Aldous Huxley Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • şiir

    18.11.2007 - 23:11

    Şiir ne tuhaf şey; insanın içine giriyor parçası oluyor..

    Oya Baydar
    Sıcak Külleri Kaldı

  • erkek-kadın ilişkileri

    18.11.2007 - 23:09

    Kadın-erkek ilişkisi, aşk ilişkisi dokunmaktır, etin çekimi ve temastır herşeyden önce...

    Oya Baydar
    Sıcak Külleri Kaldı

  • kedi sevgisi

    29.07.2007 - 12:15

    Kedi çok ayrıcalıklı bir türdür. Onla iletişim kurmayı becerip, sevebilenler ile onlardan korkup, sevmeyenler arasında ince bir çizgi, ayrım vardır ve hatta kedilerden korkup, sevmeyenler bu ayrımın hayatları boyunca farkına varamazlar....

  • sigara

    29.07.2007 - 11:58

    Aslında her söndürdüğümüz sigara ile sigarayı bırakıp, her yeniden yakışımızla da sigaraya yeniden başlarız. Bir önceki sigaramız bir sonraki sigaramızın tek sebebidir. Bu geliştirdiğimiz bağımlılık tam ve tam anlamıyla aslında bir uyuşturucu madde bağımlılığıdır. İşte tam da bu sebeple sigara içme döngüsünü kendi isteğimizle kırmadığımız sürece, hayatımızın sonuna kadar ve hatta ölüme kadar sigara içeriz. Eğer herhangi bir rahatsızlık geçirmeyecek kadar şanslı isek tabi ki. Herhangi bir rahatsızlık gerçirmememiz ise mümkün değil aslında.

    Sigara içmekte olan insanların en şaşırtıcı özelliklerinden biri de, aslında hepsinin sigaradan kurtulmak istemesidir. Yeni bir hayatınız olsa sigaraya yeniden başlar mıydınız sorusuna, bu güne kadar tanıdığım tiryakilerin hiç biri evet demedi. Çocuklarınızın sigara içmesinden memnun olan tiryakiler de hiç yoktur.

    Yani bir an önce ne yapıyor olduğumuzun farkına varmalıyız. İnanmalısınız ki, sigarasız geçireceğimiz bir kaç haftalık zor süreç ve hatta sonrasında aldığımız kiloları vermek için göstereceğimiz çaba, sigarayı içmeye devam ederken gösterdiğimiz çabadan daha az enerji gerektirmektedir.Çünkü sigara bağımlılığının en kötü taraflarından biri, onu sürekli ve sürekli içerken, neyazık ki hayatımızı ne kadar da kötü etkilediğini, hayat standardımızı ne kadar da düşük seviyelere çektiğini farkedemeyişimizdir. Çünkü bir anda sonuç vermez, aksine onun bize verdiği zararları senelerce senelerce sonra fark edip hayıflanırız.

    Bir an önce farkedebilmek, farkedebildiğim bu durumu hayatıma geçirmek istiyorum... Sigarasız yaşam çok daha güzel olacak biliyorum.... :)))

  • sigara dumanı

    29.07.2007 - 11:40

    Sigara tiryakilerini bile rahatsız edebilme özelliği ile ünlenmiştir. Gözünüze kaçması durumunda, ağlıyormuşçasına gözlerinizi yaşartır ve acıtır. Ancak sigara tiryakisi olup da bırakmak durumunda kalan insanların, sigarayı hala içen insanların sigaralarının dumanlarına olan düşkünlüğü de oldukça dikkat çekicidir.

  • yalnızlık

    27.07.2007 - 17:53

    Yalnızlık hayatımızın her milimetre karesinde, tek başınayken de, kalabalıklar içindeyken de, sürekli sürekli bizde, içimizde olandır. Çünkü kimse tam da sizle birlikte ve siz gibi yaşayamaz ki yaşamını. Doğal bir süreçtir oysa, amma velakin kimse tarafından kabul edilmek istenmez, ötelenir çoğunlukla. Kendinin farkında olamayan insanlar, çok insanla daha az yalnız kaldığını sanarak kandırır kendini. Oysa ki, her anımızı sadece tek başımıza, yalnız yaşarız sürekli.

