hızla gelişecek kalbimiz kalbimiz hızla. sürgünlerin umutsuzluğunda kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar farksız çarpanların umutsuzluğunda ve köprü başlarının umutsuzluğunda ve köprü başlarının umudunda. sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara temiz bir ilişkinin bulutsuzluğunda ve eski dağlarda, eski dağlarda kış kovalarken ülkesini hızla gelişecek kalbimiz. kendi öz hüznümüzün ılık tarlasında bozkır dayanıklılığımızın tarlasında kalbimiz ellerimiz ayaklarımız arasında ve kimsenin bölemediği şarkıyı güllerin, buğdayların ve acının şarkısını bir haziran uygulayacak sesimize. sütçünün sesiyle birlikte erkenci işçilerin sesiyle birlikte söförün sesiyle birlikte sabah baslamış sarhoşların sesiyle birlikte yaman sarhoşların sesiyle birlikte ve yeni uyanışların ve yeni doğmuşların ve herkesin ve herkesin sesleriyle birlikte bir haziran uygulayacak kimse bölemiyecek ve kalbimiz hızla gelişecek.
yıkıntılara karışan eski bir bahar büyük olmaya elverişli bir bahar eskiden yaşanılmış ve her şeye rağmen insanlara göre bir bahar suların kana kestiği yahut suların kana kestiği bir bahar. hızla gelişecek kalbimiz bir mavilik kalıbında bir odada, en olağan bir odada en sade, en insanca bir odada bir kadınla bir erkeğin olduğu bir odada bir kadın bir erkeğin bir kadınla bir erkek olduğu ellerin ve omuz başlarının birbirini bulduğu. birden gerçekliğini algılıyarak saat çalınca ve görünce güneşi birden vazgeçilmezliğini algılıyarak önemli ve gerekli buluşunu kendini birden hatırlıyarak geleceğe hazırlayınca olanca göğüslerini ve herşeye ve ölüme.kalbimiz hızla gelişecek çağımıza pek uygun bir hızla gelişecek kalbimiz (...)kalbimiz yerin ve göğün altedilmez bir dirilikte olduğu tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz. kalbimiz kalbimiz hızla gelişecek.
“bütün çalar saatlerin derin ve güzel bir su’yu vurduğu zamanda hızla gelişecek kalbimiz.
bütün başeğmelere ve bütün kötü kış akşamlarına karşı, ama. dönerlerin, uskurların, tornaların durduğu bir zamanda. nalçalı postallara, bozkırlara appendixlere, sargı bezlerine ve yaşamaya doğru hızla gelişecek kalbimiz. sonsuz anısına büyük hayatın kısacık sanılan büyük hayatın hızla gelişecek kalbimiz. kalbimiz yenileyecek sonsuzluğunu ve hızla gelişecek.
hızla gelişecek kalbimiz ağlattığı bir şey gibi tombul çocukların çağdaş her şeyin vurgusuna uyarak bir kesit gibi ölümden bir utku gibi aşktan öyle yalın. hızla cinsleri çekici kılan, biraz da kutsal kadın berberlerine, yünlü kumaşlara korkuluklu köprülere, kedilere ve çiçeklere, dürüstlüğe bir öğle vakti kadar sağlam ve kalın büyük bir savaştan sonra kadının ve erkeğin birlikte olduğu bir büyük savaştan
kalbimiz. yerin ve göğün altedilmez bir dirilikte olduğu tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz. kalbimiz kalbimiz hızla gelişecek”
hızla gelişecek kalbimiz
kalbimiz hızla.
sürgünlerin umutsuzluğunda
kırık kalpler, yaralılar, onulmazlar
farksız çarpanların umutsuzluğunda
ve köprü başlarının umutsuzluğunda
ve köprü başlarının umudunda.
sular bitse bile, çiçekler atılırken oralara
temiz bir ilişkinin bulutsuzluğunda
ve eski dağlarda, eski dağlarda kış
kovalarken ülkesini
hızla gelişecek kalbimiz.
kendi öz hüznümüzün ılık tarlasında
bozkır dayanıklılığımızın tarlasında
kalbimiz
ellerimiz ayaklarımız arasında
ve kimsenin bölemediği şarkıyı
güllerin, buğdayların ve acının şarkısını
bir haziran uygulayacak sesimize.
sütçünün sesiyle birlikte
erkenci işçilerin sesiyle birlikte
söförün sesiyle birlikte
sabah baslamış sarhoşların sesiyle birlikte
yaman sarhoşların sesiyle birlikte
ve yeni uyanışların ve yeni doğmuşların
ve herkesin ve herkesin
sesleriyle birlikte
bir haziran uygulayacak
kimse bölemiyecek ve kalbimiz
hızla gelişecek.
yıkıntılara karışan eski bir bahar
büyük olmaya elverişli bir bahar
eskiden yaşanılmış ve her şeye rağmen
insanlara göre bir bahar
suların kana kestiği yahut
suların kana kestiği bir bahar.
hızla gelişecek kalbimiz
bir mavilik kalıbında
bir odada, en olağan bir odada
en sade, en insanca bir odada
bir kadınla bir erkeğin olduğu bir odada
bir kadın bir erkeğin
bir kadınla bir erkek olduğu
ellerin ve omuz başlarının
birbirini bulduğu.
birden gerçekliğini algılıyarak
saat çalınca ve görünce güneşi
birden vazgeçilmezliğini algılıyarak
önemli ve gerekli buluşunu kendini
birden hatırlıyarak
geleceğe hazırlayınca olanca göğüslerini
ve herşeye ve ölüme.kalbimiz
hızla gelişecek
çağımıza pek uygun bir hızla
gelişecek kalbimiz
(...)kalbimiz
yerin ve göğün altedilmez bir dirilikte olduğu
tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz.
kalbimiz
kalbimiz hızla gelişecek.
“bütün çalar saatlerin
derin ve güzel bir su’yu vurduğu zamanda
hızla gelişecek kalbimiz.
bütün başeğmelere ve bütün
kötü kış akşamlarına karşı, ama.
dönerlerin, uskurların, tornaların
durduğu bir zamanda.
nalçalı postallara, bozkırlara
appendixlere, sargı bezlerine ve
yaşamaya doğru
hızla gelişecek kalbimiz.
sonsuz anısına büyük hayatın
kısacık sanılan büyük hayatın
hızla gelişecek kalbimiz.
kalbimiz
yenileyecek sonsuzluğunu
ve hızla gelişecek.
hızla gelişecek kalbimiz
ağlattığı bir şey gibi tombul çocukların
çağdaş her şeyin vurgusuna uyarak
bir kesit gibi ölümden
bir utku gibi aşktan
öyle yalın. hızla
cinsleri çekici kılan, biraz da kutsal
kadın berberlerine, yünlü kumaşlara
korkuluklu köprülere, kedilere
ve çiçeklere, dürüstlüğe
bir öğle vakti kadar sağlam ve kalın
büyük bir savaştan sonra
kadının ve erkeğin birlikte olduğu
bir büyük savaştan
kalbimiz.
yerin ve göğün altedilmez bir dirilikte olduğu
tutkumuz, direnmemiz, ellerimiz, kalbimiz.
kalbimiz
kalbimiz hızla gelişecek”
turgut uyar