Öykü Kaya Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antolo ...

  • dost

    27.03.2003 - 11:29

    Bir gece yarısı çalınsa kapım
    Tamda kaçmışken uykularım
    Bir gülümseyen yüz görsem
    Bir dost ele varken ihtiyacım

    Dost dediğin davetsiz gelmeli
    Geceyi gündüzü bir görmeli
    Ne zaman yansa yüreğim
    Göz yaşlarımı o silmeli

    Umut Gül

  • nazım hikmet

    27.03.2003 - 11:14

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
    ve bir orman gibi kardeşçesine,
    bu hasret bizim...

    NE DENİR Kİ?
    O BİR EFSANE!

  • aşk

    27.03.2003 - 11:11

    Yeraltına çekilme günü..
    Taşımalı doğanın coşkun gizini,
    Yaşamın tedirginliklerini de.
    Aşksa..
    Mutlaka yasadışı olmalı.

  • aşk

    15.03.2003 - 19:18

    Aşka ve Terke Dair

    Öyle Bir ilişkiye tutulursunuz ki
    Ne sevebilir ne terkedebilirsiniz
    Kör kütük bağlanmışınızdır aslında
    En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır;
    iç çekişmelerinizin nedeni;
    yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur.
    Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkalarınızdadır.
    Korkunca saklandığınız bir sığınak,
    coşunca öptüğünüz bir bayrak...
    Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır.
    Sınırsız ve nihayetsiz;
    “Ölmek var, dönmek yok”tur.
    Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını...
    Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya Şurasından, burasından eleştirmeye başlarsınız;
    “Şöyle görünse, öyle demese, değişse
    biraz ya da eskisi gibi olsa...
    ” Başkalarını örnek göstermeye,
    “Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız
    Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını arasınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık yanlışını görür düzeltmek istersiniz.
    “Eskiden böyle miydi ya...” diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı;
    açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...
    Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz.
    Değişsin istersiniz.
    O sevgisizliğinize yorar bunu...
    İhanete sayar.
    Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür.
    “Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler...
    Bir zamanlar bir gülücüğüyle
    alacakaranlığı ısıtan o rüya,
    bir kabusa dönüşür birden...
    Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size...
    Hoyrattır, bakmaz yüzünüze...
    Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar,
    mahkum eder; mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden...
    “İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için...”
    dersiniz, dinletemezsiniz.
    Ayrılırsanız, yaşayamayacağınızı bilirsiniz,
    ama öyle de sevemezsiniz.
    İhanetten kırılmıştır kaleminiz;
    severek terk edersiniz...
    “Madem öyle...”nin çağı başlar ondan sonra...
    Madem ki siz böylesine tutkunken,
    o hep başkalarını seçmiştir,
    madem ki kıymetinizi bilmemiştir,
    o halde “Günah sizden gitmiştir”
    Lanet ederek bu karşılıksız aşka,
    çekip gitmeleri denersiniz.
    Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece...
    Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre...
    Ne var ki unutamazsınız, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni...
    Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş,
    kurda kuşa yem olmuştur.
    Delikanlılar, elikanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini...
    Gurur duyar onlarla, koynunda besler,
    gözünü oysunlar diye... Uğruna kan dökenleri sever,
    yoluna gül dökenlerden fazla...
    “Bana ne... kendi seçimi” diye
    omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...
    Ama sonra...
    Ansızın kulağınıza çalan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden...
    Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi,
    yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi...
    Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız,
    sular kulağına fısıldasın diye...
    dönüp “Seni hala seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden... dönemezsiniz.
    Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız.
    Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu,
    ne onunla, ne de onsuz...
    Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu,
    Hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu...
    Böyle sevemezsiniz,
    terk de edemezsiniz,
    sürünür gidersiniz.

