Ersay Bala Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antol ...

  • aziz

    27.12.2011 - 11:51

    AZİZ: Yüce,kıymetli,güçlü,anlamında kullanılan bir kelime,
    Kuranı kerimde Allaha ait olan EL AZİZ kelimesiyle gecer,yani güçün,yüceliğin,tek sahibi,Bir varlıkta bulunan tüm nitelikler, nicelikler Hakka aittir,İnsan kendindeki
    hiç bir sıfatı var edemez,vucudunda tecelli eden tüm sıfatların gücü hakka aittir,
    mesela görmek için göz vardır,insan bu göz sayesinde görür,ama ne gözü nede görmeyi insan kendisi var edip vucuduna koymamıştır,buradaki görmenin var edici yani o göze ait olan yücelik,güç hakka aiittir,ilahi kudret her sıfattaki inceliği var edendir,sıfatlarıyla EL AZİZ dir

  • mevla

    26.12.2011 - 11:44

    MEVLA:Efendi,baba,sahip,veli,işi gören,rab,
    bu kelimelerdende anlaşılacağı gibi varlığı herşeyiyle var eden,şekillendiren,nitelendiren,kendin varlığından var eden anlamında kullanılan bir kelime,Arapcada mevla:baba demek buradaki anlam ata anlamında kullanılır,kişi nasılki herşeyinin anne babasından alır,bu dünyaya gelmeden önce bir bebeğin tüm genetik yapısı anne babasındandır,
    İşte mevla kelimeside bu dünyadaki her varlık Allahtan var olur,Varlığın kendi dünyasındaki var oluş,var eden MEVLA kelimesiyle tanımlanır,ve kişi ölünceye kadar bu var oluşla yaşar,MEVLA var eden ve varlığı devam ettiren anlamında kullanılır

  • fesat

    23.12.2011 - 11:13

    FESAT:Bozan,parçalayan,düzeni bozan,karışıklık,kargaşalık çıkaran,Ara bozan anlamında kullanılır,Kişi birliği düzeni yapmaya değil bölme parçalama haline düşer,Buda çekememezlik halidir.kendini üstün görür başkasını hor görür.şeytan kuranı kerimde:Min hayrun ene,dedi.yani ben ondan hayırlıyım,ademe secde etmedi.kendini hayırlı ademi hayırsız gördü,kendini üstün gören,diger varlıkları hor hakir gören,fesatlıkla içiçedir.insana hakikatler sunulmuştur,bunları anlama yerine bozmaya giderse fesatlık halindendir.Bugün islam dünyasın cematler tarikatlara bölünmüştür,bir diğerini hak görmez,hepsi birbirini eleştirir durur,işte bu hakikatleri terkedip herkez kendine göre bir yol çizdiğindendir.Amaç birlikte buluşmaktır,yanı fesat olmamaktır,bölmemektir,parçalamamaktır,Hz muhammed zamanında bugünkü cematler tarikatlar yoktu,bunlar nereden çıktı,Efendimizin hakikatlerinin yanında bu kadar yol neden çıktı,Eger hakikatler anlaşılmassa herkez kendine göre bir anlayış çıkarır,işte bu bozma parçalama düzeni bozma dır...

  • fâsık

    23.12.2011 - 11:02

    FASIK NEDİR:çıkmak anlamında kullanılır,Hakikatı bırakıp kendi anlayışına çıkmak
    Hakikatlerin dışına çıkmak,Kısaca Fesatlık,bölen,bozan,
    kişiye bir şeyin hakikatleri sunulmuştur,ama o kişi bunları önemsemez kendine göre bir yola gider,gittiği yol fasıklıktır,Yani bir dr hastaya şu ilacı iç der hasta bunu dinlemez,başka bir şey içer ve iyileşmez işte bu durum fasıklıktır.

