Karanlık bir cehalet döneminin hemen ardından gözlerini açtığı ve dünyanın yuvarlak olduğunun çok önceden kanıtlandığı, insanların hala içten ve hala nankör olabildiğinin herkesce bilindiği, şimdilerde aşık olduğu İstanbul'a güneşin yatay vurduğu bir sonbaharın son demlerinde bir Kasım ayı sabahına denk düşüyordu ilk hıçkırıkları...
Uzun yıllarını boşluğa verdikten sonra, bir ağaçtan düşme yada trafik kazasında başına darbe almaksızın aklını başına almasına mukabil doğru yolu bulduğuna inanan bir aciz kul olmaktan başka bir şey değildi aslında...
Orta yaşlara merdiven dayadığını, hatta basamaklarda üçbeş adım attığını kabul etmeyip hala genç olduğuna inanmakta ve arkadaşlarınca bol bol yüzüne vurulmaktadır bu durumu...
Doğduğu yer olan anne kucağında gömülmektir sonsuzluğa son isteği...
Karanlık bir cehalet döneminin hemen ardından gözlerini açtığı ve dünyanın yuvarlak olduğunun çok önceden kanıtlandığı, insanların hala içten ve hala nankör olabildiğinin herkesce bilindiği, şimdilerde aşık olduğu İstanbul'a güneşin yatay vurduğu bir sonbaharın son demlerinde bir Kasım ayı sabahına denk düşüyordu ilk hıçkırıkları...
Uzun yıllarını boşluğa verdikten sonra, bir ağaçtan düşme yada trafik kazasında başına darbe almaksızın aklını başına almasına mukabil doğru yolu bulduğuna inanan bir aciz kul olmaktan başka bir şey değildi aslında...
Orta yaşlara merdiven dayadığını, hatta basamaklarda üçbeş adım attığını kabul etmeyip hala genç olduğuna inanmakta ve arkadaşlarınca bol bol yüzüne vurulmaktadır bu durumu...
Doğduğu yer olan anne kucağında gömülmektir sonsuzluğa son isteği...
Ömer Hasanusta