleri görülmez pek, ya da deniz şiirleri, onlardan kavruk toprak kokan aşk şiirleri okur, hasretliklerde susuz bozkır gibi çatlarız. Kıyı adamlarında ise aşka gece serinliği eşlik ederken gündüz terinin duşlarla tetiklenen sabun kokusu da siner. İkimizde de bu ortak yönü step ıssızlığı doğurdu sanıyorum. Varlıkla yokluk, sevgi ile nefret, azimle yılgınlık, hem kalabalık hem ıssızlık.
Deja vu Hüzünler
Aylardan sürgün
Günlerden isyan bir vakit
Dokunma kederime / çek git
Şiir kestim düşümün çeperlerinde
Göğsümde pimi çekilmiş el bombaları
Cebimde fahişe ayrılıklar
Dicle gözlerimde tutsak
Fistanıyla güneş yüzlü baharlar
Ne çok kavgam var ısırgan otu gibi
Amed' in ciğerinden Akdeniz' e dökülen Dengbej misali
Beyhude
Kaç tomar isyan döktüm secdeye, la ilahe illallah zamanlarında
Sebat oldu direnişlerime adın ve ilhaktı ömrüme sevdan
Gözlerimde yangın
Yangında alev
Alev ki derin
Demir perde ülkeleri gibi isyandı o firuze gözlerin
Yokluğun gayrimeşru ideler doğurdu içimde
Ah bu anlar ne çok deja vu
Ölüm değil, ayrılık bu
Ölüm dediğin, ayrılıkta cennet
Al bu cenneti, içinde hapset
/ Ben senin Endülüs zamanlarında Med rengini sevdim
Koca bir uygarlığa rest çektim de, gözlerine direnemedim /
Aylardan sürgün
Günlerden isyan bir vakit
Dokunma kederime / çek git
YILDIRIM UZUN
Evet ıssızlık, başka adı olamaz bunun. Ne kadar içinde olmak istesek de hep önünde kalıyoruz, adına şiir olduklarımız da hızlanıp yan yana düşmüyor bizimle.
Hüzün sadece bende var bu gece, ne oluyor diye sormadan edemiyorum kendime, hüzünlü olmak şairin dünyası mı; yok canım, o zaman ne anlamı kalır önden yürümenin; düğün önümüzde hızlı yürüyeceğiz, yürüteceğiz elbette.
Kalkıp yürüyoruz, konu değişiyor günlük oluyor. Bir iş yerine giriyoruz, Antalya'da olduğunu bilen bir şair daha var diyor Yıldırım Uzun. Normal yaşantımda süprizleri sevmem, ama heyecanlanıyorum.
Araz Araz'ı (Rukiye Küçük) gruptan ve astığı şiirlerden tanıyorum. Bir huy edindim son zamanlarda antolojide kendi adıyla değilde takma adıyla şiir asanların yazdıklarını okumuyorum. Şair adıyla varolmalıdır diye düşünürüm hep. Yazdıkları akılda kalırken adı da akılda kalmalı. Rukiye Hanımla tanışıyorum ama bu konuyu açmamaya özen gösteriyorum, demlediği çayı yudumlarken.
Rukiye Hanım şiirinde:
HALÜSİNASYON
Düngece
Yüreğimin feri
Yokluğunun rengi yoktu
İçimde bir sancı ki
ne sen sor,ne ben söyleyem
Lisanım nahoştu
Oturdum
Bir şiir yazam dedim
Kalem benden sarhoştu
Düngece
Yüreğimin feri
Yokluğunun rengi yoktu
İçimde bir sancı ki
ne sen sor,ne ben söyleyem
Lisanım nahoştu
Oturdum
Bir şiir yazam dedim
Kalem benden sarhoştu
Sabah kağıda baktım
Bomboştu
RUKİYE KÜÇÜK
Demesine rağmen verimli bir şair. Şiirlerinde felsefe tadı alırken hafif bir ney sesi de de duyarsınız:
O YAHUT HİÇBİR ŞEY
O'nun hanları vardı ve birde limanları
Kiminde geceler, kiminde demirlerdi
Kâh yorgun olur inler, kâh keyifle söylerdi
Hiç biri diğerinin bildiğini bilmezdi
Birine ayan olan, öbürüne geceydi
Bildiğini sandığı, yegâne bilmediği
Bilmediğini bilen, aslında en bilendi
O herkesin her şeyi, herkes o'nun bir şeyi
Herkese her şey olan, onun hiç bir şeyi
Hiç kimsenin bilmediği bir şey di
Herkesin hiç kimsesi, o'nun her şeyiydi
RUKİYE KÜÇÜK
Caddesini, sokağını tanımadığım şehirleri pek sevmem, beni içine almaz şehir, gideceğim yönü bana söylemez, her köşebaşı yanlıştır; bir türlü çay içecek bir yer bulamazsın. Oturursun sandalye altından kaçar. Bu kez öyle olmadı, şehri sevdim, kokusunu da.
Dostluk, güleryüz, hoş muhabbet için Rukiye Hanım ve Yıldırım Bey'e binlerce teşekkürler. Ben şehirleri şairleri ile seviyorum galiba.
Dostluk ve sevgim baki.
AHMET TAHSİN
18.10.2010 - 00:55
Şiirlerin sadece bir şiir değil, yaşanmışlığın en derini. Onların hangi dağlardan toprağa süzüldüğünü, hangi çeşmelerden derelere, hangi derelerden ırmaklara, hangi ırmaklardan denizlere ulaştığını anlamak hem çok zor, hem çok kolay. O şiirlerin arkasındaki şiirlerden daha şiir, imgelerden daha imge hayatı selamlıyorum. Bizim ufuklarda görüşmek üzere...
22.06.2010 - 09:26
*
''Hangi kadın çoğalırken kanatmaz ki kendini; çağın kızıl çığlığına kan akıtırken yarasından! ..''
-
27.04.2010 - 11:52
Sayın Rukiye hanım..
Zatıalinize yaptığım şair ve şiir arkadaşlığı teklifime verdiğiniz olumlu cevabın derecesinden hasıl olan memnuniyetim namütenahidir.Bu bağlamda size müteşekkirim.Bu gün başlayan bu arkadaşlığın maksimimum seviyede saygılı seyri temennilerimle selam ve sevgilerimi sunmak en halisane duygularımın tezahürüdür.Kalınız sağlıcakla efendim.
13.10.2009 - 16:56
kıskandım bu kalemi hemde çooooooooooooook :)
sevgiyle ilerleyin şairem
Toplam 24 mesaj bulundu