  • fususul hikem

    16.12.2011 - 17:17

    FUSUS'ül HİKEM:Hikmetlerin özü demektir.Kainattaki her varlığın bir hakikatı vardır.yani her varlık bir kitapdır,okunması araştırılması gerek,Okunurken o okuma o varlığın özünden olmalı,yani,hakikatleri
    varlığın kendinde görmeli ve anlamaya çalışmalı,Tıp kitabı nedir dense herkez yazılan bir tıp kitabını anlar,halbuki tıp kitabı insanın kendisidir.insanın vucudu tıp kitabıdır,ancak bu vucudu iyi okuyan ÖZE bağlı HİKMETLERE ulaşır.
    Onun için muhiddin arabi Fusus'ül Hikem i yazıp bunu anlatmaya çalışmıştır

  • zebani

    15.12.2011 - 17:53

    ZEBANİ:kötülüklerle hallenen kimsenin niteliklerini anlatan kelime,
    Cehaletinden,gurur,kibir,benlik,kötülük halleriyle hallenen kimseden iyi güzel şey hasıl olmaz.o kişi hep kendi egosuna,çıkarına koşar durur,kendisi gibi olmayan insanı yok eder,cehenneme atar,o kişiye hep zarar verir durur,Böyle kişiler dedikoduyu sever,haset fesat halindedir,hep kendini beğenir,hep kendini hayırlı başkalarını hor görür.işte böyle kişinin hali zebanileşmektir.Cehennem meleği denmesinin sebebi bu niteliklerden dolayıdır.
    Kişi iyi hal üzre değilse kötülük hali üzerinedir.Kötülük yolunda olan kişiler haline
    ZEBANİ hali denir.

  • perçem

    15.12.2011 - 17:02

    PERÇEM:PERÇEM: Gelenekte erkeklerin alınlarının üstünde bulunan bir tutam saç.
    Burada düşünülmesi gereken perçeminden tutmak nedir.İnsanlar fikirlerine,inandığı şeylere,itikatlarına göre hareket ederler.Biri ortaya çıksa bu zamana kadar bildiğiniz şeyin farklı bir yorumunu söylese,inanır yada inanmazsınız,inanırsanız doğruyu araştıran bir yapınız bir kalbiniz vardır demek,
    inanmassanız reddederseniz,sizi reddettiren şey bu zamana kadar doğru bildiğiniz inanışlardır.işte perçeminden tutmak,kafasının içinde neye inanmışsa itikatı,bilişi neyse ona göre hareket etmektir.Kuranı kerimde ALAK SURESİNDE geçer perçem kelimesi,Size bir yol gösterilir,siz ya o yolda gidersiniz yada o yola sırtınızı dönersiniz,kafanızın içindeki bilişler itikatlar sizde yer bulmuşsa dönüşünüz hep bu bilişlere göre olur.Biri ne anlatırsa anlatsın kişi kendi bildiklerinin dışında haraket etmeyi sevmez.işte perçeminden tutmak sizin bildikleriniz size sunmak ve size sunulan hakikatlere doğru yöneltmek anlamındadır.

  • ar rahman

    02.12.2011 - 12:06

    RAHMAN:Rahmet eden,nimet veren,koruyan,
    Bütün varlıklardaki nitelikler Allahın Rahman isminin tecellisinden tecelli eder
    Allahın Halkiyeti Rahman ismiyle tecelli eder.Bütün kainattaki her varlıktaki sayısız tecelli
    Allahın Rahman ismiyle tecelli eder.
    Varlıkların vucudlanmasının tüm tecellileri Rahman isminin tecellisidir.
    Onun için Suret-ür Rahman denir.
    Yani tüm suretlerin Allahın Rahman ismiyle suretlenmesi anlamına gelir.
    Varlıklardaki nitelikler birbirleriyle birleşerek yeni bir tecellinin oluşmasına sebeb olur.
    Yani atomların birleşmesiyle oluşan yeni elementler yeni oluşumlara yol açar.
    Böylelikle her varlık birbirine bağlıdır.birbirini tamamlar,birbirinin parçasıdır.
    Bu birlikler, birleşmeler Allahın Rahman isminin tecellisiyle olur.
    Allahın Rahman ismi, Her varlıktaki, sonsuz nimetler,sonsuz rızıkların oluşmasının sebebidir.
    Rahman ismine rahmet sahibi diye çevirilir.
    Allah demiri yaratmıştır.Demirden sanayide her türlü makine vs oluşumun demirdeki rahman
    İsminin tecelli alemidir.
    Bu kainattaki her varlık Allahın Rahman isiminin tecellilerini sonsuz bir şekilde gösterir.