    Can Dündar

  • sevgi

    08.03.2003 - 13:01

    Korkmuyorum Seni Sevmekten
    .
    Kaçmaya çalistigin gerçek,
    Birgün karsina çikacak.
    Ve iste o gün Kaçacak yerin olmayacak.
    Ben senin varligini seviyorum,
    Yoklugunu seviyorum
    Sana ulasamadigim dakikalarda.
    Seni duymayi Seni özlemeyi
    Hiç görmesem bile seninle olmayi seviyorum.
    Hiç korkmuyorum seni sevmekten.
    Senin gülüsünü seviyorum.
    Her bana bakisinda
    Gözlerinede okudugum o duyguyu
    Gözlerindeki gözlerimi seviyorum.
    Gönlünü seviyorum
    Özünü seviyorum senin Dudaklarindaki sözlerimi seviyorum Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben sendeki o sicakligi Sana olan uzakligi seviyorum. Yanaklarindan akan göz yaslarini
    En çok, daginik oldugunda saçlarini
    Beni arayan ellerini seviyorum.
    Yalnizligimi seviyorum sebebi sensen
    Ayriligini seviyorum,
    En çok yalniz kaldigimda
    Beni bulan gönlünü seviyorum.
    Ben en çok senin bana olan Sevgini seviyorum.
    Içimden haykirmak geliyor.
    Dünyaya sigdiramadigim seni Kalbime sigdirmak geliyor. Aglamak geliyor seni görmezsem
    Özlemek geçiyor içimden seni
    Sevmek geçiyor. I
    çimden sana dogru giden Bin bir türlü yol geçiyor.
    Içimden sen mutlu olacaksan Ölmek bile geçiyor gülüm.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben yalnizca seni seviyorum,
    Ne o muhtesem güzelligin Ne kalbimdeki özelligin
    Ne de sevdigim için degil, Seni yalnizca sen oldugun için, Ruhun için Kalbin için Aklin ve sevgin için seviyorum seni. Ben seni en çok kendim için seviyorum
    Belki de ilk defa bencil olusumu Sana borçlu oldugum için. Seni her sey için seviyorum. Ve sahip olmadigim
    Hiçbir sey için.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Her dakika seninle olmayi seviyorum.
    Gözlerimi her açtigimda Aklima gelisini seviyorum.
    Her gece uyumadan önce
    Seni sevdigim aklima gelince
    Sensiz uyumayi bile seviyorum
    Uyumadan önce seni düsününce.
    Ben seni en çok Umutsuzlugumda beni buldugun için seviyorum.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben seni bu sehirde oldugun için degil
    Benimle ayni topraga ayak bastigin için
    Benimle ayni gökyüzünü paylastigin için seviyorum.
    Geceleri benim yüzüme vuran ay isigi
    Senin de gözlerine vurdugu için seviyorum.
    Benim kemiklerimi isitan yaz günesi
    Sana da sicaklik veriyor diye seviyorum seni.
    Bes bin yasindaki bu dünyada
    Benimle ayni zamani paylastigin için seviyorum.
    Ben seni benimle yasadigin için
    Benden hiç gitmedigin için seviyorum
    Beni hiç terketmedigin için.
    Ellerini seviyorum tanriya açildiginda
    Kalbini seviyorum kapilari açildiginda
    Ve gözlerini seviyorum Her karsimda kapanip açildiginda. Bana baktiginda Içimde yakaladigin coskumu seviyorum,
    Her bana baktiginda Seni sevdigimi hatirlamayi seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Her kibrit çaktigimda Alevin içinde seni görmeyi seviyorum. Her sigara yaktigimda
    Dumanin seklinde seni görmeyi seviyorum.
    Her bana baktiginda O kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi Yalnizca sen oldugun için hayatimda Kendimi bile seviyorum Sen olunca aklimda. Kalbimi seviyorum seni seviyor diye Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye.
    Ruhumu seviyorum, seni ruhuna Bu kadar yakin diye. Varligimi seviyorum, Sirf sana borçlu oldugum için
    Mutlugumu seviyorum.
    Gülümsememi seviyorum seni düsününce
    Ayakta kalisimi seviyorum sebebi sen olunca
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Ben sana olan sevgimi yazan Kalemimi seviyorum.
    Senin adini yazdigim kagidi seviyorum.
    Sana olan sevgime benzettigim Her sevgiyi seviyorum.
    Bana seni hatirlatan herseyi Sana giden yollari seviyorum.
    O kadar çok seviyorum ki seni
    Seni kaybetmek korkusunu bile, Içinde yalnizca,
    sen oldugun için Sana karsi duydugum bir duygu oldugu için Korkumun sebebinde sen oldugun için seviyorum.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Yine de korkmuyorum seni sevmekten.
    Seni seviyorum.
    .
    Murat Apaydin
    .
    .

