Ö zlem dolu yıllar ne çabuk geçti Z ehir oldu hayatım sımdı geçmiş nerde L al olmuş bir hayat ve sen yoksun E llerim boş şimdi gözler uzaklarda M artılara bakıp senden haber beklıyorum
Ç aresiz bir aşk ve sevgisiz bır hayat İ steme benden ne olur bitmişim ben F akat bir tatlı söz bir tebessüm hasretim T akma kafana diyorsun ne mümkün C İzgiler hep dogru değil bazen yan bazen yamuk İ şte kısa ve yaşanmamış sensiz bir hayat
Nice asırlar oldu, tanırım seni. Gönlüme gönlün, sanma canım dün değdi. Nefes aldığım her an, anarım seni. Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Elemleri attı, bir sözünle özüm. Yeni görmeye başladı, sanki gözüm. Senin adını zikreder, bil her sözüm. Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Gündüzler aydınlık, aydın tüm geceler. Silindi beynimdeki, tüm bilmeceler. Özüm senindir, dilim seni heceler. Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Ne yalnız mazi ne hal, sensin Mahşeri. Gözüm görmez Mahşerde, hiç bir beşeri. Sen gösterirsin bana, hayrı ve şerri. Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Sevgin verir gönle huzur, dize derman. Şimdi bambaşka güzel; dağ, deniz, orman. Sevgi sözündür bana en yüce ferman. Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Bir yaz güneşinden ödünç aldığım yüzünü görüyorum buradan, yarım kalmış mutluklarla dolu olan yansıtan yüzünü. Masmavi bir denize yaslanmış bir parkın köhne banklarında oturuyorum ve teninin kokusunu her içime çekişimde kendi yalnızlığımın kokusunu duyuyorum, o keskin ve acı veren kokuyu. Belki de bir tek seni bu kadar çok sevdiğim için korkuyorum karanlıkta kalmaktan, ruhumun karanlığını aydınlatan yaz güneşi kadar tatlı gözlerin ki ışığın bana arkasını dönmesinden. Paraya en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda hiç beklemediği bir anda karşısına onun için çok değerli olan büyük bir elmas çıkan fakir bir köylü bulduğunu kaybetmekten nasıl korkar ve onu bir an bile yanından ayırmak istemezse bende öyle korkuyorum seni kaybetmekten ve istemiyorum beni bırakıp gitmeni. Belki de sana bu kadar çok bağlandığım için korkuyorum yalnız kalmaktan çünkü ben senin sıcaklığın eritinceye kadar hiç kıramamıştım o yalnız yaşadığım karanlık soğuk odanın duvarlarını ve biliyorum ki sen bana arkanı döndüğünde odamın içi yine soğumaya başlayacak ve ben yine duvarların arasında terkedilmiş yalnızlığıma döneceğim. Oturduğun bankta yüzünü görüyorum, ağaçların arasından sızan mahçup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. İçimdeki resmin en güzel parçasısın sen biliyorum ki ancak sen gittiğinde yanacak o resim, sonsuza dek içimde taşımak istediğim acemi resim. Kollarımda öyle masum uyuyorsun ki... bu masumiyetin arkasında saklı olduğunu, içinde sana da yabancı olan o seni tanımayı o kadar çok isterdim ki... Seni kıskandığımı hissediyorum, benden uzak olduğun o yerlerde biri sana benim baktığım gibi bakar diye korkuyorum Ya da sen başkasına bana baktığın gibi bakarsın diye korkuyorum. Belki de ben en çok bir gün seni kıskanmayı vazgeçmekten korkuyorum... Senin hayalinle paylaştığım odamda; artık bana ilahi gibi gelen telefonun sesini bekliyorum sesini duyabilme umuduyla. Çoğu zaman her telefon bir hayal kırıklığı olsa da benim için, beklemek hoşuma gidiyor seni bu sessiz ruhlar kabilesinde. Telefonu açıp senin sesini duyduğumda dünyanın en şanslı insanıymışım gibi hissediyorum kendimi; yüzünü görememenin tattırdığı hasreti unutarak, kendimi aldatıyorum... İşte karşımda duruyorsun fakir çocukların uçurtmalarında yaşadığımız bu karanlık gecede. Ağaçların arasında sızan mahcup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. Yanımda olmasan da görüyorum seni bu gece. Belki yanımda olmasan da seni görebildiğim için seviyorum seni böyle körü körüne bir tutkuyla. Nedeni ne olursa olsun sen benim hayatıma sağanak yağmurlardan sonra açan parlak bir güneş gibi girdiğinden beri AŞK, bir gün bir yerlerde beraber olabilme umuduyla yaşamaktır benim için sevgilim.....
Bir avuç güneşle gelsen... Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü 'Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım.'
Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim.
Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört duvar yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü ' mutluluğa ' boyamayı öğretecektin? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde....
Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden? Çok mu sana dair beklentilerim....?
Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili?
Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden diledim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında ' imkansızlığı ' yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum ' hayat 'yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim..