  • SİDRETÜL MÜNTEHA

    25.10.2011 - 11:12

    SİDRETÜL MÜNTEHA:Ruhların vucud elbiselerini henüz giymedikleri tüm özlerin bir arada bulundukları,tüm varlıkların var olmadan önce,Allahta bir bütün olarak bulunduğu TEVHİD ŞUURU.Nasılki bir tohumda o ağaca ait tüm nitelikler gizli bir halde varsa,o tohum toprağa düşüpte filiz verip ağaç meydana geliyorsa,İşte o ağacın henüz vucud bulmadan önceki hali tohumda vardı.İnsan bir sperm ile yumurtanın döllenmesinden meydana gelir.İnsana ait tüm özellikler o yumurtada vardır.genetik kombinasyonunda insana ait tüm nitelikler tüm özellikler o genetik sistemde yazılıdır.yani madde alemi var olmadan önce mana aleminde vardı.Tecelli eyler var olur herşey,vardan var olur varlık,varlık var olmadan önce sidretül müntehaya gelir,orada ruhlar vucud elbisesi giymeye hazırlanır.HAK ve HALK sırrının sırrıdır SİDRETÜL MÜNTEHA

  • şefaat

    21.10.2011 - 11:54

    ŞEFAAT: HASTALIKTAN KURTARMAK
    Şefaat:Kelime olarak birinin kurtulması için,yada suçunun bağışlanması için yapılan aracılık.Burada kurtaran,kurtulan ve kurtulmasına aracı olan durumu söz konusudur.Bunu bir örnekle anlatacak olursak bir kişi hasta olsa ne yapar Doktora gider.Doktor onun hastalığını teşhis eder ve onun hastalıktan kurtulması için ona ilaç verir.O hasta o ilacı kullanır ve iyileşir.Burada o kişiyi iyileştiren ilaçın içindeki kimyasal maddedir.Buna aracı olan Doktordur.Doktor dese hastayı ben iyileştirdim.
    ilaç dese hayır ben iyileştirdim.hasta dese hayır ben kendim iyileştim.ne kadar doğru olur.Doktorun bilgisi hastanın hangi hastalığa tutulduğunun tesbitidir.bu tesbit doktorun bir eğitimden gecerek ulaştığı bir değerdir.hangi hastalığa hangi ilaç iyi gelir Doktor bunları öğrenmiştir.Ve hastaya yol gösterir senin hastalığın bu
    ve bu ilaçı kullanmak gerekir.Eger hasta o ilaçı kullanmassa iyileşmez.Burada Doktorun yapacagı hiçbirşey yoktur.O hastayı iyileştirecek olan o ilaçtır o ilacın içindeki güç o hastayı iyileştirecektir.Ama hastanın o ilaçı kullanması gerekir.
    İşte şefaat Allah tandır.Yani hasta kalpler ancak Allahın tecellisiyle mümkün olur
    Resul ve nebiler yada Arif ve kamil insanlar bu şefaatin yolunu hakka arif olmak isteyenlere tebliğ ederler.Yolu yöntemi anlatırlar.Hiçbir resul yada nebi şefaat edemez.bu yola arif olmuş insanlar yani cehalet hastalığından kurtulmuş insanlar
    ancak yol gösterirler,ilaçı tarif ederler tedavi etmek iyileştirmek Allaha mahsustur.
    Onun için Allahtan gayrısı şefaat edemez ayetleri vardır.Ancak kurtulmanın kurtuluşunu idrak eden insanlar bu yolda tefekkür ehli olmuş insanlar,cehalet hastalığına tutulmuş insanlara ŞEFAATın yolu yöntemi gösterilir.Yani hastalıktan kurtulmanın ilacı budur denir.Kişi o ilacı içtiginde insanın vucudu o ilaçın etkisi için hemen gerekli çalışmayı yapar bu çalışma ancak Allahın tecellisiyle olur.Ne Doktor ne hasta o ilaçın vucuddaki etkisine zerre kadar yardımı olamaz.işte Şefaat Allahın dır denilen hakikat bunun gibidir,Doktor da o ilmi ögrenmek için yıllarca eğitim aldı ve hala almaktadır.Arif kişi hakka arif olmuştur.hakka arif olmak isteyen yol gösterir.Ama arif kişi başka bir kişiyi arif yapamaz arif olması için yol gösterir.,
    Ona şefaat edecek olan bizzat Allahın tecellileridir...
    ŞEFAAT ALLAHA MAHSUSTUR.

