Funda Uysal Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    01.07.2020 - 07:36

    DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    01.07.2018 - 22:17

    Site arkadaşımız Bayan Funda Uysal

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    01.07.2017 - 18:55

    Site arkadaşımız Bayan Funda Uysal

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

    - Ayrıca sizi sitemizdeki bu gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın...

    * Gizler Dünyası *
    * Pen-Pal Club *
    * Antoloji Sitesi Üyeler Birliği *

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    01.07.2015 - 18:56

    Site arkadaşımız Bayan * Penceredeki Baykuş *

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

    Dr.Jivago - Işık German Ersoy

  • Mustafa Küçüktepe
    Mustafa Küçüktepe

    01.07.2015 - 09:21

    Nice mutlu, sağlıklı, huzurlu, başarılı yıllara...

    Mustafa KÜÇÜKTEPE
    www.mustafakucuktepe.com

  • Hüseyin Çubuk
    Hüseyin Çubuk

    04.01.2015 - 23:03

    2015'in, Sömürüsüz, kavgasız bir dünya düzeni için,
    bir başlangıç, bir umut yılı, olması dileklerimle,
    yeni yılınızı tebrik ediyorum..

    Saygı ve Selamlarımla..

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    19.02.2014 - 16:46

    DÜŞÜNMEDEN İNANMAK
    İNANDIĞI İÇİN DÜŞÜNMEMEK.
    İŞTE BÜTÜN MESELE BU!

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    06.01.2014 - 22:59

    Sanırım hayal kurarken malzemeden çalıyoruz, Çünkü sürekli yıkılıyor.! ! !

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    18.11.2013 - 11:34

    hayatta dört şey geri gelmez 'söylenen söz' ölen insan, geçen zaman,kaçan fırsat aradığıni bulduğunda şu dört elle sarıl.....? kazanmak zor kaybetmek çok kolaydir güven kazanmak yıllar sürer.....? ama kaybetmek için tek bir söz yeter......

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    17.11.2013 - 22:09

    KONUŞMAK BİR MANA İSE SUSMAK BİNBİR MANA HERKES KONUŞMASINA KONUŞURDA LAKİN SÜKUT YÜREKLİ OLANA

  • Zeynep Yayla
    Zeynep Yayla

    14.08.2013 - 20:48

    GEÇ FARK ETTİM TAŞIN SERT OLDUĞUNU, SU BOĞAR ATEŞ YAKARMIŞ... HER GELEN GÜNÜN BİR DERT OLDUĞUNU, İNSAN BU YAŞA GELİNCE ANLARMIŞ...! ! !

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    05.08.2013 - 08:28

    İNSANIN KAZANDIĞI PARADAN DEĞİL, PARANIN KAZANDIĞI İNSANDAN KORKUN...

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    12.07.2013 - 10:52

    Eşeğin Gölgesi..

    Atina’da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demostenes çıkar, ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmaktan filozofu kimse dinlemez.
    Demostenes;
    - Bir hikâye anlatıp ineceğim, der ve başlar anlatmaya: - Uzun zaman önceydi, bir delikanlı Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eşek kiralar. Eşeğini kiraya veren adamın da Megara’da işi olunca beraber yola çıkarlar. Konuşa konuşa giderken öğle sıcağı bastırır ve biraz dinlenmek, öğle yemeği yemek için bir su başına çökerler. Ancak ortalıkta hiç gölgelik olmadığından eşeğin sahibi yemeğini alır ve eşeğinin gölgesine sığınır. Eşeği kiralayan genç buna içerler, ’Sen çekil gölgede ben oturacağım’ der. Beriki itiraz eder: ’Ben oturacağım, çünkü eşek benim.’ Delikanlı; ’ Ama ben eşeği kiraladım’ deyince, eşeğin sahibi; ’ Ben sana eşeği kiraladım gölgesini değil’ karşılığını verir ve aralarında kavga çıkar'. Hikâyenin tam burasında Demostenes kürsüden iner ve dışarı yürümeye başlar. Dinleyiciler; - Sonunda ne oldu, sonunu anlat! ! diye bağrışmaya başlayınca Demostenes kürsüye geri döner:
    - Sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalıştım, dinlemediniz. Şimdi ise eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz. Ne fikrimi söyleyeceğim ne de eşeğin gölgesine ne olduğunu...' der.
    Kürsüden iner, yürür ve gider....