  • ölüm

    28.02.2003 - 10:49

    Ölümlü Dünya


    Ben yaşamak istiyorum
    Gencim daha
    Söyleyecek çok şeylerim var
    İnsanlara ve Allaha

    Ben yaşamak istiyorum
    Hayata doymadım henüz
    Bir gün yarıda kalmış bir film gibi
    Bitecek mi ömrümüz?

    Ben yaşamak istiyorum
    Şu ölümlü dünyada
    Ölüm güzel olsa da

    Ben yaşamak istiyorum
    Hayat dolu ellerim, kalbim, başım
    Yaşamak için yaratılmışım

    Ümit Yaşar Oğuzcan

  • nazım hikmet

    22.02.2003 - 11:56

    Tahir'le Zühre Meselesi...


    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
    bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
    yani yürekte.

    Meselâ bir barikatta dövüşerek
    meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
    meselâ denerken damarlarında bir serumu
    ölmek ayıp olur mu?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    Seversin dünyayı doludizgin
    ama o bunun farkında değildir
    ayrılmak istemezsin dünyadan
    ama o senden ayrılacak
    yani sen elmayı seviyorsun diye
    elmanın da seni sevmesi şart mı?
    Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
    yahut hiç sevmeseydi
    Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

    Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
    hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

    1949

    Nazım Hikmet Ran

  • bir varmış, bir yokmuş

    21.02.2003 - 13:12

    Bütün öyküler böyle başlar :)

  • sevgi

    21.02.2003 - 13:10

    Sevginin Ayak Sesleri


    Hep yüreğini göstermek istedin bana
    senin yüreğin ne işe yarar.
    Hep sevdiğim derdin bana
    nerede o seviyorum diyişlerin.
    Bak yoksun arık
    neye yarar.
    Ne senin yüreğin var
    nede sevdan.
    Sen sadece kadınlığını yaşamak istedin
    Gerçek sevgi
    senin ne işine yarar...

    Ben hep sevdim
    sevginin ayak sesleridir duyduğun.
    Seninle aşkı yaşadım
    ruhunla meşk eyledim.
    Ben hiç korkmadımki hayattan
    o hayatki bana seninle aşkı verdi.
    Gerçek sevgi bu işte, sen varkende yaşadım,
    yok olsanda yaşarım....

    Cahit İpekoğlu

  • aşk

    21.02.2003 - 13:09

    Asla Uğraşma: Aşkını Anlatmaya


    asla uğraşma aşkını anlatmaya,
    aşk varolur yalnızca dile gelmeden;
    nasıl hareket ederse soylu rüzgar
    sessizce, görünmeden.

    anlattım aşkımı, anlattım aşkımı,
    anlattım ona tüm yüreğimdekileri;
    titreyerek dehşetli korkularla, buz gibi,
    ah! yanımdan ayrıldı.

    uzaklaştıktan az sonra benden,
    bir gezgin onu elde etti,
    sessizce, görünmeden:
    ah, bu inkar edilmezdi.

