Her türlü ayrımcılığa karşı olan hümanist yapıda biriyim..
-
Hasan Hüseyin Korkmazgil
25.12.2019 - 13:14Kar yağar, yağmur yağar
Bizim buralara çizme yağmaz
Bizim buralara
Nutuk yağar, parti yağar
Palavra desen ton işi
Ama iş yağmaz
Bizim buralara
Demokrasi yağmaz
Candarma Polis yağar.
(Hasan Hüseyin Korkmazgil - 1959) -
Yalnız'ın Hayali
Metehan Kılınç
19.05.2017 - 20:57Sürükleyici ve etkileyici bir şiir olmuş. Tebrikler..
-
Seninle Hayata Tekrar Merhaba...
Yasemin Yağız
26.05.2011 - 23:47Hitabet tarzınız o kadar yalın ve etkileyici ki; şiirinizi okuyan ve aşka küsmüş birini tekrar aşkı aramaya sevk edecek kadar.. Tebrikler. Sevgi ile kalın..
Toplam 6 mesaj bulundu
-
C.C. Catch (Caroline Catherine Müller)
07.09.2025 - 09:3115 Şubat 1986 tarihli Hey dergisi "Yüz Yüze" köşesinde, Euro disco akımının önde gelen yıldızlarından C. C. Catch'in röportajına yer vermiş.
DOĞAÜSTÜ GÜÇLERİM OLDUĞUNU HİSSEDİYORUM Dieter Bohlen’den büyük yardım gören, son zamanlarda ekranlarımıza sık sık konuk olan Alman şarkıcı C. C. Catch ilk kez konuştu. Sevimli sanatçı, ruh çağırma ve ölümden sonraki hayat gibi konulara özel ilgi duyduğunu söylüyor. Dedesinin doğaüstü yetenekleri ile pek çok hastayı iyileştirdiğini söyleyen Caro kendisinin de özellikle telepati gücünün oldukça fazla olduğunu belirtiyor.
SORU: 14 yaşında Hollanda'dan geldiğin zaman tek kelime Almanca bilmiyordun. Bu İşinin altından nasıl kalkabildin? YANIT: İlk gün çok eğlendim. Öğrenciler, beni öğretmen sanmışlardı çünkü. Söylenenleri pek anlayamıyordum. Bu yüzden ilk aylarda 5'ten, 6'dan yüksek not alamadım. Eri hoşlandığım dersler İngilizceyle müzikti. Çünkü daha o zamandan şarkıcı olmayı kafama koymuştum. Arkadaşlar ve televizyon sayesinde yavaş yavaş Almanca öğrendim. Okulda da durumum düzeldi.
SORU: Liseyi bitirdikten sonra ne yaptın? YANIT: Bir terzinin yanında çalışmaya başladım. “Keşke kuaför olsam” diyordum. İşim kol geçirmek, ilik açmak, kemer dikmekti.
SORU: Sonunda mesleği öğrendin mi? YANIT: Hayır, altıncı ayın sonunda bıraktım. Bana göre bir iş olmadığını anlamıştım. Ayrıca daha 16 yaşındayken şarkı söylemeye başlamıştım. Bu arada bir sürü yarışmaya da katıldım. Dereceye giremedim ama en azından ailem, bu işe çok meraklı olduğumu anladı. Ve şarkıcı olmama izin verildi.
SORU: İlk sahneye çıkışını hatırlıyor musun? YANIT: Bir diskotekte oldu bu iş. Tarih 1980 kasımıydı. Oldu bitti şarkıcı olmak istiyor, fakat bu işe nasıl başlayacağımı bilemiyordum. Sonunda kendi kendime provalar yapmaya başladım. Plaklar aldım ve odamda yalnız başıma şarkı söylemeye koyuldum. Bu provalardan sonra bir yarışmaya daha katıldım. Söylediğim şarkılar Juice Newton'un "Queen Of Hearts”ı ve Emmylou Harris'in "C'est, La Vie” adındaki parçalarıydı. Üstüme ne giydiğimin bile farkında değildim: Ancak, çok şık olduğumu hatırlıyorum. Annemle babam da beni dinlemeye gelmişti. Tanıdıklar da vardı. Ama yarışmayı kazanamadım. Ne var ki katılabilmek cesareti benim için yeterince önemliydi.
