Badel Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • rakı

    09.08.2006 - 02:48

    şimdi bir yudum aldım........
    kokusuyla yesiliyle üzerinde tasıdıgı feslegene göre sekillenen masamda duran tek kadehtendir yudumum...ki bana benzer tekilligi.....

    saglam bir masada rakının ücüncü kadehini özledim şairimin dedigi gibi...........

    rakılı uzun masalarda'ysa insan kendini eğri çakar yine şairimin dediği gibi...............şairi bulmak da boynunuzun borcu ola....

  • mülk

    08.08.2006 - 19:14

    en büyük mülkümüz bedenimizdir! ki en büyük esaretligimizdir!

    reddedebilmek en büyük cesarettir!

  • mülk

    08.08.2006 - 19:08

    'ÖZEL MÜLKTÜR GİRİLEMEZ' diye kocaman kocaman yazarak evinin en dış kapısına asan zihniyete ve bu zihniyettabelalarına dehşetle bakmaktayım! !
    sanki ayrı bir ülkedir, sınırı gecmemek lazımdır! hatta mayın döseli bir bahceleri bile olabilir!

    ve ahım vardır ilk isyanda o mülkleri yagmalayacagım!

  • cep telefonu

    08.08.2006 - 18:33

    mesaj olmasaydı da ses duyulsaydı!
    sen mesaj atarsan ben mesaj atarsam nasıl cıkar bu ilişkiler feraha! ! demeyi gerektiriyor...bu durum..

    ayrıca bu 'lanetaletler' yüzünden artık her türlü adamın elinde bir kamera bulunmasının ne gibi olaylara sebep oldugu ortadadır.
    orda burda abuk subuk ilişkilenme halleri afişe olmaktadır, hic geregi yokken rezillik dizboyunu aşmaktadır! ! hep oldugu gibi..

  • çingeneler zamanı / Dom za vesanje

    08.08.2006 - 18:09

    'TANRIYI YERYÜZÜNE İNDİRENE DEK' icmeye söz verdigim filmdir her izleyişimde.....

    tüm hayatın kurgusunu bozan bir filmdir bastan sona mükemmel kurgusuyla.
    tek bir karesini kacırmamak gerekir ki kurgumuz bozulmasın!

  • tekila

    07.08.2006 - 20:08

    felek bana hayat diye bir ekşi limon uzattı! !
    ben de tuttum üstüne tuz ve tekila istedim! !

    kaktüsler üstünde demlendim..

  • İSA KANTARCI

    07.08.2006 - 15:28

    kolundaki çaputu çalmak lazım.. şiir dileyip bir agacın yesiline baglamak lazım....

  • karanlıkta dans

    07.08.2006 - 15:15

    bir film olmasının haricinde diye baslayan cümlelerle tutup baska seylerin asla yakıstırılamayacagı bir film! ! ! ! ! ! ! ! ! !
    ki her yakısanı icindedir. mükemmeldir!

    sona sürükleyen zihniyetin insanları son sahnedeki sarkıyı SON SARKI OLARAK ZANNETSELER DE ANCAK BİZ İZİN VERDİGİMİZ SÜRECE SON SARKI SÖYLENECEKTİR! !

  • ezginin günlüğü

    16.07.2006 - 23:30

    cıplak heykeller yapmalıyım....................
    cırılcıplak heykeller............
    nefis rüyalarınız icin.......................cırılcıplak heykeller......
    (sait faik)

    kiraz mevsiminin sevişme vakti oldugunu onlardan ögrendik.....
    ne kirazımız kaldı yarin dudagı gibi agzımıza alabilecegimiz ne de mevsimlerimiz.......bilemedik biz....

  • edip cansever

    11.07.2006 - 15:01

    İÇİNDEN DOĞRU SEVDİM SENİ

    İçinden doğru sevdim seni
    Bakışlarından doğru sevdim de
    Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
    Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de
    Beni sevdiğin gibi sevdim seni
    Kar bırakılmış karanlığından.

    Yerleştir bu sevdayı her yerine
    Yüzünde ter olan su damlacıklarının
    Kaynağına yerleştir
    Her zaman saklamadığın, acısızlığın son durağına
    Gül taşıyan cocuğuna yerleştir
    Ve omuzlarına daracık omuzlarına
    Üşümüş gibisin de sanki azıcık öne taşırdığın
    Tam oraya işte, uçsuz bucaksız bir düzlükten
    Bir papatya tarlasıyla ayrılmış göğüslerine yerleştir
    Ve esmerliğine bir de, eski bir yangının izlerinin renginde
    Saçlarının yana düşüşüne, onları bölen ikiliğe
    Alnından başlayan ve ayak bileklerinde duran
    Yani senin olmayan, seni bir boşluk gibi saran hüzne Yerleştir onu bir kentin parça parça aklında tuttuğun
    Kar taneleri gibi uçuşan
    Ve her gün biraz daha hafifleyen semtlerine
    Yerleştir bu sevdayı her yerine.

    Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
    Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
    Sen de bir deniz gibi yerleştir onu istersen
    Sevdayı
    Ve köpüklendir
    Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
    Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
    Öğrenmez ama öğretir mutluluğu
    Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirler gibi
    Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadına benzemeli
    Var eden kendini birincisinden
    Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren.

    Ben şimdi bir yabancı gibi gülümseyen
    Tanımadığın bir ülke gibi
    İçinde yaşamadığın bir zaman gibi
    Tam kendisi gibi mutluluğun
    Beni bekliyorsun
    Ve onu bekliyorsun beni beklerken.

