Tülay Özer Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkınd ...

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    02.06.2008 - 11:46

    'bugün aklıma yazısız ve çizgisiz bir resim geldi
    ve benim canım birden bire
    senin yüzünü değil, gözünü değil sesini göresim geldi
    mavi nil gibi serin
    yaralı kaplan gözü gibi derin
    sesini senin
    göresim geldi...'

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    23.05.2008 - 13:27

    YÜREK ÇAĞRISI

    Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere
    Tatlı su göllerine akamıyorum
    Yüzüm yüreğim deprem dalgası
    Bu gül kıyımlarına bakamıyorum
    Her sevi bir türküdür bağrımda
    Her öfke bir ağıt
    Ağıtlar kuşatmış dört yanımı
    Kendi türkülerimi haykıramıyorum

    Şarkılarla bezeniyor ufuklar
    Yüreğim patlıyor dağbaşlarında
    Yüreğim
    Sancımı duyar mısın yaralarında
    Kuş seslerinde yas nağmeleri
    Şarkılar sabır ve çile makamında

    Mendilimde öfke çıkınımda bilinç
    Uykusuz kalır mısın kitaplarıma
    Dudaklarımda hüzün
    Avuçlarımda sevinç
    Kulak verir misin çığlıklarıma
    Dağları aşarak gelmişim sana
    Demir kapıları kırarak
    Işık olur musun karanlıklarıma

    İsterim ki senden
    Yaylalarda otlak olasın
    Ovalarda ırmak olasın
    Yayılasın göğsümün kırlarına
    Sarasın beni sarasın

    Dalların sevdası düşmüş toprağa
    Olgun meyvelere hasret gençliğimiz
    Zamanın billur çağlayanı
    Gürül gürül akarken avuçlarımızda
    Bir damla yağmur adına
    Yakarmış dağbaşlarında yüreğimiz
    Gökyüzünde sanılmış bütün yaşam
    Gökyüzüne çivilenmiş ellerimiz
    Kulak verir misin çığlıklarıma
    Dağları aşarak gelmişim sana
    Demir kapıları kırarak
    Işık olur musun karanlıklarıma

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    22.05.2008 - 16:20

    ŞİMDİ GEL

    Sevdaydı bulduğum sende,
    Sende buldum senden geçtim.
    Terk ettim sanma sakın;
    Yeni bir hızla bilendim,
    Çağıldayan özgür sesinde.

    Şimdi gel durdurma beni.

    Çünkü sevda bir nehirdir,
    Akar insan bütünlüğüne.
    Türlü kollar alarak
    Katar onları benliğine.
    Yürekten yüreklere yönelir.

    Şimdi gel dondurma beni.

    METİN ALTIOK

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    06.05.2008 - 16:15

    YALNIZCA KANATLARINA GÜVEN

    aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
    sırt çantalı bir duman gibi
    bir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
    bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
    istemediğimiz yerlere giderse aşkımız
    sevgilim
    yalnızca kanatlarına güven

    kendi yarattığımız boşluğun ucunda
    sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
    ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman
    yürüdüğümüz yollar daralırken
    çökerken altımızdaki merdivenler
    sevgilim
    yalnızca kanatlarına güven

    sevdalılar bilir
    bir kuş yağmurudur ilkbahar
    sevmeyi beceremeyenlerin koyduğu yasaklar
    çözülüp gider çocuk gölgelerinde yazın
    ve ağzımızın içinde dağılır aşk
    sapsarı bir şeker gibi erirken sonbahar
    bitmeyen bir kıştan söz açılırsa sevgilim
    sevgilim
    yalnızca kanatlarına güven

    elimi uzattığımda sana gemileri göstermek için
    dümende kan kokusuyla bayılmış bir kaptan
    ateşin yüreğine sürüklenen bir ülke ufukta
    ve çekirge sürüleri yolcu bavullarından çıkan
    sevgilim
    dökülürken tüyleri
    savaş uçaklarına çarpan güvercinlerin
    her gün değişen atlasların içinde tara saçlarını
    ve yalnızca kanatlarına güven

    götürürlerse bir gün beni ellerim iplerle bağlı
    şiirlerimin bilmediği yerlere ve hiç kimsenin
    alnımdan fırlayacak göçmen bir kuş gibi dur
    dünyanın paslanmış sırtında
    ve bensizliğe havalanırken
    korkma sevgilim
    sevgilim
    yalnızca kanatlarına güven