  • sevmek

    17.12.2006 - 22:37

    Insan,evren denilen butunun bir parcasidir,ki bu parca zaman ve mekanla sinirlandirilmistir.
    Insan kendini,dusunceleri ni,hislerini; bilincindeki yanilsamayla; butunden ayriymis gibi deneyimler.
    Bu yanilsama,bir hapishane gibidir; kisisel isteklerimizi kisitlar ve sevgimizi sadece cevremizdeki en yakin birkac kisiyle sinirlandirir.
    Yasam gorevimiz,sevgi cemberimizi genisleterek, tum yaratilani ve dogayi guzelligiyle kucaklayarak, kendimizi bu tutsakliktan/ hapishaneden kurtarmak olmalidir.
    Hickimse bunu butunuyle basaramaz,ancak bunu basarmak icin gosterilen caba,ozgurlugun ve icsel guvenligin bir parcasidir.

    Albert Einstein

  • Sevgilim

    17.12.2006 - 22:36

    ahhhhhhhhh mine-l aşk
    bana sevgili-m kelimesinin anlamını öğreten
    sen misin?

  • yalnızlık

    30.06.2006 - 13:12

    En büyük mutsuzluk yalnızlıktır. Bu o kadar doğrudur ki, en eksikiz avuntu olan din, seni hayal kırıklığına uğratmayacak bir arkadaş - Tanrı- bulmaktan başka bir şey değildir. Dua etmek, bir arkaşınla oldugun zaman yaptığın gibi, içini dökmektir. Çalışmak da dua etmek gibidir, çünkü en iyi anlamıyla seni kazıklamayacak bir şeyle ilgi kurmanı sağlar. Öyleyse hayatın bütün sorunu şudur: yalnızlıktan nasıl kurtulmalı, başkalarıyla nasıl ilişki kurmalı. İnanların sürekli olarak evliliğin, babalığın, dostluğun peşinde olmalarını böyle açıklayabiliriz. Çünkü bu ilişkiler mutluluğu sağlayabilir!

    Ama bir başkasıyka ilişki kurmanın yalnızlıktan neden daha iyi olduğu anlaşılmaz bir şeydir. Belki de bir hayaldir bu, çünkü insan, çoğu zaman, tek başına da pekala mutlu olabilir. İnsanın arada bir oturup iki kadeh atacağı bir içki arkadaşı olması, başkalarında aradığımız şey bizde olduğu sürece, hiç de kötü bir şey değildir. İşin anlaşılmayan yanı, neden kendi başımıza içip düşüncelere dalamayışımız, kendimizi neden ancak başkalarının aracılığı ile bulabilişimizdir.

    Yaşama Uğraşı/ Cesare Pavese

  • korku

    30.06.2006 - 12:52

    'Gizlice en çok korkulan şey hep gerçekleşir sonunda.
    Yazıyorum: Ey, Sen, acı.
    Peki sonra? Bütün gerekli olan, biraz cesaret. Acı ne kadar ortaya çıkar ve kesinleşirse, yaşam iç güdüsü o kadar ağır basıyor ve intihar düş,üncesi zayıflıyor.
    Kolay sanmıştım ilk düşündüğümde. Zayır kadınlar yapmıştı bu işi. Alçakgönüllülük istiyor, kendini beğenmişlik değil. Tiksiniyorum bütün bunlardan.
    Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.'

    Yaşama Uğraşı/Cesare Pavese

  • kör kuyu

    29.06.2006 - 22:31

    KÖR KUYUDA OLSAK BİLE...
    Günlerden bir gün köylerden birinde,adamın birinin eşeği kuyunun
    birine düşmüş. Niye, nasıl diye sormayın eşek bu.
    Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış anırmış Sesini duyan sahibigelip bakmış ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde inliyor. Üstelik yaralı.

    Adam hemen köylüleri yardıma çağırmış.
    Ne yapılabilecekleri hakkındaki konuşmalar havada kalmış. Sonunda kurtarmaya
    değmeyeceğine, kuyuyu toprakla örtmeye karar vermişler.
    Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine
    toprak atmaya başlamışlar. Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları
    her seferinde silkinerek dibe dökmüş. Ayaklarının altına aldığı toprak
    sayesinde
    biraz daha yükselmiş ve sonunda yukarı kadar çıkmış.
    Köylüler ağızları açık bakakalmış.
    Hayat bazen bizim de üzerimize yüklenir. Üstümüzü toztoprakla
    örtmeye çalışanlar çok olur. Bunların üstesinden
    sızlanarak
    değil,
    SİLKİNEREK geliriz.
    KÖR KUYUDA OLSAK BİLE...

  • bazen

    28.06.2006 - 00:53

    Bazen esiyorlar işte bir yerlerden
    Elimdeki her kitaptan
    Milyonlarca tını toplayıp deliriyorum...

