Ramazan Arslan - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Çık Da Gel! ...

Ne diyorum biliyor musun

Hani, yılgın akşam vakitlerinde
Sözlerin sükutu terk ettiğinde
Belirsizlik gölgene diz çöktüğünde
Gözlerin, ah o gözlerin... Gülersen... Agrıda
İshak Paşa Sarayının Gölgesinde Ahmede Hane Mezarında GüLümser! ! !

Şimal yıldızına dalıp da gittiğinde
Desen ki, kadınım sana geldim...
.
Hanem, alev alev tutuşsa gelişinle
Yüreğim bir damla suda çırpınan serçe
Bende bir telaş, bir garip heyecan
Üstüm başım say ki perişan
Lakin dudaklarım,dudaklarına hayran
Tenim, tenine kurban
Gelsen ya, gelsen keşke...
.
Ne diyorum biliyor musun
.
Kuytularına sindiğinde gözyaşların
O içinde giz gibi sakladığın kahırların
Arından yokluğa dem vurduğun kaçışların
Yalancı, yabancı gülüşlere tutsak kaldığın
Ve kimliğini dahi unuttuğun bir an da
Desen ki, kadınım al beni koynuna...

Sensin ya, nasılsa
Olur mu benden a'la sana yosma
Dudaklarımdayken sevda türküsü
Bahar yeli gibi süzülürken bedenine
Şiir dilimle okşasam ruhunun gizlerini
Umutlarına güvercin misali konsam
Düşlerim de gerçeğim olsan da
Koynuma alsam seni adamım...

Ne diyorum biliyor musun

Ahlat yeşerdiğinde yeniden gönlünde
Yüzünde henüz tazeyken naif bir gülümseme
Tadım dudaklarında, şiirlerim izindeyken
Kimsesizliğini ruhuma devşirmişken
Huzuru koynuma serip de giderken
Desen ki, kadınım elveda...

Eşikte bitimsiz bir bahar ben
Ruhumu ruhuna, sevdanı yüreğime teslim etmişken
Yüzümde bir gülümseyiş, gözlerimde hasretine dair
Bir damla gözyaşı dökerken
Hadi sen bana aldırma git! Derken,
Hazanlarını baharlarına döndürmek istersen
Ansızın yine çık da gel adamım...Çık da gel!

Nisan Serap Muratoğlu