Her türlü ayrımcılığa karşı olan hümanist yapıda biriyim..
Her türlü ayrımcılığa karşı olan hümanist yapıda biriyim..
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Osman Aslan Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
14 Ağustos 2025 Perşembe - 01:16:09
william shakespeare
20.06.2017 - 02:10İşler her zaman iyi gitmez ama her zaman kötü de gitmez!..
Barbra Straisend
20.06.2017 - 01:1880'lerin başlarında Steven Spielberg ile bir dost toplantısında tanışarak bir birliktelik yaşamış. Lakin herkesin yakında mutlak evlenecekleri gözüyle bakılan bu ilişki bir süre son bulmuştur.
Dallas Dizisi
20.06.2017 - 01:12"Southfork" çiftliğinin yangından sonraki durumunu, J.R. ile Ray'in kavgasının sonucunu, Boby'nin Ewing Petrol Şirketi'ni ele geçirip geçiremeyeceğini, Pamela'nın kocasına dönüp dönmeyeceğini, Su Ellen'ın içkiyi bırakıp bırakmayacağını, Lucy'nin gizli aşkının ortaya çıkıp çıkmayacağını tüm Türkiye'nin merak ettiği 80'lerin fenomen olmuş dizisidir.
kartopu
20.06.2017 - 00:45"Bir kere örün, hep öreceksiniz" sloganıyla 80'lere damgasını vuran el örgü yünü markası..
zerrin egeliler
20.06.2017 - 00:42Merhum Çetin Alp'in Eurovision'da "0" çekerek dönmesinden sonra, kendisi hakkında şöyle bir geyik varmış. (Dönemin Hey dergisinde okudum.)
Güya son filminde Eurovision'a katılmayı hedefleyen bir şarkıcıyı canlandırıyormuş. Bunun için de şarkı sözü yazarıyla, besteciyle, aranjörle ve son olarak da bütün jüri üyeleri ile birlikte oluyormuş. Onlar da puanı kendisine verince, yarışmaya o gidiyormuş. :))
adile naşit
20.06.2017 - 00:08Kendisinden iki yaş büyük eski şoförü ve arkadaşı Cemal İnce (55) ile 1983'te gizlice evlenmiş lakin HEY dergisinin bunu kendisinden izin almadan haber yapmasını bayağı içerlemiştir. 17 Ekim 1983 tarihli dergide okuduğuma göre; "Ben yaşlı bir kadınım. Bu yaştan sonra aşk evliliği yapacak halim yok herhalde. Zorunlu bir evlilik bu. İnsanın özel yaşantısına saygı gösterilmesi gerekir. 7 aydır kanser tedavisi görüyorum. Bunu beni açıklamaya mecbur ettiniz." şeklinde HEY dergisine çok haklı bir sitemde bulunmuştur. O zaman da magazinciler şimdiki gibi özel hayatın mahremiyetine sözde habercilik adına saygı duymuyorlar imiş. Zavallı kadıncağız zaten yaklaşık 4 sene sonra vefat etmişti. Allah gani gani rahmet eylesin.
Nicholas Bradford
19.06.2017 - 23:42Küçük starlar, henüz doğru dürüst konuşmayı bile beceremezken kamera karşısına geçip rol yaptılar. Yaşıtlarının hayal bile edemeyeceği kadar büyük bir servete ve şöhrete kavuştular. Ama pek çoğu için her şey başladığı kadar hızlı sona erdi. Maalesef bu talihsiz küçük yıldızlardan biri de, "Sekiz çocuklu aile" dizisinde, hepimizin beğeniyle izlediği Nicholas Bradford'u canlandıran Adam Rich'idi. 70'lerin sonu, 80'lerin başında yıldızı hızla parlayan Adam Rich; erken yaşta gelen şöhreti kaldıramayıp özel yaşantısındaki nahoş olaylarla tepetaklak olan bir kariyere sahip olmuştur.
Bir röportajında; 10 yaşında Marijuana içmeye başladığını söyleyen aktör, maalesef eski parlak günlerinin çok gerisinde duruyor..
Nicholas Bradford
19.06.2017 - 23:3180'lerin hemen başlarında TRT'de oynayan "8 Çocuklu Aile" dizisinin neşe kaynağı olan yumurcak. 12 Ekim 1968 doğumlu Adam Rich'in canlandırdığı karakter adeta diziyle bütünleşmiştir. 8 yaşında bir bastıbacak olan Nicholas, boyundan büyük laflar etmesi ve sempatik hareketleriyle gönüllerimizde yer etmiştir. Tabi ki bunda akran olmamızın da büyük etkisi vardır.. Eski günlerin hatırına hala bu diziyi büyük bir keyifle izlerim..
Bir dönemin aranan oyuncusu olan Adam Rich ayrıca; "Aşk gemisi" (The Love Boat), "Hayal adası" (Fantasy island), "Altı milyon dolarlık adam" (The Six Million Dollar Man) gibi dönemin popüler dizilerinde misafir yıldız oyuncu olarak rol almıştır.
ofra haza
19.06.2017 - 19:171984'de seslendirdiği “Im Nin’alu”dan başka parçasını bilmediğim İsrailli şarkıcı. 2000 yılında AIDS'ten hayatını kaybetmiş, ailesi bu hastalığın kendisine nasıl bulaştığı hakkında bir bilgi vermemiştir.
