Ömer Tolgay - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Ömer Tolgay 1982 yılında Üsküdar Kurban Nasuh Baba Camii İmam Hatibi olarak başlamış olduğu meslek hayatı 1985-1988 arası Üsküdar Toygar Hamza Camii, 1988-1996'da da Ümraniye Sahra-yı Kebir Camii'nde ilmî ve akademik çalışmalarıyla birlikte devam ederken 1987 itibarıyla Üsküdar İmam-Hatip Lisesi'nde başlayan resmî okullarda ders verme süreci de 1996'da, bu okulun erkek şubesi olarak 90'larin başlarında açılmış bulunan ve ek derse gittiği Esatpaşa İ.H.L.'nde Milii Eğitim Bakanlığı kadrosuna geçmesi suretiyle devam etti. 1998-2013 arasında da Bağcılar (Kirazlı) Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulunda dkab öğretmenliği yaparak, şu an hepsi belli mevkilerdeki binlerce öğrencisine emek verdi. 2013 yılı başından beri Hayreddin Karaman Kız İ.H.L'nde görev yapmakta. Ekseriya ilgili öğrencileriyle birlikte Yeditepemiz ve Gülbahçesi süreli/süresiz yayın ve gezi etkinliklerini de sürdürüyor.
Prof.Dr. Bekir Karlığa yönetiminde 1990'da tamamladığı Netâyic el-Fünûn ve XVI. Y.Y. Türk Düşüncesi başlıklı Y.L. tezinin geliştirilmiş şekli (İlimlerin Özü) ve Mustafa Rahmi'nin Küçük Felsefe Tarihi adlı eserine yaptığı sadeleştirme 1995 yılında İnsan Yayınları'nca yayımlandı. Son savunmasını yapamadığı "Kâtip Çelebi ve Tarih Felsefesi" konulu Doktora teziyle ilgili ve dolaylı araştırmaları ve yayımlanmamış çalışmalarıyla birlikte bazı dergilerde yayımlanmış makaleleri ve ayrıca Türk Sanat ve Tasavvuf Musikisi alanlarında tanburî bestekâr, güftekar ve icracı olarak cemiyet çalışmalarına katılıyor. Nesre daha ya(t)kın olmakla birlikte (başta cevher ekibi öğrencileri ve Merhum Asım Gültekin gibi) hatırnaz ve kadirşinas dostlarının ısrarları üzerine şiir ve beste çalışmalarına yönelme cür'etinde bulunduğunu söyler. İyi bir şiir okuruyken yazmaya da yönelişini şöyle açıklar:
"Hani hep derdim ya ben, şair degilsem de iyi şiirden anlarım anlamında, baklava yapmayı bilmem ama iyi baklavadan anlarım, diye... Samimiyim, ilk zamanlarda sırf süslü nesir gibi birşeyleri şiir diye satanlara ve millete onları şiirmiş gibi yutturup gerçek şiiri görmelerine mani olanlara gıcık olduğumdan. Zira çok popüler oluyorlar, iyi reklam yapıyorlar. Tabii sonra sonra benimkiler bir şeye benzemeye başladı. Hâlâ da arıyorum". Bu bâbın önüne açılışıyla biriken şiirlerini Antoloji.com yanında Kalplerin Yamaçları, Bir Mahur Huzur'dan Pandemi'ye, İmza ve Mühür adlı kitaplarıyla da yayınladı. İmza adlı eserinde şiirlerinin yanısıra öykü, biyografi, anı vb. türlerde mensur çalışmalarından da birer örneğe yer verdi. Eserlerini konularına göre tasnif ederek değil kronolojik sıralamaktaki amacını öz evriminin seyrini itiraf diye açıklar. Çünkü yaşamın beşikten mezara bir okul, insanın toplumsal konumu ve rolü ne olursa olsun bu okulun sürekli bir öğrencisi olduğunu düşünür.
Ve besteler. Merhum Asım Gültekin hocanın sipariş ettiği M.Akif İnan şiirleriyle onun hatırı için başladı, şair dostlarına, öğrencilerine ve kendine ait şiirlere biçtiği kaftanlarla devam ediyor.