Eğer gelmeyeceksen sevgili; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua, gözbebeklerinde akan son damla olup toprağa ben sarılayım. Ben ellerimi uzattım yüreğine; nefesinden ya yokluğunu yolla yalnızlığa sarılayım ya da gözlerini yolla delice yüreğine soluyayım..
' Karanlıklarıma yokluğunun hançerinin düşmesine izin verme; gözlerinde saklı bir avuç güneşle gel yalnızlığın gölgelerine. '
Sevgili Özlem, hiçbir şey tesadüf değildir.” Üzerinde biraz düşünülmesi gereken bir cümledir. Yaşadığımız ne varsa, ya seçimlerimizin sonucu oluşmuştur, ya kaderdir. Tercihlerimiz bizi o olaya, zamana, kişiye getirdiyse bu zaten tesadüf olamaz; diğer seçenek alın yazısı olduğuna göre, yukarısı da bir ömrün hikayesini tesadüflere bırakmaz, değil mi?
16.12.2010 - 14:46
Doğum gününüz kutlu olsun.
Size,sevenleriniz ve sevdiklerinizle birlikte,mutlu bir ömür diliyorum.
16.12.2010 - 01:33
Doğum günün kutlu, her günün mutlu olsun
28.09.2010 - 09:51
ÖZLEM
Ö zlem dolu yıllar ne çabuk geçti
Z ehir oldu hayatım sımdı geçmiş nerde
L al olmuş bir hayat ve sen yoksun
E llerim boş şimdi gözler uzaklarda
M artılara bakıp senden haber beklıyorum
Ç aresiz bir aşk ve sevgisiz bır hayat
İ steme benden ne olur bitmişim ben
F akat bir tatlı söz bir tebessüm hasretim
T akma kafana diyorsun ne mümkün
C İzgiler hep dogru değil bazen yan bazen yamuk
İ şte kısa ve yaşanmamış sensiz bir hayat
N.ÖZ
22.09.2010 - 23:11
Aya Gün Değdi
Nice asırlar oldu, tanırım seni.
Gönlüme gönlün, sanma canım dün değdi.
Nefes aldığım her an, anarım seni.
Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Elemleri attı, bir sözünle özüm.
Yeni görmeye başladı, sanki gözüm.
Senin adını zikreder, bil her sözüm.
Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Gündüzler aydınlık, aydın tüm geceler.
Silindi beynimdeki, tüm bilmeceler.
Özüm senindir, dilim seni heceler.
Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Ne yalnız mazi ne hal, sensin Mahşeri.
Gözüm görmez Mahşerde, hiç bir beşeri.
Sen gösterirsin bana, hayrı ve şerri.
Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Sevgin verir gönle huzur, dize derman.
Şimdi bambaşka güzel; dağ, deniz, orman.
Sevgi sözündür bana en yüce ferman.
Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.
Mustafa EROL
17.Haziran.2010
Antalya/Manavgat
20.07.2010 - 11:48
Bir yaz güneşinden ödünç aldığım yüzünü görüyorum buradan,
yarım kalmış mutluklarla dolu olan yansıtan yüzünü.
Masmavi bir denize yaslanmış bir parkın köhne banklarında oturuyorum
ve teninin kokusunu her içime çekişimde kendi
yalnızlığımın kokusunu duyuyorum, o keskin ve acı veren kokuyu.
Belki de bir tek seni bu kadar çok sevdiğim için korkuyorum karanlıkta
kalmaktan, ruhumun karanlığını aydınlatan yaz güneşi kadar
tatlı gözlerin ki ışığın bana arkasını dönmesinden.
Paraya en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda hiç beklemediği bir anda
karşısına onun için çok değerli olan büyük bir elmas çıkan fakir bir köylü
bulduğunu kaybetmekten nasıl korkar ve onu bir an bile yanından ayırmak istemezse bende öyle korkuyorum seni kaybetmekten ve istemiyorum
beni bırakıp gitmeni.
Belki de sana bu kadar çok bağlandığım için korkuyorum
yalnız kalmaktan çünkü ben senin sıcaklığın eritinceye kadar hiç kıramamıştım o yalnız yaşadığım karanlık soğuk odanın duvarlarını ve biliyorum ki sen bana arkanı döndüğünde odamın içi yine soğumaya başlayacak ve ben yine duvarların arasında
terkedilmiş yalnızlığıma döneceğim.
Oturduğun bankta yüzünü görüyorum, ağaçların arasından
sızan mahçup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor.
İçimdeki resmin en güzel parçasısın sen biliyorum ki ancak sen gittiğinde yanacak o resim, sonsuza dek içimde taşımak istediğim acemi resim.
Kollarımda öyle masum uyuyorsun ki...
bu masumiyetin arkasında saklı olduğunu, içinde sana da yabancı olan o seni tanımayı o kadar çok isterdim ki...
Seni kıskandığımı hissediyorum, benden uzak olduğun o yerlerde biri sana benim baktığım gibi bakar diye korkuyorum
Ya da sen başkasına bana baktığın gibi bakarsın diye korkuyorum.
