© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Onur Bilge Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
22 Şubat 2025 Cumartesi - 18:36:18
01.01.2024 - 22:33
Şaire arkadaşımız Bayan Onur Bilge
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN **
28.06.2023 - 09:14
KURBAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın
08.03.2022 - 20:43
Tebrik ederim.
28.11.2021 - 22:37
- Arkadaş Grubumdan - Bayan Onur Bilge
Bu hafta vizyona girecek olan * Semiray ve Define * adlı kitaplarınızı kutlar, size sanatsal
çalışmalarınızda sonsuz başarılar dilerim.
06.07.2020 - 15:30
sanatı ile yorumları ile çok beğendiğim şaire arkadaşıma ömür boyu sağlık mutluluk ve başarılar diliyorum.
29.03.2020 - 05:12
yıllardır sizin ece ayhan'ın mor külhani şiirin altında yazdığınız tercümeyi yakın çevreme anlatırım. ece ayhan'ı çok seven birisi olarak yazdığınız o harika yorumlama için çok teşekkür ediyorum.
12.01.2017 - 13:04
Çok sevdiğim, bir çok yerde okuduğum zaman, olumlu ve güzel tepkiler aldığım, dün de günün şiiri seçilen 'Kalakaldım' adlı şiirime eklediğiniz yorum çok güzeldi, çok memnun oldum. teşekkür eder, mutlu ve başarılı güzel günler dilerim.
12.01.2016 - 21:48
Günün şiirine yazdığınız yorum ne kadar güzel... Okumak, aynı duyguları paylaştığımı hissetmek ne güzeldi. Şiirde olduğu kadar, her konuda yazdıklarınız çok güzel. Gönülden kutluyorum. İnanın şiirden çok sizin yorumunuz ilgimi çekti. Selam ve sevgiler...
BULUN BENİ
Saymadım, kaç kış, kaç bahar yaşadım bu gezegende… Bilmem kaçıncı kez tadışım bahar ve ilkyaz meyvelerini… Her turfandayı ağzıma ilk alışımda kahkaha atmaya alıştırılmışım, içimden gelse de gelmese de… Yalandan, hatta zoraki olsa da… Gelen mevsim yüzümü güldürsün, bir yıl sonra aynı tadı almak tekrar nasip olsun diye… Sonra dua etmeye… Bir yıl daha ömür verildi, tekrarı nasip oldu diye hamd etmeye…
Monotonlaşan hayatın birbirini izleyen mevsimleri… İlkbahar, yaz, sonbahar… Sanki uzak gibi sona konduğundan… Son olarak adlandırıldığından… Sona yaklaşma duygusu verdiğinden… Bir şeylerin sona erdiğinin altını çizdiğinden… Sona yaklaşıldığını fark ettirdiğinden… Ilıklığın ve sıcaklığın soğuyuşuyla soğukluk hissettirdiğinden… Sararan ve savrulan yaprakları toprağa karışırken ölümü anımsattığından… Yattığımızda yastığımızın altında, kalktığımızda tam karşımızda olan, en yakınlarımızı alıp götüren, bize hiç gelmeyecekmiş gibi gelen, çok uzaklarda sandığımız ölümü…
Kim bilir, belki son tadışım mevsim meyvelerini… Belki son defa ezerek gezeceğim şehrin kaldırımlarına serilen kuru yaprakları… Son kez üşütecek serin esen yel… Yüzüme vurup koynuma dolacak, teklifsiz. Ürpereceğim.
Belki de son göreceğim kar olacak, çatılarda dağlarda seyrettiğim. Görüp göreceğim son kış olacak belki. Penceremden dışarıya bakarken duygulanacağım, her zamanki gibi… Yalnızlığımı duyacağım fısıl fısıl… Kimsesizliğimi… Garipliğimi… İçleneceğim.
