Yarıladım uykumu, dinmedi gece Sarılmadım sana Nefesin azdı
Yarıladım belki ömrümü, büyüdüm Doymadım sana...Ayrılık... Adı; yazgı
Yarıladım geceleri Kalemim yazdı yaz-madı, sözlerim don- du İçim de çoktun sen, acım az mı?
Yarıladım anıları Süslediğim bebek oyuncak değildi. Kağıt bile perişan Sana, kandı.
Yarıladım anlamayı Bıraktım adını anmayı Acım azdı!
Göçtüm...
Yaraladım gökyüzünü Kalbim ağır kelebek Gelecek kağıttan sevdam Az kaldı!
Acıtır mektuplarda sayfalar, Sarılmaz ağlatır Şiirse kucaklar, gülümsetir belki Basarım bağrıma sen diye Gamzeli yalnızlığı En iyi acı sahiplenir bizi Biz de acıyı
Özlem Deniz 27 İSTANBUL
BEN BÖYLE AŞKI NEYLEYİM*
Korkmaksa eğer aşk dedikleri Mutsuz olduğunda kaçmaksa Beklemeyi becerememekse büyüklük Ben böyle aşkı neyleyim
Parmaklarının arasındaysa sevdan Ellerine dokunmadığımda düşüyorsa Parçalanıyorsa bir adım uzağımda Ben böyle aşkı neyleyim
Sadece soğuklardaysa yanma isteğin Alışılmış sıcaklık yetmiyorsa sana Serinlemekse eğer mutluluğun Ben böyle aşkı neyleyim
Yoruldum deyip hep uyumaksa Vazgeçmekse bütün zirvelerden Hiç koşmamaksa eğer çabalamak Ben böyle aşkı neyleyim
Sabretmek imkansız geliyorsa Fedakarlık değilse gerçek aşk Seni seviyorum dan ibaretse sadece Ben böyle aşkı neyleyim
FAHRİ SAKARYA 1998
*GELDİM*
Uzaklarda arama sakın beni Kalbinin tam orta yerinden geldim İsmine aşk deyip geçmemeli Aşk gibi neleri aştım da geldim
Yoruldun mu diye sorma bana Arabayla değil koşarak geldim Ağlamam hakaret değil sana İçimi dağladım da kurutup geldim
Saflık bulamazsın inan, çamurdan aşkta Çamuru altına sıvayıp geldim Bakınca gözlerin kamaşır diye Altını çamurla sıvayıp geldim
Aradığın sözleri hiç bilmiyorum Ben sana en içten kendimle geldim Yağmurlara uyup da ağlama sakın Toprağa gidiyorum topraktan geldim
FAHRİ SAKARYA 1998
*EY GÜL*
Aşkı sorarsan bilmez bu biçare gönül Unuttum, der ama yetmez ki bir ömür Kırılır kanatları uçamaz dertli bülbül Acı verdi dikenin gittin ey gül!
Sana gelen yolların hepsi yıkıldı Sonbaharı görmeden yapraklarım döküldü Dağlar geçit vermedi, deli gönlüm yoruldu Yaktı kül etti sözlerin bittim ey gül! Göz yaşlarım kurudu, akmaz oldu Şişeler bitti, kadehim hüzünle doldu Söz dinlemezyüreğim, hani bu sondu? Yağmaz oldu yağmurum, soldum ey gül! Ne hayallerim vardı, ne umutlar ektim Hiçbiri olmadı, çok acılar çektim Unutmadım yarınları, topraktan söktüm Geri dönemem artık, öldüm ey gül!
