Tolga Gunday - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Ankara


Dört duvarla çevrili hayatımı
Sen başlattın Hey Ankara!
Soğuk gecelerde
Sıcaklığa hasret bıraktın...
Sigara kutularından ev yapmayı
Sende öğrendim.
Metroyu daha az kullanmak için
Yürümeye alıştım..
Yürümenin ardından
Polislerden kaçmayı da...
Hayatın yaşamakla eşdeğer olmadığını
Yaşanmayan gecelerinde gördüm.
Arkama bakmadan yürümeyi...
Kendimi görememeyi...

Kızılay'da bağırmayı...
Kızlarla beraber olmayı,
Kız arkadaşıma bağırmayı...
Sende gördüm
Hey Gidi Ankara!
Yaşanmayan hayatımı sende gördüm.
Ben sende başladım sevişmelere...
Yine sende aldandım sevmelere
Ve sende aldatıldım kor gecelerle...
Hey Gidi Ankara Hey!
Beni de benden aldın ya...
Ben sende başladım sigaraya.
Öksürmeden hayatı çeke çeke içime.....

Ankara!
Seni sana bırakıyorum
Sevişmelerimle,
Aldanmışlığımla,
Sevmelerimle...
Seni gönderiyorum
Aklımın alamadığı en ücra köşelere....
Seni şu son mısrayla terkediyorum Ankara;
Güle Güle..............





Gün gelir
ölürüm


Birlikte yürüdüğümüz yolun
uzunluğunu değil, yaşadığımız yolu hesapla!

Ben sana yağmur yağarken, gökyüzüne bakıp sevinmeyi öğrettim!

Sevinmeyi hesapla!



Gün gelir; ölürüm...

Yokluğumu hesapla!



Kainat boşluğunun sonsuzluğunda ritmik bir noktacık; dünya...

Koca dünyada ritmik bir noktacık; kalbim...

Rabbimin “Hiçbir yere sığmam; oraya sığarım” övgüsüyle yüce...


Ve ama, hırsının örsünde vahşice;

Kırılmayı hesapla!



Başucundaki eski bir kitap gibiyim çocukluğunu fısıldayan...

Beni değil, kendini verirsin eskiciye!

Ve seni kime sorarlar sonra?

Sen kime sorarsın kendini?

Kaybolmayı hesapla!



Beni bulabilirsin belki...

Ama belki...

Güvercinlerin olduğu yerde;

Fatih’te, Eyüp’te veya Yenicami’de...

Bir avuç yemi savururken havaya...

Sessizce ağlarken,

Veya.

Bıraktığın yerde;

Bulabilmeyi hesapla...



İlla ki ölürüm...

Yokluğumu hesapla