Plats Planie - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu..
Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya "ruhumuzla yaşamaya" başlıyorduk.
o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu...

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

Zaten küçüklüğümden beri saadeti israf etmekten korkar, bir kısmını ilerisi için saklamak isterdim... Bu hal gerçi birçok fırsatları kaçırmama sebep olurdu, fakat fazlasını isteyerek talihimi ürkütmekten her zaman çekinirdim.''



Sabahattin Ali/
Kürk Mantolu Madonna

********************************************************************

Sevgili Milena,

Beni sana getirecek bir yol bulmuştum, karanlıktan aydınlığa kavuşacaktım. Bu yolu umutla, sevinçle kazmış, kendimden de bir şeyler katmıştım. Bir çırpıda yüreğimle açtığım bu yolu kapatmak, ağır ağır dönmek, vazgeçmek zor geliyor biraz, elbet yüreğim sızlar.

Bak Milena,

"'En çok seni seviyorum"' diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, 'Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla' dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.' (...)

Franz Kafka'dan Mektuplar.

*********************************************************



Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
bir ömür karşılığı, bir ömür yani..
ne saçma...
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
galiba..

Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim..
Gittiğim olmadı hiç, ama olsun... istemek de güzel. "

Can Yücel

****************************************

Affın sahibi

..Öyle zamanlar vardır ki, arkanıza dönüp bakmak istemezsiniz. Bir gölgedir sadece sizi takip eden, silik bir koyuluk diye düşünürsünüz peşinize takılanı. Ve affedememezlik kıyıya vurur zihninizde, kendinizi bağışlayamazsınız.

En bağışlayıcı, en merhametli bir Sonsuz Nur'un parçasından olmanıza rağmen, affetmek gelmez bir türlü içinizden. Siteminiz, öfkeniz yalnız kendinizedir. Her olayı, üstesinden gelinmesi gereken bir öğrenme fırsatı olarak gördüğünüz anlar, hayranı olduğunuz bir yazarın satırlarından ileri gitmez olur. Ve gözleriniz bir noktaya bakarken puslu camların arkasından, sanki bir şeylerin hakkını veremiyormuş gibi bir hak kavgası başlar yüreğinizde... Islanan gözleriniz yağmur yüklü bulutlar gibi dolanır çehrenizde. Sanki sırtınızı sıvazlayan manevi bir çift kanat vardır yakınlarınızda... Zihninizde dolanan sorulara yanıt ararken, cevapların en ulvisini bulursunuz, mavinin sinesine rengarenk gergef dokuyan bir seste...

Affı bağrınızda gömmeye karar verip ruhunuzu cezalandırdığınız o zamanda, üç yudumluk suyla duyarsınız bağışlamanın yüceliğini. Kendinize olan hesabınız bitmemişken henüz, asıl hesap verileceğe af niyazıyla nida ederken bulursunuz kendinizi. Yüzünüze çarpan her damla suyun buharı, alnınız secdeye gittiğinde tekrar çıkar karşınıza. Ve benliğinizi affetmekte kararlı olan yürek, sevdasını canına katık yaptığı sevgilisinden af diler; içinden geldiğince, gözlerinden indiğince, yüreğindeki sahteliklerden vazgeçtiğince...

Taşınamayacak yükleri omuza vermeyen o Sevgili, secdeden kalkan başları her an seccadede duyarcasına merhametli.. sonsuz merhametli... Bu gerçeği düşündüğünüz anda, kendinize hesap sorup, ruhunuzu kelepçelendirdiğiniz anlar çok uzaklarda kalmıştır.

Şimdilerde bir yücelik duyarsınız kalbinizi secdede bırakmış olarak; affetmenin şanına, yüceliğine ve sahibine dair... 'Bana göre değil!' dersiniz sonra, göreviniz olmadığını anlarsınız hesaba çekmenin; ne kendinizi, ne de başkasını...

Sonra, kendinize ettiğiniz sitemin bin misli af duyarsınız o Yüce Sevgili'den... Ve yüreğinize çizdiğiniz şiirimsi bu tablo, seven yüreklerin ümidini sevda denizinde katre katre sergilerken, bir cümle dökülür dudaklarınızdan ruhunuza: ""Affı Sevgili şekillendiriyorsa, sevdadan başka söz düşmez sevene"" ..