  • hamd

    19.10.2011 - 17:14

    HAMD: Kainattaki yaratılmış olan,yaratılmakta olan,tüm varlıkların niteliklerinin Allahın tecellisi olduğu hakikatını anlatan bir kelime.Hamd Allaha mahsustur.yani
    bir varlığın yaratılışında o varlığı fiillendiren,sıfatlandıran,vucudlandıran bizzat Allahın
    kendisidir.yani yaradılış sırrını ifade eden bir kelime.Bir kişi hamd olsun dediğinde;
    o kişi kainattaki tüm varlıklarda tecelli eden tecellilerin bizzat Allahın tecellisi olduğunu zevken ifade etmeye çalışır.
    Fatiha suresindeki Hamd alemlerin Rabbi Allahındır.....bu ayette kainatta ne kadar yaratılmış olan varsa her varlık bizzat Allahın var ettiği bir varlıktır.Yani varlığı Allahtan başka bir şey yaradamaz.Hamd varlığın tüm niteliklerinin Allahın tecellileriyle şekillendirilmesidir.
    HAMD ALEMLERİN RABBİ OLAN ALLAHINDIR...

  • vahdet-i vücud

    29.04.2011 - 11:08

    VAHDETİ VÜCUD

    Vahdeti vücud, demek vücudun birliği,tekliği anlamında karşımıza çıkar.tabi vücudun
    Tekliği nedir dediğimizde karşımıza idrak edilmesi tefekkür edilmesi gereken bir konu çıkarki
    Bunu kısaca yorumlamak kolay değildir.Bir ilimde bir konuya vakıf olabilmek için o ilimde
    Okumak,düşünmek,idrak etmek,o konuda tahsil etmek gerekir.Buda yıllar alabilir.
    Vahdeti vücud konusunda,insanın yaradılış konusunu idrak etmesi,Bu kainatı yaratılışını iyi okumak gerekir.Bu okumak insanın kendinden başlamalı..
    İnsanın sesi, işi,sıfatları,vücudu tefekkür edilmesi gereken birer derya olup, Aşkla sabırla
    İnsanın kendini tanıyabilmesi için bıkmadan bu deryada yol almak gerekir.
    İnsandaki sonsuz tecelli,oku emrinin işaret edildiği insan kitabın sahifeleridir.
    Vahdeti vücud manasına ulaşabilmek için insanın kendindeki ses,iş sıfat,vucud deryalarını anlamasıiçin gayret göstermesi gerekir.Bunları anlamadan vahdeti vücud anlaşılmaz.
    İnsanın mana boyutu ve madde boyutu vardır aslında bu ikiside birbirinden ayrı değildir
    İnsanın kendini merak etmesi ve anlamaya çalışması sonucunda vahdeti vucudu anlayabilir.
    Yani ilkokula giden bir öğrenci harfleri öğrenir,okuma yazmaya geçer.okuma yazmayı öğrenmeden diğer ilimler öğrenilmez,
    Onun için vahdeti vücuddan bahsedenler,mutlak bu konuda Allahın halkiyeti,inceliğinde
    Bazı hakikatlere ulaşmışlardır.Yunus emre,taptuk emrenin egitiminde 40 yıl kalıyor.
    Ve kırk yılın sonunda
    Severim ben seni candan içeri
    Yolum vardır bu erkândan içeri.