SORU: Demek sahneye çıkmaktan korkmadın? YANIT: Hayır, aksine kendime plaklar ve Playback'ler satın alıp evde sürekli prova yapıyordum. Babam sonunda bodrum katında çalışabilmem için bana bir müzik seti satın aldı. Yarışmalara ses teknisyeni olarak o da benimle beraber geldi. Zamanla performansım düzeldi. Sonunda yarışmaları arka arkaya kazanmaya başladım.
SORU: Optimal topluluğu tarafından mı keşfedildin? YANIT: Evet. Menajerimiz Gerd Ebel, Optimal grubunu yetenek yarışmalarına katılan kızlardan oluşturmuştu. Bir hafta süreyle her akşam bir spor salonunda buluşup dans çalıştık. Ancak altı ay sonra kendi şovumuzla halkın karşı sına çıktık ve bir plak doldurduk.
SORU: Hangi erkek tipinden hoşlanırsın? YANIT: Biçimli vücutlu, benden biraz boylu, sarışın, mavi veya yeşil gözlü, modern saç kesimli erkeklere bayılırım. Öyle birini Radyo-Televizyon Fuarı’nda tanıdım. Adı; Frank. Yaşı: 21. Hafta sonlarında birbirimizi ziyaret ediyoruz.
SORU: Kıskanç mısınız? YANIT: Hem de nasıl. Ama Frank’a büyük güvenim var. Arkadaşım beni aldatacak olsa dayanamam. Çünkü ben ona yüzde yüz sadığım. Birisiyle ilişki kurunca, beraberliğinizin uzaması gerekir. İki haftalık arkadaşlıklardan yana değilim.
SORU: Nasıl tanıştınız? YANIT: Bir arkadaşla Berlin’de bir diskotekte oturuyorduk. O karşımızdaydı. Arkadaşıma Frank'ı beğendiğimi söyledim. Onun hemen gidip bunu Frank'a yetiştireceğini nereden bilebilirdim. Frank anında yanıma geldi ve konuşmaya başladık. Önsezi, fal, büyü gibi konulara büyük merakım vardır. Onun da öyle. Sonuçta, birbirimizi çok uzun zamandan beri tanıyormuşçasına arkadaş olduk.
SORU: Falcılar sana neler anlattılar? YANIT: Evlenip, iki çocuğumun olacağını. Hep sağlıklı olacağımı. Gerçekten de şimdiye kadar hiç hasta olmadım. Ve büyük başarı kazanacağımı söylediler.
SORU: Seni en çok ilgilendiren nedir? YANIT: Ruh çağırma, gaipten gelen sesler gibi şeyler. Dedem Hollanda'da elini insan vücudunda dolaştırarak hastaları iyi edebilirdi. Doktorların umutlarını kestikleri hastaları iyi ettiğine tanık oldum. Koltuğunda oturup sabit bir bakışla baktığı zaman beni müthiş korkuturdu.
SORU: Dünyamızın dışında da insanlar var mı sence? YANIT: Evet. Başka gezegenlerde de buradaki gibi hayat oluşmuş olabilir. Kâinat, insanoğlunun hâyâl gücünün kavrayamayacağı kadar büyük. Ya da aramızda gözlerimizle göremediğimiz varlıklar var.
SORU: Hiç hipnotize oldun mu? YANIT: Denedim ama iradem kuvvetli olduğu için hipnotize olamıyorum.
SORU: Doğaüstü güçler olduğuna inanıyor musunuz? YANIT: Olabilir. Bazen telepati gücüm olduğuna inanacağım geliyor. “Frank'a hemen şimdi telefon etmeliyim” diyorum. Aynı anda telefon çalıyor ve onun sesini duyuyorum.
SORU: En çok neden korkarsın? YANIT: Bazen kanser gibi öldürücü hastalıklar insanın aklına geliyor. Ama gerçekte hiçbir şeyden korkmam. (Hey / 15 Şubat 1986 / Sayı: 7)
-
Prenses Stephanie
26.04.2025 - 21:52'Hey' dergisinin 5 Temmuz 1986 tarihli 27. sayısında, "Kapaktaki Güzel" ibaresiyle şarkıcı Prenses Stephanie röportajı yayınlanmış.
