Nuri Gamsız Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • bir kıza ofsaytı anlatmak

    26.06.2006 - 09:13

    - öküzcan, anlatsan şu ofsaytı.

    + iyi be erkek dünyasına özgü bir tek bu geyiğimiz kalmıştı, onuda elimizden alın. Biz, sizin sir ağdanızı merak ediyormuyuz?

  • hasret

    23.06.2006 - 10:15

    hasret

    saçlarımı kesip rüzgara ataçağım!

    ta ki haber götürsün bir gün sana!

    içimde bir şeytan var, diyor ki

    aklına ne gelirse yapsana...

    c. külebi

  • çocuklar

    23.06.2006 - 10:07

    sabahın o saf, temiz,dingin, halleri beni büyüler. bu güzellikleri duyumsamak için her sabah uykumdan fedakarlıkta bulunup, önceden belirlediğim güzergahtan-tali ve özgün sokaklar-keyifle işime giderim. finalde öyle bir sokak vardırki romanlara,filmlere,şiirlere malzeme; ard arda sıralanmış metruk evler, penceresi fesleğenlerle kaplı bir kütüphane ve bu şehrin kardeşliğine delalet gotik tarzda inşa edilmiş katolik kilisesi.bu yapıların otantikliği yanında,burada yaşanan dramlar,aşklar,sevinçler insanı garip bir merak duygusuna savurur! her sabah bıkmadan, usanmadan bu sokaktan aynı duygularla geçer,giderim…

    bu sabahki yolculuğumda,bu şekildeydi, ta ki yanından geçtiğim çöp konteynırındaki iniltiyi duyana kadar. önce kedidir diye aldırış etmedim, biraz ilerledikten sonra alt perdeden yapılan imdat çağrısıyla,irkildim! bu insan sesiydi, hemen geri dönüp çöp konteynırının içine baktığımda gördüğüm manzara şok etti! ağlamaktan, gözleri kızarmış bir kız çocuğu, elindeki çuvalla, konteynırın dibinden ağlayarak bana bakıyordu,hemen çocuğu çekip aldım.sağ ayak bileği balon gibi şişmiş,yüzünde de ufak sıyrıklar vardı,belli ki konteynırın dibine çöp toplamak için sarkarken, düşmüş, ayağı da kapağın demirli kısmına gelmiş.küçük kız kömür gözlerinden sicim gibi yaşlar akıtarak ağlıyor,kilitlendim,boğazım düğümlendi,ne yapacağımı bilemiyorum.aklıma 112’yi aramak geldi.küçük kıza ailesini soruyorum,şivesinden oralı olduğu,zorunlu göçe maruz kaldığı anlaşılıyor,ismi rojda’ymış(kürtlerin güneş sevgisi!) yan taraftaki sokak çesmesinde yüzünü yıkayıp,çantamdaki krakeri ikram ediyorum.kabul etmiyor”ben dilenci degilem! ”sokağın tedrisatından geçtiği belli.”dilencilikle ne alakası var güzelim,paylaşmak istiyorum,sende olsa bana vermez misin? ”diyorum,susuyor.tekrar 112 ‘yi arıyorum.bu esnada köşeden eski tip pejo motora monte edilmiş üç tekerlekili çöp dolu bir motor üzerimize geliyor.abileriymiş,durumu anlıyorlar.rojda’yı kucaklayıp motora bindiriyorlar.”bekleyin 112’yi çağırdım”uzun boylu pos bıyıklı olanı”gerek yoktur,geçer,hem doktor ilaç parasıda yoktur,sendende yer gök razı olsun,sagolasın”deyip,rojda’yla uzaklaşıyorlar.donuyorum….

