Osman Aslan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • lak lak

    19.06.2017 - 14:53

    “Minik Serçe"den başka daha kimler yoktu ki; Altan Erbulak, Gani Müjde, Bülent Arabacıoğlu, Sadık Şendil, İhsan Ertürkmen'in yanında neredeyse tüm Gırgır ve Fırt ekibi vardı.. Sanırım bu nedenle 207 hafta yayında kalarak unutulmaz gazete ekleri arasındaki yerini aldı..

  • telsiz

    18.06.2017 - 18:20

    Radyonun da mucidi olan Marconi tarafından icat edilmiştir.

  • walkman

    18.06.2017 - 18:08

    Walkman, insanın müziği taşıyabilme rüyasını gerçekleştirdi ve dünya çapında yüz milyonlarca adet sattı. O dönemler ülkemizde ithalat yasak olduğundan, gençler genellikle Almanya başta olmak üzere yurt dışındaki akrabaları sayesinde bu fenomen aygıta sahip olabilmişti. Öyle ki her gurbetçinin bir tane Walkman getirmesi adetten sayılmıştır. Daha sonraları çeşitli müzik dergileri, büyük hediye olarak walkman vermeye başladı. (Hey ve Onyedi) Lakin bu alete kendini çok kaptıran bazı kişilerin kulakları mahvoldu. Zira dinleyiciler, melodiye dikkat etmek yerine yüksek ritm sesleriyle tatmin olmaya başladılar. Bunun kapısını açan da tabi ki taşınabilir müziğin atası walkmanlerdi.

  • leblebi tozu

    18.06.2017 - 17:51

    Çocukluğumuzun vazgeçilmezlerinden ve boğulma tehlikesi yaşatabilecek abur cuburlarındandı. Aynı zamanda herhalde pipet ile yenilen tek katıydı. Tırtıklı oval çöp kovalarına benzeyen bir kabı ile kenarlarına lastik geçirilen paraşütü andıran kağıttan bir kapağı vardı. Bunu yediğimizde genzimiz, burnumuz tıkanıp, ağzımızın içi kupkuru olduğundan hemen musluklara koşar; ağzımızı musluğun ağzına dayayarak içimizdeki ateşi büyük bir keyifle söndürürdük. Yenilmesinin yanında; ağzımızdakileri arkadaşlara püskürterek şakalar da yaptığımız olurdu...
    Sağlık bakanlığının uyuduğu o yıllarda; bu meret sadece sokaklarda, bakkallarda, kırtasiyelerde değil özellikle okul önlerindeki seyyar satıcılarda satılırdı.

  • KDV=Gelir vergisi

    18.06.2017 - 17:45

    1 Ocak 1985'de Özal hükümeti zamanında yürürlüğe giren, devlet gelirlerini arttırma amaçlı konan vergiye "Katma Değer Vergisi" ya da kısaca KDV denmişti. Ceplerinden tırmalanan paraların kendilerine yol, su ve elektrik olarak döneceği vaat edilen vatandaşlar ise buna tepki olarak, bu kısaltmanın açılımını "Kazık Daima Vatandaşa" olarak değiştirmişlerdi.
    TRT'de bu vergi için hazırlanan kamu spotlarında; Özay Gönlüm "Fişini de al Mustafa Ali", Ali-Ayşegül Atik çiftin "bir alışveriş, bir fiş", Zeki-Metin de "KDV'si içinde, satış fişi cebimde"skeçleriyle hafızalarımızda yer etmişti..
    Ayrıca yönetmenliğini Kartal Tibet'in yaptığı, başrolünü Kemal Sunal'ın oynadığı, bu uygulamaya gönderme yapan "Katma Değer Şaban" isimli bir de film çekilmişti. :)

  • ZZ Top

    18.06.2017 - 17:06

    80’lerde adından söz ettiren hard rock gruplarındandı. Benim bu adamlarla tanışmam dönemin gençlik dergisi "HEY" sayesinde olmuştu; zira bu uzun sakallı, kovboy şapkalı ve siyah çerçeveli gözlüklü adamların resimlerine sıklıkla karşılaşıyordum. Şarkılarını pek dinlemesem de, kendilerine has imajlarıyla seksenlerde müzik denince aklıma gelen bir gruptur ZZ TOP..