STEPHANIE İLE DOBRA DOBRA Stephanie Marie Grimaldi, Monako Sarayı'nın, Prenses Graca Patricia (Grace Kelly) ve Prens Rainer’in en küçük çocuğu... Şu sıralar 21 yaşını süren, saray protokolünden uzak, özgür yaşamayı seçen Prenses Stephanie modellik ve şarkıcılıktan sonra şimdi de sinema oyunculuğuna soyunuyor...
Kısa bir süre önce Hint Okyqnusu'ndaki Mauritius Adası'nda geçirdiği tatilden dönen Stephanie, ayağının tozuyla Paris'te bir basın toplantısına katıldı, beraberinde kucağından inmek bilmeyen sevimli bir süs köpeği olduğu halde.
SORU: Hep yenilik arayışı içindesiniz. Kendinize değişik uğraşlar edinmeden yapamıyorsunuz. Bikini stilistliği, koleksiyonculuk... Kısa bir süre önce de günde 20 bin mark kazanan podyumların en gözde mankenlerinden biriydiniz. Şimdi ise şarkıcı olmayı seçtiniz, neden?
STEPHANIE: Şarkıcı olacağımı hiç sanmıyordum. Bir gün eğlence olsun diye yakın bir dostumun plak stüdyosuna girdim. Ve yine onun ısrarı üzerine deneme kayıtlan yaptık. Sonuçta oldukça başarılı olduğumu görerek şansımı denemeye karar verdim.SORU: Plak yapmak için ne kadar çalışma yaptınız?
STEPHANIE: Dört ay.SORU: Dört ay bir plak için fazla değil mi?
STEPHANIE: Çok zamana gereksinimim vardı. Öyle ya bu işte oldukça yeniydim ve kendimi yetiştirmem gerekiyordu.SORU: Müzik öğretmeniniz var mıydı?
STEPHANIE: Hayır. Yalnızca yapımcım bana yardımcı oldu. Her şeyi ondan öğrendim diyebilirim. Her gün stüdyoya kapanarak saatlerce yılmadan çalıştım.SORU: Babanız yeni mesleğiniz için ne söylüyor?
STEPHANIE: Bu konuda hiçbir problemim olmadı. O da benim gibi memnun gözüküyor.SORU: Geçenlerde bir yayın organında, müzik eleştirmeni Nadia Lacoste tarafından yapılan bir yorumda, sesinizin hiç de iyi olmadığı, bu sesle hiçbir yere varamayacağınız hakkında bir yazı yayınlandı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
STEPHANIE: Bunu ilk kez sizden duyuyorum. Eğer gerçekse ben de ona bir şeyler söylemek isterim.SORU: Fotomodelliğe devam edecek misiniz?
STEPHANIE: Şimdilik bir şey söylemek için henüz çok erken. Modelliğe yalnızca bir eğlence olsun diye başladım. Daha sonra başka şeylere de ilgi duyarak o alanlara kaydım.SORU: Bunu açıklayabilir misiniz?
STEPHANIE: Bikini stilistliği... İlgi alanlarımdan yalnızca biri.SORU: Fotomodellik yapmanız babanızı rahatsız ediyormuş... Doğru mu?...
STEPHANIE: İnanını her şey önceleri bambaşka başladı. Ta ki boy boy fotoğraflanm gazete ve dergilere malzeme oluncaya kadar. Bir de buna gerçek dışı haberler eklenince olay değişik boyutlar kazandı ve babamın şimşeklerini üzerime çektim.SORU: Marlene Dietrich, "Beni fotoğraflarım mahvetti." demişti. Yoksa sizde mi aynı fikri onunla paylaşıyorsunuz?
STEPHANIE: Belki, evet... Bir günde tam 50 fotoğraf benim için çok fazla.SORU: Basının karşısında olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
STEPHANIE: Muhakkak, önce yanıma sokulup kibarca izin istiyorlar sonra da altına koydukları yazıyla konuyu saptırıyorlar.SORU: Bu olayların Monako’yu etkilediği muhakkak. Yalnızca sizin değil örneğin babanızın gayri meşru bir oğlu olduğu, Liz Taylor ile evleneceği hakkında haberler, basında çıktı. Bunlara karşı tepkileriniz nasıl oluyor, hiç dava açmayı düşündünüz mü?