    Bazen de esiyorlar bir yerlerden
    Yaşadığım her andan
    Milyonlarca haz toplayıp deliriyorum

    Bazen de işte esiyorlar ya biryerlerden
    Hİç bir şeye tınmayıp
    Kaskatı kesiliyorum

    Ahh bazen donuk, bazen güleç, bazen çatlak, bazen deli oluyorummmm

  • an

    28.06.2006 - 00:50

    Günleri değil, anları hatırlarız..

    Cesare Pavese / Yaşama Uğraşı

  • hayat

    28.06.2006 - 00:48

    Hayat yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır. Kendi gerçek durumumuzu gördüğümüz zaman bunun yazgımıza uyduğunu anlar, huzura kavuşuruz..

    Cesare Pavese / Yaşama Uğraşı

  • aşk

    28.06.2006 - 00:46

    Aşkla şiir arasında gizli bir bağ vardır; çünkü her ikisi de, kimle olursa olsun, konuşmak, anlaşmak, ona içini açmak isteğidir. Yerini başka bir şeyin alamayacağı dizginlenemez bir istektir bu. Şarap da buna benzeyen düzmece bir durum yaratır; gerçekten de, sarhoşların durmadan konuşmaları bunun bir kanıtı değil midir?

    Cesare Pavese/ Yaşama Uğraşı

  • hatırlamak

    28.06.2006 - 00:33

    Bir zamanlar Henry Miller diye bir yazarın kitabını okumuş idim. Kitabın adı “Hatırlamayı Hatırlamak” idi. Çok enteresan bir kitap değil di, öyle ki daha sonra bu yazara ait başka bir kitap okuma heyecanı bile hissedemedim. Kitabı okumaya başlarken kitabın adına dair (bence en ilginç tarafı kitabın adı idi çünkü) doneleri toplayabileceğimi sanıyordum. Kısa bir okuma serüveninin sonunda hiç de toplayamadığım donelerin kitabın en son birkaç sayfasına sıkışmış olduğunu gördüm. O zaman fark ettim ki, hatırlamayı hatırlamak gerçekten de doğru ve güzel bir bakış açısı ile çok da faydalı bir şey olabilir.

    Unuttuğumuz ne çok şey var farkında mısınız? Günlük hayatımız o kadar karmaşık ki, bu karmaşanın bize kendimizi unutturduğunu fark ettim en başta. Sonra düşündüm ben neleri hatırlamayı seviyorum, neleri unuttuğum için devinimlerim ruhuma, yüreğime ilişemiyor...

    Mesela güneşe bakmayı onu sevmeyi unutuyorum, gökyüzüne bakmayı, bulutları seyretmeyi,ayı, yıldızları unutuyorum, sokaktaki hayvanlarla sohbet etmeyi, onlara yemek vermeyi, onları sevmeyi unutuyorum, ağaçları sevmeyi unutuyorum gibi başladı, hatırlatmak istediklerim kendime. Buradan yola çıkarak insanlarımı hatırlamaya başladım. Onların var olduğu hali hatırlatmaya başladım kendime ki, işte bu en değerli hatırlayışlardan biri oluverdi.

    Öyleki onları hatırlamak ve bundan dolayı çoşmak, sevginin ta kendisiydi.......

    Selam olsun tüm hatırladıklarıma, doğru yanlış, iyi kötü, acı mutlu.........

  • hatırlamak

    28.06.2006 - 00:27

    Birden insanları da nesneleştirdiğimizi farkettim bunları yazarken. Ne acı.........

  • hatırlamak

    28.06.2006 - 00:25

    Nesneler bizde kalan anılarıyla kendilerini açıklarlar. Bir şeyi hatırlamak -yalnız o anda- onu ilk olarak görmek demektir.

    Cesare Pavese/Yaşama Uğraşı

    Çok fazla katıldım ve etkilendim bu açıklamadan. Hayatı kabullenişle o kadar alakalı ki bu durum, yaşadıklarımızı kabullenmekle, ve hatta yaşadılarımızdaki beni kabullenmekle...... Hoşuma gitmeyen nesneleri hayatımdan silmeyi tercih ederdim işte tam da bu sebepten bir zamanlar oysa... Her ne olursa olsun sığınacağımı bildiğim nesnelerim var artık. Hatırlamaktan her ne olursa olsun mutluluk duyabileceğim. Hamd olsun.......

  • be

    27.06.2006 - 15:59

    to be or not to be....