  • Zeynep Yayla
    Zeynep Yayla

    28.06.2013 - 00:17

    geceye sana senden olana Sesimi duy Kısa ve ansızın bir özleyiş gibi göğüs kafesini tam ortasında çırpınan benim su getir tuz getir ve bir yara aç ömrümde merhemine muhtaç olduğum bilinsin Karanlığın mevsimi yok ve renkleri kör eden bir yanı var sensizliğin ismin gün gibi aydınlık ekmek gibi aziz yaşamaya denk ismin ismimle beraber en kutsal kayıtlarda yıl döndü yine kuzeyindeyim pusulanın kırmızıya dönüşmeden tüm renkler beni bul Adige Batur

  • Zeynep Yayla
    Zeynep Yayla

    06.06.2013 - 23:44

    BAKMA İNSAN OĞLUNUN UYRUĞUNA,,,,,,,, TANIYAMASIN BASMADIKÇA KUYRUĞUNA

  • Zeynep Yayla
    Zeynep Yayla

    29.05.2013 - 13:05

    Eğer birileri sizin hakkınızda kötü şeyler söylüyorsa emin olun kendileri haakkında söyleyecekleri iyi şeyleri yoktur.

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    08.05.2013 - 21:41

    Yok öyle; umutları yitiripn karanlıklara savrulmak.Unutma; aynı gökyüzüaltında bir direniştir yaşamak.

  • Salim Erben
    Salim Erben

    01.05.2013 - 11:48

    Bugün belki de çok kişiden
    doğumgünü mesajı alacaksın
    şu an okuduğun
    içlerinde en farklısı
    çünkü tümüyle sevgiden ve
    dostluktan oluşmuş bir mesaj.
    dogum günün kutlu olsun
    nice yıllara

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    18.04.2013 - 12:03

    İnsan vardır;
    Fark Edilmez Süsünden,
    Kimi Farksızdır Koyun Sürüsünden,
    Her Gördüğün Şekle Kapılma.
    İnsan Anlaşılmaz
    Görüntüsünden

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    14.04.2013 - 23:49

    Aşkına ihtiyacım var

    Cause you're the only one that I've been dreaming of
    Çünkü sadece sensin rüyalarımda görmekte olduğum

    Don't turn away
    Sırt çevirme

    Don't close the door
    Kapıyı kapatma

    Cause you're the only one that I've been hoping for
    Çünkü sadece tek sensin umut ettiğim

    Come hold me tight
    Gel sımsıkı tut beni

    I need your light
    Işığına ihtiyacım var

    Just come and take me to the place I long to be
    Sadece gel ve götür beni olmayı çok istediğim yere

    Stay with me
    Benimle kal

    Love is all I'm praying for
    Bütün dualarım aşk içindir

    Stay with me
    Benimle kal

    Give me strength to carry on
    Devam etmek için bana güç ver

    Stay with me
    Benimle kal

    And hearts will surely find the way to go
    Ve kalpler kesinlikle gitmek için yolu bulacak

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    11.04.2013 - 18:29

    Dünyada 3 tane sandık vardır: çeyiz sandıklarımız, adam sandıklarımız birde söz verip tutar sandıklarımız!

    Can YÜCEL

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    08.04.2013 - 22:14

    İstedıgını söyleyen ıstemedıgını işitirmiş

  • Funda Uysal
    Funda Uysal

    05.04.2013 - 12:33

    OKUMANIZI TAVSİYE EDİYORUM'''''

    Yaşlı kadın yatağından kalktı.
    Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu.
    88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu.
    Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak yaşlı ciğerlerine sabahın ılık esintisi ile doldurdu. Abdestini aldı, saba
    h namazını kıldı. Mutfağa yöneldi.
    Çayla birlikte bir iki lokma bir şeyler atıştırdı.
    Oturma odasına yöneldi. Eski bir fiskos masasının yanındaki koltuğuna ilişti.
    Masanın üstü çerçeveler ile doluydu. Bir tanesine uzandı, camının üzerinde titreyen parmaklarını dolaştırdı.
    Çerçevenin içindeki fotoğrafta İstiklal madalyalı kara yağız bir adamla, makyajsız olmasına rağmen güzelliği göz alan bir kadın birbirlerine bakarak gülümsüyorlardı.