STEPHANIE Babam büyük bir hoşgörü sahibidir. Şimdiye kadar dava açmayı aklının ucundan bile geçirmedi. Ancak her şeyin bir sınırı var.SORU: Siz ve kardeşleriniz genellikle ünlülerle birlikte oldunuz. Ağabeyiniz Gregory Peck'in kızı "Hanedan” dizisinin gözde oyuncularından Catherine Oxenberg ile, ablanız Roberto Rossellini ile, siz de Alain Delon ve Jean-Paul Belmondo’nun oğullarıyla beraber oldunuz. Arkadaşlannızı hep ünlü kesimden mi seçersiniz?
STEPHANIE: Bunun öncelikle bir rastlantı olduğunu söyleyebilirim. Tabii bunda bulunduğumuz çevrenin de etkisi büyük.
SORU: Arkadaşlarınızla birlikte olduğunuzda, örneğin romantik bir akşam yemeğinde, yanınızda korumalarınız olduğu halde yemek yemek pek hoş olmasa gerek?STEPHANIE: Koruma mı ne koruması, benim şahsıma ait korumam hiç olmadı.
SORU: Yani "Hiç korumam yok” demek mi istiyorsunuz?STEPHANIE: Geçici olarak belki, o da çevrem insanlar tarafından sarıldığı anlarda.
SORU: O halde saldırıya uğramaktan korkmuyorsunuz?STEPHANIE: Hayır, korkmam... Ama bazen ailemi de düşünmek zorundayım.
SORU: 1984 Ekim'inde başınızdan bir olay geçti. Bir kadın ve bir adam tarafından bir bodrum katında garajda sıkıştırıldınız...STEPHANIE: Evet, soğuk kanlılığımla olayı atlattım, Onlara, ”Ailemin bir cesede verecek parası yok." diyerek ellerinden kurtuldum.
SORU: Mauritius Adası'nda hem tatil yaptınız hem de gölgesi hiç eksik olmayan bir genç kızı oynadığınız video çekimlerinde rol aldınız. Gelecek için bu yönde bir planınız var mı?
STEPHANIE: Bir sinema oyuncusu olarak mı?SORU: Evet...
STEPHANIE: Şimdilik değil, ama gelecekte neden olmasın! Şu an hem şarkıcılık hem de oyunculuk benim için çok fazla.SORU: Hiç film teklifi aldınız mı?
STEPHANIE: Evet, hatta birçok senaryo bile okudum. Yönetmenler beni annemle bir kefeye koymak istiyorlar. Bense sinema oyunculuğu dersi almadan film çevirmek istemiyorum.SORU: Amerikalı modacı Richard Blackwell tarafından yapılan seçimde, 1985 yılının en kötü giyinen kadını arasında, Joan Collins ve Madonna'nın da önünde yer aldınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
STEPHANIE: Ben aynı fikirde değilim. Mücevherler içinde kaybolmuş cici hanımlar gibi giyinme yerine, daha rahat ve pratik olduğu için tişört ve blucinleri tercih ediyorum.SORU: Avrupalı öteki kraliyet aileleriyle görüşüyor musunuz?
STEPHANIE: Hayır, asla onlarla ilişkiye girmek istemem.SORU: Neden, size sıkıcı mı geliyorlar?
STEPHANIE: Evet, onlar gibi kraliyetin katı protokol kuralları arasında kaybolmak istemiyorum. Özellikle İngiliz Kraliyet Ailesi'ne acıyorum. Yaşamdan hiçbir şey beklemeden kurallara boyun eğiyorlar. Sıkıcı bir yaşantıları olmalı.Derleyen: Lokman Yavuz (Hey / 5 Temmuz 1986 / Sayı: 27)
-
Prenses Stephanie
26.04.2025 - 21:51'Hey' dergisinin 5 Temmuz 1986 tarihli 27. sayısında, "Kapaktaki Güzel" ibaresiyle şarkıcı Prenses Stephanie röportajı yayınlanmış.