  • What a feeling

    18.06.2017 - 16:51

    80'lerin en başarılı drama, müzikal ve romantizm temalı filmi olan, 1983 ABD yapımı "Flash Dance"ın soundtrack'idir. Eser en iyi şarkı dalında Oscar ödülü almıştır. Ayrıca; tozlukları ayağın altına kadar geçirme akımı bu filmden sonra başlamıştır.
    Parçayı ülkemizde ilk olarak 1984'de Nilüfer yorumlamıştır. Sözlerini merhum Çetin Akcan'ın yazdığı “Varsa söyle”, "Nilüfer'84" adlı albümde yer almıştır.

  • Voyage Voyage

    18.06.2017 - 16:39

    Seksenlerin en güzel synth-pop parçalarından biri de budur. İnsanda uzaklara gitmeyi tetikleyen bir tarafı vardır. Başta; Almanya, Belçika, Avusturya, Danimarka, İspanya, İrlanda olmak üzere bir çok ülkede liste başı olmuştur..

    Şarkı kadar solistinin çim adam tarzı saç şekli de hafızalarımıza kazınmıştır. Kim bilir, belki de kendisi Johnny Bravo'nun teyzesi filandır. :)

  • Take My Breath Away

    18.06.2017 - 16:22

    Başrollerini Tom Cruise ile Kelly Mc Gillis’in paylaştığı, aksiyon- romantik tarzdaki 1986 yapım “Top Gun” filmiyle özdeşleşmiş parçadır. Bir çok ülkede liste başı olmuş ve “En İyi Orijinal Şarkı” dalında Akademi ile Altın Küre ödüllerini almıştır..
    Amerikan müzik grubu Berlin’in seslendirdiği şarkı ayrıca ülkemizde 1987’de yayınlanan Blendax reklamında da kullanılmıştır.

  • sandra

    18.06.2017 - 15:53

    Kurban olurum yaradana! :) 80'leri güzel yapan en önemli unsurlardan biriydi hiç şüphesiz ki..

  • Sandra Lauer

    18.06.2017 - 15:49

    Eurobeat akımının en önde gelen temsilcisiydi. Alman yıldız, şarkıları kadar güzelliği ve de özellikle gamzeleriyle meşhurdu. Tabi ki bir çok ergen olarak biz de aşıktık kendisine.. "Maria Magdalena", "In The Heat Of The Night", "Innocent Love", "Hi! Hi! Hi!", "Midnight Man", "Don’t Cry", "Secret Land" ve "Everlasting Love" unutulmazlar hitleridir.
    Seksenli yıllarda bir dönem Afrika'da büyük kuraklık ve açlık baş göstermişti. Bundan ötürü dünya'nın dört bir yanında Afrika'ya yardım konserleri düzenleniyordu. Onlardan birine de ev sahipliğini İzmir yapmıştı. İzmir Büyük şehir Belediyesi öncülüğünde düzenlenen bu organizasyon kapsamında ülkemize; Bad Boys Blue, C.C Catch, Iva Zanicchi ile beraber Sandra da gelmişti. Bu durum Türk müzikseverler için bulunmaz fırsattı. İzmir Atatürk stadyumu'ndaki bu konseri; ünlü şarkıcı Caroline Verdi ile duayen sunucumuz Halit Kıvanç beraber sunmuşlardı.

  • savage

    18.06.2017 - 15:20

    80’lerdeki Türk filmlerinin disko ya da defile sahnelerinde şarkılarına rastladığımız, asıl adı Roberto Zanetti olan, İtalo akımının önde gelen temsilcilerinden İtalyan Roberto Zanetti'nin sahne adıdır. "Don't Cry Tonight", "Only you", "Goodbye", "Radio", "Celebrate" ve "Fugitive" unutulmaz hitleridir.