Şiirler arayacağım gece yarıları… Duygularıma eş duygularda gezinmek isteyeceğim. Hislerime yoldaş şairlerin yazdığı… Okuyup okuyup unuttuğum şiirlere karışıp gideceğini bile bile sakin sakin seslendireceğim. Sesim bildik, sözler yabancı, hisler aynı hisler aşağı yukarı… Hep o bildik romantizm, her seferinde yeniden hissettiğim, yine de hep hissetmek istediğim… Her defasında ilk kez tadıyormuşum gibi turfandaların tadını…
Ben ilkbahar çocuğuyum. Hayatın yenilendiği zamanların yeni fidesi… Baştan çıkaran Nisanın ilk hanımının beşinci bebesi… Yaşamın en kışkırtıcı çağının kızı… Kavurucu yaza yakın olsam da ne kadar uzağım serin, rüzgârlı ve yağışlı zamanlara… Hele kış… Ne kadar uzak, ne çok yalan bana!
Hep platonik takıldım ben. “Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli… Alıştım hasretine, gel desen gelemem ki! ” beynime işlemiş bir kere…
Ah aşk! Ağaca, kuşa, çiçeğe, böceğe… Dağa, taşa kayaya… Anaya babaya, kardeşe, arkadaşa… Ah aşk! Bilip de bilmezlikten gelen sevgiliye.. Aşk! Allah’a, Resul’üne, Pirine… El veren, eli öpülesi öğretmenine, eğitmenine… Kılavuza, dergâha, ehvana… Aynı kaba kaşık daldırılan kardeşlere… Yer sofrasındaki sininin ortasında duran, dumanı üstünde bereketli çorbaya… Cennet bahçelerinin hoş kokulu sohbetlerine… Halkaların ritmik hareketlerine…
Babamdan öğrenmiştim romantizmi, sevgiyi, aşkı… Udunu eline alıp: “Dertli dertli vurdum sazın teline…” diye başlayarak aşağı yukarı her gün anneme yaptığı serenatlardan… Nutuklaştırdığı halde bıkkınlık vermeyen konuşmalarından… Aile bireylerine yüreğiyle dokunuşlarından…
Şiiri de ondan öğrenmiştim. Yedilik hece veznini… Yedi yaşına yeni girmiştim. Parmaklarımla sayarak söylemeyi… Sonra itinayla süslü defterlere yazmayı… Şiire o zamanlar sevdalanmıştım. Takvim yapraklarından Ümit Yaşar’ın şiirlerinin en can alıcı yerlerini hecelerken… Şiirlerde gecelerken… “Dahası yok mu bunların? Tamamı nerde? ” diye kıvranırken… Topu topu üç beş kitapçı… Yalnız birinde bulunurdu Varlık Dergisi. Samanlı kâğıda basılı, üç beş yaprak… Tadımlık… İçinde resim namına bir iki klişe baskı… O hoş mürekkep kokusu…
Yokluğu başkalarından duydum, dinledim. Babamı, parası olsa da olmasa da tükenmez bir servetin tek sahibi bildim. Hiçbirimizi yokluk psikolojisi içine sokup, bunalıma sürüklemedi… Dağ gibi arkamızda durdu, kaya gibi sırtımızı dayadık, sayesinde hiç çaresizlik hissetmedik, eğilmedik bükülmedik, onun gibi dimdik durmayı öğrendik ve öyle şekillendik.
”Tatmadığım zevk kalmadı dünyada…” diye şarkılar söyleyen Zeki Müren’in sesiyle doldu kulaklarımız. Her sabah oyun havalarıyla güne başlatan, yayın bitinceye kadar asla kapanmayan radyolarımız vardı bizim. Öğle yemeklerini yemek müzikleriyle yedirten, kendisini her an ilgiyle dinleten…
Tatmadığım ne kaldı ki şu sahtekâr dünyada! Merak ettiğim, yaşamak istediğim ne var? Neden cama vuran ilk damlalarla hislenirim? “Yağmurun sesine bak! Aşka davet ediyor...” dediği için mi şarkılar? O ilk damlalar dokundukça burcu burcu toprak kokusu yükselir ya… Hani bakterilerden derler, hani azot miktarı arttığından… Her nedense ne çok hoşumuza gider ya… Derin derin nefes almaya, ciğerlerimize doldurmaya başlar, bundan acayip haz alırız.
