Yeliz Özlü - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Sıradan bir gündü..
Yani ben öyle sanıyordum.
Her günkü saatte dönmüştüm eve,
Alışkanlıklığımdır hemen müzik arşivime yönelir listemi oluştururum..
Sonrasında günlük hengamenin atlatılması girişimleri...
Hiç uğraşacak enerjim yoktu,dosyaları olduğu gibi attım media playera..
Önceleri farketmedim ama sonrasında beni konu aldıklarını anlamam uzun sürmedi...

Hicâz çarpıcı güftesiyle giriş yapmıştı;

‘Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Bir yer ki, sevenler, sevilenlerden haber yok
Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok
Bir yer ki, sevenler, sevilenlerden haber yok’

‘Bu kadar da karamsar olmamak gerek,abartma Hicazım’ derken..

‘Dil şâd olacak diye kaç yıl avuttu felek
Saçıma karlar yağmış, boşuna yaz beklemek
Ne bülbül dile geldi, ne de açtı bir çiçek
Saçıma karlar yağmış, boşuna yaz beklemek’

‘Sen benimle uğraşmaktan vazgeç,çabaların nafile’dediysem de devam etti...

‘Söyleyemem derdimi kimseye, dermân olmasın diye
İnleyen şu kalbimin sesini ağyâr duymasın diye
Sakladım gözyaşımı vefâsız o yâr görmesin diye
İnleyen şu kalbimin sesini ağyâr duymasın diye’

‘Yeter ama’diyip sıkça görüşemesek de gönlümde olan Muhayyerkürdî’ye yöneldim...

‘İnan ki ağlamadım, hüzünlüyüm sadece
Gözlerimdeki nemler, çiğ gibi yağar böyle her gece
Guz gunleri gibiyim, hiç bahar yaşamadım
Ya sevmeyi bilmedim yıllarca, ya sevince geç kaldım’

Demezmi...
Dostlarımla dostluklarımı gözden geçirmek için ciddiyetle dinlemeye koyuldum...
Segah ile pek geçinemeyiz eskiden beri ama O’nun da söz almasına izin verdim...

‘Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselli ile
Aah geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece
Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince
Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül
Aah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç’

‘Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül’sözlerini çekip alırsam belki barış imzalarız ama aramızda ki buzlar erimez’mesajını vererek eski dostum Uşşâk’a söz verdim..

‘Menekşe gözler hülyâlı
Bakışları çok mânâlı
Gönül yakıcı o gözler
Meğer ezelden sevdâlı’

‘Hadi canım sende,benden iyimi bileceksin,yok öyle bişi’deyip geçiştirdim ama susturmak ne mümkün...

‘Niçin baktın bana öyle?
Derdin nedir, durma söyle
Durgunsun sular gibi
İçli duygular gibi
Gözlerinde sevdâ var
Derin uykular gibi’

‘İlgilenmiyorum’dediğim an dostlarımdan Bûselik girdi muazzam ahengi ile...

‘Gözümde özleyiş, gönlümde acı
Alnımda sevdânın sıcak izi var
Bana benden yakın, benden yabancı
İçimde dolaşan, gezen biri var
Ne kapımı çalan garip postacı
Ne beni bekleyen, özleyen bir yâr
Bana benden yakın, benden yabancı
İçimde dolaşan, gezen biri var’

‘Acıtıyorsunuz ama,küserim size,benim eski dostum Nihâvend var o diyecek size benim söyleyemediklerimi...’

'Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben hâlime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime
Perde-i zulmet çekilmiş, korkarım ikbâlime
Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime'

Güvendiğim dağlara karlar yağdırma ne yapıyorsun..?
Nihâvend’im,yapma Allah aşkına..'
‘Ay gibi parlak gün gibi doğanım geliyor’dedim ve Hüzzamım...

‘Talihin elinden oyuncak oldum
Kader böyle imiş buymuş alın yazım
Zalim elinden sarardım soldum
Şimdi gönlü kırık yaralı kuşum’

Diyince..
Bir süre görüşmeme kararı aldım..
O günden beri dargınız çok sevdiğim dostlarımla...
Laf aramızda çok özlüyorum onları...


http://gruplar.Antoloji.Com/ucurumun-dibinde-gercekler