  • Nikah masası

    18.06.2017 - 14:43

    Ümit Besen’in seslendirdiği, taverna müziğin mihenk taşlarından, buram buram 80'ler kokan nefis bir şarkıdır. O dönemlerde klip endüstrisi gelişmediğinden, yapımcı firma klip yerine filmini tanıtım amaçlı çekmiştir..

  • Moonlight Shadow

    18.06.2017 - 14:36

    New age akımının önde gelen seslerinden,komplike bir müzisyen olan Mike Oldfield'ın 1983'e ait unutulmaz parçasıdır. Dinledikçe büyük keyif alır, aldıkça daha da dinlemek istersiniz.

  • modern talking

    18.06.2017 - 14:31

    Dieter Bohlen ve Thomas Anders'ın 1984 yılında bir araya gelmesiyle kurulan Modern Talking; özellikle Avrupa'da büyük başarı yakalamıştı. Ülkemizde de Avrupa'da olduğu kadar popülerdi desek abartmış olmam. Zira yabancı müzik dinlemeyenlerin bile "Şeri şeri leydi" ya da "Bıradır Luvi"yi mırıldandıklarına bizzat şahit olmuşumdur.

    Biraz da parçalarından bahsedecek olursak; çıkış albümlerinde yer alan şarkıları "You're My Heart, You’re My Soul" ile büyük beğeni toplayarak onlarca ülkede liste başı olmayı başardılar. Bunun ardından çıkardıkları albümlerdeki bir çok parçayla liste başı olup, sayısız ödül aldılar. Başarılı kariyerlerine rağmen grup 80'lerin sonunda dağılarak dinleyicilerini üzdü. Diğer hitlerinden bazıları; "You can win, if you want", "Cheri Cheri Lady", "Brother Louie", "Let's Talk About Love", "Atlantis is calling", "Geronimo's Cadillac", "Princess of The Night", "Heaven Will Know", "Lady Lai", "Give Me Peace On Earth" ve "Charlene“ sayılabilir.

    1998 yılına gelindiğinde unutulmaz ikili tekrar bir araya geldi. "Back for Good" albümüyle sıkı bir dönüş yapan Modern Talking'in bu albümünde; sevilen eski şarkılarının yeni düzenlemeleri ile birlikte dört de yeni şarkı bulunuyordu. Albümün o yılın en çok satanlar arasına girmesi de adeta gruba duyulan özlemin ifadesi idi.. Dieter Bohlen & Thomas Anders ikilisi 2003 yılına kadar, içinde yeni parçaların olduğu bir kaç başarılı albüm çıkardıktan sonra gene aynı gerekçelerle dağılarak, hayranlarını ikinci kez hayal kırıklığına uğrattı. Grubun ikinci kez bir araya geldikleri dönemdeki en önemli hitleri olarak; "You're Not Alone", "How You Mend A Broken Heart" ve "No Face, No Name, No Number"ı verebiliriz.

  • Sandra Kim

    18.06.2017 - 11:32

    O yıllarda bu kızın "J'aime la vie" parçasını beğenerek dinlesem de, çevremdekilerin kendisini çocukluk aşkım Sandra ile karıştırmalarına fena bozulurdum. :)
    Sandra Kim ayrıca; TRT'de oynayan "Vücudumuzu tanıyalım" (Il était une fois) çizgi filmindeki insanın kulağına hoş gelen şarkıyı da seslendirmişti.

  • In the Army Now

    18.06.2017 - 10:54

    Güney Afrika doğumlu Hollandalı Bolland & Bolland (Rob Bolland & Ferdi Bolland) ikilisinin 1982'de besteleyip seslendirdikleri eser, o dönemde özellikle Norveç'te müzik listelerinde çok başarılı olmasına karşın, daha çok 1986'da İngiliz Rock grubu Status Quo'nun coverıyla dünyaca tanınmıştır.