    Yaşlı kadın ‘Günaydın Anne, Günaydın Baba’ dedi. Usulca yerine koyduğu çerçeveye bir bakış daha attıktan sonra başka bir çerçeveyi eline aldı.
    Bu siyah beyaz fotoğrafta da subay üniformalı bir adamla bir gelin yan yana duruyorlardı. Yaşlı kadın çerçeveyi titreyen dudaklarla öptü. ‘Günaydın Kocacığım’ dedi. Kadın bu çerçeveyi de bıraktıktan sonra üçüncü ve son çerçeveye uzandı.
    Artık gözlerinden yaş damlıyordu. Fotoğraftaki biri erkek diğeri kız çocuklara bakıp ‘Günaydın Evlatlarım’ dedi.
    Tüm çerçevelere kısaca göz atıp ‘Sizleri, hepinizi çok özledim’ dedi.

    Gözlerinde biriken yaşları sildi. Artık ağlamak için bile yaşlı hissediyordu kendini. Ağır ağır doğrulduğu koltuğundan eski telefonuna doğru yöneldi. Ağır ağır numaraları çevirdi. Karşısına çıkan adama ‘Bir taksi istiyorum’ dedi ve adresi verdi. Kapısını kilitleyip, apartman merdivenlerine yöneldi. Yıllarca çekmediği zorluk kalmamıştı ama şimdi bu merdivenler hayatının en büyük engeli olmuştu. Ağır ve dikkatli bir biçimde iniyordu.

    Sabırsızlanan taksi şoförünün çaldığı korna sokağı inletiyordu. ‘Patlama be adam’ dedi. Nihayet taksiye binebildi.
    ’Teyze hoş geldin’ dedi 25-30 yaşlarındaki şoför. ‘Nereye gidiyoruz? ’
    Kadın kısa bir sessizliğin sonunda ‘Tüm bir gün beni taşırmısın? ’ diye sordu.
    ‘Sana 500 lira veririm.’
    Adam küçümser bir gülümseme ile, ‘Mal sahibi benden her gün 500 lira istiyor teyze’ dedi.

    Kadın gülümsedi

    ‘O zaman sana 650 lira vereceğim ne dersin? ’

    ‘Kurtarmaz ama senin güzel hatırını kırmayayım. İlk önce nereye gideceğiz? ’

    ‘Anıtkabir’e’

    ‘Anıtkabir’e mi?

    ‘Evet’

    ‘Tamam teyzeciğim’

    ‘Yaş kaç teyzeciğim? ’

    ‘Seksen sekiz’

    ‘Maşallah Allah uzun ömür versin teyzeciğim’

    ‘Allah sağlıklı mutlu ömür versin oğlum’

    ‘Haklısın teyzecim’

    Taksi Anıtkabir’in kapısına gelmişti. Şoför ‘Teyzeciğim geldik’ dedi. Dalgın görünen kadın ‘Evladım burada yardımına ihtiyacım var’ dedi. ‘Benimle gel’ Adam şaşırmıştı. ‘Tabii teyze’ dedi. Kuşkulu gözlerle ‘Bizi buraya alırlar mı? ’ diye sordu.

    O ana kadar dalgın ve yorgun görünen kadın, bir anda irkildi. Gözlerinden ateş fışkırarak ‘Ne demek almamak? Sen daha önce hiç gelmedin mi buraya? ’ dedi ‘Hayır’

    ‘Kaç yıldır Ankara’da yaşıyorsun? ’

    ‘Ben Ankaralıyım teyze. Doğma büyüme’

    ‘Ee o zaman’

    ‘Ne bileyim bir kez okulla gelmiştik bayramda. Bayram olmayınca burası kapalı sanıyordum ben’

    Kadın sinirli bir şekilde kafa salladı.

    Şoför utanmıştı. Mozoleye çıkan mermer merdivenlere kadar konuşmadılar. Merdivenlere geldiklerinde Şoför kuşkulu bir şekilde

    ‘Nasıl çıkacaksın Teyze? ’ diye sordu.

