yarım bıraktığım bütün şiirlerin içimi kanattığını anladığımda bir daha geri dönemeyecek kadar uzaktım onlara * * * * * * * * * * *
P(L) A(TO) NİK
Unuttum gözlerinin rengini Tıpkı o eski şarkıdaki gibi Geriye bir tek hisler kalıyor Burgaç gibi delip geçen… * * * * * * ** ***
HÜZÜNDÜR YOKLUĞUN BÜTÜN ZAMANLARDA
Sahipsiz bir gece şimdi vakit Yokluğun sisi sarmıştır uykusuzlukları uzaklıklar takılıp kalır düşlere düşler zaman kaçkını ay küskünü düşler özlem yorgunu
Söylenen her şarkıda Eksik bir nakarat var şimdi Her şiirde bir mısra Ve kimi hayatların Bereketi eksiktir Yoksun ya
Kaçak bir yağmur tadında Baharlar solumak isterim Neyleyim ki yoksun Taş mı yağar şimdi gökyüzünden Çatlayıp yarılır mı toprak Çatlayıp yarılmışken yüreğim Neyleyim!
Ağır aksak işleyen bir saatin Ritimsiz tik-takları gibi Akıp gidiyor hayat Kum kalıyor ellerimde geriye Gözlerimin ezberlediği yollar önümde Ve düşlerde sensizliktir kalan
Gidişine gözlerim kanadı Şimdi yoksun Bütün dağlar dingin Bütün denizler suskun Bütün yollar kaybedilmiş Sokaklar ıslak ve bomboş Ben Kaybolmuşum Yokluğunun o kadar çok oluşunda
Hüznün doğduğu andır bu Doğup da büyüdüğü
Gülüşler arıyorum kendimde Unutulmuş bir iklim çıkıyor karşıma Unutulmuş mevsimler Unutulmaya yüz tutmuş yıldızlar
Yokluğun o kadar çok ki Unutulup gitmiş hayaller süzülüyor ardından
Her şiirim yarı deli Üstelik biraz baş ağrılı Her şiirim Kendini anlatmaya çalışan Bir ifade tutanağı… * * *
İçimi dolduran boşluğu Anlatıyorum usul bir sesle Üşüyorum Dudağıma değin gelen her kelimeyle Çünkü Sırtladım tüm günahlarımı Geçit vermez Bütün geçitlerden geçtim Kendini dağlara vurmuş Derbeder divaneleri gördüm Aldım icazetlerini Kutsansın diye yolculuğum…
Kutsadı beni Bir başına dönüp dolaşan deliler Sen yağmuru tutacaksın dediler Ve gözlerinden akacak nehirler İnandım onlara Çünkü ben Kör bir bıçakla inmiştim O büyük cenk meydanına Savaşmaya yetmese de cesaretim Savaş meydanında İntiharı seçen savaşçıyı Büyük bir hayranlıkla izlemiştim… * * * Bir nefes daha alıyorum sigaramdan Bir yağmur damlası daha kopuyor yüreğimden Ve ben Deliliğimle övünüyorum Parçalanmış ömrümü toplarken meydanlardan…
içimi kanattığını anladığımda
bir daha geri dönemeyecek kadar
uzaktım onlara
* * * * * * * * * * *
P(L) A(TO) NİK
Unuttum gözlerinin rengini
Tıpkı o eski şarkıdaki gibi
Geriye bir tek hisler kalıyor
Burgaç gibi delip geçen…
* * * * * * ** ***
HÜZÜNDÜR YOKLUĞUN
BÜTÜN ZAMANLARDA
Sahipsiz bir gece şimdi vakit
Yokluğun sisi sarmıştır uykusuzlukları
uzaklıklar takılıp kalır düşlere
düşler
zaman kaçkını
ay küskünü
düşler özlem yorgunu
Söylenen her şarkıda
Eksik bir nakarat var şimdi
Her şiirde bir mısra
Ve kimi hayatların
Bereketi eksiktir
Yoksun ya
Kaçak bir yağmur tadında
Baharlar solumak isterim
Neyleyim ki yoksun
Taş mı yağar şimdi gökyüzünden
Çatlayıp yarılır mı toprak
Çatlayıp yarılmışken yüreğim
Neyleyim!
Ağır aksak işleyen bir saatin
Ritimsiz tik-takları gibi
Akıp gidiyor hayat
Kum kalıyor ellerimde geriye
Gözlerimin ezberlediği yollar önümde
Ve düşlerde sensizliktir kalan
Gidişine gözlerim kanadı
Şimdi yoksun
Bütün dağlar dingin
Bütün denizler suskun
Bütün yollar kaybedilmiş
Sokaklar ıslak ve bomboş
Ben
Kaybolmuşum
Yokluğunun o kadar çok oluşunda
Hüznün doğduğu andır bu
Doğup da büyüdüğü
Gülüşler arıyorum kendimde
Unutulmuş bir iklim çıkıyor karşıma
Unutulmuş mevsimler
Unutulmaya yüz tutmuş yıldızlar
Yokluğun o kadar çok ki
Unutulup gitmiş hayaller süzülüyor ardından
Yoksun ya
Kanayan çiçekler büyüyor içimde…
*** *** *** *** *** *** *** *** ***
MARISTAN
Her şiirim yarı deli
Üstelik biraz baş ağrılı
Her şiirim
Kendini anlatmaya çalışan
Bir ifade tutanağı…
* * *
İçimi dolduran boşluğu
Anlatıyorum usul bir sesle
Üşüyorum
Dudağıma değin gelen her kelimeyle
Çünkü
Sırtladım tüm günahlarımı
Geçit vermez
Bütün geçitlerden geçtim
Kendini dağlara vurmuş
Derbeder divaneleri gördüm
Aldım icazetlerini
Kutsansın diye yolculuğum…
Kutsadı beni
Bir başına dönüp dolaşan deliler
Sen yağmuru tutacaksın dediler
Ve gözlerinden akacak nehirler
İnandım onlara
Çünkü ben
Kör bir bıçakla inmiştim
O büyük cenk meydanına
Savaşmaya yetmese de cesaretim
Savaş meydanında
İntiharı seçen savaşçıyı
Büyük bir hayranlıkla izlemiştim…
* * *
Bir nefes daha alıyorum sigaramdan
Bir yağmur damlası daha kopuyor yüreğimden
Ve ben
Deliliğimle övünüyorum
Parçalanmış ömrümü toplarken meydanlardan…
** *** *** *** *** ***
SUS
Yüzüne hüzün yakışıyor
Sessiz gecelerin
Böylesine düğümlenmiş
Yalancı yokluklarda
Ağır argümanlar mevsimindeyiz şimdi
İnceden sahipsiz imgeler yağıyor
Ve hayat
Yakışmıyor bazı yüzlere…
Susuyorum yeniden
Afaziye uğramış bir dil bendeki…
*** *** **** **** *****