Ozlem Cıftcı Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

  • Ayşe Okur
    Ayşe Okur

    16.12.2010 - 14:46

    Doğum gününüz kutlu olsun.
    Size,sevenleriniz ve sevdiklerinizle birlikte,mutlu bir ömür diliyorum.

  • Birol Erol
    Birol Erol

    16.12.2010 - 01:33

    Doğum günün kutlu, her günün mutlu olsun

  • Mavi Hayal Adasi
    Mavi Hayal Adasi

    28.09.2010 - 09:51

    ÖZLEM

    Ö zlem dolu yıllar ne çabuk geçti
    Z ehir oldu hayatım sımdı geçmiş nerde
    L al olmuş bir hayat ve sen yoksun
    E llerim boş şimdi gözler uzaklarda
    M artılara bakıp senden haber beklıyorum

    Ç aresiz bir aşk ve sevgisiz bır hayat
    İ steme benden ne olur bitmişim ben
    F akat bir tatlı söz bir tebessüm hasretim
    T akma kafana diyorsun ne mümkün
    C İzgiler hep dogru değil bazen yan bazen yamuk
    İ şte kısa ve yaşanmamış sensiz bir hayat

    N.ÖZ

  • Mustafa Erol
    Mustafa Erol

    22.09.2010 - 23:11

    Aya Gün Değdi

    Nice asırlar oldu, tanırım seni.
    Gönlüme gönlün, sanma canım dün değdi.
    Nefes aldığım her an, anarım seni.
    Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.

    Elemleri attı, bir sözünle özüm.
    Yeni görmeye başladı, sanki gözüm.
    Senin adını zikreder, bil her sözüm.
    Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.

    Gündüzler aydınlık, aydın tüm geceler.
    Silindi beynimdeki, tüm bilmeceler.
    Özüm senindir, dilim seni heceler.
    Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.

    Ne yalnız mazi ne hal, sensin Mahşeri.
    Gözüm görmez Mahşerde, hiç bir beşeri.
    Sen gösterirsin bana, hayrı ve şerri.
    Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.

    Sevgin verir gönle huzur, dize derman.
    Şimdi bambaşka güzel; dağ, deniz, orman.
    Sevgi sözündür bana en yüce ferman.
    Sen güneşsin bense ay, aya gün değdi.

    Mustafa EROL
    17.Haziran.2010
    Antalya/Manavgat

  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş

    20.07.2010 - 11:48

    Bir yaz güneşinden ödünç aldığım yüzünü görüyorum buradan,
    yarım kalmış mutluklarla dolu olan yansıtan yüzünü.
    Masmavi bir denize yaslanmış bir parkın köhne banklarında oturuyorum
    ve teninin kokusunu her içime çekişimde kendi
    yalnızlığımın kokusunu duyuyorum, o keskin ve acı veren kokuyu.
    Belki de bir tek seni bu kadar çok sevdiğim için korkuyorum karanlıkta
    kalmaktan, ruhumun karanlığını aydınlatan yaz güneşi kadar
    tatlı gözlerin ki ışığın bana arkasını dönmesinden.
    Paraya en çok ihtiyacı olduğu bir zamanda hiç beklemediği bir anda
    karşısına onun için çok değerli olan büyük bir elmas çıkan fakir bir köylü
    bulduğunu kaybetmekten nasıl korkar ve onu bir an bile yanından ayırmak istemezse bende öyle korkuyorum seni kaybetmekten ve istemiyorum
    beni bırakıp gitmeni.
    Belki de sana bu kadar çok bağlandığım için korkuyorum
    yalnız kalmaktan çünkü ben senin sıcaklığın eritinceye kadar hiç kıramamıştım o yalnız yaşadığım karanlık soğuk odanın duvarlarını ve biliyorum ki sen bana arkanı döndüğünde odamın içi yine soğumaya başlayacak ve ben yine duvarların arasında
    terkedilmiş yalnızlığıma döneceğim.
    Oturduğun bankta yüzünü görüyorum, ağaçların arasından
    sızan mahçup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor.
    İçimdeki resmin en güzel parçasısın sen biliyorum ki ancak sen gittiğinde yanacak o resim, sonsuza dek içimde taşımak istediğim acemi resim.
    Kollarımda öyle masum uyuyorsun ki...
    bu masumiyetin arkasında saklı olduğunu, içinde sana da yabancı olan o seni tanımayı o kadar çok isterdim ki...
    Seni kıskandığımı hissediyorum, benden uzak olduğun o yerlerde biri sana benim baktığım gibi bakar diye korkuyorum
    Ya da sen başkasına bana baktığın gibi bakarsın diye korkuyorum.
    Belki de ben en çok bir gün seni kıskanmayı vazgeçmekten korkuyorum...
    Senin hayalinle paylaştığım odamda; artık bana ilahi gibi gelen telefonun
    sesini bekliyorum sesini duyabilme umuduyla.
    Çoğu zaman her telefon bir hayal kırıklığı olsa da benim için,
    beklemek hoşuma gidiyor seni bu sessiz ruhlar kabilesinde.
    Telefonu açıp senin sesini duyduğumda dünyanın en şanslı
    insanıymışım gibi hissediyorum kendimi; yüzünü görememenin tattırdığı
    hasreti unutarak, kendimi aldatıyorum...
    İşte karşımda duruyorsun fakir çocukların uçurtmalarında
    yaşadığımız bu karanlık gecede.
    Ağaçların arasında sızan mahcup ay ışığı yorgun bedenini okşuyor. Yanımda olmasan da görüyorum seni bu gece. Belki yanımda olmasan da
    seni görebildiğim için seviyorum seni böyle körü körüne bir tutkuyla.
    Nedeni ne olursa olsun sen benim hayatıma sağanak yağmurlardan
    sonra açan parlak bir güneş gibi girdiğinden beri AŞK,
    bir gün bir yerlerde
    beraber olabilme umuduyla yaşamaktır benim için sevgilim.....