    ‘Her ay nasıl çıkıyorsam öyle’

    ‘Her ay geliyormusun? ’

    ‘Evet’

    Uzun bir uğraşla merdivenleri çıktılar. Mozoleye doğru ağır ağır ilerlediler. İçerisi çok serindi. Şoför büyük bir azimle yürümeye çalışan kadının koluna girmişti. Kadının nefes alışları sıklaşmıştı. Nihayet mozolenin önüne geldiler. Kadın şoförün kolundan ani bir hareketle kurtuldu. Çantasını açtı. Tek bir karanfil çıkardı. Mozoleye doğru ilerledi. Çiçeği mozoleye koydu. Şoför şaşkınlıkla olayı seyrederken kadının ağzından şu sözlerin döküldüğünü fark etti.
    ‘Hayatım boyunca sana verdiğim sözü tutmak için çalıştım’. Ağır ağır geriye çekilen kadın ellerini açıp Fatiha okumaya başladı. Şoför kısa bir şaşkınlığın ardından ona katıldı. Kadın bir anlık suskunluktan sonra, ‘Hadi gidelim’ dedi.

    Geldiklerinden çok daha ağır bir şekilde arabaya döndüler. Şoför kadının durumundan endişelenmeye başlamıştı.
    ‘Yoruldun mu Teyze’ dedi.
    Kadın sustu.
    Bir süre suskunluktan sonra ‘Evet hem de çok yoruldum’ diye cevapladı. Nereye gidiyoruz? ’

    ‘Bankaya’!

    Şoför arabasındaki kadının herhangi biri olmadığını anlamıştı. Bu yaşlı kadının Atatürk’e verdiği söz ne olabilirdi? En sonunda dayanamadı.

    ‘Teyzeciğim bir şey sorabilirmiyim? ’

    ‘Sor bakalım evladım’

    ‘Anıtkabir’de Atatürk’e bir söz verdiğinizi söylemiştiniz. O söz nedir? ’

    ‘Uzun hikaye evladım’

    ‘Olsun be teyze anlat ne olur’

    ‘Ben lisedeyken bizim okulumuza gelmişti Atatürk. Beni de ona çiçek vermek için seçmişlerdi. Çiçeği verdiğimde bana ismimi sordu. Bende ‘Adalet’ dedim. Bunun üzerine ‘Ne güzel ismin varmış’ dedi. ‘Okulu bitirince ne olacaksın’ dedi bana. Hemşire dedim. Oda ‘Güzel meslek ama bence sen Hakim ol ismine çok yakışır’ dedi. Ben kadından hakim olmaz ki dedim. Kaşlarını çattı, ‘Sen istedikten sonra olur. Senden söz istiyorum hakim olacaksın’ dedi.’

    ‘Sen ne dedin peki? ’

    ‘Mustafa Kemal emretmiş ne denir? Söz verdim.’

    ‘Peki olabildin mi Adalet Teyze? ’

    ‘Evet ben Cumhuriyetin ilk kadın hakimlerindenim.’

    ‘Vay be. Sende ne hikaye varmış Adalet Teyze’

    ‘Herkesin bir hikayesi vardır evladım. Herkesin hikayesi de kendine göre değerlidir. Eğer insanların hikayelerini bilip anlayabilirsen insanlara daha anlayışlı davranabilirsin’ ‘Haklısın Adalet Teyze. Bu banka mı gelmek istediğin’?

    ‘Evet’!

    ‘Yardım edeyim mi? Bende geleyim mi? ’

    ‘Hayır. Sen burada bekle lütfen.Bu arada adın neydi evladım? ’

    ‘Osman teyzeciğim’

    ‘Tamam Osman. Beni 45 dakika kadar sonra buradan al olur mu? ’

    ‘Tamam teyzeciğim’!

    Adalet hanım bankadan içeri girdi. Osman öğlen saatinin geldiğini
    fark edip yemeğe gitti. Yemek boyunca Adalet hanımı düşündü.
    ‘Kim bilir neler yaşamış, neler görmüştür’ diye düşündü. Tam vaktinde bankanın önündeydi. Adalet hanım 15 dakikalık gecikme ile geldi.