Isaac Asimov
19.06.2017 - 19:061983’te olduğu by-pass ameliyatındaki kendisine verilen enfekte kan nedeniyle AIDS’e yakalanmış ve 1992’de bu hastalık yüzünden hayatını kaybetmiştir. Büyük gizlilikle saklanan bu durum ancak ölümünden on yıl sonra kamuoyuna açıklanmıştır.
freddie mercury
19.06.2017 - 18:53İngilizı rock grubu Queen’in efsanevi solisti..
psikoloji
19.06.2017 - 18:48Davranış ve zihinsel işleyişler bilimi..
Gerçeğin ta kendisidir.
İnanmayan çok şey kaybeder..
challenger
19.06.2017 - 18:25NASA Challenger Uzay Mekiği kalkışından kısa bir süre sonra parçalanmış, maalesef içindeki tüm personel de hayatını kaybetmişti. 28 ocak 1986'da meydana gelen bu acı olay, bir Nasa uzay aracının tamamen parçalanmasıyla oluşan ilk felaketti. Kazanın sebebinin ise bir conta olduğu açıklanmıştı.
Challenger, kalkıştan sadece 73 saniye sonra alev topuna dönmüştü. Dondurucu bir kış gününde Kennedy semaları Challenger uzay mekiğinin parçalarıyla aydınlanmış, Başkan Ronald Reagan, kazayı "millî kayıp" olarak nitelendirerek, mürettebat da ulusal kahraman ilan edilmişti.
İsveçli ünlü Hard Rock grubu Europe ise, "The final countdown" adlı parçasını Challenger felaketinde hayatını kaybedenlere hediye etmişti.
challenger
19.06.2017 - 18:09Çocukluğumdan trajik bir olayı hatırlatıyor..
Persepolis
19.06.2017 - 18:03Marjane Satrapi’nin kendi yaşamından kesitler sunduğu; İran’daki devrimin ülkeye ve insanlara yaşattıklarını anlatan çizgiromanı.. İlerleyen zamanlarda siyah-beyaz olarak orijinal kitaba sadık kalınarak sinemaya da uyarlanmıştır.
çernobil
19.06.2017 - 17:34Çernobil reaktör kazası, 20. yüzyılın en büyük nükleer kazasıydı. Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörünün 4. ünitesinde; 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana gelen nükleer kaza sonrasında, atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı, 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenilmişti.
Radyasyonun ne olduğunu daha evvel; TRT'de oynayan "San Francisco Sokakları" adlı dizinin bir bölümünde öğrendiğimden çocuk aklımla durumun vahametini az çok tahmin edebiliyordum. Zira dizinin o bölümünde; bir uranyum madenini soymaya kalkan teröristlerin hepsi bu maddeyle direk temas ettiklerinden zamanla radyasyondan ölmüşlerdi. Ama tabi ki Çernobil reaktör kazasının, sandığımdan çok daha fazla vahim sonuçlar içerdiğini de zamanla öğrenmiştim. O zaman uzmanlar, 2. dünya savaşında Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan bombaların etkisinden katlarca daha fazla olduğunu ve bu etkinin 2016 yılına kadar süreceğini söylemişlerdi...
aids (h.i.v.)
19.06.2017 - 17:30Acquired Immune Deficiency Syndrome. Fransızlar sida dedi. Biz “Ayidis”, “Adis”, “Adidas” arasında gittik geldik. Afrika'da ise ilk yıllarda "zayıflık hastalığı" olarak bilindi. Türkiye 1986'da Murti olayıyla (1992'de ölen Murteza Elgin) AIDS'le tanıştı ama çağın vebasında dünyada ilk vaka 1981'de görüldü. Eşcinseller, hayat kadınları ve cankiler arasında yayıldıkça, bu feci hastalığa Tanrı'nın gazabı muamelesi yapıldı. Rock Hudson (1985), Freddie Mercury (1991), Anthony Perkins (1992) gibi starlar hayatını yitirmese, belki tedaviye dönük araştırmalar hiç hız kazanmayacaktı. Bugün özellikle Afrika insanlarının acil yardıma ihtiyacı var.
tecavüzcü coşkun
19.06.2017 - 15:52Yeşilçam'da kötülüğün timsali karakterlerden.. Aynı zamanda uzun yıllar Galatasaray numaralı tribününde amigoluk yapmışlığı da vardır. Yani hem Yeşilçam, hem de tribün emekçisidir kendisi..
charles bronson
19.06.2017 - 15:47Sert bakışlı ve ince bıyıklı olan Charles amcamız genellikle; polisiye, western ve aksiyon filmlerinde rol alırdı. Zira “O”; kendi kuralını kendi koyan, kendi yasasını kendi uygulayan adamın sinemadaki temsilcisiydi. TRT'de ya da videoda; vurdulu, kırdılı, intikam dolu filmlerini beğenerek izlerdik. 80’lerde ülkemizde o kadar popülerdi ki; Zagor’un kapağında bile betimlemesi yapılmıştı.