    bürodayım; kendimi sorguluyorum; klima,müzik seti,buzdolabı…konformistliğime kızıyorum. ruhu.rspu küçük insanlarla,gereksiz sorunlarla,ıvırla-zıvırla uğraştığım için kendime illet oluyorum…ruhumu terbiye etmem gerektiğine,bilgiyle,akılla daha fazla ihtiyacım olduğuna karar veriyorum.rojda’nın ayağını iyileştirmem gerektiğini hatırlıyorum,sinirlenip,herşeye küfür-küfür…kafamı dağıtmak için tv.ı açıp sabah haberlerini izliyorum; filistin’de, plajda piknik yapan ailenin üzerine atılan füze,çocukların etlerini parçalayarak mangalın üzerine düşmesine sebep oluyor,pişen çocuk eti! dayanılır gibi değil,kusacam! İkinci haber,uydu aracılığıyla belirlenen hedefe b-52 bombardıman uçağıyla atılan 50 kiloluk bombalar…25 kiloluk çocuk bedenlerinde yaptığı tahribatlar geliyor gözümün önüne…üçüncü haber,İstanbul Göztepe hastanesinde ölen çocukların,ortamın hijyen olmadığı,araştırmanın sürdüğü ıvır-zıvır… aklıma, selim demir’in, Çok Büyük Hıncı Kalır Mayonezli Kirenaların,yazısı geliyor: İkinci Dünya Savaşında, bazı emperyalist ülkelerin ordu komutanlarına tepsi içinde çocuk ölüsü sunulurmuş; “mayonezli kirena” işte bu çocuk ölülerine deniyormuş….IMF’nin emri üzerine sağlığın bütçesini 1.4 milyar dolar kıs,temizlik ihalesini taşeron firmalara ver, onlarda temizlik malzemesinden çalsın,çocuklar mikroplara yem olsun…başıma ağrılar saplanıyor…

    bu hissettiklerimi paylaşmak istiyorum, kim ne derse desin, ister popülist,ister gerçek çözümlerden uzak,ister dramatik,ister bölücü vs.vs.nasıl eleştirilirse, eleştirilsin,dilimin döndüğü, aklımın yettiği oranda yazıyorum,yazacağım.

    sevgili kardeşlerim,aşklarım,dostlarım saçını ördüğüm,tenin kokusunu içime çektiğim,altını değiştirdiğim,kulağına türküler fısıldadığım bir çocuğum yok! fakat insan olmanın ön koşulununda vücuduna mikrop,şarapnel saplanan çocukların acılarını, kendi çocuğunmuş gibi hissetmek olduğunuda bilerek; bütün çocukların şeker yiyebilmesini savunup, savaşa,talana,adaletsizliğe hayır demeliyiz,bulunduğumuz her alanda örgütlenerek, çocuklarımıza,geleceğimize ülkemize,dünyamıza sahip çıkmalıyız,çok geç olmadan…

  • sigaramın dumanına sarsam, saklasam seni

    22.06.2006 - 16:39

    ...akşam vakti sardı yine hüzünler

    kalbim yangın yeri, gel kurtar beni senden...'

  • hayat

    22.06.2006 - 16:25

    yanlış hayat doğru yaşanmaz.

    adorno

  • akşamüstü

    21.06.2006 - 14:37

    'ben ölürsem akşamüstü ölürüm

    şehre simsiyah bir kar yağar

    yollar kalbimle örtülür... '

    a.behramoğlu

  • Akıl Oyunları

    21.06.2006 - 14:35

    'gerçek akıl ve mantık, aşkın sınırları içerisindedir'john nash

  • Metin Üstündağ

    21.06.2006 - 14:33

    'küçük bütçeli fakat incelik ve duyarlılıkla örülmüş hayatlar...'met-üst

  • parmak kütletme

    19.06.2006 - 16:51

    burun karıştırma ve kalça kaşımayla beraber oluşturduğu konsarsium,hayal gücünüzü zenginleştirir…

  • gerçek sevgi

    19.06.2006 - 15:26

    koşulsuz,tutku yüklü,güleç,samimi,içten,içli,üretken ve paylaşımcılığın yoğun olduğu bir sevgidir.

    not: bulursanız haber verin, beraberce severiz…

  • sıradan insanlar

    19.06.2006 - 15:25

    atomize olmuş toplumun bireyleridir.ör.:hiç tanımadığınız insanlarla, seda sayan-nihat doğan,galatasaray muhabbeti yapabılabilmesidir.yani tornadan çıkmışçasına aynı saç rengi,ortak beğeniler,ortak üslup,ortak tepkiler verirler.depolitizasyon,demoralizasyon,tüketim toplumu gibi başlıklar altında incelenebilirler…

    not: her ne kadar farklı toplumsal koşullarda, farklı olacaklar bilinsede,sıradanlığı kırmakta bir akıl çabasıdır yoksa her insan bir dünyadır ve hikayesi vardır,buda ayrıdır.