    Beni bende demen bende değilim
    Bir ben vardır bende benden içeri.

    Nereye bakar isem dopdolusun
    Seni nere koyam benden içeri.

    Yunus:bir ben var benden içeri,hakikatine 40 yılda erişmiş.ve o zevkle bu şiiri
    Söylemiş
    Vahdeti vücud,bu görünen surete,taş,toprağa,bitkiye,hayvana atfedilmez.
    Buradaki anlam,varlığı var eden özü anlamaya çalışmaktır.Ki bu öz hiçbir varlıktan
    Ayrı değildir her varlığın enfusundadır.
    Vahdeti vücud u anlamak her bir varlığın özünde o varlığı var eden vücud sahibini tanımakla başlar.
    Varlık kendini var etmedi,o varlık bir özden yaratıldı.işte bu öz vahdeti vücud meselesinin
    İdrak edilmesi gerken yerdir.
    Vahdeti vücud meselesinde İslam dünyasının birçok alimi,bu meselenin iyi anlaşılmadığından
    Dolayı reddeder,Muhiddin arabiye hoş bakmazlar hatta daha ileri gidip onu kafirlikle suçlarlar.
    Bir konu,eğitim görülmeden idrak edilmez.Eğitim görenlerinde söylediği sözleri anlamak için
    Gayret göstermek önemli bir eğitim meselesidir.
    Kısacası Vahdeti Vücüd,Aşk ile başlayan idrak tefekkür ile devam eden,kainatın yaradılışındaki
    Yaratıcıyı tanımak,Tevhide ulaşmak sırrıdır…