mini ringo
19.06.2017 - 15:32Tay yayınları tarafından serüvenleri yayınlanan, çocuklara hitap eden bir western karakteriydi. Şaşkın bakışlı, sarı kıvırcık saçlı, zeki, cesur ve centilmen bir kovboydu. Bazen neşe içinde gitarını çalar, bazense silahını konuştururdu. Asla hiçbir dostunun yardım teklifini geri çevirmez ve haydutlarla bıkmadan usanmadan boğuşurdu. Keyifle okunan maceralarında, Rozita adlı atı ve bazen de bir köpek kendisine eşlik ederdi. Taşıdığı bazı öğelerle bana hep Red Kit’i hatırlatmıştır Mini Ringo.
tom braks
19.06.2017 - 15:23Saç stilini çok beğendiğim bir çizgi roman kahramanıydı.. Kıvır kıvır kızıl saçları, kendine has gülümseyişi ve kılıktan kılığa girmesiyle karizmatik bir silahşördü.. En yakın dostları Tonton ve Baron'du. Tonton, köfte yemek konusunu saplantı haline getirmiş ahmak bir adamdı, kızdığında veya şaşırdığında "Hay bin kokmuş köfte!..", "Dünyadaki bütün köfteler aşkına!..." gibi laflar ederdi. Castagnaclar soyundan geldiğini ileri süren ama asaleti konusunda kimseyi bir türlü ikna edemeyen Baron ise, silindir şapkalı ve ekose ceketiyle maceralara renk katardı.
Tom Braks'ın kılıktan kılığa girerken kötü adamların hepsinin onunla aynı boyda olması ise pek garibime giderdi.
teksas
19.06.2017 - 15:11En beğenerek okuduğum çizgi romanlardandı.. Kahramanı “Çelik Blek” lakablı bir avcıydı.. Atletik vücudu, insanüstü gücü, kürk yeleği, kunduz postundan başlığı ile efsaneleşmişti. Çelik bilek, ülkesinin topraklarını düşman işgalinden kurtarmak için amansız bir savaşın içine dalmış, ömrünü bağımsızlık mücadelesine adamıştı. Birliğinin adı ise "Vatanseverler"di. Halk arasında "Avcı" diye bilinirlerdi. İngiliz askerleri ve haydutlar ise onlara "Asi" diye hitap ederlerdi. Esas amaçları, vatanlarını İngiliz askerlerinden, kendi deyişleriyle "Kırmızı Ceketliler"den temizlemekti.. Çelik Blek'in bu mücadelesinde "Profesör Oklitus" ve "Rodi" adında iki karakter de her daim yanında olurdu. Oklitus oldukça bilgili, aklı fikri yemekte olan biriydi, Rodi ise aklı havalarda olan çilli bir ergendi.. Sevimli ikili bir çok macerada Çelik Blek’e yardımcı olduğu kadar söz dinlememeleri yüzünden zararları olduğu da olurdu.
jeriko
19.06.2017 - 15:08Jeriko yarı kızılderili yarı beyaz bir kahramandı. Yarı çıplak dolaşır, bir kızılderili gibi düşünür, yaşar, avlanır, öldürür ve intikam alırdı.. Upuzun sarı saçlarıyla klasik westernlerde pek karşılaşmadığımız bir tipti. Ancak o da hemen tüm çizgi roman kahramanları gibi adaleti gözetmekteydi. Ancak Jeriko'nun yasaları koruma ve adaleti yerine getirme yöntemleri çarpıcı, sarsıcı ve hatta bazen ürkütücüydü.
Kendisini büyüten Arapaho Kızılderilileri gibi yaşamayı tercih eden Jeriko, yine de onlardan biri değildi. Maceraları genellikle beyazların arasında geçer, olayların çoğu kızılderili sorunlarını değil, beyazları ilgilendirirdi.
mister no
19.06.2017 - 14:56Gene Tay yayınlarından çıkan hastası olduğum bir yayındı.. Mister NO; şakaklarına hafiften kar yağmış, aklı bir karış havada olan eski bir Amerikan savaş pilotuydu.. Savaş sonrası yerleştiği Brezilya-Manaus’da aldığı külüstür uçakla, turist rehberliği yaparak geçimini sağlardı.. En yakın arkadaşı “SS” takma adlı "Otto Kruger"’di.. "Pır pır" adını verdiği uçağıyla arasında duygusal bir bağ vardı. Bir şeylere canı sıkıldığında “Puxa vida!” veya “Canına yandığım!” demesi meşhurdu. Çoğu maceradan evvel bir güzel dayak yer maceranın ortalarına veya sonuna doğru gücünü gösterirdi.. Aldığı parayı çarçur etmekte üstüne yoktu.. Eline bazı maceralarda yüklü miktarda para geçtiği halde kısa bir sürede metaliksiz kalırdı.. Her ne kadar dışarıdan soğuk biri gibi görünse de aslında samimi, dürüst ve insancıldı.
Toplam 5294 mesaj bulundu