  • In the Army Now

    18.06.2017 - 10:34

    İngiliz devi Status Quo ile tanışmama vesile olan parçadır. 1962'de kurulan grubun, 1986'da çıkardığı yedinci albümü ile aynı adı taşıyan parça, listelerde hatırı sayılır bir başarı elde etmişti. TRT'de en fazla klibi dönen parçaydı aynı zamanda..

  • mandrake

    18.06.2017 - 10:11

    Smokin takım elbisesi, silindir şapkası, bastonu, kırmızı siyah pelerini, briyantinli saçları ve ince bıyığıyla şahsına özgü bir sihirbazdı. Kötülerle mücadelede sihir ve illüzyon yeteneklerini kullanırdı. En yakın dostu, iri yapılı bir zenci olan Abdullah'tı. Abdullah yumruklarıyla çoğu zaman Mandrake'nin yardımcısı olurdu. Prenses Narda ise uzatmalı sevgilisiydi. Mandrake'nin ikiz kardeşi Derek ve kızkardeşi Lenore de maceralara renk katardı.
    Derek abisi Mandrake'nin aksine kötü karakterli biriydi. Tibet'te beraber aldıkları eğitimin sonunda hocalarının büyük güçleri olan kristal küreyi Mandrake'ye vermesini kabullenemeyerek onu sürekli ele geçirmeye çalışırdı.. Diğer kardeşi Lenore ise, zıpır, düşüncesizce hareketleri olan ve "gününü gün etmeye çalışan genç kız" karakterine sahipti. Bir de 8 çetesi vardı, Mandrake her seferinde bu çetenin bir şebekesini çökertirdi.
    Mandrake, Xanadu adı verilen kolay ulaşılmayan bir malikanede yaşardı. Xanadu, bir tepenin üzerine her türlü lükse sahip, oldukça modern bir mimari ile inşa edilmişti. Mandrake'nin hizmetlerini gören Hojo adında bir de ahçısı vardı.Mandrake'nin maceraları genellikle esrarengiz, fantastik ve bilimkurgu türlerinden oluşmaktaydı. Velhasıl kelam en çok sevdiğim çizgi kahramanlardan biriydi..

  • Alphaville

    18.06.2017 - 09:20

    80’lerin Alman kökenli en baba müzik gruplarındandır.. Solistleri Marian Gold; en büyük hitleri "Big in Japan" ile kaderleri değişmeden önce taksi şöförlüğünden tutun da bulaşıkçılığa kadar her türlü işi yapmıştır..
    İsmini; 1965 yapımı siyah-beyaz Fransız yapımı bir bilim-kurgu filminden esinlenerek alan Alphaville; "Forever young", "Sounds like melody", "Dance with me", "The jet set", "A Victory of love" gibi müzik tarihinin klasikleri arasına girmiş eserler vermiştir.

  • comanchero

    18.06.2017 - 09:17

    “Comanchero” (Komençero) kulağa hoş gelen ve ülkemizde kültleşmiş bir parçaydı. Gerçi, komançero kısmından gerisine dilimiz dönmezdi ama o kadarı bile yeterdi bize.. Şarkıyı seslendiren İtalyan bayan sanatçının kimi yerde Moon Ray, kimi yerde ise Raggio Di Luna olarak takdim edilmesi bazı kafaların karışmasına sebebiyet verirdi. Oysa ki işin aslı; isim telaffuzunun İngilizce veya İtalyanca (‘Ay ışını’ anlamına gelir) söylenmesinden başka bir şey değildi..