STEPHANIE İLE DOBRA DOBRA Stephanie Marie Grimaldi, Monako Sarayı'nın, Prenses Graca Patricia (Grace Kelly) ve Prens Rainer’in en küçük çocuğu... Şu sıralar 21 yaşını süren, saray protokolünden uzak, özgür yaşamayı seçen Prenses Stephanie modellik ve şarkıcılıktan sonra şimdi de sinema oyunculuğuna soyunuyor...
Kısa bir süre önce Hint Okyqnusu'ndaki Mauritius Adası'nda geçirdiği tatilden dönen Stephanie, ayağının tozuyla Paris'te bir basın toplantısına katıldı, beraberinde kucağından inmek bilmeyen sevimli bir süs köpeği olduğu halde.
SORU: Hep yenilik arayışı içindesiniz. Kendinize değişik uğraşlar edinmeden yapamıyorsunuz. Bikini stilistliği, koleksiyonculuk... Kısa bir süre önce de günde 20 bin mark kazanan podyumların en gözde mankenlerinden biriydiniz. Şimdi ise şarkıcı olmayı seçtiniz, neden?
STEPHANIE: Şarkıcı olacağımı hiç sanmıyordum. Bir gün eğlence olsun diye yakın bir dostumun plak stüdyosuna girdim. Ve yine onun ısrarı üzerine deneme kayıtlan yaptık. Sonuçta oldukça başarılı olduğumu görerek şansımı denemeye karar verdim.SORU: Plak yapmak için ne kadar çalışma yaptınız?
STEPHANIE: Dört ay.SORU: Dört ay bir plak için fazla değil mi?
STEPHANIE: Çok zamana gereksinimim vardı. Öyle ya bu işte oldukça yeniydim ve kendimi yetiştirmem gerekiyordu.SORU: Müzik öğretmeniniz var mıydı?
STEPHANIE: Hayır. Yalnızca yapımcım bana yardımcı oldu. Her şeyi ondan öğrendim diyebilirim. Her gün stüdyoya kapanarak saatlerce yılmadan çalıştım.SORU: Babanız yeni mesleğiniz için ne söylüyor?
STEPHANIE: Bu konuda hiçbir problemim olmadı. O da benim gibi memnun gözüküyor.SORU: Geçenlerde bir yayın organında, müzik eleştirmeni Nadia Lacoste tarafından yapılan bir yorumda, sesinizin hiç de iyi olmadığı, bu sesle hiçbir yere varamayacağınız hakkında bir yazı yayınlandı. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
STEPHANIE: Bunu ilk kez sizden duyuyorum. Eğer gerçekse ben de ona bir şeyler söylemek isterim.SORU: Fotomodelliğe devam edecek misiniz?
STEPHANIE: Şimdilik bir şey söylemek için henüz çok erken. Modelliğe yalnızca bir eğlence olsun diye başladım. Daha sonra başka şeylere de ilgi duyarak o alanlara kaydım.SORU: Bunu açıklayabilir misiniz?
STEPHANIE: Bikini stilistliği... İlgi alanlarımdan yalnızca biri.SORU: Fotomodellik yapmanız babanızı rahatsız ediyormuş... Doğru mu?...
STEPHANIE: İnanını her şey önceleri bambaşka başladı. Ta ki boy boy fotoğraflanm gazete ve dergilere malzeme oluncaya kadar. Bir de buna gerçek dışı haberler eklenince olay değişik boyutlar kazandı ve babamın şimşeklerini üzerime çektim.SORU: Marlene Dietrich, "Beni fotoğraflarım mahvetti." demişti. Yoksa sizde mi aynı fikri onunla paylaşıyorsunuz?
STEPHANIE: Belki, evet... Bir günde tam 50 fotoğraf benim için çok fazla.SORU: Basının karşısında olduğunuzu söyleyebilir miyiz?
STEPHANIE: Muhakkak, önce yanıma sokulup kibarca izin istiyorlar sonra da altına koydukları yazıyla konuyu saptırıyorlar.SORU: Bu olayların Monako’yu etkilediği muhakkak. Yalnızca sizin değil örneğin babanızın gayri meşru bir oğlu olduğu, Liz Taylor ile evleneceği hakkında haberler, basında çıktı. Bunlara karşı tepkileriniz nasıl oluyor, hiç dava açmayı düşündünüz mü?
