Tolga Çağan - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı





>








Var mı beni içinizde tanıyan
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim
Duymasada namımı kalmayan
Kimliğimi tarif etmek zor benim



Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket



ASLINDA SÖYLEDİKLERİMDEN ÇOK SUSTUKLARIMDA GİZLİYİM...
SEN EN İYİSİ ANLAMAK İÇİN, KONUŞTUKLARIMDAN ÇOK
SUSTUKLARIMA KULAK VER...



center>


SEN SEN SEN

Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyorum yeniden...
Dağ başı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter...

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter...

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin
Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam
Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam
Sen dolsan yeter...

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm.
Bende sabır, sende naz...
Gündüzünden vazgeçtim, düşümde biraz
Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter...

Duymasa da hiç kimse
Şâir gönlümün, sende karar kıldığını.
Ve içimin şerha, şerha yarıldığını
Sen bilsen yeter...

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi.
Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek.
Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek,
Eğilsen yeter...
Image Hosted by ImageShack.us

Aramak...
Ömür boyunca aramak...
Yalnız seni aramak...
Paslı teneke kutularda, küf kokan
dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde,
sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak...

Belki bu şehirde değilsin.
Ne çıkar? Seni arıyorum ya.
Belki de ayni sokakta evlerimiz,
sabahları beni görüyorsun işime giderken.
Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı...
Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını...


Hiç gel demiyeceğim sana.
Aramak neredeyse ben oradayım.
Ayaklarım ne güne duruyor?
Yok yok birden karşıma çıkma.
Kaç, saklan. Seni aramak istiyorum.

Git bu şehirden haydi git.
Dağlara çık, o uzak dağlara.
Rüzgârların krallığında hüküm sür.
Baktın ki oraya da geldim, yine kaç.
Başını al, açıl denizlere.
Gemilerin en güzeli, en büyüğü
dilediğin limana götürmeli seni,
dilediğin yere demir atmalı.
Ben küçük bir balıkçı kayığı ile
peşinden gelsem yeter.
Seni arıyorum ya!


Bir yıl, beş yıl, on yıl değil;
beşikten mezara kadar
aramalı insan ama ne aradığını bilmeli.
Yaklaşıp uzaklaşmalı aradığından.
Okyanus dalgaları üstünde
bir küçük tekne gibi alçalıp yükselmeli.
Yalınayak koşmalı yollarda,
ayaklarını sivri taşlar kesip
kanatmalı.
Çöllerden geçmeli yolu, yanmalı kavrulmalı.
Sonra gözün alabildiğine ak, soğuk ülkelere düşmeli.
Buzlar kırılmalı ayaklarının altında,
üstüne kar yağmalı.


Bir gün bulacaksam bile
parça parça bulmalıyım seni.
Ayaklarını Afrika'dan getirip bir kâğıt üzerine
yapıştırmalıyım,
saçların Sibirya'da bir mabudun
gözleri olmalı,
ellerin İtalya'da bir heykelin elleri...
Bulsam da seni parça parça bulmalıyım.


Yine de bir yerin eksik kalmalı.
Yeniden yollara düşmeliyim, onu aramalıyım.
VE TAM SENİ TAMAMLADIĞIM ANDA ÖLMELİYİM...
Image Hosted by ImageShack.us

Beni güzel hatırla!
Bunlar son satırlar...
Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından.
Ya da bir yağmur.. sel oldum sokağında...
Sonra toprak çekti suyu, kaybolup gittim.
Belki de bir rüya idim senin için.
Uyandın ve ben bittim..



Beni güzel hatırla!
Çünkü; sevdim seni ben..
Her şeyini! her zerreni evdim ben
Sana sırdaş oldum, dost oldum, koynumda ağladın.
Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini.
Beni üzdün, kınamadım.
Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...




Beni güzel hatırla!
Sayfalarca mektup bıraktım sana.
Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.
Sakladım günahını, sevabını içimde.
Sessizce gittim...
Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.




Beni güzel hatırla!
Sana unutulmaz geceler bıraktım.
Sana en yorgun sabahlarda gülüşümü,
gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka…
Söylenmemiş 'merhaba'lar sakladım her köşeye.
Vedalar bıraktım duraklarda.
Ne ararsan bir sevdanın içinde “fazlasıyla” bıraktım ardımda.




Beni güzel hatırla!
Dizlerimde uyuduğunu düşün.
Saçını okşadığımı.
Üşüyen ellerini ısıttığımı.
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.
Alnından öptüğüm dakikaları...
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşün.
Şaşırtmayı severim biliyorsun.
Bu da sana son sürprizim olsun.
Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum.
Beni güzel hatırla.
Gidiyorum…



HEYBEDEKİ ŞİİRLER

Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.


Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.


Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.


Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.


Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.


HEYBEDEN ŞİİRLER







Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..
Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..
Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....
Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde.....


Image Hosted by ImageShack.us

-



Bir hayatın tozlu sayfaları içimi acıtan.
Ceplerimde kırık gece masalları duruyor,
Öksüzlüğümü avutuyor sonbahar.
Ne yana baksam sen oluyorum,
Parmaklarımı kanatıyor kirli duvarlar.
Kuşlar yuvalarından terk ediyor beni,
Bir sarsıntı geçiriyor yüreğim,sen şiddetinde...




Ellerime kar diye yokluğun yağıyor,
Aşk sorgusunda yüreğim can çekişiyor.
Yüzümde sensizliğin izleri,
Ayaklarımın altında bir yığın cam kırığı...




İçimden sökülen her kelime,
tekrar dönüp içime batıyor.
Ve her seferinde sana isabet ediyor.
Bir zindan karanlığı şimdi gecelerim,
Duvarlara sinmiş gözlerinin rengi...
Saatleri infaza çekiyor gelmeyişin,
Yavaş yavaş gidiyor benden hayat;
Damarlarımdan çekiliyor içimdeki sen!
Bense düşüyorum hiçlik ötesi bir hayata,
Kanıyorum sana, sende aşkı buluyorum
Hem de ayrılığa çarpa çarpa...




Suskunlukta sesler daha çok acıtıyormuş,
Bu yüzden senden harf harf kaçışım.
Yalnızlığıma esir düşüyorsun,
Bense kayboluyorum cümlelerinde.
Ve susuyorum sana,avaz avaz susuyorum.
Sende birikiyor içimin tüm sökülenleri
Ben dipsiz bir kuyu oluyorum.
Biriktiriyorum her harfimde seni...




Şimdi yokluğa düşüyor zaman,
Ben bir adımda düşüyorum senden.
Kuytularıma sokulma,bırak bana uçurumlarımı,
Kalemimden azat et beni,
Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı...! ! ! !




Image Hosted by ImageShack.us


O şehirde gene şarkılar söyleniyordur
Karşılık görmemiş sevgiler üstüne
Işıkları sönmüş odamda
Yarım kalmış şarkımı duyuyor musun?
Beni sorarsan gene yapayalnızım
Sen sıcak yatağında rahat uyuyor musun?



Boş kalan yastığımı başkası mı doldurmuş?
Ellerini okşayan o yabancı kim
Öyle uzak bakma yüzüme
Seni artık yolundan döndürecek değilim
Ne o gözlerin dolmuş yoksa ağlıyor musun?
Kırk yılda bir olsun beni anıyor musun?



Özlediğin hayatı buldun mu bilmem
Gözlerinde hala hüzün var gibi
Gene yüzün gülmüyor anlat nedendir
Gene aşksız gene bomboş mu için
Niye ellerin soğuk yoksa üşüyor musun?
Mutluluğun peşinden hala koşuyor musun?



Kar mı yağdı güvendiğin dağlara?
Seni de bir türlü umdurmadı mı kader?
Üzme kendini her şeye rağmen
Dünya yaşanmaya değer
Bu yerler bu alem her şeyden yoksun
Sana sesleniyorum duyuyor musun?




Anlamadın YAR

Sana açtım gönül kapılarımı
Beni yoran halden anlamadın yar
Senin için yıktım tabularımı
Seni soran dilden anlamadın yar


Kapladın gönlümü boran kış gibi
Çarpıyor yüreğim ürkek kuş gibi
Issız gecelerde mavi düş gibi
Nazlı açan gülden anlamadın yar


Aşk olmadan yürek söyle yanar mı
Hançer değmeyince yara kanar mı
Her gönüle sevda gidip konar mı
Aşkı yazan elden anlamadın yar


Ateş düşer kalbe bir yangın başlar
Dökülür bağrıma bastığım taşlar
Irmak ırmak taşar gözümden yaşlar
Sevda akan selden anlamadın yar


Buram buram sevda hasret çekerek
Gönül toprağıma umut ekerek
Aşk harmanında savrulur yürek
Esip yakan yelden anlamadın yar


Kor oldu tutuştu yanıyor serde
Esir düştüm aşka gönülde derde
Sevdanı çekerim yalnız bu yerde
Sana yanan ilden anlamadın yar




Beni nereye koyuyorsun böyle?


Neresinde yaşıyorum yüreğinin?
Var mıyım senin için,
Gecelerinin masalsı düşü ben miyim yoksa kendin misin? ...
Beni sığdırabiliyor musun içine?