Yağmur başka yağar Antalya’ya… Kırk ikindi yağmurlarında çok ıslandım ben. Onun için olsa gerek hiç dinmedi gözümde yaş. Toroslar baharda başlardı ağlamaya… Ovayı düzü sele verirdi! Sonra hırsını alırdı da diniverirdi. Bende hiç dinmedi, dineceği yok.
Kar yağmaz bizim buralara. Yani aşağılara… Güney ılık, sıcak, kurak… Kar iç kesimlere yağar. Dağlara, uzak uzak yerlere… Doğuya en çok… Kar bu beldede saçlara yağar… Şakaklara, perçemlere ve zaman zaman yüreklere… O zamanlar sevgisizlikten kırağı tutar gönüllerimiz. İliklerimize kadar donarız.
Ben Akdeniz’in yanık tenli, kavruk yürekli kızı… Torosların nazlı çiçeği, yaban gülü… Acımasız dikenler arasında biten, şiir şiir çiçek açan… İnsanlardan, insanların şerrinden kaçan… Anılarda yeşermişim, öykülere gizlenmişim.
Beni kentimin sokaklarında aramayın. Bilmeyin adresimi, yerimi… İzimi aramayın, sormayın boşuna. Ben masallarla büyüdüm, masal oldum. Yazdıklarımın arkasına saklandım. BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ’nin içine… Şiirlerime gizlendim. Paramparça oldum ve dağıldım. Her birinde bir parçam saklı… Bulun ve birleştirin! “Önüm arkam, sağım solum sobe! .. Saklanmayan ebe! ..” diyerek koyulun okumaya! Yeni başladık bu oyuna. Haydi, gizlendiğim yerden çıkmadan, sizi sobelemeden bulun beni!
Onur BİLGE
18.06.2014 - 03:50
ANTOLOJİDE GÜNÜN ŞİİRİ SEÇİLEN ONUR BİLGEYİ CANDAN KUTLARIM....
Antolojide günün şiiri seçilen Bilseydin adlı çalışmanızı ve sizi canı gönülden kutlarım.Yüreğinize sağlık başarılı çalışmalarınızı okumaktan mutluyum şiiriniz için sizi tekrar canı gönülden kutlarım. Başarınız daim olsun tebrikler. Saygı ve sevgilerimle.
26.01.2012 - 15:56
Sn Bile bir çok nadir halleriniz ve mümtaz kişiliğiniz yanında; bir de nüktedan bir kişilik görmek nasıl sevindirdi bizleri bilemezsiniz.
Günün şiirine yaptığınız yorumda ayne şöyle yazmışsınız:
'Allah muktedirdir. Her şeye kadirdir. Ne mutlu size! Geç olsa da anlamışsınız. Mezarlığa park etmeden önce farkı fark etmişsiniz. Umarım imanınızı kurtarabilmişsinizdir. Hava nasıl oralarda? Yanıyor musunuz, donuyor musunuz? Asayiş berkemal mi'
Eksikleri varsa mazur görün lütfen, önce sorunuza havadan başlayacak olursam, Allah muhafaza Antalya'nın yakıcı, kavurucu sıcağını düşünürsek bizim buraların havası oldukça mutedil geçer bilirsiniz.
Ne kış mevsiminde çok soğuk; ne de, yazın Antalya kadar sıcak olur.
Evet Allah her şeye kadir ben bu yüzden yüce yaradanın soluğunu kalbimde hissederim hep
Bizim oralarda bir söz vardır her geleni hızır kabul edip kapını açık bırakacaksın.
Sizce ben hidayete ermiş miyim midir?
Allah sizi de hidayete ermeyi nasip etsin canım, bana bu yazıyı yazdırmaya sebep olan bu dahiyane bilge sözleriniz için minnettarım.
Sahi sizin şairliğiniz de vardı. değil mi?
Cümleleriniz çok şiirseldi; bağışlayın çok oldu görüşmeyeli.