    William Blake

  • dost

    21.02.2003 - 13:04

    Sanal Dostluk


    Chat odasinda tanisirsin onunla
    Devam eder konusmalariniz
    Gun gelir biryerde bulusursunuz
    Belki hayal kirikligi...
    Belki de yeni bir umudun yesermesi
    Söylerken o tatli yalanlarin
    Mumu yatsiya kadar mi yanmisti ne
    Ayriliyormuyduk yoksa
    Amaaan bosver canim yenisini buluruz
    Bu duygu böyle mi atilmali bir kenara
    Onca içinde bir alev gibi baslar
    Sonra küllenir söndürürsün
    Bir iki bardak su atarsin
    Ciiiiizzzz COoazzz eder sonra
    Belki senin yüregin
    Belki de o küller içindeki kor...

    Kadir Güven

  • ölüm

    19.02.2003 - 11:41

    Ölümü Tarif


    çaresizlğidir insanın ölüm
    süregitmesidir insanlığın ölüm
    hiç olmasaydı ölüm
    varolmak mümkün müydü gülüm

    Oğuzkan Bölükbaşı

  • aldatmak

    19.02.2003 - 11:37

    Aldatmak Üzerine Sorular


    Nerden aklıma geldi bilmiyorum:
    Seni bir başkasıyla aldatsam,
    Kızarmısın bana sevdiğim?
    Bu mülkiyetsiz ilişkimizde,
    zaten sahipli hayatlarımızı,
    Bir başkasıyla daha paylaşsam,
    Kızarmısın bana?
    Terk mi edersin beni yaşlı gözlerle?
    O suskun, acımasız bakışlarına bürünüp,
    Yavaş yavaş öldürürmüsün beni yoksa gün be gün...
    Peki, kızmaktan öte,
    Böyle olmaması için birşeyler yaparmısın?
    Çabalarmısın beni kaybetmemek için sevdiğim?
    Aşkınla gözlerimi kör edermisin?
    Ellerimi hiç bırakmamacasına tutar,
    Birşeyleri göze alabilirmisin?
    Yoksa zaten,
    Bu yıkıntılara alışkınmısın sevdiğim, söylesene?
    Ya sen,
    Sen birtanem,
    Sen beni aldatırmısın bir başkasıyla daha?
    Öyle sırf canın çekiverdi diye,
    Bana kızdın diye,
    Sana uzak kaldım diye,
    Şundan diye, bundan diye...
    Yaparmısın sevdiğim söylesene?
    Sonra, hiç bir şey olmamış gibi,
    Yorgun ruhlarımıza yüklenen bütün rolleri,
    Oynayabilirmisin tüm rahatlığınla sevdiğim?
    Zaten yılgın, zaten üşümüş bedenlerimizi,
    Gömermisin yaşamın soğuk yoz okyanuslarına bir kez daha?
    Bonkörce, umarsızda tüketilmiş sevdalara, umutlara,
    Eklermisin bir yenisini daha?

    Can Akın

  • dost

    19.02.2003 - 11:32

    Sen gülerken
    Yanındakilerde güler
    Ama ağlarken
    Yalnız ağlarsın
    Onun için öyle bir
    Ağaca yaslan ki!
    Asla yıkılmasın...
    Öyle bir dost edinki!
    Seni asla bırakmasın...