    ‘Hoş geldin Hakim Teyze’

    ‘Çok uzun zamandır bana Hakim denmemişti.’

    ‘Hoşuna gitmediyse söylemeyeyim? ’

    ‘Yok aksine hoşuma gitti. Sağol’

    ‘Nereye gidiyoruz? ’

    ‘Seyranbağlarına’

    ‘Tabii’

    ‘Hakim Teyze çok yer gezmişsindir sen’

    ‘Tüm Anadolu’yu karış karış gezdik rahmetli kocamla’

    ‘Ne iş yapardı amca? ’

    ‘Subaydı.’

    ‘Ne zaman vefat etti? ’

    ‘1952′ de’

    ‘Çok olmuş.Gençmiş’

    ‘Kore savaşında şehit oldu.’

    ‘Allah rahmet eylesin Hakim teyze’

    ‘ Sağol’

    ‘Seyranbağları’na geldik nereye gideceğiz? ’

    ‘Sağa sap. İkinci binanın önünde dur.’

    ‘Tamam.Buyur Hakim Teyze.Geleyim mi ben’ ‘Yok bekle burada’

    Osman beklemeye başladı. Bir ara merak etti. Binanın uzaktan görünen levhasına baktı. ‘Seyranbağları Kız Yetiştirme Yurdu’ yazısını okudu. Anlam veremedi. ‘Bu kadın burada ne yapar ki? ’ diye düşündü.

    Yarım saat sonra Adalet hanım göründü. Yanında orta yaşlı kibar bir hanım vardı. Adalet hanımı arabaya ağır ağır bindirdi. Kadın ‘Adalet Hanım size ne kadar teşekkür etsek azdır. Her zaman yanımızdasınız. Kızlarda sizi çok seviyor. Ne olur arayı çok uzatmayın. Yine gelin’ dedi.

    Adalet hanım, buğulu gözlerle ‘İnşallah. Kızlara selamımı söyleyin. Bende onları çok seviyorum. Onlara iyi bakın’ dedi.

    Araba hareket etti.

    ‘Nereye Hakim Teyze? ’

    ‘Hemen iki sokak öteye’

    Osman iki sokak ötede bu sefer başka bir binanın önüne park etti.
    Bu binada da ‘Ankara Seyranbağları Huzurevi’ yazıyordu.

    ‘Bekle beni’

    ‘Tabii Hakim Teyze’

    Yine 1 saate yakın bir bekleyişin sonunda bu sefer etrafında bir çok yaşlı kadın ve adamla çıkageldi Adalet Hanım. Sarılıp
    öpüştükten sonra oradan ayrıldılar. Osman dikiz aynasından Adalet Hanım’ın gözlerinden akan yaşları fark etti.

    ‘İyi misin Hakim Teyze’

    ‘İyiyim Osman. Eski dostları görünce insan bir hoş oluyor’

    ‘Nereye gidiyoruz? ’

    ‘Cebeci Asri Mezarlığına’

    ‘Tamam’

    ‘Teyze nerelisin sen? ’

    ‘Aydın Sökeliyim. Babam orada pamuk ekerdi. Annem ev hanımıydı. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu. Babam savaşa gitti. Söke işgal oldu. Biz dağlara kaçtık annemle. Saklandık dağ köylerinde. Savaş bitince Söke’ye döndük. Allah’a Şükür Babam’da sağ salim döndü savaştan.’

    ‘Sonra ne oldu? ’

    ‘Liseye Aydın’a gönderdi babam. Orada Atatürk’le karşılaştım. Sözümü tutmak için İstanbul’a gittim. Hukuk fakültesine girdim. Orada rahmetli eşimle karşılaştım. O Harbiye’de okuyordu o zaman. Mezun olunca evlendik..’

    ‘Çocuğunuz var mı? ’

    ‘Bir kızım bir oğlum vardı.’

    ‘Neredeler şimdi? ’

    ‘Oğlum dışişlerinde çalışıyordu.’

    ‘Ne güzel’

    ‘1978′ de Fransa’da Ermeniler öldürdüler.’