FAHRİ SAKARYA 1998
O'nu görünce İçimde çiçekler açıyor Allısı morlusu yanyana Fakat aynı anda 'Gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder” Çıkarıp başını Tepinip huzursuzlanıyor O’nu görmek Bana hiç iyi gelmiyor
O gülünce İçimde bir yerler acıyor Siyahı, beyazıyla Gözlerim doluyor Ruhum O’nu Taa kalu-beladan beri Öylesine eski Öylesine derin bir bağla Sevdiğini Ve tanıdığını Hatırlıyor Ve usul usul Keder çörekleniyor Koskoca bir otağ kurarak Gönlümün yamaçlarına Öyle hemen gitmeyeceği besbelli Kapkara bir keder O’nu sevmek Bana hiç iyi gelmiyor
O konuşunca Nefesim daralıyor Göğsüm sıkışıyor Bir kalp çarpıntısı Bir güvercin havalanışı “Bir kadının suya değiyor ayakları” Gözlerim açık Bir ürperme, tatlı bir telaş Kaplıyor içimi Ki boydan boya
Ne zaman sevgiyle baksam yüzüne Ağarmış saçlarına Dalgın bakışlarına Ne zaman dilimden güzel bir söz dökülse avuçlarına Sabretmez Bitirmemi beklemez Çatar kaşlarını ağır bir çalımla Der hemencecik, oracıkta “Çocuk! Benim bir ayağım çukurda! ”
Düşünmez misin beni hiç Ya be ne haldeyim? İliklerime kadar bataklıkta Aşkın cenderesine sıkışıyorken yüreğim Gülmeyi unuttu gözlerim Keder denizinin dalgaları arasında Ne savaşan Ne kaçan Sanki bir deliyim
Seni her gördüğümde O haydut keder Beni hiç bırakmamacasına Esir alıyorsa Seni düşünerek uykuya dalıyorsam Her uyanışımda sabaha Aklımdaysan Seni bir türlü unutmuyorsa şu körolası hafızam Adını anmak ibadetim olmuşsa Ve her şeye rağmen “Sen imkansızsan Sensizlik imkansızsa” Ne olur artık sus Konuşma! Söyleme yeter bu kahreden cümleyi bana “Çocuk! Benim bir ayağım çukurda! ” Ne olmuş yani Çukurdaysa çukurda Hem sen şanslı sayılırsın Bir baksan şu halime Anlarsın Şükretsene Senin sadece bir ayağın çukurda Ya bu sana aşık Bu sana deli çocuk? Onun hem yüreği Hem bedeni Silme toprak altında
Gamzeli Yalnızlık
Yarıladım uykumu, dinmedi gece
Sarılmadım sana
Nefesin azdı
Yarıladım belki ömrümü, büyüdüm
Doymadım sana...Ayrılık...
Adı; yazgı
Yarıladım geceleri
Kalemim yazdı yaz-madı, sözlerim don- du
İçim de çoktun sen, acım az mı?
Yarıladım anıları
Süslediğim bebek oyuncak değildi.
Kağıt bile perişan
Sana, kandı.
Yarıladım anlamayı
Bıraktım adını anmayı
Acım azdı!
Göçtüm...
Yaraladım gökyüzünü
Kalbim ağır kelebek
Gelecek kağıttan sevdam
Az kaldı!
Acıtır mektuplarda sayfalar,
Sarılmaz ağlatır
Şiirse kucaklar, gülümsetir belki
Basarım bağrıma sen diye
Gamzeli yalnızlığı
En iyi acı sahiplenir bizi
Biz de acıyı
Özlem Deniz
27
İSTANBUL
BEN BÖYLE AŞKI NEYLEYİM*
Korkmaksa eğer aşk dedikleri
Mutsuz olduğunda kaçmaksa
Beklemeyi becerememekse büyüklük
Ben böyle aşkı neyleyim
Parmaklarının arasındaysa sevdan
Ellerine dokunmadığımda düşüyorsa
Parçalanıyorsa bir adım uzağımda
Ben böyle aşkı neyleyim
Sadece soğuklardaysa yanma isteğin
Alışılmış sıcaklık yetmiyorsa sana
Serinlemekse eğer mutluluğun
Ben böyle aşkı neyleyim
Yoruldum deyip hep uyumaksa
Vazgeçmekse bütün zirvelerden
Hiç koşmamaksa eğer çabalamak
Ben böyle aşkı neyleyim
Sabretmek imkansız geliyorsa
Fedakarlık değilse gerçek aşk
Seni seviyorum dan ibaretse sadece
Ben böyle aşkı neyleyim
FAHRİ SAKARYA 1998
*GELDİM*
Uzaklarda arama sakın beni
Kalbinin tam orta yerinden geldim
İsmine aşk deyip geçmemeli
Aşk gibi neleri aştım da geldim
Yoruldun mu diye sorma bana
Arabayla değil koşarak geldim
Ağlamam hakaret değil sana
İçimi dağladım da kurutup geldim
Saflık bulamazsın inan, çamurdan aşkta
Çamuru altına sıvayıp geldim
Bakınca gözlerin kamaşır diye
Altını çamurla sıvayıp geldim
Aradığın sözleri hiç bilmiyorum
Ben sana en içten kendimle geldim
Yağmurlara uyup da ağlama sakın
Toprağa gidiyorum topraktan geldim
FAHRİ SAKARYA 1998
*EY GÜL*
Unuttum, der ama yetmez ki bir ömür
Kırılır kanatları uçamaz dertli bülbül
Acı verdi dikenin gittin ey gül!