  • korkularımız

    19.02.2003 - 11:29

    Ben Korktum Siz Korkmayın


    Korkmayın.Ben korktum siz korkmayın.Neler yaşayabileceğinizi, neler verebileceğinizi, neleri kaçırdığınızı düşünün ve korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Susmak yerine 'seni seviyorum' ları rahatça, umarsızca söyleyebileceğinizi düşünün korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Aynı masada karşılıklı değil, yanyana oturacağınızı düşünün, korkmayın.Hayatı 'bir' başına değil, 'biz' başına yaşayacağınızı düşünün, korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Bilmediğiniz şeyleri yaşamaktan korkmayın.Nerden bileceksiniz ki..Kim bilebilir ki.. Ben korktum; siz korkmayın...
    Paylaşın; korkmayın.Sözlerinizi, günlerinizi, güllerinizi..Acınızı, alınızı, aşkınızı... Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Paylaşacağınız renkleri düşünün korkmayın.Yüzünüze vuran gün ışığının, ıslandığınız yağmurun, kar gibi yağan karın nasıl olabileceğini düşünün.Korkmayın.Denizin sesinin, ağacın kokusunun, kahvenin tadının onunla nasıl olacağını düşünün.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Beklentisiz, yarınsız yaşayın ve sevin.Saklamayın; sevdiğinizi söyleyin.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Karşılıksız kalmaktan, hayallerinizi kırmaktan, utanmaktan, riske girmekten korkmayın.Doğruları hesaplayıp, yanlışlardan korkmayın, Mücadeleden, hayattan, hayata asılmaktan korkmayın.Güvensizliğin, korkunun önünüze geçmesine izin vermeyin.Korkmayın.Hayatın sizi yaşamasına izin vermeyin; siz hayatı yaşayın.Korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Bilemezsiniz.Bilmiyorsunuz zaten.Bilmiyordum...
    Dinleyin.Arasıra da kendinizi dinleyin.Kafanızı değil, yüreğinizi dinleyin.Kendiniz olmaktan korkmayın.Ben korktum; siz korkmayın.Yaptıklarınızdan değil, yapabilecekken yapmadıklarınızdan korkun.Kaçırıyosanız birşeyleri korkun..Susuyorsanız, anlatamıyorsanız korkun..Herşey 'ben' se korkun...Paylaşamıyorsanız, saklıyorsanız, sadece kendinize biriktiriyorsanız korkun...Hesap kitap yapıyorsanız eğer mutluluğunuzun üzerine korkun...Hayat size uzaktan bakıp dalga geçiyorsa korkaklığınızla, korkun...Seslerin, kokuların, tatların keyfini çıkartamayacaksanız korkun..Kendi kendinize 'neden' diye sorup, nedensiz kalıyorsanız....İşte o zaman korkun...

    Sonradan Şair


    Sonradan Şair e teşekkürler ne güzel anlatmış

  • nazım hikmet

    19.02.2003 - 11:24

    BİR DAKİKA

    Deniz, durgun göl gibi gitgide genişliyor
    Sular kayalıklarda nur'dan izler işliyor,
    Engine sarkan gökler, baştan başa yıldızlı..
    Şimdi göğsümde kalbim, çarpıyor hızlı hızlı.

    Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya
    Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya.
    Bazan uzunlaşıyor, bazan da kıvranıyor,
    Durgun suyun altında bir mum gibi yanıyor.

    Yakın olayım diye bu gökten gelen ize
    Öyle eğilmişim ki, kayalardan denize
    Alnımdan düşen saçlar yorulmuş suya değdi
    Baktım geniş ufuklar başımın üstündeydi.

    Bilemem nasıl oldu, geldi ki öyle bir an
    Yenilmez bir haz duyup denize atılmaktan
    Kurtulmak ne kolaymış faniliğimden dedim
    Doğruldum atılırken bir dakika titredim.

    Bir dakika sonsuzluk doldu, taştı gönlümden
    Bir dakika, bir ömrü kurtarmıştı ölümden.

    Nazım Hikmet Ran

  • sevgi

    19.02.2003 - 11:22

    SENİ SEVİYORUM!
    Sadece kim olduğun değil, sen olduğun için ve seninle
    beraberken kim olduğumu, benliğimi anladığım için.

    SENİ SEVİYORUM!
    Sadece kendine yaptıkların için değil,
    bana kattığın güzellikler için.

    SENİ SEVİYORUM!
    İçimdeki çocuğu, saklı kalmış ben'i yeryüzüne
    çıkardığın ve sana ihtiyacım olduğu her an tüm
    duyarlılığınla yanı başımda olduğun için.

    SENİ SEVİYORUM!
    Elini kalbimin üzerinde hissettiğim zaman,
    üzüntülerimi alıp, onların yerine şimdiye kadar
    hiç kimsenin başaramadığı o sıcaklığı, o içtenlik
    ışığını bana duyurmayı başardığın için.