STEPHANIE Babam büyük bir hoşgörü sahibidir. Şimdiye kadar dava açmayı aklının ucundan bile geçirmedi. Ancak her şeyin bir sınırı var.SORU: Siz ve kardeşleriniz genellikle ünlülerle birlikte oldunuz. Ağabeyiniz Gregory Peck'in kızı "Hanedan” dizisinin gözde oyuncularından Catherine Oxenberg ile, ablanız Roberto Rossellini ile, siz de Alain Delon ve Jean-Paul Belmondo’nun oğullarıyla beraber oldunuz. Arkadaşlannızı hep ünlü kesimden mi seçersiniz?
STEPHANIE: Bunun öncelikle bir rastlantı olduğunu söyleyebilirim. Tabii bunda bulunduğumuz çevrenin de etkisi büyük.
SORU: Arkadaşlarınızla birlikte olduğunuzda, örneğin romantik bir akşam yemeğinde, yanınızda korumalarınız olduğu halde yemek yemek pek hoş olmasa gerek?STEPHANIE: Koruma mı ne koruması, benim şahsıma ait korumam hiç olmadı.
SORU: Yani "Hiç korumam yok” demek mi istiyorsunuz?STEPHANIE: Geçici olarak belki, o da çevrem insanlar tarafından sarıldığı anlarda.
SORU: O halde saldırıya uğramaktan korkmuyorsunuz?STEPHANIE: Hayır, korkmam... Ama bazen ailemi de düşünmek zorundayım.
SORU: 1984 Ekim'inde başınızdan bir olay geçti. Bir kadın ve bir adam tarafından bir bodrum katında garajda sıkıştırıldınız...STEPHANIE: Evet, soğuk kanlılığımla olayı atlattım, Onlara, ”Ailemin bir cesede verecek parası yok." diyerek ellerinden kurtuldum.
SORU: Mauritius Adası'nda hem tatil yaptınız hem de gölgesi hiç eksik olmayan bir genç kızı oynadığınız video çekimlerinde rol aldınız. Gelecek için bu yönde bir planınız var mı?
STEPHANIE: Bir sinema oyuncusu olarak mı?SORU: Evet...
STEPHANIE: Şimdilik değil, ama gelecekte neden olmasın! Şu an hem şarkıcılık hem de oyunculuk benim için çok fazla.SORU: Hiç film teklifi aldınız mı?
STEPHANIE: Evet, hatta birçok senaryo bile okudum. Yönetmenler beni annemle bir kefeye koymak istiyorlar. Bense sinema oyunculuğu dersi almadan film çevirmek istemiyorum.SORU: Amerikalı modacı Richard Blackwell tarafından yapılan seçimde, 1985 yılının en kötü giyinen kadını arasında, Joan Collins ve Madonna'nın da önünde yer aldınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
STEPHANIE: Ben aynı fikirde değilim. Mücevherler içinde kaybolmuş cici hanımlar gibi giyinme yerine, daha rahat ve pratik olduğu için tişört ve blucinleri tercih ediyorum.SORU: Avrupalı öteki kraliyet aileleriyle görüşüyor musunuz?
STEPHANIE: Hayır, asla onlarla ilişkiye girmek istemem.SORU: Neden, size sıkıcı mı geliyorlar?
STEPHANIE: Evet, onlar gibi kraliyetin katı protokol kuralları arasında kaybolmak istemiyorum. Özellikle İngiliz Kraliyet Ailesi'ne acıyorum. Yaşamdan hiçbir şey beklemeden kurallara boyun eğiyorlar. Sıkıcı bir yaşantıları olmalı.Derleyen: Lokman Yavuz (Hey / 5 Temmuz 1986 / Sayı: 27)
Toplam 5295 mesaj bulundu
Şair arkadaşımız Sn. Osman Aslan
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN **
* Evrensel Sanatçılar * Grubu
Grup arkadaşımız Sn. Osman Aslan
<< DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >>
* Evrensel Sanatçılar *
DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
Toplam 13 mesaj bulundu