Sana gelen yolların hepsi yıkıldı
Sonbaharı görmeden yapraklarım döküldü
Dağlar geçit vermedi, deli gönlüm yoruldu
Yaktı kül etti sözlerin bittim ey gül!
Göz yaşlarım kurudu, akmaz oldu
Şişeler bitti, kadehim hüzünle doldu
Söz dinlemez yüreğim, hani bu sondu?
Yağmaz oldu yağmurum, soldum ey gül!
Ne hayallerim vardı, ne umutlar ektim
Hiçbiri olmadı, çok acılar çektim
Unutmadım yarınları, topraktan söktüm
Geri dönemem artık, öldüm ey gül!
FAHRİ SAKARYA 1998
İçimde çiçekler açıyor
Allısı morlusu yanyana
Fakat aynı anda
'Gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder”
Çıkarıp başını
Tepinip huzursuzlanıyor
O’nu görmek
Bana hiç iyi gelmiyor
O gülünce
İçimde bir yerler acıyor
Siyahı, beyazıyla
Gözlerim doluyor
Ruhum O’nu
Taa kalu-beladan beri
Öylesine eski
Öylesine derin bir bağla
Sevdiğini
Ve tanıdığını
Hatırlıyor
Ve usul usul
Keder çörekleniyor
Koskoca bir otağ kurarak
Gönlümün yamaçlarına
Öyle hemen gitmeyeceği besbelli
Kapkara bir keder
O’nu sevmek
Bana hiç iyi gelmiyor
O konuşunca
Nefesim daralıyor
Göğsüm sıkışıyor
Bir kalp çarpıntısı
Bir güvercin havalanışı
“Bir kadının suya değiyor ayakları”
Gözlerim açık
Bir ürperme, tatlı bir telaş
Kaplıyor içimi
Ki boydan boya
Ne zaman sevgiyle baksam yüzüne
Ağarmış saçlarına
Dalgın bakışlarına
Ne zaman dilimden güzel bir söz dökülse avuçlarına
Sabretmez
Bitirmemi beklemez
Çatar kaşlarını ağır bir çalımla
Der hemencecik, oracıkta
“Çocuk! Benim bir ayağım çukurda! ”
Düşünmez misin beni hiç
Ya be ne haldeyim?
İliklerime kadar bataklıkta
Aşkın cenderesine sıkışıyorken yüreğim
Gülmeyi unuttu gözlerim
Keder denizinin dalgaları arasında
Ne savaşan
Ne kaçan
Sanki bir deliyim
Seni her gördüğümde
O haydut keder
Beni hiç bırakmamacasına
Esir alıyorsa
Seni düşünerek uykuya dalıyorsam
Her uyanışımda sabaha
Aklımdaysan
Seni bir türlü unutmuyorsa şu körolası hafızam
Adını anmak ibadetim olmuşsa
Ve her şeye rağmen
“Sen imkansızsan
Sensizlik imkansızsa”
Ne olur artık sus
Konuşma!
Söyleme yeter bu kahreden cümleyi bana
“Çocuk! Benim bir ayağım çukurda! ”
Ne olmuş yani
Çukurdaysa çukurda
Hem sen şanslı sayılırsın
Bir baksan şu halime
Anlarsın
Şükretsene
Senin sadece bir ayağın çukurda
Ya bu sana aşık
Bu sana deli çocuk?
Onun hem yüreği
Hem bedeni
Silme toprak altında
10.03.2006
İstanbul
Hicran Deniz
ÇUKURLU ŞİİR