Herkesin anlayacağı bir dilde yani.Tevazunuza hayranım...Yazınızın altındaki soruya umarım herkes cevap verir de bu günkü hava raporu sayenizde tarafımızdan saptanmış olur canım.
Asayiş derseniz berkemal berkemal.
Burası avuç içi kadar bir yer herkesin kimliği belli; kuş uçurtmuyorlar Allahın izniyle... Baki selamlar Onurcuğum
17.09.2011 - 12:37
Selam sevgili Onur,
hastalığınızı duydum acil şifalar diliyor, iyi gelecekse en kalbi sevgilerimi gönderiyorum geçmiş olsun...
23.04.2011 - 00:33
NİLGÜN KURT GÖZÜYLE ONUR BİLGE
Bir insan kaç kişilikte olur? Bir veya iki, bilemedin üç... Dahası var mıdır? Eğer Onur BİLGE ise konu, evet çok yönlü bir kişiliği vardır.
Birinci kişiliği DİNDARLIĞIDIR. Yazı ve şiirlerinde bunu açıkça görebiliriz. Allah dostudur. Asla taviz vermeyeceği tek konu bu olsa gerek.
İkinci kişiliği yazarlığıdır. Öğretmen çocuğu oluşundan mıdır bilinmez ama çok okuduğunu anlarız yazılarından.
Üçüncü kişiliği şairliğidir. Aşk, dini ve sosyal yaşamla ilgili şiirlerinin kimisi serbest kimisi ölçülüdür. Çevresine olan duyarlılığı hissedilir şiirlerinde. Örneğin bir 'AĞIT' şiiri… Dinlediği gerçek yaşam öyküsüne kendini öyle bir kaptırmış, o acıyı içinde hissetmiştir ki, karşımıza AĞIT gibi bir eser çıkmıştır.
Özellikle aşk konulu şiirlerini okurken insan, kaybolur içinde ve bu yüreği merak eder. Tanımak ister, bilir ki bu dizeleri yazan şairin yüreği AŞK diye atandır.
Her bir şiirinin hikâyesi olduğunu hissetmişimdir. Bu denli içten yazılan şiir ne kurgu olabilir ne de bir başkasının duygusu... Şiirlerinin bir özelliği de ilham verişidir. Örneğin 'ÇEŞMNEDA' şiirini okuduktan sonra, 'Sende Yâr olmak' adlı çok sevdiğim şiirimi yazdım.
Dördüncü kişiliği öykü yazarlığıdır. Öykülerinde de konu aynı. Din, aile hayatı, sevgi saygı ve aşk... Özellikle günümüzde dağılan yuvaları göz önüne alırsak, Onur BİLGE'nin öykülerinin ne denli önemli olduğunu fark ederiz. Bu öyküler; kadın, erkek ve çocuklar tarafından okunmalı, bir ders gibi.
Ve hastalık derecesindeki titizliği... Bu nedenle psikolojik öykü yazdığını da söyleyebiliriz.
Beşinci kişiliği eleştirmenliğidir. Türkçeyi yerinde, hakkını vererek kullanan biri olarak, okuduklarını eleştirir, gereken uyarıları yapmaktan çekinmez. Bunda öğreticilik özelliğinin de tesiri vardır. Her ne kadar yazar ve şairlerce 'ACIMASIZ' diye nitelense de, ben öyle düşünmedim hiç. Eleştirilerini, çevresini bir mum gibi aydınlatmak olarak gördüm.
Doğruyu göstermek için çabaladığını, hatta bunu göstermezse KUL HAKKINA gireceğini düşündüğünü bile hissettim zaman zaman.
Altıncı kişiliği ressamlığıdır. O bir portre ressamıdır. Ela gözleriyle şiir şiir bakarken, elleriyle resmeder gördüğünü.
Yedinci kişiliği tasavvuf dünyasıdır. Her bir olay onu tefekküre gönderir. Düşünmeden edemez, bir çiçekte, bir böcekte, her ne görse Yaratan'ı arar. Yok eder, kendini kaybeder, dünya onun için, kirli bir mendildir adeta.
