Bu akşam öyle derinden sardı ki yüreğimin sızısı bu kenti , yağmıyor yağmurlar dinmesin diye bu acı.Sanki hiç bitmeyecek bir ölüm bu yaşadığım.Yaşamak, ölürken dolu dolu bir hayatın içerisinde…Anlayamamak ve hissedememek böyle olsa gerek.
Yıllardan beri kendini çözmeye çalışan insanlar gördüm diyor köşedeki bakkal ne tuhaf.Ben hiç görmedim kendini tanımaya çalışan insanları.Umarım onun gözlemi doğrudur.Neyse işte bakkal sonuçta diye küçümsemiyorum çünkü ne çektiysem bu umursamaz halimden çektim.İnsanlar değerlidir bunu anlamalıyım artık.Hem ne saçma “bireylere değer vermem ama insanlığa aşığım” lafı.Olabilir mi acaba böyle bir şey.Kendinden başka hiç kimseyi sevmezken aşık olabilmek baya şanslı bir adam olduğumu gösteriyor sanırım.Umursamaz halim yanımdayken bilememe sebep olsa da kıymetini, yokluğu her anına aşık etti onunla geçen vakitlerin.Sevmek güzel şey hele ki bir çocuk gibi olunca.Bu yazdıklarım çöp olacak sonrada yok olup gidecek.Sen,sevgilim belki hiç okuyamayacaksın.Ne fark eder ki sen bilmesen de belki senden nefret ettiğimi düşünsen de ben bir daha seni istemeyecek olsam da yüreğim sadece senin için atmaya devam ediyor.Şikayetçi de değilim.Atmasına izin vermemim tek sebebisin. Sevgilim beni mutlu ettiğin kadar acını yüreğimde taşımakta doğal geliyor.
Saatlerce konuşurduk seninle , şu an yanımda olsan günlerce konuşurduk yetmezdi yine.Ama hayat işte , artık böyle aptal sayfalara yazıyorum yokluğunda.İnsanlar günlük diyor ama ben ‘sen defteri’ diyorum…
..