    SENİ SEVİYORUM!
    Hayatımı kutsal bir sevgi tapınağına çevirdiğin
    ve her günümü yaşam şenliğine, unutulmayan
    şiirlere dönüştürdüğün için.

    SENİ SEVİYORUM!
    Çünkü, sen, şimdiye kadar hiç başaramadığım şeyleri,
    kendimle dost ve barışık olmayı ve hiç bir zaman
    tadamadığım kadar mutlu olmamı sağlıyorsun.
    ve bütün bunları yalnızca sözlerinle, dokunuşunla
    yada işaretle değil, kendin olmakla yapıyorsun.

  • papatya

    19.02.2003 - 11:19

    TUTKU-AŞK-SEVGİ

    Papatya tarlası...
    Bir papatya tarlası düşün..
    İlkbahar ayı..
    Ve sen, onun yanından geçen yolda
    yürüyorsun... Ve o papatya tarlasında
    bir papatya dikkatini çeker..
    Binlercesinden birisidir ama sen,
    onun yanına gidersin..
    Onda seni çeken bir seyler vardır..
    O papatyayı olduğu yerden koparırsın..
    Sadece senin olsun istersin, sadece senin..
    Öleceğini düşünmeden. Ve gidersin o tarladan...
    İçindeki şiddetin durduramadığı bir bencillik
    ama bir o kadar güzel ve hapsedici.
    İşte bu TUTKU...

    Yine o tarlanın
    kenarındaki yolda yürüyorsundur..
    Yine milyonlarcası arasında
    bir tanesi seni çeker..
    Yaklaşırsın, yanına gidersin o papatyanın..
    Gözlerin başkasını görmez olur o an.
    Onun için herşeyi yapmak istersin...
    Dokunmak istersin.. Dokunamazsın,
    orda, onunla ölmek istersin.
    Ama birden hafif bir rüzgar eser ve
    bir başka güzel çiçek kokusu gelir burnuna..
    Dayanamazsın onun kokusuna..
    Unutturur herşeyi bir anda
    ve o kokunun geldiği yöne gidersin..
    O papatya orda kalmıştır,
    yüreğinin bir kenarında..
    Paylaşılmamıştır bi çok şey..
    Unutulmaz belki
    ama geri de dönülmez ona..
    İşte bu AŞK...

    Yine o yoldasın..
    Papatya tarlasının yanından geçen..
    Ve yine bir papatya...
    Milyonlarcasının içinde seni çeker..
    Gidersin yanına..
    Orda kalakalırsın..
    O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsın..
    Tüm gücünle onunla olmak istersin..
    Oradan seni koparacak hiç
    bir güç olmadığına inanırsın..
    Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalırsın...
    İşte bu da SEVGİ...

  • papatya

    19.02.2003 - 11:16

    Ne olurdu?
    Bir Yaprağın daha olsa
    Bak!
    Sevmiyor çıktı
    Yine Falımda...

  • aşk

    18.02.2003 - 20:01

    aşk; ulaşıldıkça kaybolan bi duygu
    ben hep inanmışımdırki leyla-mecnun, kerem-aslı, tahir-zühre kavuşamadıkça daha da çok aşıktılar, belkide kavuşsalardı öyle büyük bir aşk yaşayamayacaklardı... tıpkı evlenince aşkın yokolması gibi!

  • korkularımız

    18.02.2003 - 19:55

    korkarımki herkez bişeylerden korkuyor; buraya yazmak bile zor yani yüzleşmek korkuyla birazda :)

  • korkularımız

    18.02.2003 - 14:26

    Çoğumuzun korkuları vardır ve onların konuşulması gerekir.
    Mesela benim deprem korkum var, bir başkasının karanlık korkusu, aldatılma korkusu, yükseklik korkusu...
    Onlarla yaşamak zor, en azından benim için zor.

Toplam 46 mesaj bulundu