  • edip cansever

    11.07.2006 - 14:55

    MENDİLİMDE KAN SESLERİ

    Her yere yetişilir
    Hiçbir şeye geç kalınmaz ama
    Çocuğum beni bağışla
    Ahmet Abi sen de bağışla.

    Boynu bükük duruyorsam eğer
    İçimden öyle geldiği için değil
    Ama hiç değil
    Ah güzel Ahmet abim benim
    İnsan yaşadığı yere benzer
    O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
    Suyunda yüzen balığa
    Toprağını iten çiçeğe
    Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
    Konyanın beyaz
    Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
    Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
    Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
    Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
    Öylesine benzer ki
    Ve avlularına
    (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
    Ve sözlerine
    (Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
    Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
    Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
    Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
    Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
    Minibüslerine, gecekondularına
    Hasretine, yalanına benzer
    Anısı işsizliktir
    Acısı bilincidir
    Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan

    Gülemiyorsun ya, gülmek
    Bir halk gülüyorsa gülmektir
    Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
    Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
    Dirseğin iskemleye dayalı
    - Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben -
    Cıgara paketinde yazılar resimler
    Resimler: cezaevleri
    Resimler: özlem
    Resimler: eskidenberi
    Ve bir kaşın yukarı kalkık
    Sevmen acele
    Dostluğun çabuk
    Bakıyorum da simdi
    O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.

    Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi
    Biz eskiden seninle
    İstasyonları dolaşırdık bir bir
    O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar
    Nazilli kokardı
    Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
    Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
    Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
    Kadının ütülü patiskalardan bir teni
    Upuzun boynu
    Kirpikleri
    Ve sana Ahmet Abi
    uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
    Sofranı kurardı
    Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
    Cezaevlerine düşsen cıgaranı getirirdi
    Çocuklar doğururdu
    Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi

    O çocuklar büyüyecek
    O çocuklar büyüyecek
    O çocuklar...
    Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
    Umudu dürt
    Umutsuzluğu yatıştır
    Diyeceğim şu ki
    Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
    Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
    Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
    Çocuklar, kadınlar, erkekler
    Trenler tıklım tıklım
    Trenler cepheye giden trenler gibi
    İşçiler
    Almanya yolcusu işçiler
    Kadınlar
    Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
    Ellerinde bavullar, fileler
    Kolonyalar, su şişeleri, paketler
    Onlar ki, hepsi
    Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
    Ah güzel Ahmet Abim benim
    Gördün mü bak
    Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
    Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
    Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
    Gelse de
    Öyle sürekli değil
    Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
    O kadar çabuk
    O kadar kısa
    İşte o kadar.

    Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
    Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
    Mendilimde kan sesleri.

    ..................................................................

  • nevzat çelik

    09.07.2006 - 23:08

    ...size şiddeti suyunu bulandırmayan bir öfke getirdim -çünkü
    öfkeliyken bir cinayeti tasarlamak cinayete gerekçe oluyor
    harp ve sulh arasında uzun yıllar var ki işgal altında aklım
    yeni bir bakma biçimi getirdim acı aynı da kadrajı farklı
    arasıra gidip ilhami'de balık yemeli lüfer mi olur çipura mı
    her balık her yeme gelmez damak tadına göre olta ister
    usta balıkçı ister sanılır ki şarap kadehini sarkıtmış denize
    üstelik deniz karanlıkta bir orman kadar tehlike büyütmez
    ayaklarına ıslak yosunlar değer ürkmek düşünceye dair
    ne zaman iyi şeyler düşünsem cinayetsiz bir gün düşünsem
    anasından otoparkçı doğmuş itin biri başıma dikiliyor
    uzun zaman oldu oysa bir cinayeti adam gibi tasarlamayalı
    uzun zaman oldu ihlal etmeyeli bir aşkın sınırlarını
    bir çocuğa yarın diye bakmayalı uzun zaman oldu.

    bütün bu uzun zamanları birbirine ekleyerek getirdim
    aşkolalım devrimolalım sevgili yoldaş kurbağalar.
    ...

    siirin bir bölümüdür...

  • nevzat çelik

    09.07.2006 - 23:02

    ' vesikalı yarim.................'

  • nevzat çelik

    09.07.2006 - 23:01

    İTİRAZIN İKİ SARTI

    çok olmadığımız kesin
    çok olan tarafta değiliz
    çok olan tarafta olmayacağız
    türkiye’de kürt olacağız
    kürtlerde ermeni
    ermenilerde süryani
    gidip almanya’da türk olacağız
    hollanda’da surinamlı
    fransa’da cezayirli
    iran'da azeri
    amerika'da zifiri zenci olacağız
    çoğalan zencide mutlaka kızılderili
    israil'de filistinli
    köpeğin karşısında kedi
    kedinin karşısında kuş olacağız
    kuşun karşısında börtü böcek
    hakemler hep karşı takımı tutacak
    ve biz hep yedi kişiyle tamamlayacağız maçı
    çiçeklerden kamelya olacağız
    az kolumuzun tarafında
    solda olacağız
    bu itirazın ilk şartı
    solda da az olacağız
    devrimi çoğaltırken çünkü
    bir başka devrime hızla azalacağız

    bu da itirazın ikinci şartı

    Sevgili Yoldas Kurbagalar 1997

Toplam 14 mesaj bulundu