  • balık tutmak

    17.06.2006 - 12:36

    balık tutma keyfinin,ızdıraba dönüştüğü anlar:

    +abi balık varmı?

    -var da, biz tutmuyoruz, misyonumuz doğa tasvirine katkıda

    bulunmak,deniz,martı,balık tutan adam felan

    +! ! ! ! ! ! ! ! ! !
    -----------

    +hocam yeminiz tombul solucanmı?

    -yok hacım, penaeidae-metapenaeus stebbingi (karides)

    +! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

    ------------

    + rastgele kaptan, av verimlimi? isminizde bahşederseniz.

    -kaptan değil, kaptan-ı derya, yaptık 25 kilo kadar.

    -! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! (bu sorunun sahibi tuzlu su kurnazı, 1 saat sonra av malzemeleriyle 3 adım ötenizde olta sallamaya başlar! eline iğnenin batmasıyla avcılığa küfrederek son verir)
    -------------

    yaşlı bir teyze torununa: bak bak nasılda hayvanın ağzını iğneyle

    parçalamış, cani herif

    torun: allah baba taş yapacak onu

    ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! (avcı iptal!)
    ----------

    + baba, sizinkide sabır işi be, 2 saattir seyrediyorum,1 tane bile

    tutamadın hala da vazgeçmedin, dalgada kıyıyı amma dövüyor ha.

    fllllooooşşşş (küçük çaplı bir tsunami yaşayıp, sucuk gibi

    olmuşsunuzdur)

    + hala balık tutacanızmı? helal be helal

    - ya git kardeşim ya, git yaaaa.

    -----------

    not: bu soruların 2 saatte 100 insan tarafından sorulduğu düşünülürse,

    durum daha anlaşılır bir hal alır.bkz. empati

  • ılgın

    17.06.2006 - 12:09

    içeriğini bilmemekle beraber, bir rüzgar türü...

    bkz.

    ılgın ılgın esen seher yelleri

    gel doğrusun söyle gelirmi yar yar...

    aşık şamili

  • uykuda sıçramak

    17.06.2006 - 11:59

    sıçramaların dozajı arttığında, zıçmanıza vesile olacak bir hadisedir.

    şöyledir,kaldığınız yurdun tavanı 5 metre ve ranzanız 2.kat ve 3 metre

    yüksekliğinde ise(bkz.:hacettepe-beytepe yurdu) aşağıya bakmanız

    dahi başınızı döndürür,bu korkuyla uykuya daldığınız an,bilinç altınızda

    irtifa kaybettiğinizi düşünüp,haaaa diye sıçrarsınız ki, akabinde

    korkudan zıçmanız kaçınılmazdır.

  • kavganın en hararetli yerinde telefonun çalması

    16.06.2006 - 16:36

    +yahu yeter,bir huzur ver be

    -haa şimdide şirret olduk öylemi?

    dolilliliillidooolll: telefonun müziği vivaldi’nin mevsimler’idir,kavgacılar relakksssss

    +canııımmm

    -balıııımmm

  • kavganın en hararetli yerinde telefonun çalması

    16.06.2006 - 16:35

    x-bıktım senden, anlayışsızlık abidesi

    y-bırak bu aly mcbeal ağızlarını

    x-seni son kez uyarıyorum,ayrılacam senden,ayrılacam

    y-aradığınız yönde tüm hatlar, to person…yav bu ilişkinin marco aurelio’suyum bütün yük bende,ayrılacaksan ayrıl

    dolidolillili (telefon çalma efekti)

    x-alo

    *selam canım, ben ferit, sana hala aşığım,unutamadım seni…

    x-taymingin hep iyiydi senin feritcim, bir saniye(telefon elle kapatılıp,kavgalı sevgiliye dönülerek) öküzcan bey,sizin için hande yener’den sen yoluna ben yoluma parçasını istiyorum!