  • Allah allah

    07.03.2011 - 18:29

    ELLAH
    ا ل ل ّ ه ِ ..Arapça Allah Yazılımı böyledir....ا = elif... Lakin ilk harf Elif dir.Ama bugün tüm dünyada A harfiyle okunur.Allah denir.Arapçada.ع = ayn. ayn harfide vardır.A olarak okunur.Peki neden..Allah,Ellah diye okunmaz..Allah diye okunur...İslam dünyası..arapçada müennes,müzekker kelimeler vardır der..Hz muhammed,Efendimiz zamanında ayetler Harekesiz dir.Yani o dönemde.esre.ötre
    üstün.cezm.şedde,iki üstün.....bunun benzeri harekeler yoktu...Bu harekelenme ilk defa muaviye zamanında başladı Haccac zamanında tamamlandı.Bu harekelenme olayını dikkatlice ön yargısız incelersek bazı gerceklere kavuşuruz...Ayetler harekelenince anlam ve manaları bambaşka bir boyuta geldi.Bu konu islam dünyasının araştırması gereken çok ince bir konudur.İnşallah gün gelir Hakka,Hakikate aşık insanlar tarafından üzerinde durulur ve gercekler ortaya çıkar...Gelelim Allah nedir.Elif harfiyle okursak ki aslı öyle okunur.ELLAH
    Ellah EL ve LAH kelimelerinin birleşmesiyle okunur.El eski ibraniceden gelen bir kelime olup.GÜÇ KUDRET anlamında kullanılır.LAH kelimeside Eski ibranicede
    Gizlenen,görünmeyen,yükselen,anlamında kullanılır.ELLAH: GİZLENEN KUDRET
    GÖRÜNMEYEN KUDRET anlamında karşımıza çıkar.Yani Allah dediğimiz varlıkların suretinin enfusunde(iç alem) o varlığı halk eden,yaratan şekillendiren,biçimlendiren,vucudlandıran O görünmeyen KUDRET dirki.Buna ELLAH denir.Bu kudreti güçü anlamak yanlızca EŞREFİ MAHLUKAT olan insana bahşedilmiştir.Ama insan kendinde bu gerçegi keşfedecek olan AKLI ve AŞKI görmemezlikten gelir.Kuranı kerimin yarısına yakın ayeti akletmekle ilgilidir.Burada insana düşen görev Aklı keşfetmek ve ELLAH,yani gizlenen kudreti tanımak için kendi enfusuna dönecek.Ve kendini tanımaya çalışaçak.Kuranda Ellah...Kaf suresinde 16..Andolsun insanı biz yarattık.....ona can damarından daha yakınız...ayetinde Ellah insana insandan daha yakın olduğunu söylerken aynı zamanda Ellahı nerede arayıp onu idrak edeceğimizde bize gösteriyor.Bizi biz yapan bizi halk eden KUDRET odur..Kainatta ElLAH ı tüm varlıkların içinde yanlızca insan idrak eder.Efendimize bir bedevi gelip ELLAH ı nasıl tanırım nasıl bulurum dediğinde.Efendimiz Nefsini bilirsen kendini bilirsin demiştir.Bu alemdeki her varlıktaki,bitkiler olsun,hayvanlar olsun,taş toprak olsun,insanlar olsun,Her varlığın enfusundaki KUDRET,o güç,o hay sıfatı,ELLAH nedir sorusunun cevabını arayıcağımız yerdir.Kuranda HAC suresi 74 de ALLAH ı hakkıyla bilemediler.Muhakkakki ALLAH Kudretlidir,yücedir..Bir insan ALLAH nedir bunu bilmek isterse kendini okuyacak.Ayeti kevniye denilen kainat kitabını okuyacak.Kendindeki gizli görünmeyen KUDRET ile ilk idrak noktası onun ELLAH ı tanımaya başladığı noktadır...Kuranı kerim bizlere 3 tane kitap gösteriyor.1.İnsan kitabı,Ahseni takvim üzere halk edilen insan...2.Ayeti kevniye denilen kainat kitabını 3.Efendimizin aşkıyla onun gönlüne indirilen Kuranı...eğer insanı ELLAH aşkı sararsa onu arıyaçağı ilk yer kendidirÇünkü insan kendini var etmedi.Enfusundaki kudret onu var etti.İşte ELLAH denilen her varlıktaki kudretin CEM i olan MUTLAK KUDRET,ELLAH ı gösterir...AŞK+AKIL=İNSAN sevgi ve saygılarımızla

  • lat

    03.03.2011 - 12:04

    LAT: Hz muhammed zamanında müşriklerin,Allaha yaklaştırsınlar,diye aracı yaptıkları putların adlarından biri.Zümer suresi 3 ayette:.Onlar bizi Allaha yaklaştırsınlar diye......... putları evliya edindiler.LAT:Arapların hac zamanında hacca gelenlere yiyecek dagıtan,su dagıtan onlara yardım eden bir insan vardı adı lat idi.Bu insan ölünce bu insan çok sevildiğinden dolayı onu anmak,onu unutmamak için o insanın heykelini yaptılar ve o insanı Allah ile aralarına bir nevi aracı koydular.yani müşrik oldular,Allaha ortak koşmak diye adlandırılan inancı Kuran reddeder.Kişinin Allah ile arasına aracı koymaması gerektiğini kuran anlatır..
    LAT putu böylece ortaya çıkmış oldu.
    MENAT: Bu da o dönemde insanların refahı,iyiliği için koşan bir insandı onunda putunu yaptılar.
    UZZA: Bu da insanların sağlığına koşan hastalığında onlara yardım eden bir zat idi.İyilik sever her hastaya koşan onların tedavisinde yardım eden biri idi
    HUBEL: Bu kişide kervanlara yol gösteren,onların yollarını kolaylaştıran bir kişiydi.
    Araplar bu kişileri adeta Tanrı edindi ve isimler verdi
    LAT:(ELLAT) :Ailelerin,Kabilelerin Tanrısı
    MENAT: Refah, Bolluk, varlık Tanrısı
    UZZA:(EL UZZA) :Sağlık,şifa tanrısı
    HUBAL:Kervanlara yol gösteren TANRI

