Hakkımda Birkaç Söz
Isparta ili Gelendost ilçesinde 1959 Yılında doğmuşum . Maliye memurluğundan emekliyim. Şiir yazma çabalarıma 13 - 14 yaşlarımda başladım. Hâlâ şiir yazma uğraşı içindeyim. Yıllarca ...
Hakkımda Birkaç Söz
Isparta ili Gelendost ilçesinde 1959 Yılında doğmuşum . Maliye memurluğundan emekliyim. Şiir yazma çabalarıma 13 - 14 yaşlarımda başladım. Hâlâ şiir yazma uğraşı içindeyim. Yıllarca ...
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Özcan İşler Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
22 Şubat 2025 Cumartesi - 23:17:14
ayıp
07.12.2019 - 20:15İnsanın söz, tavır, davranış ve hareketlerinde ölçüyü kaçırması.
nefes
04.12.2019 - 23:55Hayat ölçü birimi.
hasret
04.12.2019 - 23:54Çok büyük düş kurma sevgiden yana,
Zamanın rahminde dert kana kana,
Derman umdukların kasteder cana,
Hasretlikler büyür kırık kalbinde.
hasret
04.12.2019 - 23:53Hasret gönlümüzden inmeyen bayrak.
hasret
04.12.2019 - 23:51Gitmeden bir değil, bin kere düşün,
Belki kısmet olmaz geri dönüşün,
Nefes nefes başlar sürer çöküşün,
Hasretlikler büyür kırık kalbinde.
adalet
26.06.2019 - 01:32Kayıp aranıyor ilanını
kalp
31.01.2019 - 03:41Kalp Allah'ın evidir.
mezar
31.01.2019 - 03:40En büyük mezar insanların kalpleridir.
adalet
29.12.2018 - 20:09Adalet, bütün insanlık için olmazsa olmaz.
kader
29.12.2018 - 20:06Yaratılmışlar için ezelden çizilmiş çizgi.
dua
29.12.2018 - 20:03Dua Allah'a sığınmak
dua
09.10.2017 - 22:25Dua Allah'a yazılmış bir dilekçedir..
'' U '' Dönüşü
27.10.2012 - 15:04Cazibesi yasaklığında saklı olan dönüş...
ahmet şafak
03.06.2009 - 11:03O gerçek bir sanatçı.
istanbul
22.07.2008 - 17:10Mogol çadırlarının kuşattığı şehir.
ümit
08.07.2008 - 09:44Ü M İ T
Bir cerrah olan Prf. Dr. Paul Ernest Adolphe’un bir hatırasını hep birlikte okuyalım.
-“Hastanelerden birisinde cerrah doktor olarak çalışırken, günün birinde yetmişini aşkın bir ihtiyar nine geldi. Bel kemiklerinin çok ağrıdığından ve kırılmış olama ihtimalinden şikayet ediyordu. Bir süre hastayı kontrol altına alıp tedavi ettikten sonra, ara ara filmlerini çekip incelemeğe koyuldum. Şaşırtıcı bir süratle iyileşmekte olduğunu gördüm. Yaşlı kadın tekerlekli sandalyelere binerek hareket edebildi. Sonra yavaş yavaş koltuk değneklerine dayanarak yürümeğe başladı. Bunun üzerine hastanın yirmi dört saat sonra taburcu edilebileceğini kararlaştırdık.
Ertesi sabah Pazar günü kızı mutat olarak annesini ziyarete gelmişti. Annesini bir kenara çekerek, kocasıyla karar verdiklerini, kendiisini düşkünler yurdundan birine yatıracaklarını, çünkü evde kendisine bakma imkanına sahip bulunmadıklarını bildirmişti. Ziyaretçilerin dağılmasından birkaç saat ya geçmiş, ya geçmemişti ki, hemşireler tarafından çabuçak çağrıldım. Yaşlı kadının çok büyük bir kıriz geçirdiğini söylediler. Birkaç sat sonra ruhunu teslim etti. Kırılan kemikler birbirine kaynamılştı. Ama ne yazı ki, kırılmış olan kalbi onun yaşamasına müsaade etmemişti. Onu yaşatan şey ümitti. Ümidini yitirince bir daha iyileşmesi imkansız oldu.”
Bu basit ferdi misali, derece derece cemiyete genişlettiğimiz zaman çok ciddi neticelerle karşılaşırız. Bugün millet olarak ümide en çok ihtiyacımız olan bir zamandayız.. Tek tek hepimiz herşeye sahip olabiliriz. Ümide sahip değilsek hayat bizim için karanlık, mânâsız ve kabusludur. Tersine belki hiçbir şeye sahip değilizdir. Ama bizi sıcak dünyasına çeken bir istkbal ve bir ümit duygusu içinde isek, yaşıyoruz ve ruhumuz ümitle aydınlanmış demektir.
Türk milleti bugün küfür gelenekleri, şirk saplantıları, imkansızlık cerayanları, inkar krizleri, binbir maddi ve manevi baskılar, adaletsizlik buhranları ve ahlaki çöküntüler içinde kendi elleriyle satın aldığı bir buhrana doğru sürüklenip gidiyor. Bugün her birimiz sağduyu sahibi Türk vatandaşları olarak bizim düşmanlarımızın psikolojik planda tatbik etmek istediklerinin de “Türk milletini ümitsizliğe düşürmek” olduğunu bir an bile olsun hatırımızdan çıkarmayalım.
İslam’ın inanç, ibadet, ahlâk ve kültür sistemi içinde ümitsizliğe bir virüs kadar bile yer yoktur. Öyle ki, ümitsizlik imansızlığa denk tutulmuştur. İşte delili:
“Hakikat şudur ki, kâfirler güruhundan başkası, Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.” (Kur’an:Yusuf Suresi 87.nci Ayet)
Bütün mesele millet olarak, ruh dünyamızda ümidin yemyeşil cennetini, yaşayarak eşya ve hadiselere artık Türkçe bir aksiyon, tedbir ve plan tatbik etmektedir.
http://cekirdekedebiyat.forumup.com/index.php? mforum=cekirdekedebiyat
ümit
09.04.2005 - 15:28Rüzgar karşısında yakılan mumdur.
mezar
08.04.2005 - 10:52Mezar, insanın dünyadaki son durağı.
Toplam 138 mesaj bulundu