  • phantom / kızılmaske

    18.06.2017 - 08:43

    Zagor, Mandrake, Teksas ve Tommiks'den sonra en sevdiğim çizgi romandı. Tay yayınlarının Aslan Şükür imzalı, hepsi birer sanat eseri sayılabilecek kapaklarına bakmak bile insanı ayrı bir mutlu ederdi..
    Kızılmaske Bengali Ormanı'nın derinliklerinde yaşamaktaydı. Asıl adı Kit Walker'dı. Kimselerin yerini bilip bulamadığı Kafatası Mağarası mekanıydı. Fantom, rüzgâr gibi koşan atı Kahraman ve sadık kurdu Şeytan ile kimsenin karşı koymaya cesaret edemediği yenilmez bir üçlü oluşturmuştu.
    Çok hızlı hareket etme, bir anda ortaya çıkıp bir anda ortadan kaybolabilme, kim olduğunun bilinememesi gibi özelliklere sahipti. Bu yüzden kendisi için "Fantom 10 kaplan gücündedir" yakıştırması yapılmıştı..
    İki elinin orta parmaklarına taktığı, iki adet yüzüğü vardı. Birisine yumruk attığı zaman, bu yüzükler kötü adamın çenesinde asla çıkmayan kuru kafa işaretleri bırakırdı. Kızılmaske bir bölgeye bu kurukafa işaretini bırakmışsa, o bölge Kızılmaske'nin koruması altında demekti.
    Çok hızlı silah çekerdi. Kendisine bir adet tabanca yetmemiş olacak ki daima çifte tabancayla dolaşırdı. Ayrıca ok kullanmada da üstüne yoktu.. Ormanda herkes kendisini sayardı ama bu saygı bazılarında sadece sevgiden değil korkuya da dayalıydı. Zira onun gazabı müthiş olurdu...
    Kızılmaske'nin dinlenmek için Eden Adası'na giderdi. Bu ada bütün hayvanların barış ve huzur içinde yaşamakta olduğu bir yerdi. Kızılmaske'nin Diana adlı bir eşi ve yetiştirmiş olduğu Tomm ve Reks adında çocuklar vardı. Bu çocuklar başlarını belaya soktuklarında, Kızılmaske derhal yardımlarına yetişirdi. Bazen de bunun tam tersi de olurdu.. Sonuçta daima hep iyiler kazanırdı...

  • Aha

    18.06.2017 - 07:13

    Onlarla tanışmam, dünya genelinde 7 milyon satan hitleri "Take on me" ile olmuştu.. Tüm ödülleri silip süpüren klibi de müthişti. (Buna MTV'den iki dalda kazandıkları ödül de dahildir.) Klip yarı animasyon, yarı film olarak çekilmişti. Hakikaten çok etkileyici sahneleri vardı. Konusuna gelince; bir kız cafe’de çizgi roman okurken birden çizgi roman kahramanı canlanıp, elini kıza uzatır.. Kız da buna kayıtsız kalmayıp elini uzatınca birden kendini okuduğu çizgi romanın içinde bulur. Derken kitabın içinde yarışçı çocuk ve kızla, kötü adamlar arasında kovalamaca yaşanır.. Çizgi romanın içinde bunlar yaşanırken; Cafe sahibi, kızın hesabı ödemeyip kaçtığını sanarak, hışımla masanın üstündeki çizgi romanı çöpe atar.. Derken kız kitabın içinden çocuğun büyük gayretleri ile çıkar, hemen çöpün içinden kitabı alıp eve koşar. Dergiye bakarak göz yaşları akıtır; bunun sonunda çocuk zorda olsa çizgi aleminden gerçek alem geçiş yapar ve klip orada biter.. Senenin 1985 olduğunu göz önüne alırsak, klipte kullanılan tekniğe hayran kalmamak elde değil.
    Norveçli 3 gençten oluşan A-ha grubunun Solisti Morten Harket, genç kızların hayallerini süsleyen bir isimdi. Bu yüzdendir ki gençlik dergilerinde en fazla posteri verilen ünlülerdendi.
    “The sun always shines on TV”, "Cry Wolf", "Hunting High And Low", “Manhattan Skyline”, “Touchy!” ve 1987’deki James Bond filmi “Gün Işığında Suikast” için seslendirdikleri "The Living Daylights" parçaları diğer hitleridir.

  • 99 Luftballons

    18.06.2017 - 06:09

    Deri kıyafetleri, takıları, saç şekli ve tavşan dişleriyle hafızalarımıza kazınmış Alman şarkıcı Nena'nın kanımca en güzel parçası..

Toplam 5294 mesaj bulundu