Hangi yana baksam tünel; sonsuz uçurumlar gibi dipsiz ve kuyu
Hani içinin aynasıdır ya sevdiğin, benim aynamda karanlık aksetmekte.
Öyleyse anlarım ki ben de yokum sende.



Beni nerede yaşatıyorsun söyle?
Cennetin miyim senin,amber kokulu bahçelerinde gezindiğin?
Yoksa kaybolduğun kör kuyun mu, dehliz yalnızlıklarını yitirdiğin?
Beni nerewde yaşatıyorsun öyle
Bir heves miyim senin o taşlaşmış yüreğinde
Hala anlamaz mısın
Sana her bakışımda bir gül kanar yüreğimde..



Artık anlamsız geliyor tüm sorular
yanıtlarını bir gün verecek olsan bile.
Bende bir şeyler buram buram, ben de çok şey ılık ılık,
bende sen acıtarak, kanayarak eksiliyorsun
Bak şiirlerde eridiğimi görmüyor musun



Ben seni bunca zamana ağırlayamazken ruhumda aitsizliğim çaresiz çoğalıyor...ve görüyorum aynada yüzü silinmiş suretimi
Yıkıyorsun hayalini seninle kurduğum cennetimi
sen bende herşeysin belki ama
ben sende yitiyorum için için...
Niçin aramıyorsun beni bir kez olsun niçin?



Beni nerelerde arıyorsun öyle?

Yüreğine sor bir de...

Mutlaka cevabı gelecektir sessizliğinin...




hangi karanlıklar son bulmadı..?
hangi gidişlerin dönüşü olmadı..
neden beklemek böylesi zor geldi..
sen umutsuz beklesen de..
gelecek..bunlar da bir gün bitecek..
beklediğin bu yerde..
bekleyişin ümit bulacak..
sanma kaldın karanlıkta..
görünüyor bir ışık ufukta..
sabret az daha..
zayi olmaz beklediğin yerde
ettiğin bu dua...


Gönlü yaralı bir kuş gibi gelip konmuşum sevdanın dallarına
Kimse bilmez halimi, kimse duymaz üşüyen sesimdeki şiiri
Geceye yakılan çoban ateşlerine hasret şimdi yüreğim
Bak gözlerinin en karanlık noktasında sessizce inlemekteyim.
Biliyorum karlar yağacak belki üzerime, yağmurlar dolacak senin bir kez bakmadığın gözlerime
Ve ben üşüyen ellerimi gizleyip böyle bekleyeceğim karanlığında
Ruhum şimdi senden çok uzaklarda


NEYDİN SEN..?
BİR RÜZGARMIYDIN DA, ŞÖYLE BİR ESİP GEÇTİN?
YAPRAKLARINI DÖKÜP DALLARINI KIRDIN İÇİMDEKİ DUYGU ÇINARININ! YÜREĞİME EBEDİYYET ARZUSUNUN ÇEKİRDEĞİNİ BIRAKTIN.
BEDENİM ALEV ALEV TUTUŞTU BÖYLECE.
SONSUZ HAYAT AZ ÖTEDE DİKİLİP DURAN VARLIK KADAR YAKLAŞTI RUHUMA..


NEYDİN SEN..?
BİR IŞIK DEMETİMİYDİN DE, RABBİM BU DEMETİ ÇOK GÜZEL YARATTIĞI NADİDE BİR KALIP İÇİNDE SUNDU BANA.?
BİR AYNAMIYDIN Kİ, GÖZLERİMİ KAYBETTİM İÇİNDE VE ŞİMDİ NE SENİ NEDE KENDİMİ GÖREBİLİYORUM.?
NEDEN BİR AN, PENCERELERİNE VARANA DEĞİN AÇTIN BANA GÖNLÜNÜ.? SONRA BİR BAŞKA DİLİMİNDE ZAMANIN, ESRARLI BİR HAVAYA BÜRÜNEREK KAPILARINI BİLE KAPATTIN YÜZÜME..?

NEYDİN SEN...? GÖKTEN AVUÇLARIMA DÜŞEN BİR DAMLA SU MU..? KALBİMİN YANGINI BÜTÜN HÜCRELERİMİ SARINCA, BUHARLAŞIP KAYBOLDUN.
SONU GELMEZ SANDIĞIM BİR HEYECANMIYDI Kİ.? KENDİ ELLERİMLE HAZIRLADIM SONUMU.?
BİR ŞİİRMİYDİN...İÇİMİ DOLDURDUN MISRALARINLA,İNTİZARINLA...
ŞİMDİ HER MISRA BOŞLUĞA ASILI KALDI YAPAYALNIZ.....! ! !
(NE HER SEVGİLİ LEYLADIR,NE HER YÜREK MECNUN)