Belki de ben en çok bir gün seni kıskanmayı vazgeçmekten korkuyorum...
Senin hayalinle paylaştığım odamda; artık bana ilahi gibi gelen telefonun
sesini bekliyorum sesini duyabilme umuduyla.
Çoğu zaman her telefon bir hayal kırıklığı olsa da benim için,
beklemek hoşuma gidiyor seni bu sessiz ruhlar kabilesinde.
Telefonu açıp senin sesini duyduğumda dünyanın en şanslı
insanıymışım gibi hissediyorum kendimi; yüzünü görememenin tattırdığı
hasreti unutarak, kendimi aldatıyorum...
İşte karşımda duruyorsun fakir çocukların uçurtmalarında
yaşadığımız bu karanlık gecede.
Ağaçların arasında sızan mahcup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. Yanımda olmasan da görüyorum seni bu gece. Belki yanımda olmasan da
seni görebildiğim için seviyorum seni böyle körü körüne bir tutkuyla.
Nedeni ne olursa olsun sen benim hayatıma sağanak yağmurlardan
sonra açan parlak bir güneş gibi girdiğinden beri AŞK,
bir gün bir yerlerde
beraber olabilme umuduyla yaşamaktır benim için sevgilim.....
19.07.2010 - 09:31
Bir avuç güneşle gelsen...
Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü 'Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım.'
Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim.
Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört duvar yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü ' mutluluğa ' boyamayı öğretecektin? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde....
Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden? Çok mu sana dair beklentilerim....?
Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili?
Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden diledim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında ' imkansızlığı ' yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum ' hayat 'yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim..
Eğer gelmeyeceksen sevgili; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua, gözbebeklerinde akan son damla olup toprağa ben sarılayım. Ben ellerimi uzattım yüreğine; nefesinden ya yokluğunu yolla yalnızlığa sarılayım ya da gözlerini yolla delice yüreğine soluyayım..
' Karanlıklarıma yokluğunun hançerinin düşmesine izin verme; gözlerinde saklı bir avuç güneşle gel yalnızlığın gölgelerine. '
18.06.2010 - 22:46
Akdeniz Oldum Çağladım
saldım ayaklarımı kuzguncuk'tan kıyıya
mavinin derinine düştüm
tutundum yeşil bir dala
gözlerim yeşile tutundu
akıntıya kürek çektim boğazda
yeşil maviye tutundu
soğuk suyun akıntısıydı ılık ve serin
ayaklarıma değdi tenim ürperdi
ruhumu okşayan bir güfte
meltem rüzgarıyla geldi
muhabbet kuşlarının dilinde
öptü kulak zarımı okşadı
yedi tepeli şehirden seyrettim marmara'yı
ıstranca dereleri'nden bir damla
ıslattı kurumuş dudağımı
akdeniz oldum çağladım..
06.06.2010 - 21:44
Sevgılı Hacer,sayfama bıraktıgın muhtesem cıcegım ıcın tesekkur ederım canımmm! ! !
30.05.2010 - 10:06
İlkyaz Duygulanımları 4
doğa tüm doğurganlığıyla
çoştu yine
karakış gecelerinde
örselenmiş duygularım uyanıyor
yenileniyor
deniz aşırı seviler
sarmalıyor ezgin yüreğimi
dağlar aşırı şiirler fısıldıyor
göçmen kuşlar
mavi göğe saldım hüzünlerimi
yeşeren doğa besler ruhumu
mavi deniz besler umutlarımı
_babakale 28mar'10
Zeki Ergin
17.05.2010 - 21:04
Sevgili Özlem, hiçbir şey tesadüf değildir.” Üzerinde biraz düşünülmesi gereken bir cümledir. Yaşadığımız ne varsa, ya seçimlerimizin sonucu oluşmuştur, ya kaderdir. Tercihlerimiz bizi o olaya, zamana, kişiye getirdiyse bu zaten tesadüf olamaz; diğer seçenek alın yazısı olduğuna göre, yukarısı da bir ömrün hikayesini tesadüflere bırakmaz, değil mi?
12.04.2010 - 22:53
gülmelerinden bir uçurtma yapmalıyım
sevdaya koşan çocukların ellerinde,
uçurtmalıyım onları çocuklarla
sen olmalısın savruldukları...
27.03.2010 - 17:01
BİRDE SEN SÖYLE
Feleğin çarkını döndüremedim
Bu yürek yangını söndüremedim
İçim de bir sızı var dindiremedim
Çaresi kimdedir bir de sen söyle
Acısı tatlısı ile bir ömür gitti
Adımlar küçüldü dermanlar bitti
Sevdiğim insanların bir çoğu gitti
Yaşasam ne olur birde sen söyle
Arkana bakmanın faydası yoktur
Odan da dolaşır her gün bir doktor
İğne ilaç serum faydası yoktur
Yaşamak bumudur birde sen söyle
Mahmut Ali BULUÇ
Toplam 12 mesaj bulundu