    ‘Üzüldüm Hakim Teyze. Başın sağ olsun. O da babası gibi şehit oldu yani’ Evet. Şehit babanın şehit oğlu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.’

    ‘Amin. Ya kızın? ’

    ‘O eşi ve çocukları ile İzmit’te yaşıyordu. Öğretmendi. 1999′da depremde hepsi vefat ettiler.’

    ‘Allah rahmet eylesin.Boş boğazlığımla üzdüm seni Hakim Teyze kusura bakma’

    ‘Sanki sormasan aklımdan çıkıyorlar mı evladım.Sen üzülme sağol’

    ‘Geldik Teyze’

    ‘Tamam evladım. Al işte paran artık gidebilirsin.’

    ‘Hakim teyze buradan nasıl döneceksin? Ben seni bekleyeyim eve bırakayım.’

    ‘Yok beni alacaklar buradan’

    ‘Hakim Teyze bu para fazla. Kusura bakma ben sana yalan söyledim.
    Taksinin sahibi benden 350 lira bekliyor. Affet beni. 350 ‘yi ona veririm. Gerisi kalsın.
    Bende para istemem. Bugün senden aldığım hayat dersinin parasal karşılığı yok zaten.’

    ‘Çocukların var mı? ’

    ‘İki tane ellerinden öperler.’
    Taksinin güneşliğinden çocuklarının resimlerini çıkarıp gösterdi.

    ‘Adları nedir? ’

    ‘Kemal ve Ayşe’

    ‘Oğlumun adı da Kemaldi.’

    Sessizliğin ardından Osman’ın elindeki parayı ittirdi Adalet Hanım..

    ‘Onlara bir şeyler al benim için. Onları okut. Ama yalansız, dolansız, çok çalışarak helal lokma ile büyüt ve okut.
    Atatürk’ün bana yaptığı gibi içlerindeki gücü fark etmelerini sağla.
    Bir de vatanını, milletini sevmelerini öğütle onlara.’

    Osman Adalet Hanımın ellerine sarılıp öptü. Ona iyi evlatlar yetiştireceğine söz verdi.
    Adalet hanım mezarlığın kapısından ağır ağır içeri girerken; Osman yaşlı gözlerle onu izliyordu.
    Hayatının en büyük dersini kendisi küçücük, yüreği yaşadığı acılara rağmen kocaman ve güçlü bu yaşlı kadından almıştı.
    Osman arabasını mal sahibine götürmeye karar verdi. Bu gün daha fazla çalışamazdı.

    Ertesi gün Ankara’da garip bir yağmur yağıyordu. Sanki gök delinmişti. Osman taksiyi mal sahibinden almış, durağa gelmişti.
    Çay ocağının yanında duran gazeteyi aldı. İlk sayfadaki haberlere göz gezdirdi.
    Siyaset doluydu gazete. Hiç anlamazdı. Sıkılıp adli olayların yer aldığı üçüncü sayfayı açtı. Taksiciler arkadaşları ile ilgili kötü haberleri genellikle oradan alırlardı.
    Göz gezdirirken bir haber dikkatini çekti:
    ’Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk Kadın Hakimlerinden Adalet YILMAZ’a ait olduğu belirlendi. Adalet YILMAZ’ın bulunduğu yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi. YILMAZ vefat ettiği gün bankadaki tüm parasını çektiği, bu parayı ikiye bölerek Seyranbağları’ndaki bir kız yetiştirme yurdu ile bir huzurevine bağışladığı belirlendi. Polis, Adalet YILMAZ’ın mezarlığa ölmek için gittiğini düşünüyor.’

    Osman bir anda sarsıldı. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Taksici arkadaşları hiçbir şey anlamadılar.
    Bir daha da hiç anlatmadı Osman bu yaşadıklarını.
    Herkesin tek bildiği Osman’ın bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında
    ’Gökler bile sana ağlıyor’ diyerek ağladığıydı..
    .
    .
    İşte bu günlerde de adalet ağlıyor.....

  • Salim Erben
    Salim Erben

    03.04.2013 - 14:03

    Sevgiden ve güzel duygulardan yana
    yüreğin
    hiç incinmesin

Toplam 318 mesaj bulundu