  • halil cibran

    27.06.2006 - 15:45

    Yalnızca içinizdeki iyilikten bahsedebilirim, kötülükten değil.
    Çünkü kötülük, kendi açlık ve susuzluğu içinde
    azap çeken iyilikten başka ne olabilir ki?
    Gerçekten de iyilik, acıktığında en karanlık mağaralarda bile
    yiyecek arar ve susadığında kirli, durgun sulardan bile içer.
    Siz, kendinizle bir olduğunuzda iyisiniz; bununla birlikte,
    kendinizle bir olmadığınızda, kötü değilsiniz.
    Çünkü parçalanmış bir aile eşkiyaların ini değildir;
    sadece parçalanmış bir ailedir.
    Ve dümensiz bir gemi, tehlikeli adalar arasında
    amaçsızca dolaşır durur, ama dibe batmaz.
    Siz, kendinizden bir şeyler vermeye çabaladığınızda iyisiniz;
    Kendiniz için bir kazanç sağlamaya çalıştığınızda ise, kötü değilsiniz.
    Çünkü, bir şey kazanmak için uğraştığınızda, toprağa tutunan
    ve onun göğsünde beslenen bir kök gibisiniz.
    Doğaldır ki, meyve köke 'Benim gibi, olgun,
    dolgun ve bol bol veren ol..' demez.
    Çünkü, almak nasıl kök için bir ihtiyaçsa,
    meyve için de vermek bir gereksinimdir.
    Konuşurken tamamen uyanıksanız, iyisiniz. Ama, diliniz
    anlamsızca kekelerken uyukluyorsanız, kötü değilsiniz;
    Ve sürçen bir konuşma bile, zayıf bir dili güçlendirebilir.
    Amacınıza doğru sağlam ve cesur adımlarla ilerlediğinizde iyisiniz;
    Fakat oraya topallıyarak gittiğinizde de, kötü değilsiniz.
    Çünkü topallayanlarınız bile geri gitmez.
    Fakat güçlü ve hızlı olanlarınız, incelik gösterin
    ve topal birinin yanında asla topalllamayın.
    Siz, sayısız konuda iyisiniz ve
    iyi olmadığınızda ise, kötü değilsiniz.
    Sadece oyalanıyor ve tembellik ediyorsunuz.
    Ne yazık ki, geyikler kaplumbağalara çevikliği öğretemiyor.
    İyiliğinizin, üstün beninize duyduğunuz özlemde saklı
    ve bu özlem herbirinizde mevcut.
    Ancak bazılarınızda bu özlem, yamaçların gizemini ve ormanın
    ezgilerini taşıyarak, büyük bir güçle denize doğru akan bir sel gibidir.
    Ve diğerlerinde ise, dönemeçlerle ve kavislerle yolunu kaybeden,
    kıyıya ulaşmadan önce oyalanıp duran durgun bir ırmağa benzer.
    Yine de özlemi fazla olanın, az olana 'Neden bu kadar yavaşsın,
    neden duraklıyorsun? ' demesine izin vermeyin.
    Çünkü gerçekten iyi olan, ne çıplak birine, `Neden elbisen yok? '
    diye sorar, ne de evsiz olana 'Evine ne oldu? ' der.'

    HALİL CİBRAN

  • adalet

    23.06.2006 - 17:08

    Bu dünyada adalet var mı diye sık sık sormaktayız kendimize? Son yaşadıklarıma göre yok demeliyim heralde..... İçim çok sıkkın.....

    Bir gün avukat bir arkadaş ile konuşurken bana 'Bu kurulan sistemden medet ummak zor tabi ki, adalet sistemi dünya üzerinde ki her ülkenin en büyük problemi, insan üretisi ne de olsa, ama ben ilahi adalete sonsuzca inanıyorum. Eden bulur mutlaka.' demişti.

    Gerçekten öyle mi ki?

  • kızım sana söylüyorum gelinim sen işit

    23.06.2006 - 16:55

    İmalardan hiç hoşlanmam. Bir derdin mi var benimle kardeşim, geç karşıma dobra dobra konuş, yoksa başkaları vasıtasıyla duyurdukların umurumda bile olmaz..........

  • çiğdem

    23.06.2006 - 16:50

    Çiğdem Pilavı diye bir parçası vardır İstanbul Blues Kumpanyası'nın. Bayılırım....

  • çekirdek

    23.06.2006 - 15:48

    Bi yemeğe başlayınca, sonunu getirene kadar bırakamadıgım birşey...

Toplam 256 mesaj bulundu