Sekizinci kişiliği, şiirin özüne, özünden gözüne girebilmesidir. Her metnin adeta röntgenini çeker, kemiğine, iliğine iner. En kapalı anlatımları dize dize açıklama yeteneğine sahiptir. Şairin o şiiri yazdığı ana gider, onunla telepatik bir bağ kurar, sadece şiirin anlamından söz etmekle kalmaz, ruhi çözümlemeler yapmaya başlar.
Dokuzuncu özelliği, münzevi hayatıdır. Dört duvar arasında, ayrı bir dünya kurmuş kendine. Bilinmez nedeni asla. Ne bir edebiyat etkinliğinde bulunur ne bir davete katılır. Bir garip Onur Bilge... Katılmasa da her etkinlikte onu yanı başımda hissetmişimdir. Mutlaka sözü geçer. Ya bir şiirinden ya bir hikâyesinden konu açılır ya da eleştirileri gündeme gelir. Bu nedenle o hep aramızdadır. Kaç şair bedeni gitmeden bir yerlere gidebilir? Onur BİLGE, cismi ile değil yazdıklarıyla yürür.
Bir ay içinde on şiiri, tarafımdan slayt haline getirilmiş, youtube, facebook ve izlesene com. da yayınlanmıştır.
İlk 'Tabut Çivisi' şiiriyle tanıdım Onur BİLGE'yi. Yıl 2009... O gün bu gündür, şiirlerini ve hikâyelerini takip ederim. Henüz tamamlamadığı, şu an devam ettiği BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ'nin, her birinden ya bir ayet ya da bir hadis gizlidir ve ayrı bir ders niteliğindedir. Kabuğu kırılmamış bir cevizdir o...
Patlamaya ramak kalmış, Antalya'da yaşayan yazar ve şairdir o. Şiir ve yazılarına ulaşabildiğiniz oranında zıttır kendisine ulaşmanız. Esrarengizdir o ve kendisine çok yakışır gizemli olmak. Ne kadar zarf atarsanız atın, asla ulaşılmazdır o...
Şiirlerine video hazırlamaktan zevk aldığımdır o... CİSMİNİ GÖRMESEM DE DOSTUM, CANDOSTUMDUR O! ..
29.07.2010 - 23:05
Ablam keyfin yok galiba,bir selam bile gelmiyor artık.Özlettiriyorsun kendini.Allah'a emanet ol.
29.05.2010 - 12:03
İhtirasa varan tutkular temalı iki şiirin birinci bölümü tanrıya, ikincisi kula yönelik gözüküyor. Motiflerin vurguları ustaca işlenmiş. Yaşama ihtiyatlı bakışımı çağıştıran şairimizi kutlar, başarılar dilerim. Saygılarımla.
19.04.2010 - 05:10
Sevgili arkadaşım@@__@_@@Onur:
_____________@__@@_____@
____________@@_@__@[email protected]ünaydın!
___________@@@_____@@___@@@@@
__________@@@@______@@_@____@@...Günaydın sen için!
_________@@@@_______@@______@_@
_________@@@@_______@_______@
_________@@@@@_____@_______@
__________@@@@@____@______@
___________@@@@@@@______@.
__@@@_________@@@@@_@
@@@@@@@________@@
_@@@@@@@_______@
__@@@@@@_______@@
___@@_____@_____@____
____@______@____@_____@_@@
_______@@@@_@__@@_@_@@@@@
_____@@@@@@_@_@@__@@@@@@@
____@@@@@@@__@@______@@@@@
____@@@@@_____@_________@@@
____@@_________@__________@
_____@_________@
[email protected]ılarımla,
____________@_@
_____________@@_@
______________@_@........§§ Gülüm Macit §§
[email protected], 18. Nisan. 2010.