  • Rıza Karataş
    Rıza Karataş

    19.07.2010 - 09:31

    Bir avuç güneşle gelsen...
    Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü 'Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım.'

    Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim.

    Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört duvar yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü ' mutluluğa ' boyamayı öğretecektin? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde....

    Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden? Çok mu sana dair beklentilerim....?

    Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili?

    Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden diledim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında ' imkansızlığı ' yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum ' hayat 'yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim..


    Eğer gelmeyeceksen sevgili; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua, gözbebeklerinde akan son damla olup toprağa ben sarılayım. Ben ellerimi uzattım yüreğine; nefesinden ya yokluğunu yolla yalnızlığa sarılayım ya da gözlerini yolla delice yüreğine soluyayım..

    ' Karanlıklarıma yokluğunun hançerinin düşmesine izin verme; gözlerinde saklı bir avuç güneşle gel yalnızlığın gölgelerine. '

  • Cemal Karsavran
    Cemal Karsavran

    18.06.2010 - 22:46

    Akdeniz Oldum Çağladım


    saldım ayaklarımı kuzguncuk'tan kıyıya
    mavinin derinine düştüm
    tutundum yeşil bir dala
    gözlerim yeşile tutundu

    akıntıya kürek çektim boğazda
    yeşil maviye tutundu
    soğuk suyun akıntısıydı ılık ve serin
    ayaklarıma değdi tenim ürperdi

    ruhumu okşayan bir güfte
    meltem rüzgarıyla geldi
    muhabbet kuşlarının dilinde
    öptü kulak zarımı okşadı

    yedi tepeli şehirden seyrettim marmara'yı
    ıstranca dereleri'nden bir damla
    ıslattı kurumuş dudağımı
    akdeniz oldum çağladım..

  • Ozlem Cıftcı
    Ozlem Cıftcı

    06.06.2010 - 21:44

    Sevgılı Hacer,sayfama bıraktıgın muhtesem cıcegım ıcın tesekkur ederım canımmm! ! !

  • Zeki Ergin
    Zeki Ergin

    30.05.2010 - 10:06

    İlkyaz Duygulanımları 4

    doğa tüm doğurganlığıyla
    çoştu yine
    karakış gecelerinde
    örselenmiş duygularım uyanıyor
    yenileniyor

    deniz aşırı seviler
    sarmalıyor ezgin yüreğimi
    dağlar aşırı şiirler fısıldıyor
    göçmen kuşlar

    mavi göğe saldım hüzünlerimi
    yeşeren doğa besler ruhumu
    mavi deniz besler umutlarımı

    _babakale 28mar'10

    Zeki Ergin

  • İnci Naz
    İnci Naz

    17.05.2010 - 21:04

    Sevgili Özlem, hiçbir şey tesadüf değildir.” Üzerinde biraz düşünülmesi gereken bir cümledir. Yaşadığımız ne varsa, ya seçimlerimizin sonucu oluşmuştur, ya kaderdir. Tercihlerimiz bizi o olaya, zamana, kişiye getirdiyse bu zaten tesadüf olamaz; diğer seçenek alın yazısı olduğuna göre, yukarısı da bir ömrün hikayesini tesadüflere bırakmaz, değil mi?

  • Mîr Delal Deniz
    Mîr Delal Deniz

    12.04.2010 - 22:53

    gülmelerinden bir uçurtma yapmalıyım
    sevdaya koşan çocukların ellerinde,
    uçurtmalıyım onları çocuklarla
    sen olmalısın savruldukları...

  • Mahmut Ali Buluç
    Mahmut Ali Buluç

    27.03.2010 - 17:01

    BİRDE SEN SÖYLE

    Feleğin çarkını döndüremedim
    Bu yürek yangını söndüremedim
    İçim de bir sızı var dindiremedim
    Çaresi kimdedir bir de sen söyle

    Acısı tatlısı ile bir ömür gitti
    Adımlar küçüldü dermanlar bitti
    Sevdiğim insanların bir çoğu gitti
    Yaşasam ne olur birde sen söyle

    Arkana bakmanın faydası yoktur
    Odan da dolaşır her gün bir doktor
    İğne ilaç serum faydası yoktur
    Yaşamak bumudur birde sen söyle
    Mahmut Ali BULUÇ

Toplam 12 mesaj bulundu