    Akgün Akova

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    04.05.2008 - 13:21

    Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
    Cenneti de gördüm, cehennemi de.
    Öyle bir aşk yaşadım ki,
    Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
    Bazıları seyrederken hayatı en önden,
    Kendime bir sahne buldum oynadım.
    Öyle bir rol vermişler ki,
    Okudum okudum anlamadım.
    Kendi kendime konuştum bazen evimde,
    Hem kızdım hem güldüm halime,
    Sonra dedim ki “söz ver kendine”
    Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin,
    Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,
    Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
    Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
    Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
    Öyle çok değerliymiş ki zaman,
    Hep acele etmem bundan, anladım.

    Nietzsche

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    04.05.2008 - 13:08

    BEN SANA MECBURUM

    Ben sana mecburum bilemezsin
    Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
    Büyüdükçe büyüyor gözlerin
    Ben sana mecburum bilemezsin
    İçimi seninle ısıtıyorum

    Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
    Bu şehir o eski İstanbul mudur?
    Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
    Sokak lambaları birden yanıyor
    Kaldırımlarda yağmur kokusu
    Ben sana mecburum sen yoksun

    Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
    İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
    Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
    Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
    Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
    Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
    Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

    Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
    Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
    Durup köşe başında deliksiz dinlesem
    Sana kullanılmamış bir gök getirsem
    Haftalar ellerimde ufalanıyor
    Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
    Ben sana mecburum sen yoksun

    Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
    Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
    Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
    Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
    Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
    Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
    Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Bu kurtlar sofrasında belki zor
    Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
    Ne vakit bir yaşamak düşünsem
    Sus deyip adınla başlıyorum
    İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
    Hayır başka türlü olmayacak
    Ben sana mecburum bilemezsin..

    ATTİLA İLHAN

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    30.04.2008 - 13:53

    Kod Adı Aşk

    Bir istisnayım artık kuralı bozuyorum

    Mışlı geçmiş bir şark çıbanıyım
    Şimdi yaşamın yüzünde sızlıyor izim

    Gündemde ilave tedbirler var, infaz bildirileri
    Ecelimi bir hamaylı gibi boynumda taşıyorum
    Potansiyel suçluyum, yasa da ceza da benim

    Lanetlidir artık gözlerine mil çekmiş
    Kurşun damlaları akıtmış kulaklarına
    Kösnül kasıklarında yalaz, üstü başı kan
    Şimdi isterik bir orospuyu oynuyor zaman

    Bütün kapılara ayrılığın suretini astılar
    Derme-çatma aşklar onarmaktan bitkinim
    Dün erkendi, yarın gecikmiş sayılırım
    Bir parça uçurum alıyorum terkime
    Kutsuyorum yolları bir iklim bulmak için

    Bozdum tüm oyunları şimdi satırbaşıyım
    Sıcak uzun yazlardan, kış uykulardan
    Sustukça derinleşen büyüyü bozdum
    Karlar içinde yorgun bir selam gibi
    Vakitsiz ve davetsiz giriyorum gecene
    Gözlerinin sıcağına konuk et beni

    Sonunda öğrendim konuşmayı, yürümeyi öğrendim
    Geçtiğim tüm köprüleri yaktım, dönüş yok
    Yollarla artık uğraklarla anlatırım kendimi
    İçime akmıyor kanım, yaramı sevdim
    Tazeleyin çoban ateşlerini ey ateş ustaları
    Kavallarınıza yeni delikler açın
    Emzirin sığınaklarımı uyak bulsun koyaklar

    Yeni bir sayfa açtım işte ömrümü çiziyorum
    Sensiz hiçbir şeyin hükmü yok benim için
    Ölüm durmadan tazelese de hünerini
    Yeni bir sayfa açtım kanımla yazıyorum artık
    Kod adım aşk'tır
    Ömrüm bu uzun hecenin ömrüne kayıtlıdır
    Çünkü miladı yoktur kod adı aşk olanın
    Ateşten gömlek giymiş bir şiirdir ülkesi

    Hicri İzgören

  • Ziya Çiçekçi
    Ziya Çiçekçi

    19.04.2008 - 16:07

    GÖĞE BAKMA DURAĞI

    İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    İnecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım

    TURGUT UYAR

Toplam 8 mesaj bulundu