  • gezici kütüphane

    16.06.2006 - 15:11

    1950 model magirus otobüsleri çiçekli,böcekli figürlerle boyayıp,1950

    basımlı kitapları şirin gösterme çabaları vardır ki, takdire şayandır

    (kütüphane emekçilerinin iyiniyetlerini göz ardı etmeden) bütçeden

    kültüre ve kütüphanelere ayrılan payın artırılıp, koleksiyonlarının ve

    hizmet araçlarının yenilenmesi sağlansa. bu ülkede ciddi bir kültür

    politikası uygulanıp,insanların kitaplarla ve kütüphanelerle haşır neşir

    olunması sağlansa? bizlerede bu kadar sa ekli cümleler kurdurulmasa!

    olmazmı?

  • lüle

    15.06.2006 - 15:50

    argoda, defi hacet yapan organa verilen isim.

    bkz. ulan o kadar bakınız verdim birine baktınızmı? sizleri aydınlatmak, keyiflendirmek için canım çıkıyor, siz bir bkz.a bile bakmıyorsunuz.bakmayacağınızı bildiğim için bu bkz.ı yazdım.kimki bkz.larıma bakmazsa, argoda, neyse ya...

  • çizgili pijama

    15.06.2006 - 15:46

    çatalı çıkmış kalçalarda, pijamanın renk ahenki ve çatalın şekliyle görsel bir şölen oluşur(açık göbekle alakası yoktur,bu görüntü doğaldır) ,boyuda uzun gösterir,bazende moderniteye karşı geleneğin simgesidir (ne alakaysa?) !

  • hayali kendinden daha güzel

    15.06.2006 - 15:45

    gözlemlerden algılanıldığı kadarıyla;

    sevdiğiniz kızı mitoslaştırıp, bu kız beni görmeli bana kazak örmeli,parçası eşliğinde,tatlı tatlı hayaller kurarsınız,hatunun ellerinin elyaftan, dudaklarının badeden olduğunu düşünürsünüz. gözünüzde erişilmez, ulaşılmazdır. gel zaman, git zaman hatunla bi şekilde tanışırsınız, ilk şoku atlattıktan sonra onu elde etmenin rahatlığı ve doyumsuz yanınızla,ilişkiye hoyratca davranmaya başlarsınız.gündelik yaşantılarınız hayallerinizi yıkmıştır(yada hayalleriniz gerçekçi değildir!) . bumuymuş rüyalarımın kızı, demin tuvalete kaka yapmaya gitti,geçen günde omzumda hüngür hüngür ağladı,küçümsemeleriyle onu sıradanlaştırıp,hızla tüketmeye başlarsınız! oysa oda insandır, zaafları, eksikleri vardır, türünden akılcı çözümlemeleri, hayallerinizle çarpamazsınız çünkü hayallerinizin kurgusu sakattır...bildik sona gidilir, sonrasında ise, hayali kendinden güzelmiş, cümlesi ağzınızdan dökülüverir …

  • sürücü kursu

    13.06.2006 - 11:08

    küfür paratoneri

    bkz. sana ehliyet verenin taa…

  • kendine mektup göndermek

    13.06.2006 - 10:44

    subjektifliğin daniskası :

    sevgili kendümcan, satırlarıma,gözlerinin retinasından doyumsuzca öperek başlamak istiıyorum, hala öpmeye devam ediyorum,gözlerinde göz değil, gözistanmış…

    kendümcan, anladım ki, sen bu evrenin doğal dengesisin,sensiz, güneş doğmaz,atlar padoğa çıkmaz,stand by imzalanmaz,mamut ali erbilmez iğrenç espriler yapmaz,kuşlar grip olmaz,çocuklar diş çıkarmaz,mersin idman yurdu seri a ya çıkmaz(!) ama ben beneyiz saçmalama hakkımda saksız değülmü? yani kendümcan,bize ilişkin ne yazsam kifayetsiz kalır! sen benüm aynamsın,bumerangımsın,biskremimsin… bu satırları, objektif bir gözle yazdım,ya yine gözlerin dedim,ela gözlü benlim benim,satırlarıma son verirken kendine çok selam söyle…

  • Sevgili Milena (Mektuplar)

    08.06.2006 - 14:31

    ' düşler sona ermedikçe kişi uyanmaz uykusundan ' sf. 55

  • faul

    08.06.2006 - 14:19

    en karizmatiği: topsuz alanda yapılan faullerdir.

    ör.emre aşığın, marcio nobre’ye topsuz alanda yaptığı faul!

Toplam 332 mesaj bulundu