_____________@Arjantin Saat: 23:09
_____________@Türkiye Saat: 05:09
______________@(Pazartesi, 19. Nisan. 2010)
______________@
17.04.2009 - 19:30
*****************************************************************
*ANADOLU, İÇİNDE KIYMETLİ İNSANLAR BARINDIRIR*
*ALNI AÇIK,MERT, ADAM GİBİ ADAMDIR ONLAR.******
*ANADOLU İNSANI SİZSİNİZ.... SİZ DOSTSUNUZ********
***********ANADOLU İNSANI GRUBU***********************
16.03.2009 - 19:54
Güzelliklere vesile olan güzel bi insan.Sevgiler...
22.02.2009 - 12:39
.
ONU
ANTOLOJİ'DE GEZİNDİĞİM İLK GÜN TANIDIM...
O DA YENİ KAYDOLMUŞTU...
DİYORDU Kİ:'ACABA NE YAPMALI? ..DÜNYA FÂNİ VE ÖMÜRDE BİTİYOR...'
YILLAR YILLAR...HEP TAKİP ETTİM ONU UZAKTAN...
VE O,HEP RIZÂ-İ İLÂHİ İÇİN ÇABA SARFETTİ; ŞÂHİDİM...
.
RABBİM ONDAN VE MİSLİNDEN RÂZI OLSUN...
.
ONUR BİLGE...SEN İYİ BİRİSİN KARDEŞİM...
.
SAYGILARIMLA...VESSELAM
14.12.2008 - 12:45
O, 'nurlu' şiirlerin şairi.. tanıdığım en güzel, en güçlü şairlerden biri..
03.11.2008 - 09:44
O bir nur yürekli candır,,hem vatan aşığı,hem de Hakk aşığı,,,O,,Bilginler Nebilerin Varisleridir,,,grup üyesidir,sever sevilir,güler güldürür, hep gül inşallah,
,dilerim Rabb'imden her gelen günün geçen günlerden güzel olsun,sağlık sıhat mutlu ve huzurlu bir gelecek diliyorum sana,iyiki varsın
herşey gönlünce olsun,
Aşkını Gördüm Allah'ım
Bereketli yağmurun damlasında,
Doğan güneşin parlak ışığında,
Akan suların kaynak akışında,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım!
Cıvıl cıvıl öten kuşun sesinde,
Dalga dalga denizin mavisinde,
Kumların toprakların tanesinde,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Ezanlarda,hutbelerde,göklerde,
Yıldızlarda,dolunayda,yerlerde,
Kandillerde,yasinde,hamimlerde,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Hem fatihayı okuyan dillerde,
İhlâsta,dualarda,zamirlerde,
Yoksulda,fakirlerde,zenginlerde,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
İsmini anan,hem alim kulunda,
Senin Resül'ün mübarek huyunda,
Bu kâinatın sağında solunda,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! .
Gördüm aşkını,hem adını gördüm,
Baki olduğunu,varlığını gördüm,
Affını ve mağfiretini gördüm,
Senin o aşkını gördüm Allah'ım! ....
Fatma Alageyik
30.08.2008 - 15:33
sen benim kapalı gözlerimi açtın,seninde her zaman yolun açık olsun güzel insan
12.08.2008 - 01:48
Hergün mesaj kutumda güzel bir şiiriyle yerini alan şair...Kendisine teşekkürler...
04.08.2008 - 12:16
Gözlerinden hüzünle dökülen yaşlara dokunup masumluğunu tadabilmek.
Ya da
Üstünde parmağının ucuyla ismimi yazdığın penceredeki ölümlü bir buğu olmaktı arzumda
Bir çocuğun göstererek masum ağlayışlarını anlaman için dua etmek
Ya da
O aslında sendeyken yitirdiğim çocukluğum ve seninle bulduğum kendimde diyebilmek arzumdu
Elindeki gülün dikeni olmakta varmış meğer
Başında kör kar tanesi
Ya da yedi tepenin ardına saklanan bir güneş gibi duygularımı senden saklamakta varmış sevgilim... sevdiğim değerli arkadaşıma[[[
01.08.2008 - 07:40
Onda kelam onda selam!
Nurdan kalem yazı ilham!
Ulaşılmaz zirve meram,
Rabbim O nur benim duam!
Huzur ve saadetle kalınız efendim.
A.Ş.
Toplam 39 mesaj bulundu