  • sevgi ve saygı

    18.02.2011 - 12:43

    SEVGİ aynı duyguda,aynı düşüncede,aynı frekansda,aynı hissiyatlarda,ortak değerlerde,aynı inançda,aynı arayışta bulunma durumudur.böyle durumlarda sevgi vardır,sevilme vardır,sevdirme vardır..Kısacası Aynı AŞKTA birlikte bulunmakla oluşan bir değerdir.
    SAYGI ise aynı duyguda olunmasa bile,farklı düşüncelerde,farklı duygularda,inanışlarda,arayışta bulunan insanların birbirine göstermesi gereken bir değerdir,Çünkü karşınızdaki insanın da kendine göre değerleri vardır o degerlerde bir emeği bir çalışması vardır.bunları görüp o insana saygı duymak gerekir,o varlıga saygı duymak gerekir.
    Yani sevgi ortak değerlerde buluşma
    Saygı farklı değerlerde nezaketli olma durumudur.
    İnsan herkezi sevemeyebilir,ama karşımdakinin bir emeği bir çalışması vardır bunu
    görmemezlikten gelmemek gerekir...
    Düşmanını sevmeyebilirsin bu gayet doğaldır ama saygı duymak gerekir.saygı duydum diyede bu benim mücadeleyi bırakmamı gerektirmez.onunla mücadele ederim kendi düşüncelerimi duygularımı ona aktarmak için büyük bir mücadale ederim.Oda bana karşı aynısını yapar.ama ona olan saygımı kaybedersem ona karşı içimde kin oluşur ve buda bizi insanlıktan cıkarır..
    Sevgi ve Saygı insan olabilmenin önemli basamaklarından biridir....
    Sevgi ve saygılarımla Turgutludan Ersay

  • avatar

    17.01.2011 - 10:14

    Avatar: Hava-Su-Toprak ve Ateşin oluşturduğu bir güçtür.Bu 4 anasırı bağlayan bir bağ vardır bu bağ kimde var ise o kişi bu 4 güçün sırrına erer.ve o güçe erişir.Burada hava diğer güçleri hakimdir.su ateşi söndürür derler ama güneş gibi bir ateşi hiçbir su söndüremez hava ise hem topraga hem suya hem ateşe hakimdir onları istegi yöne yönlendirebilir.Avatar bu 4 gücün ve artı onları baglayan manevi bağın ortaya çıktığı güçtür.4 anasırdan her biri bazı insanlarda ortaya çıkar ama 4 güç birden ancak 500 senede bir,bir insanda ortaya çıkar bu çıkan insanı ancak o yolda olan görür tanır bilir ve ona uyar ve ona hizmet eder onunla o olur.Diger hava olsun su olsun toprak olsun ateş olsun bunlardan her biri dahi o manevi bağla bir insandan çıktıgı zaman o insanda o bir güçe erişir.ateşin güçü,suyun güçü,topragın güçü bunlardan biri o kişide ortaya çıkar.ancak böyle insanlarda ancak 100 yılda bir ortaya çıkar.sevgi ve saygılarımla daha fazlasını kendi gönlünüzde kendi aklınızda kendi ilminizde arayın.Arayan aşk ile sadakat ile tenezzül ile bu bilgilere ulaşacaktır...

Toplam 18 mesaj bulundu